Sanayi devrimi Osmanlı ekonomisini ve alışkanlıklarını tümüyle değiştirmiştir. Ancak yine de süreç kapitalist bir süreç değildir. Kapitalizmin istilasına karşı, önemli ölçüde güç kaybetse de geleneğe dayanarak kendine özgü direniş mekanizmaları geliştirmiştir. Esnaf ve çarşılar bu direniş mekanizmasının merkezini teşkil eder. Onun için Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi, esnafı ve çarşıları ile birlikte vardır. Bugün hala çarşılardan ve esnaflık kültüründen söz edebiliyorsak nedeni her değişim süreci

Kurum içi halkla ilişkiler, çalışanlarla iletişim adına örgütlerde tüm araçlar ve yöntemlerin stratejik olarak kullanılması, çalışanlara görev tanımlarının aktarılması ve kurumsal gelişimin sağlanması için çalışanlarla ilişkilerin planlı olarak yönetilmesidir Örgütlerde sağlıklı işleyen kurum içindeki iletişim kurumsal barışı ve mutluluğu sağlayarak kurumsal ahengi ortaya çıkaracağından, her kademedeki çalışanda yüksek bir iş doyumu, iş performansında artış ve personel devrinde azalış, örgütüne yönelik bağ

Lütfen beyler, biraz daha mavi, lütfen! Franz Liszt orkestrasına bu sözlerle seslendiğinde, müzisyenler şaşırarak birbirlerine baktı. Nasıl daha mavi çalınabilirdi ki? Liszt, müziğin renklerini gördüğünü iddia eden tek besteci değildi. Duyuların etkileşimini anlamak, bireyin kendini tanımasıyla başlıyordu. Didim'deki Apollon Tapınağı'nın girişinde de belirgin harflerle kendini bil ifadesi yer alır. Bireyin kendini ve içinde yaşadığı dünyayı anlama çabası, onu etrafında olup bitenleri ölçmeye, gözlemlemeye

İnsanın doğa ile baş etme mücadelesi, giderek ona hükmetme ve kendini onun mutlak sahibi olarak görme noktasına gelmesi... Toplum 5.0'ın vadettikleri tam da bu düşüncenin karşısında... İnsan ve doğa arasındaki uyum! Yapay zekâ ve akıllı asistanlar bu uyumun neresinde? Dünya liderlerinin bile zihnini kurcalayan yapay zekâ bizi ne zaman yemeye başlayacak? sorusunun cevabı ne? Pazarlama sistemlerinin gelişim evreleri temelinde kurgulanan bu kitapta; alanda yaşanan gelişmelerin, insanın doğanın bir parçası oldu

Küresel ekonomi kendi avantaj ve dezavantajlar yumağı ekseninde dönerken, her ülke aynı zamanda ekonomik, siyasi, sosyal ve toplumsal içsel sorunlarının yörüngesinde de yol almaktadır. Ülkeler, artık kendi iç gelişmelerine yönelik politikalardan daha çok, küresel kaynaklı gelebilecek olası değişimlere göre politikalar üretmek için çaba göstermek zorunda kalmaktadırlar. Üstelik söz konusu ülkeler birde gelişme yolunda veya geri kalmış, dünya ticaret pastasındaki payları oldukça düşük, enerji ithal bağımlısı,

Elinizdeki bu kitap, ne zeytinle ilgili teknik bilgiler, ne de zeytincinin sorunları üzerine bilgiler vermektedir. Okur, bu çalışmada zeytinin ülkemizde son yüzyıl içinde geçirdiği serüvenin bir bölümünü devletin resmi belgeleri ışığında izleyecektir. 1924 Nüfus Mübadelesi ile sahipsiz ve bakımsız kalan zeytinlikler, terk edilen zeytinyağı fabrikaları, İç Anadolu'da ilk defa zeytinle karşılaşan ve onu görünümü nedeni ile keçi pisliğine benzeten köylü kadın, açılan zeytincilik kursları, kabul edilen yasalar

Türkiye'nin en önemli kaynakları ve değerleri tarihi, turizmi ve girişimci genç potansiyeli olup henüz gerçek anlamda ortaya çıkamamıştır. Girişimciye uygun ekosistemle bu potansiyelin ortaya çıkacağına ve Türkiye'nin refah düzeyinin ülke sathına yayılmış irili ufaklı çok sayıda girişimciyle artacağına inanıyorum. Bu bağlamda girişimcilere ışık tutacak, yönlendirecek ve özendirecek bu kapsamlı kitabı çok değerli buluyorum. -Ayşen Zamanpur Ceo / Silk and Cashmere Türkiye içinde zengin değerler ve mirasla

