Marcus Aurelius, 121-180 yılları arasında yaşamış hem en büyük Roma imparatorlarından hem de en önemli Stoacı filozoflardan biridir. Aurelius'un Kendime Düşünceler'i, evrene, akla, ölüm ve acıyla başa çıkmaya, kendi eylemine karar vermeye, logosun izinden gitmeye dair, kısacası yaşama nasıl bakması gerektiğine ve onu nasıl sürdüreceğine dair kendi için yazdığı derin düşüncelerden ve aforizmalardan oluşmaktadır. Hâlâ geçerliliğini korumakta olan öğüt niteliğindeki notlarla, Kendime Düşünceler evrensel bir ni

Hocası Platon'la birlikte Batı felsefesinin en önemli iki filozofundan biri olan Aristoteles, başyapıtı sayılan Poetika'da şiir ve tiyatroyu kapsamlı bir şekilde ele alır. Tragedya ve Epik arasındaki ayrımları ve benzeşimleri örneklerle açıklar, edebiyatın temel işlevinin taklit etmek olduğunu söyler, iyi bir tragedyanın nasıl yazılması gerektiğini betimler. Aristoteles'in şiir ve tiyatrodan bahsederken yaptığı tespitlerin, yelpazesi çok daha geniş günümüz edebiyatının bütün türlerine uyarlanabilir oluşu f

Fransız antropolog ve sosyolog Gustave Le Bon, 1895'te yayımlanan bu çalışmasıyla kitle psikolojisinin kurucusu konumundadır. Fransız Devrimi başta olmak üzere her türlü devrime ve sosyalizme karşı şüpheci tavrıyla, kolektif bilince aşağılayıcı yaklaşmasıyla bilinen Le Bon, bu eserinde kitlelerle bireyler arasındaki farklara, kitlelerin harekete geçme mekanizmalarına, kitlenin iktidarla ilişkisine ve heterojen kitlelerin ortak özelliklerine değinirken farklı ırkları da hususiyetlerine göre incelemeyi ihmal

Thomas More, Ütopya'da Güney yarım kürede bir adayı anlatır. Anlatıya göre, bu adada yaşamış bir gemici, oradaki sosyal hayat ve devlet kanunlarının düzenine, adaletli oluşuna, kısacası mükemmelliğine dair izlenimlerini Avrupa insanına tanıtmaktadır. Eşitlik ve barış içinde yaşam, insanlar arasında sınıf ayrımı gözetilmeksizin herkesin temel ihtiyaçlarının karşılandığı bir dünya cennetidir Ütopya... 1516'da yazılmış olan ve "yok ülkenin yok mutluluklarını" özendirici bir dille anlatan, yeni bir toplum, yeni

İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden Floransalı tarihçi, siyaset kuramcısı, yazar ve düşünür Niccolò Machiavelli, en önemli yapıtlarından biri olan Hükümdar'da bir hükümdarın devletini nasıl yönetmesi gerektiği, egemenliğin nasıl sağlanabileceği, devlet, halk ve asker ilişkisinin hangi temeller üzerine dayandığı gibi önemli sorulara cevaplar verirken tarihten örneklerle hükümdarların yaptığı hataları ve doğruları tespit edip ideal hükümdarı betimliyor. Siyaset felsefesi yaparken insanlığın

Varoluşçuluğun babası olarak anılan Kierkegaard felsefesini inanç ve bilgi, düşünce ve gerçek üzerine kurmuştur. Tanrı'ya İhtiyaç Duymak adlı bu derlemede, Kierkegaard felsefesinin özünü oluşturan bütün kavramlara dair parçalar bulacak, büyük filozofun ölüm, din, korku gibi konulardaki düşüncelerini okuyacaksınız. Tanrı'ya İhtiyaç Duymak, Kierkegaard'ın bütün kitaplarından yapılmış bir derleme olması açısından, Søren Kierkegaard'ın felsefesine giriş niteliğinde bir eserdir.

