Gizemli ve büyülü dünyanın derinliklerinde kaybolmak için kapılarınızı aralayın! Sabahattin Ali’nin muhteşem çevirisiyle sunulan “Üç Romantik Hikâye”, size unutulmaz bir yolculuk vaat ediyor. Bu derleme, edebiyat dünyasının üç büyük ustasının elinden çıkmış hikâyelerden oluşturulmuştur. Henrich von Kleist, Adelbert von Chamisso ve E. T. A. Hoffman, romantizmin zirvesinde dans eden kalem ustaları olmakla birlikte her biri kendi benzersiz tarzıyla bizi sürükleyici bir serüvene çıkarmaktadır. İlk sayfalardan i

Günümüz Avrupa ahlâkı: Eski ve orta çağların bir duraklamasıdır. Profesör (Emil Butro) üç kon-feransta bugüne kadar nasıl aşamalardan geçtiğini açıklamıştır. Avrupa'nın bugünkü etiğinin: Yu-nanlıların Natüralist evresinden ve Hıristiyanlığın Spilitualist evresinden geçtikten sonra özellikle uluslararası ilişkilerinde (Darvetizm) olduğunu açıkça görüyoruz.Tarihi bir çalışma olan bu üç konferans bize, dünkü ve bugünkü batının ahlâkî yüzünü tanıtmaktadır. Emil Butro, 1845 yılında kültürlü ve varlıklı bir ailen

Yalnızlık Ve zayıflığımızla Güçleniyor düşüncenin gücü İçten kopan coşku Zaptolunmaz bir heyecanla Tertemiz Dünyalardan gelen Karanlığı delen çığlıklar gibi Yürekte isyanın binbir hali Sevdaya Ve özgürlüğe giden patikalarda Ruhun yükselişi Sessiz uğultusu gibi Yaşıyor Yaşayacak içimizde Yaşamalı İnsanlığın en saf hali

Kutsal kitapların ve peygamberler tarihinin en meraklı ve en heyecanlı olayını oluşturan Yusuf ile Züleyha’nın maceraları, Musa Peygamber’den beş yüzyıl kadar önce tarihe mal olmuştur. İbrahim Peygamber’in soyundan ve Yakup Peygamber’in neslinden dünyaya gelen Yusuf da babası ve ataları gibi bir peygamber olmakla beraber, güzellikte eşi benzeri bulunmayan, alımlı bir delikanlı idi. Züleyha ise Mısırlıların, dünyaca şöhret bulan güzel kadınların tam bir simgesi bulunuyor ve bu iki genç çılgın bir aşk ve tutk

"Ekim Devrimi'nin önderi ve Sovyetler Birliği'nin kurucusu olan büyük devrimci Vladimir Ilyic Lenin, bu eserinde Marksizm'e dair derinlemesine bir bakış sunuyor. Lenin'in politik düşünce ve analiz yeteneği, günümüz okuyucusuna, Marksizm Üzerine Siyasi Düşünce adlı bu kitap aracılığıyla ulaşıyor. Lenin, Marksizm'i anlamak ve uygulamak için temel prensipleri açıklarken, aynı zamanda devrimci taktiklerin önemini vurguluyor. Bu eser, Lenin'in 1913'te yazdığı Marksizm makalesini içeriyor ve önsözde, yazının tari

...Kahraman nefer gediğe doğru ilerledi. Kuşluk vaktine doğru idi. Hiç kimseye görünmeden cephaneliğin yanından geçti. İçeriye yanmış bir fitil bıraktı, sonra çarçabuk uzaklaştı. Cephanede bin kantar barut vardı. Birkaç dakika sonra ortalıkta korkunç bir seda koptu. İnsan gövdesi gibi iri taşların havaya uçtuğu görüldü. İki saat kadar ortalığı toz duman kapladı. Bir müddet göz gözü görmez oldu. Kaleyi kuşatan gazilerimiz, bu gürültüyü işitince şaşırıp kaldılar. Nihayet işi anladıkları zaman, bu cesur gaziy

