Ben Efnan Zahredar. Kendimi ailemin biricik kızı, okulumun örnek öğrencisi, dostlarımın sığınağı sanırken yaşadığım her şeyin gittikçe çirkinleşen bir yalan olduğunu anladığımda artık çok geçti... Atıldığım karanlık kuyuda uzattığım ellerimi tutan adamın ellerine tutsak kaldım. Onun cehenneminde yanarken günahlarla kutsandım. Cennet beni kabul etmeyi bırakalı çok oldu. Cehennem ise efendisine sunabileceği en büyük hediye olarak beni kutsadı. Ölü Kent benim cehennemim oldu.

Ogox, Aşk Algoritması ve Dördüncü Dünya kitaplarıyla tanınan Murat K. Beşiroğlu'nun son kitabı Schrödinger'in Papağanı altı bilimkurgu öyküsünden oluşuyor. İnsan zekâsına sahip entelektüel kediyle ev arkadaşlığı... Zamanda yapılan kaçak yolculuklar... Dört cinsiyetli uzaylıların yoldaşlığı... Kıyamet gününün provası... Tek solukta okuyacağınız bilimkurgu maceralarına eşlik etmeye hazır mısınız? Hadi o zaman.

Rüyalar, 21 yüzyılın ortalarında bir başlık aracılığıyla görüntülenmeye başlanmıştır. Kısa süren bir erotik rüya yayını furyasından sonra, rüyalar çeşitlenir ve rüya sanatı gerçek anlamda doğmuş olur. Rüya sanatçısı Selim Özben bu süreçte küresel çapta bir üne kavuşur. Özben'in şöhretinin doruğundayken ortalıktan kaybolması uluslararası bir sorun haline gelir. İç Güvenlik Bakanlığı araştırmacı Ruhi ve çalışma arkadaşı Peri'yi olayı çözmek üzere görevlendirir. *** Selim Özben rüyalarını, algılarınız sonuna k

Konağa yukarıdan bakarken bile heybeti belli oluyordu. Konak ve bahçesi neredeyse Enke'nin eski kasabası büyüklüğünde bir alana yayılmıştı. Üç katlıydı. Son kat çatı katına benziyordu. Çünkü ilk iki kata göre daralarak yükseliyordu duvarlar. Bazı yerlerde kuleleri andıran yapılar göze çarpıyordu. Koni şeklindeki çatının altında, yuvarlak duvarlar gözetleme kulesini olmalıydı. Son katın önünde büyük bir teras vardı. Binanın başında ve sonunda ise konak oval bir görüntü sergiliyordu. Konak, bakımlı bahçenin t

Dünya Hazin Yıllar'ı iki kere yaşamış derler. Bunların ilki pek sert olmasa da ikincisi yeryüzünü baştan sona terletecek kadar kuvvetli bir ateşten beslenmişti. Esaret içinde geçen birçok yıl kuzey ışıklarının iğfale uğramasına, nicesinin Kıyı Şeridi'nde karanlığa gömülmesine vesile oldu. Göklerden gelen adamın soyu kan ağlıyor diyorlardı. Yalazın kırmızısı bizi alaşağı edecek! Belendis toprakları bir avuç adamın kaderine kaldı! Fakat bozulan teşekkülün Mazan Diyarı'nda nihayete varmadan evvel, Gök Kral'ın

Bu kitap, varla-yok arasında kalan 'o' ince çizgide yazılmış, sıradanlıktan uzak bir hesaplaşmadır. Kendimizi sürekli Neden ben? sorgulamasına tabi tutarız. Neden bu kadar bahtı karayızdır, neden zengin olan biz değilizdir, Paris Hilton kadar şanslı doğma ve devasa bir servete konma hali niye bize çatmamıştır, her şey bir yana onca berbat giden işin arasında ne bahtsız bir vedalaşma, yoksa ihanete uğrama hâli de mi sırayla, mutsuzluk neden bizi seçmiştir ve neden olan biteni sorgulama sırası 'Haşırttadanak'

Mukayese arzusu uyandıran ve paranoyak hisleri ayaklandıran detayların yanı sıra ilginç tespitlerin de yer aldığı bu kitap, birçok kişinin hatıralarını taciz edecek edebi bir dille kaleme alınmıştır. Birbiri üzerine yıkılan ve birbirini değişime uğratan olayları konu alan hikayelerin, aşkı, tutkuyu, mutluluğu, hüznü ve entrikayı aynı tas içinde sunarken sıradan ayrılmanıza gerek kalmadan sıra dışı yaşamlara şahit olmanızı sağladığını göreceksiniz. Okunduğu ve dokunduğu ruhlara farklı anlamlar yükleyen, edeb

Karanlıkta ilerledikçe bazen bir korku sarar içimizi. Canavarlar vardır etrafımızda belki. Belki de bir daha yolumuzu hiç bulamayacağımızı düşünürüz. Saklanmak ya da güven veren tanıdık bir ses duymak isteriz. Ama bazen tek başımıza kalırız ve karanlıktan kaçacak yol yoktur. Moli için de karanlık bir yoldu. Üstelik korkuyordu. Ama merak da ediyordu karanlığın gizemini. İşte o anda cesur olmaya karar verdi. Moli'nin macera dolu yolu aydınlandı ve yolculuğuna yeni yol arkadaşları eklendi. Karanlıkta yolunu ka

Moli için her şey bir merakla başladı. Sonra o merak git gide büyüdü ve Moli keşfetmek için yola çıktı. Bu yolculukta karşısına çıkanların kimi git dedi, kimi ne işin var dedi, kimi o yol çıkmaz dedi, kimi ilgilenmedi. Hatta karşısına vazgeçmesini söyleyenler bile çıktı. O yolun uzadığı oldu. Yol uzadıkça yoruldu Moli. Ama yolun sonunda ne olduğunu merak ediyordu ve vazgeçmeye de hiç niyeti yoktu. Denizin her yerini dolaştı, başka deniz canlılarından yardım istedi. Ve arayışı uzun süre devam etti. Peki, son

