Yaratıcılık, insanlık tarihinin en büyüleyici kavramlarından biridir. Sanat, bilim, teknoloji ve daha birçok alanda insanın inanılmaz potansiyelini ortaya çıkaran bu güçlü olguyu anlamak, birçok araştırmacı, sanatçı ve düşünür için yaşam boyu süren bir yolculuktur. Müzik, insan yaratıcılığının en saf ve derin ifadesi olarak kabul edilir. Ancak müziğin karmaşıklığı ve çeşitliliği, müziğin yaratıcılığını anlamayı daha da büyük bir zorluk haline getirir. Bu kitap, müziğin yaratıcı süreçlerini ayrıntılı bir şek

Türk kültür ekolojisinde hayvanlar, köken ve dil birliği olan kavimlerde, folklorun mahiyetine de uygun olarak kendilerine yer bulmaktadır. Hâkim bozkır kültürünün getirdiği kadim tecrübe, ritüellerden anlatı türlerine, dram sanatından inanış biçimlerine kadar sirayet etmiş, asırlarca nesilden nesile aktarılmıştır. Bugün bizler, kültür bilimciler olarak geleneksel ekolojik bilginin peşine düşmeyi, tabiatta kusursuz işleyen ekosistem içindeki pek çok hayvanı anlamaya çalışmayı bir vazife olarak görüyoruz. Be

Bu eserde okuyucunun teorik temel hukuk bilgisinin (hak, hakkın kazanımı, hukukun kaynakları vb.) arttırılmasının yanı sıra alanında uzman akademisyenlerce çeşitli mesleki sektörlere ilişkin hukuksal düzenlemelerin tanıtılması sağlanmıştır. Öncelikle kamu-özel hukuk ayrımı tanıtılmış, Türkiye’de idari yapı ve devlet teşkilatı tanıtılmıştır. Ticaret-işletme/şirketler hukuku, tarım hukuku, spor hukuku, iş hukuku, sosyal sigorta hukuku ile uluslararası hukuk ve uluslararası yargı kurumları tanıtılmıştır.

Şüphesiz tüm sektörler ve içerdikleri faaliyetler insan içindir. Fakat turizm, türlü yeni seçenekleriyle hızla büyüyen, yerel halklara, el değmemiş coğrafyalara kadar uzanan, bunu yaparken de sürekli bir biçimde insan emeğine dayanan bir sektördür. Bir diğer ifadeyle gerek hizmet eden gerekse hizmet edilen yönüyle odağına insanı alan dünyanın en büyük sektörlerinden biridir. Bu büyüklük beraberinde insan haklarına ilişkin birçok soru ve sorunu da getirmektedir. Bu soru ve sorunlara yönelik ulusal ve uluslar

“Matemin Reddi”nden… Postmodern süreç küreseldir, eski sosyalist alanla sınırlı değildir. Soğuk Savaş’ın ardından dünyanın her yerinde iki kutuplu düzenin ortadan kalkmasıyla birlikte bir zamanlar saldırgan tabyalar, ironik bir şekilde yayılıyorlar ve serpiliyorlar. Her yerde görülen postmodernizm kültürel bir rahatlamadır, açıklığın sonucudur, dekorların değişmesidir. Ancak günümüz gerçekleri açısından bakıldığında bu dışarıdan bir alay, “uyumsuzların” bir tepkisidir. Postmodern eserler, bir sirk numarası,

Şüphesiz tüm sektörler ve içerdikleri faaliyetler insan içindir. Fakat turizm, türlü yeni seçenekleriyle hızla büyüyen, yerel halklara, el değmemiş coğrafyalara kadar uzanan, bunu yaparken de sürekli bir biçimde insan emeğine dayanan bir sektördür. Bir diğer ifadeyle gerek hizmet eden gerekse hizmet edilen yönüyle odağına insanı alan dünyanın en büyük sektörlerinden biridir. Bu büyüklük beraberinde insan haklarına ilişkin birçok soru ve sorunu da getirmektedir. Bu soru ve sorunlara yönelik ulusal ve uluslar

