İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler; şüphesiz bunlar Allahın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (Bakara suresi 218) İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihat edenler ve (hicret edenleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar hakiki müminlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır (Enfal 74) Aslında insanoğlu daima hicret halindedir. İnsan

Asr-ı Saadet (mutluluk çağı) ismi verilen, İslâm'ın ilk yıllarını doğru okumak ve bu dönemde, geleceğin İslâm kültür ve medeniyetinin temellerini atan güzel insanların hayatını anlamak; İslâm dinini doğru kavramamızı sağlayacağı gibi; Geçmişten alacağımız güzel örneklerle geleceği sağlıklı bir biçimde şekillendirmemizi de kolaylaştıracaktır. Dört halifeden (Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali) her birinin destansı birer yaşantıları vardır. Üstesinden geldikleri işler, dönemin şartları içerisinde im

Hz. Peygamberin tavsiyeleri kapsamlı ve çeşitlidir. Bu küçük kitapçık, sevgili Peygamberimizin babalar, çocuklar, ana-babaya iyilik etmek; selamlaşmak, hasta ziyareti, cenazeye katılmak, komşu hakları, yolda takınılacak edep gibi müslüman'ın müslüman üzerindeki hakları konularındaki tavsiyelerini içermektedir. Ayrıca bir Müslüman'ın bir gününü ve hayatını kapsayacak şekilde Allah'a ibadet ve tâat içerisinde geçirmesine yol açacak zikir ve dualarla ilgili olarak Hz. Peygamberin tavsiyelerini de bu kitapçığın

Bir milleti meydana getiren unsurların en önemlileri din, dil, kültür, vatan ve bayrak birliğidir. Ortak kültür, bir milletin tarih içinde meydana getirdiği değerlerden oluşarak nesilden nesile aktarılır. Bu kültürün oluşturulmasında ve aktarılmasında rol oynayan faktörlerden biri de halk şairleridir. Şairler; içinde yaşadıkları halkın hassasiyetleri ile sevinç, hasret, elem, keder, hüzün, nefret, sıkıntı ve acılarını yakından görüp şiirleştirerek sonraki nesillere aktarır. Şair kendinden sonra gelen zaman

Günümüzde İslam dini özünü muhafaza etmekle beraber, geçmiş milletlerin dünlerinin üzerine kümelenmiş aynı türden tozların (bidat ve hurafelerin) sıkıntısını çekmektedir. Şu kadar var ki İslam dininin özü (Kur'an-ı Keirm) diğer semavi şeriatların aksine kahriflerden korunmuştur. İslam dinini yeniden yapılandırmak için yapılacak ilk iş sonradan yapılan ilavelerden onu ayıklayıp temizlemektir. İslam dini bu beşeri kaynaklı ilavelerden temizlenmedikçe, ilahi dini ihya için atılacak hiçbir adım asla başarıya u

Son dönemlerde, ilmihal adına birbirinin neredeyse aynısı olan ve doğruluğunu sorgulamaya gerek görmeden aynı şeyleri tekrarlamaktan öteye geçemeyen kitaplar yayımlanmaktadır. Ciddi bir emek ve fikrî çaba gerektirmeyen bu eserler, İslâm inanç ve ibadet sistemini adeta belli kalıplar içinde donmaya mahkum etmektedir. Elinizdeki eser ise; İsmi ve içeriğiyle bu konuda olabildiğince farklı bir denemedir. Gerek gündeme getirdiği hususlar, gerekse de -talak, seferîlik cem... gibi- klasik ilmihal konularına get

Kıyamet sahneleri, Kur'anda yer alan sahnelerin en çarpıcı ve en etkili olanıdır. Kısa, net ve ağır vurgularıyla insanı hemen etkileyen bir anlatım içeren bu sahneler, insanın günlük hayatını düzenlemesinde baskın bir etkiye sahiptir. İnsanın yaratılışı, Allaha karşı sorumluluk sahibi kılınışı, vahiyle muhatap tutulması gibi konulardan sonra Kur'andaki canlı kıyamet sahnelerini tasvir eden bu kitap kıyamet ve yeniden diriliş kavramlarını, hesaba çekilme, cennet ve cehennem tasvirlerini akıcı bir biçimde di

Yeraltında neler oluyor? - Yer altında ne var? - Hz. Peygamber kabirde olanları nasıl haber veriyor? - Kabir içine konulanı sıkar mı? - Kabir sıkmasından hiç kimse kurtulamaz mı? - Kabir sıkması mümine azap mıdır? - Kabir fitnesinden kimler kurtulacaktır? - Ruhlar ölümden sonra nerede olacaktır? - Müslümanların ruhları birbirleri ile buluşurlar mı? - Kabir azabının sebepleri nelerdir? - Kabir azabından kurtarıcı sebepler nelerdir? - Yaşayanlardan kabir nimetini veya azabını görenler varmıdır?

Bu kitap ne bir çeviri kitabı, ne de iddialı bir dilbilgisi kitabıdır. Hazırlanmasındaki temel amaç Kuran okumasını bilecek kadar Arapça bilgisine sahip ve aynı zamanda en azından temel düzeyde İngilizce bilen kişilerin iki dili bir arada çalışmalarına ve geliştirmelerine imkân tanımaktır. Çalışmamız bu yönüyle hem Türkiyede hem de dünyada tektir. Ayrıca bundan önce yayımlanmış olan çalışmalarımızın (Arapça-İngilizce-Türkçe Ticari Alıştırmalar Kitabı, İngilizce-Türkçe Harici Garanti ve Akreditif Sözlüğü ve

