New Stockholm’de Sonbahar oyunu doğup büyüdüğü ülkeden daha iyi bir gelecek için farklı zamanlarda ayrılmış üç (birinin karnında gizlice büyüyen bebeği de sayarsak dört) kadının hikâyesini anlatıyor. Yazarların, 2014 sonrasında farklı nedenlerle göç ettikleri Kanada, Yeni Zelanda ve Avusturalya deneyimleri ve gözlemlerinden esinle yazılmış. Lîstika Payîza New Stockholmê çîroka sê jinan (çar, heke em zaroka ku bi dizî di zikê yekê ji wan de mezin dibe bijmêrin) vedibêje ku di demên cuda de ji bo dahatûyeke

Ülkemizin kara sınırları dahilindeki vatan toprağı ile birlikte; denizlerimiz olan Mavi Vatanımızın da her zerresinin tüm zenginlikleri ile beraber yine ülkemize ait olduğu bilgisi; içinde bulunduğumuz bugünlerde her zamankinden daha da önemli hale gelmiştir. Türkiye’nin hak ve menfaatlerinin daha iyi bilinmesi, Doğu Akdeniz başta olmak üzere deniz yetki alanlarımızın bütünüyle anlaşılması bakımından Dr. Tümamiral Cihat YAYCI tarafından kaleme alınan “Sorular ve Cevaplar ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Ka

“…Kitapların aralarında kaybolmuşken bir gün, Muhsin Ertuğ’un bir yazısında şu cümlesine denk geldim: Böylelikle seyirci adedimizi biraz yükseltebilirsek, hedefimize varırsak rahat edeceğiz. Yoksa...” YOKSA… İşte bu sözcük kitabımın da başlığı oldu. İçinde bugünü de çok iyi anlatan nice anlamlar taşıyan bu tek sözcüklük cümle, seyirciyle ilişkimizi yeniden masaya yatırmamızın gerekliliğini ne güzel anlatıyordu…” Çiğdem KILIÇ Oyun ve seyirci : İlkel insandan başlayıp süregelen bir ilişki bu. Biri olma

Ibsen, oyunlarında insan psikolojisini ve aile içinde kadın sorunlarını merkeze alan modern dramanın kurucusu olarak ünlenmiş bir yazar. Yazdığı son oyun olan Biz Ölüler Uyanınca’da, heykeltraş olan bir sanatçı, oyunun ana karakteri yapılarak, yaşam ile sanat arasındaki ilişki sorgulanır. Sanatçı, yıllar önce modeli olan genç bir kız ile yoğun ilişkisini, yaptığı heykel, başyapıt düzeyine erişince, şöhret kazanmak uğruna aşktan ve insani ilişkilerden vazgeçmeyi seçer. Ancak, yaşlanıp sanatsal gücünü kaybede

Mevsimlerin Oluşumu, Tarihin çok ötesinde unutulmuş Ritüelleri çağırıyor Kentin yeni sahnesine! “İşte geliyor Yağmur Gelin, Ve döne döne diriliyor İjik; Parçalanmış zihinlerimizde Yepyeni yarıklar açmak için!” Resim Sergisi, Kabul ederseniz Size boş bir tuval hediye etmek istiyor.

“…Kitapların aralarında kaybolmuşken bir gün, Muhsin Ertuğ’un bir yazısında şu cümlesine denk geldim: Böylelikle seyirci adedimizi biraz yükseltebilirsek, hedefimize varırsak rahat edeceğiz. Yoksa...” YOKSA… İşte bu sözcük kitabımın da başlığı oldu. İçinde bugünü de çok iyi anlatan nice anlamlar taşıyan bu tek sözcüklük cümle, seyirciyle ilişkimizi yeniden masaya yatırmamızın gerekliliğini ne güzel anlatıyordu…”

“Benimle Gelir misin, dünyada yedinci, Almanya’da beşinci prömiyerini yaptı; beş yıllık süreye dayanan bir aşk hikâyesi. Gitmek mi kalmak mı, aşk mı devrim mi gibi iki temel sorunun etrafında şekilleniyor. Teorik olarak cevap verdiğimiz bu soruların hayatın olağan akışında bize başka cevaplar verdirmesi olabilirliği üzerine kurulmuş bir hikâye. Bir İhtimal Daha Var, tüm zorluklara rağmen Türkiye’de kalmayı seçmiş yüksek öğrenimli iki kadının İstanbul’da tutunma çabasını konu ediyor. Değerlerin çok hızlıc

Manolya Ağacı, Günümüz İzmir’inde iki farklı kuşaktan ve apayrı kültürel arka planlardan gelen iki kadının birbirini sorgulayan, anlamaya çabalayan ve nihayetinde iyileştiren buluşmasına tanıklık ederken, bu iki kadının en büyük baş ağrısı erkekler de hikâyemizin içinden gelip geçmekte. Sevgili Dudu, Toplumsal rollerin içine hapsedilmiş yaratıcı, yetenekli ve bir o kadar da çaresiz bir kadının, kocası başta olmak üzere hayatındaki herkesle giriştiği bir hesaplaşmanın sürükleyici öyküsüne odaklanıyor. • Son