Halk Hikâyesi; konusu aşk ve kahramanlık olan, müzik ile sözün bir araya geldiği, âşıklar tarafından icra edilen sözlü anlatılardır. Âşık ile halk hikâyesi arasında güçlü bir bağ vardır. Halk hikâyelerinin var olması âşıkların ustalığına ve icrasına bağlıdır. Halk hikâyeleri ve âşıklık geleneği somut olmayan kültürel bir mirastır. Halk hikâyeleri gibi sözlü ürünlerin nesilden nesle aktarılmasında âşıklık geleneği önemli bir rol oynarken somut ve somut olmayan kültürel değerlerin aktarılmasında da halk hikây

Bu tez çalışması, Gagavuz halk müziği ile Türkiye sahası halk müziği arasın- da karşılaştırılan benzer türkü metinleri ve melodileri bağlamında çerçevelendirilmiştir. Üç bölümden oluşan bu çalışmanın üçüncü bölümünde bahsi geçen türkü metinlerinin ve melodilerinin mukayeselerine yer verilmiştir. Söz yönünden benzeyen 196 türkünün metinleri, melodi yönünden benzeyen 13 türkünün melodileri olmak üzere toplam 209 türkü karşılaştırılmıştır. Bu bölümdeki türküler; yaşadıkları bölgelere göre adlandırılan; Moldova

Dieses Buch beruht auf meiner Dissertation, die im Februar 2021 am Institut für Sozialwissenschaften der Trakya Universität angenommen wurde. In der Zeit der Digitaltechnik verändern sich wie in vielen Branchen auch in der Fremdsprachenbildung die Kompetenzanforderungen. Bei der Entwicklung des kommunikativen Handelns nehmen persönliche Kompetenzen wie Selbstmanagement und Initiative eine immer bedeutendere Rolle ein. Um die Lernenden auf dem Weg des selbstgesteuerten lebenslangen Lernens zu motivieren, müs

“Yönetim ve Organizasyon Bilimsel Araştırma Yazıları-1” başlıklı makale kitabımızın ilkini 2022 yılında yayımlamıştık. Çeşitli konularda hazırlanmış olan makalelerle literatüre bir katkı sağlamış olduk. Kitap okuyucuyla buluştuktan sonraki süreçte makale kitaplarımızı geleneksel olarak her yıl yayınlamanın akademiye faydalı olacağını düşündüm. Böylece bu yıl da ikincisini yayımladık. İkinci kitabın yayınlanma sürecinde makaleler hakemlere gönderilmiştir Makalenin yazarları hakemlerden gelen istekler doğrul

Uygarlık kavramı, geçmişten bu güne gelen insan uğraşlarının kentsel yaşamla ve kentsel kültürle bileşkesini ifade etmekte, çoğu zaman da medeniyet ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Genel olarak ulusal kültürün, bir iş veya teknoloji özelinde yoğunlaşması o alanda ulaştığı uygarlık düzeyini sembolize etmektedir. Diğer taraftan, Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi, gün geçtikçe organizasyonların adeta yeni bir işletme fonksiyonu gibi rekabet güçlerine tesir eden bir fenomen halini almakta, lojistik si

Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek adına içgüdüsel olarak dünyaya uyum sağlama ve güvenli bir alan oluşturma eğilimindediler. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidi incelendiğinde insanların ihtiyaçları arasında güvende olma durumunun en temel ihtiyaçlar arasında olduğu görülmektedir. İhtiyaçlar piramidi teorisine göre bireyin yaşamında kendisi tarafından belirlenen amaçlar bulunmaktadır ve bu amaçlara erişebilmek için oluşması muhtemel ihtiyaçların giderilmesi gerekmektedir. Alttaki temel ihtiyaçlar bel

