Baba yok, oğlan yasta: Türk Sineması'nda Erkeklik Performansları ?Adamlık cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir" ? ?Öyle karı kılığına gir, gel koca Levent'i vurmaya çalış, benden kaçış yok" ? ?İşin gücün lak lak ukalalık, biraz adam ol, biraz erkek ol" ? ?Kendi toprağın dediğin hepimizin toprağı, oğul da bizim toprak da" ? ?Ne biçim erkeksin, senin komutanın da başkomutanın da benim" ? ?Erkekler köpeğiniz, bu kitap aşk rehberiniz olacak" ? ?Kadın öldü, adam yalnız kaldı, ne yapacak şimdi?"

EKONOMİK KRİZ AVRUPA BİRLİĞİ Ekonomik Kriz ve AB başlıklı bu kitap 2008 yılından günümüze ekonomik kriz ile mücadele etmekte olan AB üye devletlerinin, kurumlarının, politikalarının ve AB'nin geleceğinin bu krizden nasıl etkilendiğini analiz etmeyi hedeflemiştir. Akademisyenlerin, siyasetçilerin, öğrencilerin ve dünyadaki ve özellikle Avrupa'daki güncel gelişmeleri takip eden herkesin ilgiyle ve keyifle okuyabileceği şekilde hazırlanmıştır.

Bu kitabın amacı, Staja Başlama Değerlendirme Sınavına Yönelik soru ihtiyacını karşılamaya çalışmaktır. Soru bankası hazırlanırken adayların bilmeleri gereken tüm bilgiler göz önünde bulundu-rularak konu çeşitliliği sağlanmıştır. Bu kitabın istenen faydayı sağlayabilmesi için, öncesinden sınav konularına genel olarak hakim olmak gerekmektedir. Bu yönüyle Soru Bankası kitabımız, Konu An-latımlı kitabımızın tamamlayıcısı niteliğindedir.

Tür kavramı, edebiyat alanında kullanıldıktan sonra, diğer sanat dallarında da kullanılmaya başlanmıştır. İlk sesli filmin gösterimden sonra yazarlar, müzisyenler, ilk renkli filmle birlikte ressamlar, sonra mimarlar ve giderek tüm sanat dalları sinemaya katkı sağlamaya başlamış ve sinemanın bir sanat dalı olarak gelişmesine sebep olmuştur. Bu tarihten sonra filmleri Özelliklerine göre türlere ayırmak mümkün olmuştur. Türk Sineması çerçevesinde türleri ele alan bu kitapta film türleri. Dünya Sineması ile ka

Milletleri iyi tanıyabilmek için onların ilme ne ölçüde hizmet ettiklerine bakmak gerekir. Türkler, yetiştirdikleri bilim adamları ile filozoflar sayesinde bu konuda var olduklarını ispat etmişlerdir. Ancak Türk-İslam filozoflarını basit görüp başka alternatif arayanlar ve Avrupalı filozofları felsefî ve siyasî bakımdan otorite kabul eden bazı çevreler Türk İslam felsefesini yok farz etmişlerdir. Türk-İslam düşüncesi ile siyasi sisteminin zenginliği bu birikime tahammülü olmayan çevrelerin tavırları adına e

Yazar Hasan Eken'in son yazdığı bu roman, sizleri bir çırpıda okumak isteyeceğiniz, merak edeceğiniz ve sonunda da şaşıracağınız bir aşk hikâyesine doğru yolculuğa çıkarmaktadır. Bu yolculukta günümüzün acımasız iş hayatını, hayatın bazen nedenini bile bilme fırsatını vermeden merhametsiz tarafını göstermesiyle savrulmamızı, atlattık dediğimiz anda da geçmişin gölgesinin,  güneşimizi nasıl kapattığın anlatmaktadır. Yalın ve bizden biri anlatımıyla, soluksuz okunacak bu romanın bitiminde etkisinden kurtulama

Milletleri iyi tanıyabilmek için onların ilme ne ölçüde hizmet ettiklerine bakmak gerekir. Türkler, yetiştirdikleri bilim adamları ile filozoflar sayesinde bu konuda var olduklarını ispat etmişlerdir. Ancak Türk-İslam filozoflarını basit görüp başka alternatif arayanlar ve Avrupalı filozofları felsefî ve siyasî bakımdan otorite kabul eden bazı çevreler Türk İslam felsefesini yok farz etmişlerdir. Türk-İslam düşüncesi ile siyasi sisteminin zenginliği bu birikime tahammülü olmayan çevrelerin tavırları adına e