Paul Lafargue, Kapitalizmin İflası'nda, sanayileşme öncesi dönemden bugüne uzanan zamanda kapitalizmin gelişim aşamalarını ve bu süreçte insanlar arasındaki sınıf ayrımını belirtip, "sömüren ile sömürülen", "yöneten ile yönetilenden" hareketle, kapitalizmin yöntemsel gücü ve başarısı ile entelektüelin –o yere göğe sığdırılamayan entelektüellerin– günahları ile eksikliklerini cesur bir dille anlatıyor: Sosyalizmin zaferi için aydınların titiz, hassas ve ürkek tereddütlerini beklersek, değil 100 yıl, dünyanın

Konfüçyüs görgü ve ritüel kavramlarının hem kişisel hayat, hem teolojik bakış hem de dünya işlerine uygulanmasını sağlamak istemiştir. Kendisine sorular soranlara ya da danışanlarına bu kavramları YOL vurgusuyla açıklamıştır. Çince Tao sözcüğünden gelen bu kavram "yol", "yöntem" demektir. Konuşmalar'da, Konfüçyüsçülüğün temel kavramlarını ve Konfüçyüs'ün hayata bakış açısını ilk ağızdan okuma fırsatı bulacaksınız.

Rakibini küçümseyen ve aşağılayan kişi, daima yanlış yoldadır. Savaş, barış sağlamak için yapılmaz, barışı kazanmak için yapılır.

Modern Avrupa uygarlığının en önemli metinlerinden Melankolinin Anatomisi, yayımlandığı 1621 yılından bu yana birçok yazara ilham kaynağı oldu. Bir rahip ve bilim insanı olan Robert Burton'ın tıbba, tarihe, edebiyata, bilime olan derin ilgisi onu tüm insanlığın duygu ve düşüncelerini kavramaya yönelttiğinde, aynı zamanda insanlık durumunun alegorisini ortaya koyacağı bu metni yazmaya karar verdi. Bir anlatı ustası olan Burton, Melankolinin Anatomisi'nde, ruhbilimsel sorunları modern denebilecek bir yaklaşım

Modern Avrupa uygarlığının en önemli metinlerinden Melankolinin Anatomisi, yayımlandığı 1621 yılından bu yana birçok yazara ilham kaynağı oldu. Bir rahip ve bilim insanı olan Robert Burton'ın tıbba, tarihe, edebiyata, bilime olan derin ilgisi onu tüm insanlığın duygu ve düşüncelerini kavramaya yönelttiğinde, aynı zamanda insanlık durumunun alegorisini ortaya koyacağı bu metni yazmaya karar verdi. Bir anlatı ustası olan Burton, Melankolinin Anatomisi'nde, ruhbilimsel sorunları modern denebilecek bir yaklaşım

Taoculuğun temel kitabı haline gelmiş, seneler önce yazılmış olan Tao Te Ching isimli eserin anlatmak istediği tek şey şuydu: İnsanın doğaya karşı çıksa da hiçbir zaman kazanamayacağı. Bu yüzden de insanların doğayla uyum içinde yaşamasını, doğayı karşılarına değil de yanına almalarını ve huzur içinde yaşamalarını öğütler; aksi halde insanlığın yenilmeye mahkûm olduğunu anlatmaya çalışır. Tao Te Ching yüzyıllar okunmaya devam etmekte ve insanların hayatlarını etkilemektedir.

Sivil itaatsizlik anlayışının öncülerinden sayılan Amerikalı yazar, filozof ve şair Walden Gölü kıyısında, şehirden ve modern hayattan kopuk bir biçimde geçirdiği yıllara ait deneyimlerini okurlarıyla paylaşırken sosyal ve ekonomik hayata dair, bugün için bile marjinal sayılabilecek fikirlerini öne sürmekten geri durmuyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin henüz emekleme çağında olduğu bir dönemde, sanki insanların hırslarının ve ihtiraslarının varabileceği noktayı o günde görmüşçesine, yalnızca doğanın nime

Aşkın Metafiziği'nde, Alman filozof Arthur Schopenhauer insanoğlunun var olduğundan beri üzerine kafa yorduğu bir konu olan aşkı ve cinsel aşkı metafiziksel bir düzlemde ele alır. Ona göre kadın-erkek ilişkisinin görünenin ötesinde, türün kaderini belirleyen fizikötesi bir boyutu vardır. Bu yüzden aşk, kendini koruma içgüdüsünü bile aşan en karşı konulmaz itki olmasının yanında en yaygın olanıdır. Schopenhauer'e göre bu gizli ve irrasyonel itki, bireyleri sıklıkla yıkıma sürüklese de her zaman türün iyiliği