Pierre Loti ( 1850-1923) Fransız asker, yazar ve gezgin. "Çocukluk Anılarım", çocukluk dünyasının derinliklerine inen, duyguların ve hayallerin etkilerine odaklanan bir otobiyografik eserdir. Loti bu kitapta, çocukluk anılarından yola çıkarak, hayatın karmaşık duygularını ve deneyimlerini içten bir dille anlatır. Çocuğun hissettiklerini, düşündüklerini ve hayal ettiklerini ön planda tutarak, gerçek olaylardan çok, iç dünyanın zengin manzaralarını sunar. Eserde, genç bir ruhun duyarlılığı ve hassasiyeti, ay

Edgar Wallace bu kez bizi borsaya götürüyor. Burada yaşanan spekülasyonlar çevresinde dönen baş döndürücü olayların içine sokuyor. Kendine özgü üslubuyla anlattığı bu spekülasyonlarla bağlantılı cinayetler, gizemli ve metafizik olaylar, tutkulu aşklar Londra’yı mekân tutmuştur. Heyecan ve merakın yanında edebi zevkin de alınabildiği bir polisiye eserle karşı karşıyayız.

"Fransız Komünist Partisi ile Fransız Sosyalist Partisi'nin tarihi bir anlaşma ile bir araya geldiği bu olağanüstü döneme damgasını vuran 'Ortak Hükümet Programı', 27 Haziran 1972'de onaylanan bu program, demokratik güçlerin birleşimiyle Fransa'nın siyasi sahnesine yepyeni bir soluk getirdi. Fransız siyasi tarihinde bir kilometre taşı olan bu ortak program, 1972 tarihinden bu yana kitap olarak yayınlandı. O günden bu yana dilinin ucunda olan bu belge, 2 milyon adedi aşan baskısı ile demokratik devrimin izle

Pierre Loti ( Julien Viaud:1850-1923) Fransız asker, yazar ve gezgin. Aziyade edebiyat dünyasında Pierre Loti adıyla tanınan Fransız deniz subayı Julien Viaud’un 1879 yılında yayımlanmış ilk eseridir. Pierre Loti'nin kaleminden dökülen “Selanik’te Bir Osmanlı Kızı: Aziyade”, sadece bir aşk hikâyesi değil, aynı zamanda dönemin Osmanlı İmparatorluğu'nun renkli ve çarpıcı portresi. 19. yüzyılın sonlarında, egzotik ve gizemli bir dünyanın kapıları ardına kadar açılıyor. Kendine has üslubuyla Loti, bu eserde İs

Tubunu yeni doğmuş öncelikle kendisini sonra doğayı ve çevresini tanımaya çalışan bir taydır. Diğer taylar, çift atların yavrularıdır. Oysa Tubunu’nun babası ödüller kazanmış ünlü bir yarış atı, büyükannesi güzelliği ile meşhur bir attır. Annesinin öğütleri, diğer taylarla yaşadıkları, doğduğu ortam, yaşadığı çiftlik ve son olarak da sirkte başına gelenler ile asil bir at olmanın ne demek olduğunu öğrenişinin hikâyesidir bu kitap. İşte yazar, hayvanların yaşadıkları, karşılaştıkları gerçekler ile hayatın ne

19. yüzyılın en etkili düşünürlerinden biri olan John Stuart Mill, sosyalist fikirlerin hızla yayılmasının ve modern toplumun kaçınılmaz eğilimlerinin sorunları ön plana çıkarmasının farkındaydı. Mill, bu devrimci hareketlerin ortasında, sosyalizmin teorik ve pratik boyutlarını ele alan kapsamlı ve tarafsız bir inceleme yazdı. "Sosyalizm", bu büyük projenin ilk taslağını sunmaktadır. Mill'in keskin gözlem yeteneği ve bilgece yaklaşımı, sosyalizmin potansiyelini, risklerini ve medeni toplum için olan etkiler

"Dorothy Scarborough'ın derlediği 'Modern Hayalet Hikayeleri', karanlık koridorlardan ve gizemli geçmişten süzülen, unutulmaz hayalet hikayelerinin bir koleksiyonunu sunuyor. 1921'de yayımlanan bu eser, korku ve doğaüstü edebiyatın en büyük isimlerinden bazılarının eserlerini bir araya getiriyor. Birçok ünlü yazarın kaleminden çıkan bu hikayeler, hayaletlerin sadece eski malikanelerde değil, aynı zamanda insan zihninin karanlık köşelerinde de yaşadığını gösteriyor. Her bir hikaye, okuyucuyu alışılmışın dışı