Nutuk okunması ve anlaşılması kolay bir kitap değildir. Dolayısıyla Nutuk okumasına geçmeden, Türk Devrimi hakkında yeterli okumaların yapılmış olması gerekir. Çünkü Nutuk'un sağlıklı bir şekilde anlaşılması ve değerlendirilmesi, okuyucunun bu alandaki bilgi birikimiyle doğru orantılıdır. Diğer bir sorun da bazı Nutuk basımlarının olağan ve masum sayılamayacak birçok hatayı içerdiği gerçeğidir. Örneğin bu türden bir basımda, densizliği, dinsizlik, cephaneyi cephe, ihmalleri ihtimaller şeklinde görmek olası

İlişki yönetimi; halkla ilişkilerin, kurumlar ile hedef kitleleri arasında karşılıklı yarar, anlayış, uzlaşı, iyi niyet, güven ve hoşgörü esasına dayanan ilişkilerin strateji temelinde oluşturulması ve sürdürülmesi çabalarını kapsayan bir disiplin olarak tanımlanmasına yönelik literatürde ortaya çıkan fikir birliğini yansıtması açısından önem taşımaktadır. Günümüzde halkla ilişkiler uygulamalarının başarısının elde edilen medya yansıması ile ölçüldüğü iletişim odaklı yaklaşımından uzaklaşarak, kurumlar ile

Liderlik, günümüzde, disiplinlerarası bir alanda akademik topluluğun sorguladığı önemli bir kavram konumunda. İlgilenenler, kavramın, Sokratesten günümüz sosyal bilimcilerine kadar pek çok özne tarafından yüzlerce tanımı yapıldığını bilirler. Bu denli bir çeşitliliğin olması ise rastlantısal bir durum değildir kuşkusuz. Değişen olgusal gerçeklikler ve bilimsel perspektifin genişlemesine bağlı olarak kavram da, gün geçtikçe genişlenmekte ve her geçen gün yeni liderlik tipleri açığa çıkmaktadır. Bu kitap, lid

IPTV yayıncılığı; televizyon yayıncılığı, telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri oyuncularını biraraya getiren yeni ve önemli bir iş modeli olarak yayıncıya ve izleyiciye çok önemli avantajlar sağlamaktadır. Teknolojik gelişmelerin devamlılığı, IPTV yayıncılığının özellikleri, IPTVyi geleneksel televizyon yayıncılığının karşısında önemli bir alternatif olarak konumlandırmaktadır. Yakın bir gelecekte, yeni televizyon izleyicilerinin beklentileri ve ilgisinin de yoğunluğuyla beraber, IPTV ve benzeri platform

Kurum kimliği çoğu kez tutarlı bir "vitrin" gibi algılanır. Yalnızca kurumun çeşitli görsel unsurlarının bir yeknesaklığı yansıtmasının bile "kurum kimliği" olarak adlandırıldığını görürüz. Oysa kurum kimliği: kurum felsefesi, kurumsal tasarım, kurumsal iletişim ve davranışı da kapsayan, kurumlar açısından yaşamsal öneme sahip bir kavramdır. Ayla Okay, konuyla ilgili dünya literatürünün kapsamlı bir incelemesine dayanan bu çalışmasında kurum kimliğini, tüm unsurları ve etkileşim içerisinde olduğu alanları

6 Şubat 2009da yitirdiğimiz Prof. Dr. Türkel Minibaş akademik yaşamını 30 yılı aşkın bir sü-re İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde sürdürdü. Akademik yaşamı boyunca ekonomiyi salt teori ile sınırlandırmayan, teori ile pratiği birleştiren bir bilim insanı olarak birçok ilke imza attı. Türkel Minibaş anısına hazırlanan armağan kitapta yer alan makaleler de Minibaşın özellik-le odaklandığı kriz, kalkınma ve Türkiye ekonomisi başlıklarındaki güncel teorik tartışmaları içe-riyor. Kitaba katkı sunanlar: Ya