İyi yönetim nasıl olmalıdır sorusu insanlık tarihinde üzerinde çokça düşünülen konu olagelmiştir. Bu çerçevede, ilk yönetimlerden itibaren yöneticilerin, hangi şartları sağlaması gerektiği ve nasıl yönetmeleri gerektiği meselesi önem kazanmıştır. Türk/İslam düşünce geleneğinde iyi yönetim arayışına dair soru ve sorunlar siyasetname türünde eserlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu yönü ile siyasetnameler, yönetim düşüncesi için birincil veriler sunan temel eserler olarak değerlendirilebilir. Bu kitapta

Sanayileşme, etkili ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme stratejisidir. Türkiye, orta düzeyde sanayileşmiş, kişi başına 10 bin dolar gelir seviyesine erişen ve 2010 yılından beri bu orta gelir katmanında bulunan bir ülkedir. Türkiye'nin, milli geliri kişi başına 40-50 bin dolar olan yüksek gelirli ülkeler sınıfına girebilmesi için sanayisini katma değer üreten yüksek teknolojiye dönüştürmesi ve bütün ülke sathına yayması zorunludur. Bunun için ülkenin tümüne hitap eden etkin yatay ve dikey politikaların ge

Muteber olmak önemli bir özelliktir. Her ne kadar soyut bir kavram olsa da günlük hayatta insanların en değer verdiği unsurlardan biridir. Özellikle içinde bulunulan dijital çağda, şirketlerin, kurumların ve organizasyonların duygulara hitap edebilme gerekliliğini şart koşmaktadır. İtibar da duygulara sağlam bir etki bırakan en önemli unsurlardan biridir. Elinizdeki bu kitapta, itibar kavramı çerçevesinde derinlemesine bir literatür taraması yer almaktadır. Hazırlanan bu içeriğe bağlı kalarak destinasyonla

Yaklaşık on beş yıldır iktisadi, sosyal ve toplumsal tüm kazanımlarımıza rağmen, ateş topu olarak nitelendirilen Ortadoğu'da hesapları olan ABD, Almanya, İngiltere, Rusya ve İran gibi çok merkezli odaklar tarafından ülkemiz üzerine sahnelenen kirli oyunun sonucu olarak, maalesef belirsizlik ikliminden çıkmayı henüz başaramadık. Engin bir devlet kültürüne, yüksek ve derin bir bölgesel etkileme kapasitesi ve potansiyeline sahip ülkemizin, kat etmesi gereken çok uzun yol bulunmaktadır. Türkiye'yi yöneten hüküm

Günümüzdeki tartışmaların temelinde, devletin ekonomide var olup olmaması değil kamu kesiminin büyüklüğünün yanında kamu kesiminin performansı ve ölçümü de yer almaktadır. Her ne kadar özel kesimin aksine kamu kesiminde performans ve etkinliğin ölçümünün zorluğu kabul edilse de kamu kesimi büyüklüğü rasyosuna bağlı olarak performans ve etkinlik üzerinde analizler gerçekleştirilebilmektedir. Ulusal literatürde kamu kesimi performansının kapsamlı şekilde ölçümüne ilişkin yeterli kaynak bulunmamaktadır. Kitab

GAP İdaresi Başkanlığının kurulmasından sonra bölgenin ekonomik bakımdan gelişmesini sağlamak amacıyla çalışmalar sürdürülmüştür. Bu bağlamda yürütülen çalışmaların en önemliliklerinden biri de Çok Amaçlı Toplum merkezleridir. ÇATOM'lar GAP Bölgesinde 1995 yılından itibaren kurulmaya başlanmıştır. ÇATOM'ların hedef kitlesi genç kız ve kadınlardır. ÇATOM'ların temel hedefi ise bu bölge içinde yaşayan genç kız ve kadınların ekonomik hayatına dokunmak ve toplum içerisinde sosyo-ekonomik profillerini güçlendirm

