Sevgili çocuklar Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in bir kedisi olduğunu biliyor muydunuz? Hz. Muhammed (S.A.V), Uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmenıesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Ve seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş. Allah (c.c) Resulü Hz. Muhammed (S.A.V), o kediyi sahiplenerek adını "Müezza" (izzet veren, şereflendiren) koymuştur. Bu yüzden kedi beslemek Sünnettir.

19. yy.da yaşayan iki Çerkes kadınının hatıralarının bir kısmından esinlenerek ama gerçeklerden uzaklaşmadan yazıldı “Kutsal Ay’ın Kızları.” Biri üç nesildir İstanbul’da yaşayan, saraya yakın bir Çerkes ailesinin daha iyi bir istikbal için akrabalık bağları bulunan Aşub-i Can Kadınefendi’nin himayesine verilen kızı Ruhsar Hanım. Diğeri, on bir yaşında kaçırılarak köleleştirilmek istenen, ama Ruhsar Hanım tarafından kurtarılarak onun manevi evladı olarak yetişerek, büyük bir servet ve itibara kavuşan Dışehan

Ey İnsanoğlu Sen Kimsin? Bu güzel eserin yazarı sayın ;Hacı SAĞLAM bu eseri ile ilğili şöyle diyor“Biz insanlar, ısrarla hep birbirimize birşeyler anlatmaya çalışırız. Karşımızdakine bunun önemli birşey olduğunu ve bunu görmesinin gerektiğini bahsederiz. Yani biz karşımızdakini önemsiyoruz ve karşımızdakinden de bizi önemsemesini istiyoruz. Ancak insanlık hadiselerin bütününü göremiyor. Burada bir sorunla karşı karşıya kalıyor. Bize hidayet kaynağı, rehber olarak gönderilen Kur-an'ı kerim'de çokça bahsed

Dünya iletişim tarihinde son 20 yılda yaşanan değişim,dönüşüm ve gelişim hiçbir dönemde yaşanmamıştır. Yontma taş devrinden cilalı taş devrine 10.000 yılda geçtiği düşünülürse günümüz hızının gücünü göstermek zor olmayacaktır. Günümüz orta yaş grubu 5 teknolojik devrimi bir anda yaşamıştır. Fakat bu hızlı değişime ayak uydurmakta zorlanmadıklarını rahatlıkla gözlemliyoruz. Bunun en önemli sebebinin kullanımdaki ve uygulamada ki kolaylıklardan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Özellikle sosyal medyanın gençle

2015 yılı Eylül ayında Yusuf Cinal ile ‘Gurbette Otuz Yıl’ temalı bir söyleşi düzenlemiştim. Güzel bir sonbahar akşamında, Adapazarı Sait Tanış Kültür Merkezi bahçesinde söyleşinin moderötörü olarak ben de, bahçede ve TV başında programı izleyenler de bir şeyi fark ettik: Çok renkli ve zengin bir hayatı olan Avrupa Birliği ve NATO’nun merkezi Brüksel’de 30 yıl Sabah’ın, Tercüman’nın Hürriyet’in temsilciliğini üstlenen, gurbet hayatı boyunca Belçika Türklüğüne öncülük eden, devletimize ve milletimize değerli

Mevlüde öncü Temizsoy 50 yıllık hemşire ve ebe olarak çalıştı,kendisi tam bir meslek aşığı ve tam bir hizmet aşığı bir insandır. Halka hizmet Hakka hizmettir ilkesi ile yıllarca bu işe gönül vermiştir.Türkiyemizde bir ebe-hemşire olarak binlerce bebeğin dünyaya gelmesine vesile olmuştur. Mevlüde hemşire aslen Kayseride doğmuş olup yıllardır hizmet verdiği Nevşehir de ikamet etmektedir. Bu güzel eserinde yaşadıklarını sanatkarhane bir şekilde şiirlere dökmüştür, bu kitabı okuyan yaşanmışlıkları ve anadoluy