Geçmiş yıllarda, Mitos-Boyut Tiyatro Yayınları işbirliği ile düzenlenen Sahne Eseri Yazma Yarışması, 2022 yılından itibaren NİLÜFER KENT TİYATROSU, OYUN YAZMA PROGRAMI ismiyle yeniden şekillendirildi. Her yıl tekrarlanacak bu yeni yazarlık atölyesi çalışmasının amacı, yazarları desteklerken, yazma sürecine bir yazar-dramaturgun ve Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun aktif olarak dahil olup, tasarlanan metnin sahneye kadar sürecek her aşamasında yazarın yanı başında yer almak. ... Bu kitapta, her yıl 27 Mart Dünya Ti

Yetmiş Üç, 2020-2021 döneminde İstanbul Büyük Şehir Tiyatroları “Şehir Yazarını Arıyor” projesi kapsamında kaleme alınan ve reji atölyesi gerçekleştirilen bir oyun. Cumhuriyet’in 100. yılına gönderilen bir mektupla açılsa da bu mektup oyunun finaline kadar açılmamaktadır. Neredeyse 100 yılın panoramik görünüşlerini doğrudan doğruya fotoğrafik olarak değil de kendi iç dünyasının süzgecinden geçirerek aktaran Meryem Merve Özçakır, labirentin içinde sıkışan cumhuriyetin ‘modern insanını’ bir de deprem enkazın

“Kütle Bölü Hacim, Goethe'nin izinde postmodern bir tragedya... Tüm mitolojilerin, söylencelerin, deyişlerin, büyülü efsunlu sözlerle yeniden bir okuması... Şiirselliğin derinlerine gizlenmiş sırlar... Başlangıca, öze dönüş... Tanrıların, sultanların, hanların, beylerin, generallerin dünya ganimetleriyle sınanması... Yoğunluk eşittir: kütle bölü hacim... Ne kadar az yer kaplarsan o kadar yoğunsun. Ne kadar yoğunsan o kadar ‘akıllı’... Çarpma Hissi, İntihar salgını altında bir gelecek... İntihar düşünce

İdeal Bir Koca, karanlık bir sırrı olan bir politikacı ile erdemli olma kararlılığında sınırı aşan genç karısı arasında geçen tartışmalı bir oyun. Oyunun hikâyesi, zamanımızdan epeyce uzağa, 1890’lara kadar uzanıyor… Ancak aynı zamanda şaşırtıcı derecede güncel. Oscar Wilde'ın incelikle işlenmiş dili, onu harika bir okuma ve oyun metni yapıyor. Kendine güvenen, genç ve ilkelerine sıkı sıkıya bağlı karısı Gertrude, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı kocası Sir Robert'ı, ideal koca olarak görür. Ne var ki, kocası

Arf Sabiti, Oyun “Arf Sabiti” adını dünya matematik literatürüne geçiren dahi matematikçimiz Cahit Arf’ın yaşamını ve hayatı boyunca mesleği ile vatan sevgisi arasında kalarak sürdürdüğü mücadelesini gözler önüne serer. Biyografik ögelerle beslenmiş, dram türündeki oyun, Cahit Arf’ın hayatından kesitler sunmakta ve ülkemizin önemli bir sorunu olan “beyin göçü” olgusuna dikkat çekmektedir… Dört Delikli Düğme, Ucuz bir otel odası... Bir kadın ve bir erkek... Hayatın sillesini yemiş iki insanın sevgiy

İstibdat Kumpanyası/Uğur Saatçi – Yıldızın Kaydığı/Alperen Yeşil – Michelangelo/Irmak Bahçeci – Beşinci Basamak / M. Yılmaz Ak– Tetikçi / Ebru Nihan Celkan İstibdat Kumpanyası, tiyatro kurmak üzere Avrupa'dan getirtilen bir tiyatro ustası ile Osmanlı yönetiminin yaşadığı gülünç olaylar. Yıldızın Kaydığı, Cahide Sonku'nun dramatik yaşam öyküsü... Michelangelo, sanatçının İtalya’daki Sistina Şapeli'nin tavanını fresklerle süslerken çevresi ile yaşadıkları ve sanatçının yalnızlığı... Beşinci

Federico Garcia Lorca (1898-1936) şiir ve oyunlarındaki lirik ve çoşkulu anlatımıyla İspanyol edebiyatının en ünlü yazarıdır. Ayakkabıcının Karısı, ellili yaşlarda sessiz-sakin bir ayakkabı tamircisi ile kendisinden hayli genç, ama huysuz karısının ilişkilerini gülünç bir şekilde sergiliyor. Bay Criobal'ın Kukla Oyunu, fakir bir kadından satın alarak evlendiği Rosita'yla birlikte olduğu ilk gece uykuya dalan ve uyandığında birbirinden farklı dört kuklanın babası olduğunu öğrenen Cristobal'in acıklı gü

Barbara'nın Doğumu, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'nın durumunu anlatır. Almanya'nın tarih sahnesinde yaşadığı sosyolojik süreçler, çatışmalar ve yeni arayışlar Polonyalı bir genç kızın hayatıyla birleştirilerek oyunun konusu, birey psikolojisine indirgenir. Taşıdığı soyut kavramlar bakımından Barbara'nın Doğumu, "savaş sonrası doğan sorunlar ve umutlar bütününü" ele alırken, savaşı yaşamamasına rağmen onu sırtlamak zorunda kalmış bir kuşağın yaşadı acıları gözler önüne sermektedir