1896-1953 yılları arasında yaşamış, basın dünyasının önemli ismi Sedat Simavinin gazetecilik faaliyetlerini anlatan bu eser, basın tarihine ışık tutmaktadır. Gazeteciliğe karikatürist olarak adım atan Sedat Simavinin Hürriyet gazetesini çıkarana dek basın faaliyetleri, gazete ve dergilerden karikatürler, belgeler ve Sedat Simavinin yazıları ile ortaya çıkarılmıştır. Sedat Simavinin çıkardığı Osmanlıca dergi ve gazetelerin detaylı olarak incelendiği kitapta ayrıca; Sedat Sima-vinin günümüze dek faaliyet göst

Doç. Dr. Necati Ulunay Ucuzsatar, 1949 yılında İstanbul'da doğdu. Askerlik yaşamına 11 yaşında Selimiye Askeri Ortaokulunda başladı. Kuleli Askeri Lisesi, Harp Okulu, Piyade Okulu ve Dağ Komando okullarında okudu. Öğrenimi Kara Harp Akademisi, İngiltere Kraliyet Kurmay Koleji ve Silahlı Kuvvetler Akademisi'nde tamamladı. Marmara Üniversitesi'nde tarih bilimi dalında doktora yaptı. Silahlı kuvvetlerimizin her kademesinde birlik ve karargahlarında komutanlık ve kurmay hizmetleri yanında, Kara Harp Akademisi'n

Televizyon günlük yaşamın bir parçası. Artık yalnızca evde değil, çeşitli iş mekanlarında da gündüz ya da gece ayırt etmeksizin, izlemesek bile, televizyonun düğmesini açıp onun bizi izlemesine izin veriyoruz. Televizyon çoğumuz için izlenecek, eğlendirecek, bilgi verecek ya da eğitecek bir araç. Ama yalnızca bir araç. Bu aracın tüm bu beklentileri karşılayabilmesi için, birilerinin ona bu işlevleri yüklemesi, yaptırabilmesi gerek. İşte çoğumuz için izlenen bir araç olan televizyon kimilerimiz için de çalış

ONTOLOJİK AÇIDAN TARİH, KÜLTÜR, TOPLUM ve KEMALİZM N. Hartmannın Yeni Ontoloji kuramı, Ontoloji disiplinine katkısı yanında, düşünce dünyamıza İdealizm ve Materyalizm kuramları dışında, üçüncü ve farklı bir bakış açısı da sunmaktadır. Batı dünyasının tarihsel gelişimi dışında kalan, İdealizm ve Materyalizmi ve bunlara bağlı ideolojiler olan Liberal-Kapitalizm ve Sosyalizmi kendi dünya görüşleri ile yoğurup bünyelerine uyarlayamayan doğaldır ki, sanayileşemeyen ve dinsel evreden bütünüyle çıkamayan- toplu

1917 Ekim Devrimi sürecinde Rusya'da iç savaş başlamıştı. Çarlık yanlısı Beyaz Ordu ile devrim yapan Kızıl ordu arasında yoğun savaşlar oluyordu. İngiltere ve Fransa gibi o günün emperyal devletlerinin silah ve lojistik desteğine karşın Beyaz Ordu yenildi. Subay ve askeriyle Beyaz Ordu ve çar yandaşı soylular büyük kitleler halinde Rusya'dan kaçtılar. Bunların gemi ile kaçan 200.000 kadarı deniz aşırı ilk durak olarak İstanbul'a geldiler. Ancak, mütareke yıllarıydı ve İstanbul işgal altındaydı, savaşta yen

Politikada Halkla İlişkiler adlı bu kitapta, demokratik toplumlarda politik iletişim ve halkla ilişkilerin dayandığı temel ilkelerin ve rol ilişkilerinin çerçevesi çizilerek, çeşitli kampanya stratejileri hakkında ipuçları verilmektedir. Kitap, siyaset ve iletişim ile ilgilenen her kesime olduğu kadar, siyaseti meslek olarak kabul ederek seçimlere aday olan gelecekteki politik kadroların kampanya ihtiyaçlarına da hitap etmektedir.

20 yüzyıldan itibaren kültür ve özellikle çocuk kültürü televizyon dışarıda bırakılarak anlaşılamaz. Popüler kültürün temel kaynağı olarak televizyon, bireyin toplumsal bir özne haline gelmesinde temel aktör konumundadır. İşte bu nedenle televizyon hem akademik hem popüler kamuoyunda bitmek bilmeyen bir tartışmanın nesnesidir. Televizyonun etkileri, yararları, zararları üzerine yapılan çalışmalar başka hiçbir iletişim aracı/ortamı için yapılmamıştır. Televizyon sınır kavramını zorlar ve ortadan kaldırır. Te