“Ne gün doğumunu beklemek , ne sonsuzluğu beklemek Bir bebeğin doğumunu beklemek kadar güzel değildir” Mevlüde öncü Temizsoy 50 yıllık hemşire ve ebe olarak çalıştı,kendisi tam bir meslek aşığı Ve tam bir hizmet aşığı bir insandır. Halka hizmet Hakka hizmettir ilkesi ile yıllarca bu işe gönül vermiştir.Türkiye’mizde bir Ebe-Hemşire olarak binlerce bebeğin dünyaya gelmesine vesile olmuştur. Mevlüde hemşire aslen Kayserid’e doğmuş olup yıllardır hizmet verdiği Nevşehir de ikamet etmektedir. Bu güzel eserin

''ANILAR'' Yürüyorum kimseyi görmeden , Umarsızca Sabah daha güneş doğmamış, Uykudan daha uyanmamış Fazlaca sessiz ortalık , Arıyorum yine birilerini Siliyorum teker teker , Anılar sadece Fazlaca mutsuz

Muharrem Girit, 27 Eylül 1950 yılında Rumeli Feneri'nde dünyaya geldi. Duyduğu ilk sesler rüzgârın ve denizin sesiydi. On iki yaşında kendi tekneleriyle balıkçılık yapmaya başladı. On beş yaşında gemi adamı cüzdanı aldı. On altı yaşındayken babası tekneyi ve takımı çalıştırması için ona teslim etti. 1973 yılında evlendi ve o yıl asfalt gemilerinde çalışmaya başladı. Yasalarca belirlenen süreyi doldurup Yüksek Denizcilik Okulu'nda sınavlara girerek 25 yaşında kaptan ehliyeti aldı. Yıllar içinde kademe kade

Muharrem Girit 27 Eylül 1950 yılında Rumeli Feneri' nde dünyaya geldi.Duyduğu ilk sesler rüzgârın ve denizin sesiydi. On iki yaşında kendi tekneleriyle balıkçılık yapmaya başladı. On beş yaşında gemi adamı cüzdanı aldı.On altı yaşındayken babası tekneyi ve takımı çalıştırması için ona teslim etti. 1973 yılında evlendi ve o yıl asfalt gemilerinde çalışmaya başladı. Yasalarca belirlenen süreyi doldurup Yüksek Denizcilik Okulu' nda sınavlara girerek 25 yaşında kaptan ehliyeti aldı. Yıllar içinde kademe kademe

Soner KAYA, 15 Eylül 1980 tarihinde Uşak'a bağlı Eşme ilçesinin küçük bir köyünde 7 kardeşin en küçüğü olarak dünyaya geldi. İlköğrenimini doğduğu köy olan Akçaköy'de tamamladı. Orta ve lise öğrenimini Uşak'ta Halit Ziya Ortaokulu ve Uşak Lisesi'nde tamamladıktan sonra üniversite eğitimini Isparta S.D.Ü'de tamamladı. Daha sonra yolu gurbete düştü. 2002 yılında evlenerek Almanya'nın Münih şehrine yerleşti. Bu evlilikten Kübra Döndü adında dünyalar tatlısı bir kız çocukları dünyaya geldi. İlk zamanlarda kil

Aç ta haritaya bir bak, Görmezsen ışıkları yak, Küçümsemeyi de bırak, Dünyanın kalbi Türkiye'm. Asya, Avrupa arası, Güney Afrika sırası, Türk lirasıdır parası, Dünyanın kalbi Türkiye'm. Diye devam ediyor şiirleri be dev eserindede 1000 den fazla şiiri vardır.

Aç ta haritaya bir bak, Görmezsen ışıkları yak, Küçümsemeyi de bırak, Dünyanın kalbi Türkiye'm. Asya, Avrupa arası, Güney Afrika sırası,

Kalp, göğsümüzün sol tarafındaki bir et parçası değildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalp, yürekte bulunan bir kuvvettir. görülmez. Ampulde bulunan elektrik cereyanı gibidir. Buna, gönül diyoruz. Gönül, insanlarda bulunur. Hayvanlarda bulunmaz. Bedendeki bütün aza, kalbin emrindedir. His uzuvlarımızın duydukları bütün bilgiler kalpte toplanır. İnanmak, sevmek, korkmak, insanın kalbindedir. İtikat eden, yani iman eden ve etmiyen kalptir. İyi kalbi olan , İslamiyet'e uyar. Kalbi kötü ol