Walden'ın yazarı, ünlü Amerikan düşünürü Henry David Thoreau'nun en önemli denemelerinden olan Sivil İtaatsizlik'i okurken modern devlet anlayışının ve onun yarattığı yaşam biçiminin çarpıcı bir biçimde gözler önüne serildiğine tanıklık edeceksiniz. Sivil İtaatsizlik, doğadan koparılan insanın, kapitalizmin ve devletin elinde nasıl şekillendiğini görmek için de mutlaka okunmalı.

Nihilizmin en önemli temsilcilerinden biri olan Friedrich Nietzsche, bu eserinde kendisine yönelttiği soruları yanıtlarken benliğine ve kişiliğine dair düşüncelerini okurlarına açıyor. "Neden Bu Kadar Bilgeyim?", "Neden Bu Kadar Akıllıyım?", "Neden Bu Kadar İyi Kitaplar Yazıyorum?", "Neden Bir Yazgıyım?" gibi soruların cevabını verirken aslında bir yandan kendimizi de sorgulamamıza neden oluyor. Nietzsche, kendi yaşamından da örnekler vererek belki de daha önce üzerine hiç düşünmediğimiz konulara değinip, e

Varoluşçuluğun babası olarak anılan Kierkegaard felsefesini inanç ve bilgi, düşünce ve gerçek üzerine kurmuştur. Tanrı'ya İhtiyaç Duymak adlı bu derlemede, Kierkegaard felsefesinin özünü oluşturan bütün kavramlara dair parçalar bulacak, büyük filozofun ölüm, din, korku gibi konulardaki düşüncelerini okuyacaksınız. Tanrı'ya İhtiyaç Duymak, Kierkegaard'un bütün kitaplarından yapılmış bir derleme olması açısından, Søren Kierkegaard'un felsefesine giriş niteliğinde bir eserdir.

Lev Tolstoy, Savaş ve Barış'ı ve Anna Karenina'yı dünya edebiyatına kazandırdıktan sonra, 51 yaşında hayatına dönüp bakar ve yaşamının anlamdan yoksun olduğunu fark eder. İtiraflarım, büyük Rus yazarın estetik ideallerin peşinden gitmeyi bırakıp dinî ve felsefi meselelere yönelişine dair öngörülerle dolu, kısa ama çok güçlü bir kitaptır. Bir anlamda Tolstoy'un manevî orta yaş krizini anlatan İtiraflarım son derece özgün ve etkileyici bir metin olmasının yanında, hayatın anlam ve değeri üzerine yazılmış en ö

Yaşamanın iki şekli vardır: Hiçbir şey mucize değilmiş gibi ya da her şey mucizeymiş gibi yaşamak. Tüm hayatın bir mucize olduğuna inanan ve buradan ilham alarak hayatı ve evreni açıklamaya koyulan bir fizikçi... Einstein'ın düşünceleri ve çalışmaları bugün bile bilim dünyasını etkilemeye devam ediyor. Zor bir çocukluk ve eğitim hayatının ardından hayallerinin peşinden giderek büyük şeyler başarmış bir biliminsanı olsa da, Einstein insani değerlerin önemini asla göz ardı etmemiştir. Einstein'a göre, dünyayı

Halil Cibran'ın ölümünün ardından yayımlanan eseri Ermişin Bahçesi, bir geri dönüşün hikâyesini anlatır. El Mustafa, on iki yıl boyunca uzak kaldığı adaya ayak bastığında geri dönüşün bütün sancı ve sızılarını yüreğinde taşır. Halkına kavuştuğu an, daha derin bir yalnızlığın pençesine düştüğü andır. Annesiyle babasının ebedi uykuya yattığı o bahçenin duvarları, dünyayla arasına çizdiği bir sınır çizgisine dönüşür. Onun sesine hasret kulaklara fısıldadığı ise yaşama ve yaşamın getirdiklerine ve götürdükleri