Doğum yaptım, bedenim hayvan gibi, tişörtüm hep ıslak ve ekşi maya kokulu, karnım desen erimiş plastik gibi akışkan, çalışmıyorum, hep evdeyim, sürekli bebek ağlıyor, ben ağlıyorum, yemek yapıyorum, çocuk bakıyorum ve kocamı bekliyorum, beni gezdirsin diye. Sanki artık kadınlığın başka bir boyutundaydım ama o boyutta güzellik, seksilik, özgürlük yoktu. 0 kadar yetersiz ve çaresizdim kî azıcıktım. Yazmaya karar verdim, bir işe yaramaya çok ihtiyacım vardı. Birsürü sana göre komik, bana göre acı dolu olan v

Bizi hep "denizkızı" hikâyeleriyle kandırdılar. Oysa "kitapkadın" diye bir olgu ile hiç ilgilenmedik. Kadınlar neden kitap gibidir biliyor musun Hatem? Bir erkek papatya görünce, papatya der geçer. Bir kadın ise papatyanın yapraklarını, polenlerini, üzerine konan arıları, köklerinde can bulan karıncaları, kuruduğunda sonbaharı, yeşerdiğinde ilkbaharı görür. Erkek için hayatın anlamı yemek, içmek ve uyumaktan ibaret iken; kadın için yemekteki çeşit çeşit baharatlardır, içtiği sudaki minerallerdir, uykusu

Yıllarca dedemden ve ninemden dinlediğim masalların ve atasözlerinin unutulmayıp nesilden nesile ulaşabilmesi için bu kitapta topladım. Sonuçta; "Söz Uçar Yazı Kalır" -Nursel Yılmaz

Kadın yüzünü korumak için, kollarını yukarı kaldırdı. Maşa yine de yol bulup, alnına geldi. Kadın alnına götürdüğü parmaklarına, avucuna kanın hızla doluşmasına hayretle baktı. Bakışlarına yerleşen inanmaz gözlerle kocasının elindeki maşaya baktı. Kocasının elindeki maşanın tekrar havalandığını görünce, ona bakışlarında hayretin yerini nefretle beraber tiksinti almıştı. İlk kez kendini koruması gerektiğini ayrımsadı. Bugünkü dayağı şiddetin ötesindeydi.

Görme engelli bir bisikletçinin hatıralarından oluşan bu kitap 2014/2015 yıllarında yapılmış seyahatleri ve yaşanmış anıları kapsıyor. Görmeyen bir bisikletçinin gezdiği yerleri ve tanıştığı insanları ‘İki Pedal Arasında' başlığı altında edebi bir dille aktarıyor. Tandem (ikili) bisiklet üzerinde görme engelli birey ile ona eşlik eden birey tek yürek oluyor ve iki pedal arasında eşit/erişilebilir yaşam ideali doğrultusunda birleşiyorlar. Birlikte pedal çevirerek yol arkadaşlığı yapıyorlar. Bu anlamda, "Gör

Değerli Dostlar Kurtuluş Savaşı'nın son yılları... Her yerde top tüfek sesleri... Halk korku ve dehşet içinde... Annem hamile... Düşmanın süngüyle hamile kadınların karınlarını deştiği haberleri dolaşıyor... Tüm annelerle birlikte annem de mahzun... Annem de üzgün... Gün sayıyor... Bekliyor... Bu dehşet ortamında beklenmedik bir misafir, müjdeli bir haber ile evimize geliyor. Mavi Gözlü Bir Meleğin çıktığını, düşmanı denize döktüğünü anlatıyor... Hanımlar sevinç gözyaşları ile birbirlerine sarılıyorlar.

Bu kitapla, yaratılışınızın manasını ve matematiği severek kullanıp neticeyi göreceksiniz. Mutlak hürriyet ve hür irade ile yaşayıp durduğumuz yaşamımızın, spiritüel irade ile ne kadar renkli, pozitif, barışçıl ve huzurlu hale dönüşebileceğini öğreneceksiniz. Var olup da saklı durumda bulunan, kullanmadığınız muazzam güçleriniz (parapsikolojik güçler telepati, teleportasyon, şifacılık v.s. gibi) size hatırlatılacak, sizin bu güçlerle farkındalığınız istenecektir. Dünyamız 2000 yıl sürecek olan uzaydaki ışı

Kayıp bir çocuğun korkunç anıları teker teker ortaya çıkmaya karar verdiğinde kurtarıcı onun yolunu aydınlatmaya ant içti. Tek soru, bunu, ona rağmen başarabilecek miydi? Korkunç sırlar gün yüzüne çıktığında uyanma vakti gelmişti. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı...