Araştırmacı , şair ve yazar zeynep karaaslan ‘nın koordinatörlüğünde hazırlanan ve ülkemizin eğitimine uzun zaman emeği geçmiş 22 değerli öğretmenlerimiz anılarından oluşan bu muhteşem eser hem yeni öğretmenlere ve ögretmen adaylarına bir rehber ve kitapseverlerede bir nostoloji kitabı olacaktır ,okurken çok keyif alacaksınız.Bizler; eğitim ordusunun birer neferleriyiz. Her birimiz, yurdun çeşitli yerlerinde görev aldık. Tek amacımız vatana faydalı bireyler yetiştirmekti. Bunu özveriyle yaptık. Öğretmen olm

Duyguların, hayal ve düşüncelerin uyum içinde anlatıldığı dizeler bütünüdür şiir. Kesin bir tanımı yapılamamıştır. Edebiyatta isim yapmış şairler değişik tanımlarla anlatırlar şiir türünü. 18 yüzyılda şair sayısı pek çoğalmış. O devrin şairlerinden Sabit'in şöyle bir sözü var: "Her kaldırım taşının altından bir şair çıkar." İnternet dünyasında edebiyat sitelerinin çoğalması ile bu cümle şimdi de geçerli. Bunun yanında şair olma özelliği taşıyan kişiler de şiirlerini tanıtacak ortam bulmuşlardır. Değerli ark

Kolay kurulmuyor mutlu bir yuva, Geçim sürmek için edelim dua! Kainatta ve hisler aleminde yaratıcının yarattığı her alem güzeldir. O güzellikleri de hissedebilmek bence aşkların en güzelidir. Sevgilinde sen ararken kusur, ikiniz birden kalırsınız sır. İftiracılara olma sen maşa, Yarının tut elinden sağlıklı, huzurlu yaşa. Ellerin sözüne bakacağına.. Eşinin gözlerine bak doğruları görürsün. Birbiriniz çok sevdiğinizi belli etmeyin sakın.. Sizi kıskananlar da olmasın yakın. Doğruluk, dürüstlük kolyesi takın,

Kimi zaman, aşırı vicdan ve hayır diyememek yüzünden kendi ihtiyaçlarımıza sıra gelmez. Kimi zaman, terk edilmekten korktuğumuz için ilişkilerde altta kalırız. Kimi zaman, sağlığımızı kaybetmemek, aklımızı kaçırmak, parasız kalmak gibi korkularımızın içinde yaşam sevincimizi yok ederiz. Kimi zaman, hayatımız işleri yetiştirmeye çalışmak ile geçip gidiyor. Bazen de tatmin etmeyen ilişkiler, endişelerle dolu bir hayat, nedensiz yere kendini diğerlerinden aşağı hissetmek... Bu, kendine zarar verici düşünce ve

"Kımıldayıp durma!" Diye bağırdı. Helin artık ne olacaksa olsun der gibiydi. Canının acısıyla duramıyordu. Ersin o sinirle bıçağı karnına doğru getirdi. Tam batıracaktı ki, gözlerine baktı Helin'in. İri, bal rengi gözler, kocaman açılmıştı. Gözlerini çıkarmak ve onları saklama isteği duydu içinden. Elindeki bıçakla gözlerine bakıyor, karar veremiyordu. Önce gözünü mü çıkarmalıydı? Sonra vücuduna tekrar baktı. Elindeki bıçağı diz kapağına saplamaya çalıştı. Sertti ve bıçak kör bıçaktı. Keskin olmayan bu bıça

Bu kitapta 1950-1975 yılları arasına kalan çeyrek asırlık bir yaşamdan bölümler bulacaksınız. Bu dönem doğanın rengarenk, yaşamların ise siyah beyaz olduğu yıllar! Teknolojinin sıfır olduğu, insanlığın, dostluğun, komşuluğun, kardeşçe yaşamın dorukta olduğu ama her şeyin en doğal olduğu yıllar!!! Bir dağ köyünden çıkan, Taa Bolu ya kadar uçan, Küçük bir serçe kuşunun gözünden Yaşam kesitleridir bunlar! Son öğretmen okullarından, Bolu Kız İlköğretmen okulunun, Minicik kızçelerinin büyüyüp, Işık olar