Zeytin her yerde yetişen sıradan bir bitki türü değildir. Dünyada ağırlıklı olarak Akdeniz havzasında yetişen zeytinin, anayurdu Mezopotamya ve Anadolu'dur. Türkiye'de İzmir, Muğla, Aydın, Balıkesir, Manisa, Bursa, Çanakkale, Hatay, Mersin ve Gaziantep zeytin üreten önemli iller arasında yer almaktadır. Ekonomik açıdan zeytin ve zeytinyağı en temel ihracat ürünlerimizden birini oluşturmaktadır. Besin değeri yüksek olduğu için insan sağlığı acısından da önemli bir gıda maddesi olup ülke ekonomisi açısından ö

Yeryüzünde susuz bir hayat düşünmek mümkün değildir. Eski çağlardan günümüze kadar medeniyetin beşiği olarak adlandırılan bölgeler her zaman su havzalarının yakınında kurulmuş ve suyun hayat verdiği topraklarda yeşermiştir. Ülkelerin, hem beşeri hayatın hem de ekonomik sistemin vazgeçilmez kaynağı olan suya olan talebi arttıkça, sulama giderek daha da değerli hale gelmiştir. Sanayileşme her ne kadar önem kazansa da, özellikle Türkiye'nin de içinde bulunduğu Ortadoğu bölgesinde tarım ve tarıma dayalı ekonomi

İnsanlık tarihi kadar eski bir sanat olan yönetim, günümüzde de bütün örgütlerde başarının ardındaki en önemli faktör olarak kabul edilmektedir. Sanayi işletmelerinde rekabetçi üstünlüğün sağlanabilmesi, başarılı ve etkili bir yönetime bağlıdır. Yüzyıl kadar önce, F. W. Taylor ve arkadaşları, yönetimin aslında bir bilim olduğunu ve belirli ilkeler doğrultusunda icra edilmesi gereğini ortaya koymuşlar, bu amaçla yıllar süren çalışmalar yaparak yönetim kavramının bilimsel yönünü açığa çıkarmışlardır. Bu ilkel

Yapılan araştırma ve deneyler ikna stratejilerini bilinçli şekilde kullanarak insanların hedeflenen davranışa doğru yönlendirilebildiğini göstermektedir. Peki dijital platformlar bu stratejileri uygulayarak kullanıcıları davranışlarını değiştirmeye nasıl ikna ederler? Profesyoneller, dijital ürün yöneticileri, dijital pazarlamacılar ve dijital platformlarda kullanıcı deneyimi yaratmayı amaçlayan herkes için ikna teknolojilerine giriş niteliğinde yol gösterici bir çalışma...

Yeni Dünya düzeni içerisinde finansal serbestleşmenin doruk noktasına ulaştığı, ülkelerarası doğrudan yabancı sermaye yatırımların sığ kaldığı ve dünyada yaşanan siyasal dönüşüm; günümüzde 'Risk' kavramını daha ön plana çıkarmıştır. Yaşanan bu durumun doğal sonucu olarak her alanda ortaya çıkan belirsizlikler en çok finansal boyutta etkili olmuştur. Bu noktada özellikle tasarruf oranı düşük dolayısıyla sermayesi sığ olan gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanan finansal belirsizlikler belirli kayıpla

Küreselleşme sonucu büyük bir köy haline gelen dünyamız üzerinde meydana gelen, iktisadi olay ve gelişmelerden maksimum düzeyde kazançlı çıkma amacıyla uygulamaya konulan politikalar artık çok daha hassas, önemli ve riskli bir görünüme dönüşmüştür. Günümüzde ekonomide alınan kararların sonuçları sadece söz konusu ülkeyi değil, başta finans olmak üzere reel sektörde de, hızla tüm ülkeleri etkisi altına almaktadır. Bundan dolayı küresel istikrarın sağlanması adına demokratik ülkeleri yöneten iktidarların ekon

Ekonomi bir toplumun refahı, barış içinde yaşaması ve en önemlisi de insani değerlere uygun bir hayat sürdürebilmesi için yaşamsal bir öneme sahiptir. İlk medeniyetlerden günümüze kadar bu konuda çeşitli fikirler ortaya atılmış, düşünceler tartışılmış ve bu çabalar ekonomi biliminin doğuş sebebi ve var oluş nedenleri arasında yer almıştır. Gazeteci kökenli akademisyen Yrd. Doç.Dr. Hasan Alpago'nun kalem aldığı bu kitapta toplum ve ekonomi birbirlerini tamamlayan iki olgu olarak ele alınmış ve iktisat tarih