Sayılar İşlemler İngilizce El Becerisi Fark bulma Yapboz Perspektif Labirent Boyama Eşleştirme

Hayvanlar Meyveler Müzik Aletleri Taşıtlar Meslekler Harfler

El Becerisi, Fark Bulma, Yapboz Perspektif, Labirent, Boyama Eşleştirme, Çizim, Karşılaştırma Görsel Hafıza Geliştirme Renkler, Kesirler, Mantık Yürütme

Ah şu bizim dışlama merakımız, ah! İnsanların tornadan çıkma olmasını bekliyoruz. Herkesi kendimize benzetmeye çalışıyoruz. Benzemeyenleri de hemen dışlıyoruz. Sebep: Çarşaf ya da pardösü giy-miş olması. Başını örtmesi. Farklı siyasi partiyi desteklemesi. Ya da değişik bir dini cemaate mensup bulunması. Oysa kılığı-kıyafeti, partisi-patırtısı ne olursa olsun, her insana insan olarak saygıyla,hoşgörüyle yaklaşmak insan olmanın asgari şartların-dandır. Başı açık bayanın örtülü bayanı horlaması, dışlaması ne

Gücün her şey, her şeyin de güç sayıldığı bir zaman diliminde, Orta Asya'da eş-siz bir kahraman doğdu. Aşinaoğlu Kültigin diyorlardı ona. Ok yağmurları, kılıç şakırtıları ve at kişnemeleri arasında büyüdü. İnsanlığın güce taptığı bu dönemde o; Tanrı, vicdan, mertlik ve sevgi gibi güç ötesi değerlere inanı-yordu. Basiretin, bilgeliğin ve cesaretin güçlendirdiği yenilgi tanımaz bir karakter, asker-lik mesleğinde ve savaş sanatında farkındalık yaratan bir kahramandı. En umutsuz anlarda bile umudu görebilecek

Biz kendimizi nasıl görüyoruz? Doğru mu görüyoruz? Onlar bizi nasıl görüyor. Dünyanın büyük ve küçük devletleri, kendilerine ve dünyaya nasıl bakı-yor? Bizim dünyaya ve kendimize bakışımızda bir yanlışlık mı var? ?İskender Öksüz, gençlik yıllarımızdan beri Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan ve Erol Güngör'ün sos-yoloji çizgisine bağlı, kaliteli bir milliyetçidir... Önemli bir kitap. Tavsiye ederim. Taha Akyol, Milliyet Kitap ?Türk milliyetçilerinin okuması gereken iki temel kitap: Türk'üm Özür Dilerim ve Niçin?

Bundan çok uzun zaman önce, dünyanın kuzeydoğusunda, henüz her yerde bu kadar çok bina, bu kadar çok araba vebu kadar çok insan yokken; televizyon, bilgisayar,telefon ve internet dahaicat edilmemişken, çocuklaryavru keçilerle ve ineklerle yemyeşil çimenlerde koşturup oynarken, Tunga adındabir çocuk yaşardı. Tunga, onların dilindekuvvetli kahraman, güçlü ve yiğit demekti.

Her şey Çanakkale ve o yörede oturan küçük çocukların kocaman bir tahta at görerek büyüyecek oldukları düşüncesiyle başladı. Bu tahta At'la ilgili küçük çocuklardan gelecek soruları yanıtlamak, At'ı onlara tanıtmak, ardındaki ünlü Truva Destanı'nı anlatmak gerekir diyerek yola çıktık. Bunun için Truva Destanı'nı okul öncesi dönem çocuklarının gelişim düzeyine en uygun, en doğru şekilde anlatabilmek amacıyla Truva Projesi'ni geliştirdik. Proje, 2008-2009 Eğitim- Öğretim yılı süresince Çanakkale On Sekiz Mar

Her şey Çanakkale ve o yörede oturan küçük çocukların kocaman bir tahta at görerek büyüyecek oldukları düşüncesiyle başladı. Bu tahta At'la ilgili küçük çocuklardan gelecek soruları yanıtlamak, At'ı onlara tanıtmak, ardındaki ünlü Truva Destanı'nı anlatmak gerekir diyerek yola çıktık. Bunun için Truva Destanı'nı okul öncesi dönem çocuklarının gelişim düzeyine en uygun, en doğru şekilde anlatabilmek amacıyla Truva Projesi'ni geliştirdik. Proje, 2008-2009 Eğitim- Öğretim yılı süresince Çanakkale On Sekiz Mar

Her şey Çanakkale ve o yörede oturan küçük çocukların kocaman bir tahta at görerek büyüyecek oldukları düşüncesiyle başladı. Bu tahta At'la ilgili küçük çocuklardan gelecek soruları yanıtlamak, At'ı onlara tanıtmak, ardındaki ünlü Truva Destanı'nı anlatmak gerekir diyerek yola çıktık. Bunun için Truva Destanı'nı okul öncesi dönem çocuklarının gelişim düzeyine en uygun, en doğru şekilde anlatabilmek amacıyla Truva Projesi'ni geliştirdik. Proje, 2008-2009 Eğitim- Öğretim yılı süresince Çanakkale On Sekiz Mar

Her şey Çanakkale ve o yörede oturan küçük çocukların kocaman bir tahta at görerek büyüyecek oldukları düşüncesiyle başladı. Bu tahta At'la ilgili küçük çocuklardan gelecek soruları yanıtlamak, At'ı onlara tanıtmak, ardındaki ünlü Truva Destanı'nı anlatmak gerekir diyerek yola çıktık. Bunun için Truva Destanı'nı okul öncesi dönem çocuklarının gelişim düzeyine en uygun, en doğru şekilde anlatabilmek amacıyla Truva Projesi'ni geliştirdik. Proje, 2008-2009 Eğitim- Öğretim yılı süresince Çanakkale On Sekiz Mar