Kutsal ve kutsallık hayatın çok geniş bir alanında yer alan önemli ve çoğu zaman belirleyici bir kavramdır. Kutsal sözcüğü maneviyatla ilgili güçlü, ancak bir o kadar içeriği ve anlamsal değeri değişken bir sözcüktür. Bu yüzden tanımlanması en zor olan sözcüklerdendir diyebiliriz, çünkü kutsal şeylerle ilgili inanç ve pratiklerde tam anlamıyla bir bütünlük yoktur. Kutsal kabul edilen şeyler toplumdan topluma, zamana ve mekâna göre hatta bireyden bireye değişiklik göstermektedir. İnsan davranışlarının şekill

Bilindiği üzere, tarih boyunca birçok halkla savaşan Türkler, Uygurların Manihaizm ve Budizm gibi öğretileri benimsemesi ile ‘savaşçı’ kimliklerinden uzak kalmışlardır. Hem bir nesneler sistemi hem de nesneler üzerine sembolik yorumlar olarak anlaşılan özellikle maddeselliğin önemli rol oynadığı dinî bir öğreti olan Budizm’e dair ritüel uygulamalarında birçok nesne sembolik işleve sahiptir. Bu kategoride yer alan nesneler, eski Hint savaşlarında yaralama ve öldürme gibi amaçlarla kullanılan savaş aletleridi

Çok partili hayat yolculuğunda Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası deneyimlerinden başarılı sonuç alamayan Türkiye, 1945 yılına kadar Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek parti idaresi altında yönetilmiş ve bu tarihte yeniden çok partili hayata geçmiştir. Demokrat Parti’nin tarih sahnesine çıkmasıyla birlikte Türk siyaseti dinamizm kazanmış ve kısa sayılabilecek bir süre zarfında halkın teveccühü CHP’den DP’ye yönelmeye başlamıştır. Henüz teşkilatlanmasını dahi tamamlayamadan 1946 gene

Bu çalışma, geleneksel medya araçlarından gazete ve televizyon ve yeni medya araçlarından Twitter üzerinden koronavirüs hastalığının nasıl adlandırıldığına, hangi özellikler ile nitelendiğine, nasıl savlandığına, hangi bakış açısından değerlendirildiğine ve nasıl konumlandırıldığına ve ortaya konulan bu değerlendirmelerin nasıl yoğunlaştığına odaklanarak koronafobinin söylemsel inşasına dair bir inceleme ve öngörü ortaya koymaktadır. Birçok açıdan öncül olan bu çalışmada, toplumsal bir sorun olarak hastalığ

Yeşilce’yi Ordu’nun küçük bir kasabası olarak görmekten çok, Cumhuriyet değerlerine sahip, donanımlı insanların yetiştiği bir yer olarak değerlendirmek yerinde olacaktır. Geçmişten bu güne kadar olduğu gibi, Yeşilce her alanda yine bu bölgenin merkezi olmak durumundadır. Bu nedenle, Yeşilce ile ilgili geçeklerin yeni nesillere aktarımı doğru yapılmalıdır. Dün ülkenin bağımsızlık savaşına büyük katkı veren Yeşilce, bugünde Türkiye’nin çağdaş demokratik ve laik çizgide olması ve kalkınmışlık düzeyi yüksek ülk

Bu kitap Osmanlı eğitiminin Tanzimat’tan Cumhuriyet’e uzanan modernleşme tarihinin genişçe bir özetinden ve 1923’te Cumhuriyet’in kuruluşundan hemen önce basılan Maarif Hakkında Layihalar I’in yeni harflere aktarılmasından oluşuyor. İlk kısımda Osmanlı’da eğitim modernleşmesinin ana hatlarını okuyacaksınız. Bilindiği gibi Osmanlı’da eğitimin modernleşmesi ve eğitimi merkezî bir idareye bağlama düşüncesi on dokuzuncu yüzyılda Batı etkisiyle başladı. Devletin kendisini halka genel eğitim vermekle yükümlü hiss