Yazar Zuhal Sekban; gözlem ve aktarım gücünün, tecrübenin, hayat karşısında ince bir kavrayışın "yirmi birinci katından" sesleniyor bizlere, insanlık durumlarını sadeliğin görkemiyle ele alıp farklı farklı öyküler vasıtasıyla gözler önüne sezgisel bakımdan bir bütünlük arz edecek şekilde sunuyor, insanoğlunun bahsetmekten ve hatta üzerine düşünmekten kaçındığı meselelere temas ediyor. Mesude'nin, Sabiha'nın, Yıldız'ın, Nermin ve kartalın, oltu taşı ve ardıç ağacının, Bekir'in, Ahmet'in, Suzan ve Ömer Bey'in

Yazar, şair Dursun Can Eyüboğlu'nun "TURKUAZ" adlı şiir kitabı; serbest şiir, Türk şiir geleneği ve Japon haiku şiir sanatının harmanlanmasıyla oluşturulmuş, kendine özgü, çeşitli konular hakkında yazılmış üç dizelik şiirlerden oluşmaktadır. Özellikle doğa ve yaşamdan, tarihten, kültür ve sanattan esinlenen bu şiirler çeşitli konularda; yaşam, doğa/mevsimler, dünya/gezi, tarih/edebiyat/kültür/sanat, sevgi/aşk, bilim/teknoloji, yiyecek/içecek hakkında yazılmış üç yüzden fazla kısa şiirden oluşmaktadır. Bir

Parmaklarımı kütletiyorum Bu, tetiği çekme sesidir Başlı başına bir silah olan Ve kurşun olarak parmaklarının arasında Bir kurşun kalem tutan ellerimin Hayatım süregelen bir cinayettir Yazdığım her şiir bir intihar mektubudur Kendi ölümünü en ön sıradan izleyen Biletli bir seyirciyim Ben yokum ama gölgem duvarda asılı Beynim tanrı parçacığıdır Beynim tarihin kara kutusudur Şiir yazarken bileklerimde ölümün nabzı atıyor Beynimin kıvrımlarında şeytanın apandisiti zonkluyor Aynaya bakıyorum Ama aynayı görüyo

İnsanlık tarihi, buna bağlı olarak da insanlık ve canlılık doğası; daha kolay, daha modern, daha güzel vb. sayısız birçok pozitif özelliği içeren yaşamın gerçekleşmesi için yapılan çalışmalarla doludur. Bu çalışmaları sadece belirli bilim/bilimler ve bunların alt dalları ile ilişkilendirmek yanlıştır. Çünkü doğa; her anlamdaki yapısı, içeriği ve bütünlüğüyle en az bir paylaşım ortamıdır. Bu bakış açısı ile yaklaşıldığında "yapay sinir ağları" matematiksel modelinde olduğu gibi bir bilgisayarı "fiziksel anla

İlkokulda yolları ayrılan Ay ve Kaya daha sonra lisede tekrar karşı karşıya geldiler. İşte artık macera ikisi için yeniden başladı. Bu sefer yalnız değillerdi.

1963 Yılında Söke'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Söke'de tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1987 yılında mezun oldu. 1993 yılında İstanbul Dr Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Genel Cerrahi Kliniğinde Genel Cerrahi Uzmanı oldu. Aynı hastanede 2016 yılına kadar başasistan olarak çalıştı. 2016 yılında emekli oldu. Halen işyeri hekimi olarak özel bir kuruluşta çalışmaya devam etmektedir. "Biri ruhtan, diğeri gazdan" kitabı, iki uzun öykü içeren ilk düzyazı kitabıdır. Yaza

Dünyayı kendine dert edenin dünya kadar derdi olurmuş. Sizi bilmem ama ben dünyayı kurtarmaya devam edeceğim. "E, hadi okuyuverin gari!" Bodrish: Hu goca dönyayı gendine dert eyleyenin dünya gadan gosgocaman derdi oluverimiş. Sizi bilmen emme ben hu dönyayı gurtarmeya devam edivecem. "E, hadin bakem okuven gari!"

"Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün ise bilgeyim, kendimi değiştirdim." Hz. Mevlana Dışarıdan nasıl görünürse görünsün herkesin içine döndüğü, mutsuz olduğu, kafasının çok karışık olduğu anlar, dönemler vardır, olmaması da mümkün değil. İnsanlarla ilgili yaşadığı büyük sıkıntılar, hayal kırıklıkları ve mutsuzluklar onu hayatından bezdirmişti. Neredeyse kimseye güveni kalmamış, kırılmış, incinmişti. Aynaya bakıp daldı gitti. ‘Biz kimiz? Neden doğduk? Neden varız? Neden yaşıyoruz? Ve nede

Dünyamızın, sonsuzluğun diğer sahipleriyle girdiği macera dolu bir diyalog... İnsanlığa, çok uzaktaki benzerlerinin tuttuğu bir ayna... Savaş ve barış kavramlarına değişik bir bakış... Ve belki de bunların hepsinin hikayesidir Kalkhedon Tüneli... Serkan ve Elif'in olduğu kadar, Ankara'dan gelen misafirleri Emre ve İlyas'ın da, İstanbul'da, sıradan bir günde, sıradan bir geziyle başlayıp hiç de sıradan olmayan olaylar zincirinin içine düşmelerinin sürükleyici öyküsüdür bu... Tartışmalı bir şekilde içine gir

Sevgili Dostlar... Hiçbir zaman yazarlıkta iddialı olduğumu söyleyemem. Yolun daha çok başındayım. Bu kitabı yazmamın amacı, hayvan dostlarımızın yaşadığı acıları, sıkıntıları, vahşeti ve bizlerin "Doğa ve Sokak Hayvanlarını Yaşatma Derneği (DOSHAYAD)" olarak yirmi yıl boyunca vermiş olduğumuz mücadeleyi SİZ, YAŞAM HAKKINA SAYGILI DOSTLARIMA AKTARMAK, bir anlamda sizlere rehber olmaktır. Sevgili Gençler... Sizlerden çok umutluyum. LÜTFEN, bu mücadelede hiç geri adım atmayın! CAN DOSTLARIMIZ için verdiğin