Ölüm, deprem, sel, yangın, kaza, cinayet-katliam, savaş, gurbet... ve bunların ayrılmaz parçası durumundaki acı, keder, ıstırap, hasret... hayatın içinden ve hayatla iç içe olgulardır. İnsanımız bu olgular karşısında; Paylaşıldıkça azalacağı esasından hareketle, bir bakıma kendi yükünü hafifletmek, bir bakıma da hemcinslerinin dertlerini paylaşmak üzere elem, özlem, kaygı ve dertlerini mısralara döken şiirler söylemiş, ağıtlar yakmıştır. Umumi ıstıraplarımıza, içtimai yaralarımıza vurulmuş bir neşterdir;

Ölüm, deprem, sel, yangın, kaza, cinayet-katliam, savaş, gurbet... ve bunların ayrılmaz parçası durumundaki acı, keder, ıstırap, hasret... hayatın içinden ve hayatla iç içe olgulardır. İnsanımız bu olgular karşısında; Paylaşıldıkça azalacağı esasından hareketle, bir bakıma kendi yükünü hafifletmek, bir bakıma da hemcinslerinin dertlerini paylaşmak üzere elem, özlem, kaygı ve dertlerini mısralara döken şiirler söylemiş, ağıtlar yakmıştır. Umumi ıstıraplarımıza, içtimai yaralarımıza vurulmuş bir neşterdir; A

Bu sözlük, teorik yönü ağır basan bir kitap olmadığı gibi sadece sözlük olarak da tanımlanamayacak bir çalışmadır. Hem kullanılan İngilizce terimler için bir referans özelliğine sahip olmakta hem de farklı metinler üzerinden gidilerek gerçek hayattan örnekler taşımaktadır. Çalışma incelenirken İngilizce ve Türkçe kelimelerin uyumuna, örnek olayların incelenmesine hassasiyet gösterilmiştir. Her şeye rağmen oluşacak eksiklikler bir sonraki çalışma için de düzeltilecek noktalar olacaktır. Bu çalışmada editörlü

Ruhumuz, nefsimiz yahut içimizdeki esrarengiz kuvvet, nasıl bizim maddi vücudumuza hâkim ise, peygamberlerin büyük ruhu da Allahın emriyle cihana hâkimdir. Ruhani cihanın kanunları, maddi cihanın kanunlarını etki altına aldığından büyük ruh yeryüzünden sema'ya bir anda yükselir, bir darbe ile denizleri ayırır, bir işaretle ay'ı ikiye böler, büyük toplulukları birkaç lokma ile doyurur, parmaklarından sular akıtır, bir nefesle hastaları kurtarır, ölüleri diriltir, bir avuç toprakla orduları tarumar eder, elhâ

Hayati Ahmed Efendi; Memleketi Elbistan'da on yıl kadar müftülük, Ayasofya'da müderrislik yapmış; Bağdat ve Bosna kadılıklarında bulunmuş; (bir tanesi Osmanlı'da basılan ilk otuz kitap içerisinde olmak üzere) din, dil ve eğitim konularında yirmi kadar eser vermiş; Sümbülzade Vehbi'nin Tuhfe ve Nuhbe'sini şerhetmiş; Türkçe, Arapça, Farsça şiirler yazmış; Elbistan'da kütüphane kurmuş bir ilim adamıdır. Bu çalışmada; Hayatı, eserleri ve şeceresiyle birlikti kütüphanesinde bulunan ve günümüze gelebilen eserler

21. Yüzyıl isimlendirmemiz gerekirse en uygun isim olarak iletişim çağı / yüzyılı dememiz gerekir.İletişim baş döndürücü gelişimi ve hızı neredeyse mesafeleri devreden çıkardı.

Allah kelâmı olan Kur'an anlaşılması için, onun tebliğcisi olan Peygambere inmeye başlamasından beri çalışmalar yapılmakta ve bu uğurda gayretler her geçen gün artmaktadır. Elinizdeki bu kitapçık, 15 asırlık bir zaman içerisinde yapılan çalışmaları ortaya konan eserleri, bu eserleri ortaya koyarken izlenen metodları anlatma gayretinin mahsulüdür. Akademik manada İslâm dünyasında bu bağlamda güzel çalışmalar vardır. Genellikle Üniversitelerde yapılan pek çok akademik çalışma, ya ilmî seviye gözetilerek yapı

Hayati Ahmed Efendi; Memleketi Elbistan'da on yıl kadar müftülük. Ayasofya'da müderrislik yapmış; Bağdat ve Bosna kadılıklarında bulunmuş; -bir tanesi Osmanlı'da basılan ilk otuz kitap içerisinde olmak üzere- din, dil ve eğitim konularında yirmi kadar eser vermiş; pek çok talebe yetiştirmiş; Sümbül-zade Vehbi'nin -Arapça ve Farsçadan manzum lugatları olan- Tuhfe ve Nuhbe'sini şerhetmiş; Türkçe, Arapça, Farsça şiirler yazmış; Elbistan'da kütüphane kurmuş bir ilim adamıdır. Bu çalışmada; Hayatı, eserleri ve

Alemlere rahmet olarak gönderilen peygamber efendimiz, Allah'ın dinini tebliğ etmek için, insanları hidayete erdirmek ve karanlılardan aydınlığa çıkarmak için canla başla çalışıyor, gece gündüz demeden gayret gösteriyordu. Erkek kadın, genç yaşlı, zengin fakir ayrımı yapmaksızın herkes O'nun hedef kitlesiydi. İnsanların hidayete ermesi onu mutlu ediyor, inanmamaları ise çok üzüyordu. Efendimizin (a.s) tebliğ hizmetinde Kur'an'ı Kerim'den sonra en önemli destek kendisinin vahiy destekli olan inci gibi sözler

Bu kitapçıkta hastalık sebepleri ve bu esnada nasıl sabredileceği ele alınmış, ayet ve hadislerle öz olarak anlatılmıştır.