Her şey Çanakkale ve o yörede oturan küçük çocukların kocaman bir tahta at görerek büyüyecek oldukları düşüncesiyle başladı. Bu tahta At'la ilgili küçük çocuklardan gelecek soruları yanıtlamak, At'ı onlara tanıtmak, ardındaki ünlü Truva Destanı'nı anlatmak gerekir diyerek yola çıktık. Bunun için Truva Destanı'nı okul öncesi dönem çocuklarının gelişim düzeyine en uygun, en doğru şekilde anlatabilmek amacıyla Truva Projesi'ni geliştirdik. Proje, 2008-2009 Eğitim- Öğretim yılı süresince Çanakkale On Sekiz Mar

Mardin'in Savur ilçesi... Yoksul, mahrumiyet içinde bir Türk kasabası... Sıradan bir Türk evi... Altı Çocuğu olan Abdülgani Bey, geçimini çiftçilik yaparak sağlıyordu. Maddi durumu fena sayılmazdı. Çok çalışıyor, karşılığını da alıyordu. O gün büyük bir heyecan daha sarmıştı evlerini. Eşi Meryem Hanım bir oğlan çocuk daha getirmişti dünyaya. Ailenin yedinci çocuğu da mutlulukla karşılandı.

Oyunlar oynardı Seyit Ali. Zaman zaman babasına yardım ederdi.Seyit Ali bütün çocuklar gibi pek çok şeyi merak ederdi. Bunları büyüklerine sorarak öğrenirdi. Babası Abdurrahman Efendi'nin kendisine anlattığı hikâyeleri dinlerdi. Bu hikayelerden dersler çıkarırdı.

Sıcak yuvasında, mutluluk içinde yatıyordu Vecihi. Çok çalışmış, ödevlerini yapmıştı. Bu nedenle huzurlu bir uyku uyuyordu.Vecihi'nin tutkusu gökyüzüydü. Uçmaktı!Düşleri bu tutkusu ile süsleniyordu hep.Vecihi uçuyordu...

Bugün Bulgaristan Devleti'nin sınırları içindeolan topraklar bir zamanlar bizimdi. Türklerin yönetimi altındaydı. Osmanlı Devletibütün oraların sahibiydi.Bulgaristan'ın Deliorman yöresi, Türklerin en kalabalık oldukları yerlerdendi. Burada Şumnu'ya bağlı Karalar köyü bir Türk köyüydü.

Atını yorma. Güçten düşmesine fırsat verme. Unutma, en yakın yoldaşın odur. Atın yoksa sen bir hiçsin. Yayını koru. Mutlaka yedek yay bulundur yanında. Yayın yoksa sen bir hiçsin. Hızını koru. Her sefer bir öncekinden daha hızlı, daha hızlı olmak zorundasın. Hızlı değilsen sen bir hiçsin. Yanındaki yoldaşındır. Sen ve yoldaşların birlikte güçlüsünüz. Yoldaşın olmazsa sen bir hiçsin. Kartal Savaşçıları, Hun ordusunun gizemli, güçlü, yiğit erleri. Erliğe soyunan her kişinin varmak istediği ufuk. Teoman Ta

İşçi hareketlerinin Osmanlı'da algılanış şekli çok farklı olmuştu. Komünizmi, memleketin tek kurtuluş reçetesi olarak görenler, onu herkese sevdirmek zorunda idiler. Milliyetçiye de, dindara da, köylüye de, işçiye de. Kapitalist Avrupa karşısında yalnız olan Rusya için Osmanlı, -sadece ortak düşmandan dolayı olsa bile- iyi bir strateji ortağıydı. Yine kapitalist Avrupa'yla bütün imkânsızlıklara rağmen mücadele eden Türkler için de Rusya, tutunulacak tek dal durumundaydı. Milli Mücadele yılla-rında Osmanlı-R

Düşünün; koca bir ömrü bir sevdayı gizlemekle geçirdiniz. İçinizde her gün büyüyen bir sevda. Büyüdükçe içinizi daha çok acıtan ama acısına rağmen vazgeçilmeyen bir sevda. Sevdiğiniz kişi size o kadar yakınken, maalesef hiçbir şeyden haberi yok. Sevdiğinizi ona söyleyemezsiniz. Söyleyemezsiniz çünkü engeliniz çok. Düşünün; içinizde gizlice her gün büyüttüğünüz o muhteşem sevdanın kahramanı, bir başkasının sevdası oldu bir gün. Bunu en yakınınızdan duydunuz. Duyduğunuz an, gene hiçbir şey belli etmemek için

Platon, felsefenin klasik yapıtlarından biri sayılan bu eserinde, günümüz üniversitelerinin öncüsü sayılan Akademia'nın kurucusu ve hocası Sokrates'i konuşturduğu diyaloglarla ideal devletin nasıl olacağını anlatmıştır. Devlet, günümüzdeki yönetim felsefesi üzerinde temel kaynaklardan biri olması açısından önemlidir. Aynı zamanda mutluluk felsefesi üzerine yazılmış bir metindir. Eserde anlatılan devlette, insanlar üç sınıfa ayrılır: Çalışanlar (işçiler, çiftçiler, zanaatkârlar), bekçiler (askerler) ve yö