Bilge bir insan olmak bazı elzem bileşiklerin oluşma süreciyle aynıdır. Mesela son derece yanıcı iki hidrojen atomunun yakıcı bir oksijen atomuyla birleşmesi sonucu ortaya çıkan şey, bireysel yaşantımızın ve tüm dünyanın idamesi için en elzem madde olan Su'dur. Yanıcı olanı aşka benzetebiliriz zira âşık yanar mutlaka. Oksijen ise yaşamdır her haliyle. İki hidrojen atomundan birini İlahi Aşk diğerini ise İnsani Aşk olarak ele alabiliriz. Bunlardan sadece biriyle oksijen teması, yani H1O1 tepkimesi ortaya hiç

Hayatın olasılıkları arasında standart sapmanın bir formülü varsa eğer Tanrı bunu bize söylemiş miydi? Murat, çoktan bir otuz beşliği devirmiş kırkına adım atmaya yaklaşırken monoton giden hayatına aldığı fevri bir kararla dur diyecektir. Yeni hayatını keşfederken Murat, kendince hayatı, hayatın işleyişini ve nasıl bir denge kurduğunu anlamaya çalışıp, son hayalinin de gerçekleşmesiyle hayattaki çarkların nasıl döndüğünü ve hayallerinin nasıl gerçekleştiği gizemini kendisinin çözmüş olduğunu fark edecektir.

Müthiş bir hızla gelişen bilim ve teknolojinin, önümüzdeki süreçte nereye doğru ivmeleneceğini tahmin edebilmenin gittikçe zorlaştığı devirleri idrak ediyoruz. Geleceğin dünyasında oluşması muhtemel paradigma değişimlerini ve kaotik dönüşümleri önceden kestirebilmenin olanaksızlığını kabul etmek gerekiyor. Polat Onat benzersiz bir üslupla yazdığı bu inovatif bilimkurgu öyküleriyle, Karanlık Evren Kehanetleri'ni okurlarıyla buluşturuyor. Bu kitabı okuduktan sonra, kozmik düşüncenin, hayallerin başladığı sını

Prenseslerin dünyasında korkusuz ve acımasız düşmanların hain planları bozulacak mı? Yoksa her zaman iyiler kazanmaz mı? Hiçbir iyiliğin ve kötülüğün karşılıksız kalmadığı bir dünyanın kapılarını aralayacaksınız.

Sizi bir yerde gördüm, Siz de görün istedim / bakmadınız bile, değilmişsiniz. Kendinizi nerede görüyorsanız, o yerlerdeymişsiniz.

Diyar, otuzlu yaşlarının ortasındayken içinde büyüyen ve kendisine hayatının geri kalanıyla ilgili neler yapması gerektiğini söyleyen bir sese kulak verir; bilmediği bir kişiye, bilmediği bir adrese mektuplar yazmaya başlar. Bir süre sonra mektuplarına cevap alır. Bu karşılıklı devam eden mektup arkadaşlığı iki tarafın da rutin hayatlarının içinde küçük bir oyuna dönüşecektir. Diyar bu oyunda hem geçmişi hem de bugünü ile yüzleşmeye çalışırken bir yandan da mektup arkadaşı tarafından kendi hayatının izinin

UYARI: Bu kitap gerçek e-mail ve WhatsApp konuşmalarından oluşmaktadır. Bu kitabı tavsiye edin ama örnek almayın, yalnız okumayı tercih edin. Aşk her zaman çözülemeyen bir denklem olmuştur. Hayatın içinden her ilişkinin içerisinde yer alan ama bizim yaşarken ıskaladığımız her şeyi görme fırsatı sağlayan bu kitap için otoriteler, evlenmeden önce okunması gereken ilk kitap yorumunu yapıyor. Kadınlar ve erkekler yüzyıllar boyunca farklı düşündüler, farklı hissettiler, farklı yaşadılar, günümüzden yüzyıllar geç

Kendileri güçlerinden vazgeçmiş olmalarına rağmen; imkânsızdan doğan kızları epey güçlüymüş. Gücünün henüz ne olduğunu çözemiyorlarmış ancak yoğun bir şekilde hissediyorlarmış. Kızlarının zarar görmeyeceğine emin oldukları bir büyü yapıp onun gücünden yardım almışlar ve birkaç kez onları izlemişler. Ateşin prensi olan adam alevlerin arasından bakmış geride bıraktığı halkına, suyun prensesi olan kadın denizin hırçın dalgalarının arasından görmüş sevdiği insanları. Ve anlamışlar ki yaptıkları şey bir lanetin

Anam Zeynep Sultan, Safevi kızı olarak Sivas'a ayak bastığından itibaren herkesin anası idi. Nasıl ki kadınlar göğün yarısı ise, anamda Sivas'taki yoksul halkın anası ve yoldaşı oldu. Babam, anam ve amcamın bu topraklara gelmesinin sebebi, fukara halkın yaşadığı mağaralara ışık penceresiz mağaraları fener, kapılarına eşik olmak içindi.

Anam Zeynep Sultan, Safevi kızı olarak Sivas'a ayak bastığından itibaren herkesin anası idi. Nasıl ki kadınlar göğün yarısı ise, anamda Sivas'taki yoksul halkın anası ve yoldaşı oldu. Babam, anam ve amcamın bu topraklara gelmesinin sebebi, fukara halkın yaşadığı mağaralara ışık penceresiz mağaraları fener, kapılarına eşik olmak içindi.