Oya, anneannesinin kurabiye yapmasına yardım edecekti. O andan sonra mutfakta telaşlı bir koşuşturma başladı... Oya kurabiye yaparken hem eğlendi hem de birçok şey öğrendi. Onu en çok şaşırtan şeyse farklı biçimlerdeki kurabiye kalıplarıydı.

Cem, arkadaşı Sevim'le oynamak istemiyordu. Savaşçı robotuyla oynamak ona daha eğlenceli geliyordu. Sevim, legolardan kule yapmaya başladı. Cem de robotuyla oynadı. Ama o da ne? Savaşçı robot birden durmuştu. Cem şimdi kiminle arkadaşlık edecekti?

Uğur'un çok sevdiği oyuncak kamyonu bozulmuştu. Annesiyle babası tüm çabalarına rağmen kamyonu çalıştıramadı. Bakalım tamirci Nejat Ağabey, Uğur'un oyuncağını çalıştırabilecek mi?

Sinem, Gülşah ve Kerem bahçedeki karları yuvarlayıp bir kardan adam yaptılar. Kömürden gözleri, havuçtan burnu, başında şapkasıyla pek güzel olmuştu kardan adam. Akşam olunca eve giden çocuklar sabah uyanıp da bahçeye çıkınca ne görsünler? Kardan adam gitmişti! Evet ama nereye?

Samed Behrengi'nin "Sevgi Masalı", yeryüzünde kimsenin kendisiyle konuşmaya layık olmadığını düşünen padişah kızı ile ona âşık olduğu için saraydan kovulan Koç Ali'nin hikâyesini anlatır. Ne ki kimseleri beğenmeyen padişah kızı, sonunda en dipsiz kuyu olan yalnızlığa düşer ve hastalanır. Padişah kızı, kendisinin de içinde iyilik olduğunu ve sevginin iyileştirici gücünü ona anlatılan "Sevgi Masalı"yla anlar.

Çocuklar için daha çok şiir yazmış olan İsmail Uyaroğlu, "Bir Liranın İki Günü"nde bu kez bir öykü anlatıyor. Adından da anlaşılacağı gibi, bir liranın iki gün boyunca başından geçenlerden oluşuyor bu öykü. Ama yazarın asıl amacı, onun aracılığıyla bize hayatı, hayatın gerçeklerini anlatmak. 1979 yılında Yunus Nadi En Güzel Çocuk Romanı Armağanı'nı kazanmış olan bu ilginç kitabı okurken hem eğlenecek, hem düşüneceksiniz.

"Çocuk ve Şiir", birbirinden bağımsız üç ayrı kitaptan oluşuyor. İlki "Gül Sağanağı", ikincisi bu kitaba da adını veren ve 1978 yılında Türk Dil Kurumu Çocuk Yazını Ödülü'nü kazanan "Çocuk ve Şiir", üçüncüsü "Büyüyünce". Şiirlerin hepsi –sonuncu kitaba bu baskıda eklenmiş birkaçı hariç– aynı dönemde yazılmış. İsmail Uyaroğlu'nun bütün çocuk şiirlerini bir araya getiren bu kitabın, çocuklara şiiri sevdirmede katkısı olacağına inanıyoruz.

İçinde yaşadığı nehrin sonunda ne olduğunu merak eden ve bu nedenle uzun bir yolculuğa çıkan Küçük Kara Balık'ın başından geçenleri anlatan bu hikâye, en güzel ve en anlamlı Samed Behrengi hikâyelerinden biridir. Hangi ülkede yaşıyor ve hangi dilde konuşuyor olursa olsun Behrengi, bütün çocuklara ve hatta yetişkinlere, yarının başka türlü olabileceğini, küçük balıkların büyük balıklara karşı durabileceğini, özgür olmanın mümkünlüğünü anlatır. Umudu elden bırakmamanın ve asla vazgeçmemenin ilk kural olduğunu

Yalnız insanlar mı birbirlerine yardım ederler? Cevabınız "Evet" ise, yanıldınız. Erik ağacıyla rüzgârın bir çiçek tohumu için yaptıklarını okuduğunuzda doğadaki yardımlaşmaya yakından tanık olacaksınız...

Ormanda yaz olimpiyatları, her zaman birbirlerinden korkup kaçan birçok hayvanı spor sayesinde bir araya getiriyor. Kuşlar ötüyor, aslan ve kaplanlar kükrüyor, yılanlar tıslıyor, keçiler meliyor... Hepsinin sesi birbirine karışıyor. Kurbağalar yüzme, keçiler tepeye tırmanma, kirpiler ok atma yarışı yapıyor. Uzun boyuyla voleybol maçına hakemlik etme görevi zürafaya veriliyor. Devekuşları koşu dalında yarışıyor. Yabankedileri ritmik jimnastikte kendilerini gösteriyor. Kurt, aslan, kaplan, tilki golf oynuyor

Ak koyunlar, kara koyunları kendilerinden farklı oldukları için dışlayıp sürüden uzaklaştırır. Bir süre sonra yeterince beyaz olmadıkları için alaca koyunları da sürüden kovar. Peki, başkan ak koyun bir gün bacadan düşüp de kapkara bir koyun olursa, ak koyunlar ona nasıl davranır dersiniz? Başkan ak koyunun başına gelenler bununla kalmaz. Neler olduğunu öğrenmek istiyorsanız izleyin başkan ak koyunu. Bakalım neler göreceksiniz?

Sizce uğurböcekleri, dört yapraklı yoncalar şans getirir mi? Yoksa insan kendi şansını kendisi mi yaratır? Öykümüzün kahramanı minik uğurböceğinin daha yuvasından dünyaya adım attığı ilk günde başından geçenleri okuyup görelim bakalım!

Seni Çağıran bir yol var, sonsuzluğa doğru giden, bildiğin, tanıdığın... Çizgilerin, renklerin, düşlerin uçuştuğu bir yol. Parmağının ucu kadar yakın... İstediğin yerden başladığın, istediğin yerde bıraktığın... Kalbin bir pusula bu yolculukta, gözlerin harita, ellerin rota... İçinden geçen duyguların, fikirlerin ve gördüklerin... Hepsini ellerin aktaracak kağıda... Bütün renkler, şekiller ve biçimler orada... Gönlünce değiştir; büyüsün, küçülsün şekillerin... İstersen hız al ayaklarından, aç kollarını hava

Sonra tilkinin yanına döndü Küçük Prens: "Hoşça kal!" dedi. "Güle güle!" dedi tilki. "İşte benim sırrım, çok basit: İnsan iyi ve doğru olanı ancak yüreğiyle görebilir. Gözler gerçeği göremez." Unutmamak için "Gözler gerçeği göremez," diye tekrar etti Küçük Prens. "Gülünün senin için bu kadar önemli olmasının nedeni ona harcadığın zamandır," dedi tilki. "Gülüm için harcadığım zaman..." diye tekrarladı Küçük Prens?

Bu kitap yazdıklarım arasında benim en çok sevdiğimdir. Şüphesiz ki, edebi açıdan bir şaheser olduğundan değildir bu yorumum; gençliğimin en güzel günlerini, katıla katıla güldüğüm en sorumsuz dakikalarımı, pişman olmaksızın geçirdiğim sefahat saatlerimi, bir daha asla karşılaşma fırsatını yakalayamayacağım yüzleri, dostlukları bana yeniden ve yeniden hatırlattığı içindir. - Alphonse Daudet Fransız yazar Alphonse Daudet'nin en sevilen eseri olan Değirmenimden Mektuplar, yazarın Alpler'in eteklerinde yer al