İnsanca yaşamak bir sanattır. Sanatsal yaşamak ise gerçek düşünce ile başlar. Aileden öğrenilen olumsuztelkinler ve öğrenilmişalışkanlıklar yüzünden kişi gerçek düşünceye kapalı bir robot misali alışılmış davranışları tekrarlayarak hep aynı döngü içinde yaşamaya çalışır. Dünya ve kendi için yararlı bir hedefi olmayan bireyler dünyevi işlerle kendini oyalayarak yaşam içinde kaybolup gitmektedir. Hayatta Varoluş amacını bulmak için kendinigeliştirmeli, çok okumalı ve araştırma alışkanlığı edinmelidir. İnsan d

Her ev bir başka hikâye idi. Her kadın ise hikâyenin başrol kadın oyuncusu. Gitme kal deseydi kadın adama Bilirdi ki adam kalmazdı, o yüzden demedi Kadın çoktan öğrenmişti gidene kal denmeyeceğini Olgunlaşacağı duyguları vardı daha kadının, özgürlük gibi Öyle demişti adam, özgür ol! Hiç kimseye verme sakın özgürlüğünü. Bana bile! Öyleyse o gitmeli, kadın yüreğinde sevdasıyla kalmalıydı Gidenin yüreğindekini anlaması için Kadın biraz martı olmalıydı.

Edebiyatımızın kara sevda öyküleri, birbirine kavuşamayan sevdalıları kalbimizi ve zihnimizi hem hüzünlendiren hem de kavuşma şenlikleri ile bizleri sevindiren eserlerdir. Gül ile Sitemkâr… Bu hikâye ile sevdalıların beyitleri ile cezbe hâlinde gönlünüzü bir sıcaklık saracak

Ankara keçisinin gizemli tarihine bir yolculuk yapın ve Amerika'da uygulanan yetiştiricilik yöntemlerini öğrenin! Bu kapsamlı rehber, Ankara keçisi endüstrisinde kırk yıllık deneyime sahip olan C. P. Bailey tarafından, Dr. W. C. Bailey'in Anadolu'da gerçekleştirdiği kişisel gözlemlere dayanarak hazırlanmıştır. Ankara keçilerinin Anadolu'dan nasıl kaçırıldıklarına dair ilginç tarihi detayları bulacaksınız. Ayrıca, yetiştirme ve çiftleştirmeye dair pratik bilgiler, yeni başlayanlara rehberlik etmek amacıyla d

J. Borhard’ın Tarihi Maddeciliğini özet niteliğinde ele alan bu eseri “Tarih” tanımı, ideolojik görüşleri, iktisadi şartlar ve bu şartlara bağlı olarak gelişen olayların tarih üzerindeki etkilerini sebep ve sonuçlarıyla okuyucuya aktarıyor. Maddecilik ve toplum kavramını ele alan eserde Karl Marks üzerinden verilen örneklerle yalın bir anlatım sağlıyor.

Tarihin karanlık sayfalarında, insanlık, kötülüğün en gizemli biçimleriyle yüzleşmiştir. Alexander Roberts'ın bu derinlemesine çalışması, büyücülük ve dinsizliğin toplum üzerindeki etkilerini mercek altına alıyor. Tehlikeli zamanların içinde, Roberts, büyünün gerçek doğasını, onun insan ruhu ve toplum üzerindeki etkilerini ve bu karanlık güçlere karşı nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiğini tartışıyor. Bu kitap hem geçmişin hem de günümüzün büyücülük anlayışları arasında bir köprü kurarak, okuyucuya dönemi

“…uzun, bukleli sarı saçları, nazik mavi gözleri olan on dokuz yaşlarında bir kızdı. Ne çocuklar için ne de genç kızlar için dikilmiş parlak kırmızı bir elbise giymişti. Kırmızı çoraplar içinde kalem kadar ince ve dümdüz uzanan bacakları küçük çocuk potinleriyle bitiyordu… öyle güzeldi ki, bir yıl boyunca böyle sessizce oturup ona baksam sıkılmazdım… Pembe yanakları, alnına, omuzlarına ve yakasını düzeltmek için kaldırdığı sağ elinin üzerine dökülen vahşi bukleleri, iri, parlak gözleri... Taze bahar havası