...Ve sevgi var olduğu andan itibaren kainatı kuşatmıştır. Mevlana'ya göre alemler Yaratıcı'dan taşan sevginin cisim bulmuş halidir. İlahi sevginin vücut bulmuş en kıymetli varlığı da insandır. Bu nedenle insan sevgiyi önce özünde ve sonra da alem içinde her yerde görebilir, duyabilir ve hissedebilir. Yeryüzünde insanın yaşadığı her yerde tüm varlıklar insan sevgisine muhtaçtır. Yaşamın en anlamlı duygusu olan sevgi, insanın yüreğinden filizlenirken etrafına mutluluk saçar. İnsan ancak bu mutlulukla kendi

Ezberlemekten çok keşfetme üzerine, Cevap vermekten çok soru sorma üzerine, Nasıldan çok niçin üzerine, Geçmişten çok gelecek üzerine, Tanımlamaktan çok tanıma üzerine, Kişi ve olaylardan çok olgular üzerine, Ne düşüneceğinden çok nasıl düşünüleceği üzerine, Peşin kabullenmelerden çok eleştirel düşünme üzerine, Konuşmaktan çok dinleme üzerine, Tüketmekten çok üretme üzerine, ... ve hepsinden çok da Adalet, özgürlük, ahlak ve onur üzerine yoğunlaşan ve Birey olarak 'bir ağaç gibi tek ve hür', Toplum olarak i

Bazen insan, kendi içinin karanlık dehlizlerine de girmeli diye düşünüyorum. Düşünüyorum da hep yağmurlu ve kasvetli havaları buluyor bu zamanlama. Bir hikmeti var mutlaka... Bazen usul usul, bazen şakır şakır yağışı ile yağmur, gözyaşlarını hatırlatıyor bana. Kimi zaman içimize döktüğümüz, kimi zaman yanaklarımızdan yuvarladığımız... Ama her halükârda, yağmurun yeryüzünün kirini, pasını temizleyip, arı duru bir hale getirmesi gibi, gözyaşı da içimizi temizliyor, paklıyor insanı. Kalp paslarını gideren tek

Kitabı yazmadan önce aile algısı ile ilgili sorular sordum kendi aileme... Aile nedir diye sordum büyük oğluma, cevaben aile biz olmaktır dedi. Sonra diğerine sordum aile nedir diye, aile birlikte birşeyler yapmaktır dedi. Ve en küçüğüne sordum aile nedir diye, bizim ailedir dedi. Aynı soruyu eşime de sorduğumda ise aile huzurdur dedi. Aslında her sorunun cevabı ortak bir noktaya işaret ediyordu. Aile; anne, baba ve çocuklardan oluşan, biz bilinci içerisinde hayata dahil olan, genellikle etkinliklerin birl

Günümüzde küfür, şirk, ilhad, isyan, günah altın çağını yaşıyor. İnsî ve cinnî şeytanlar cirit atıyor. Ağızları kanlı, kuzu kılıklı kurtlar arz-ı endam ediyor. Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor, coğrafyalar kan ile boyanıyor, mazlumların gözyaşları sel olmuş akıyor, batıl kendisini hak diye takdim ediyor, hakkın sesi ya cılız çıkıyor ya da çarpıtılıyor. Yeni yetişen nesiller imansız yetişiyor. Kitabına, tarihine, ceddine düşman ediliyor. 19-20 yaşlarına gelmiş delikanlılar kelime-i şehadeti söyleyemez, gusül

Hedefinizi nasıl seçeceğinizden,ders planını nasıl yapacağınıza,kendi öğrenme tarzınızı nasıl öğrenip onu nasıl geliştireceğinizden,evde ders çalışırken nelere dikkat edilmesi gerektiğine, zihin,toplamak ve motivasyonu sağlamak için neler yapabileceğinden,verimli ders çalışmak için nasıl uyumak gerektiğine,sınıfta dikkat edilmesi gerekenlerden,test çözerken dikkat edilmesi gereken inceliklere,öğrenciyi başarısızlığa sevk edecek tuzaklardan, konsantrasyon problemlerinin nasıl çözülebileceğini,hangi derse nas

Dini eğitimin çocuk eğitiminden ayrı ya da bağımsız bir eğitim olduğunu düşünürsek yanılırız. Kanaatimizin aksine bunlar iç içe geçmiş konulardır ve biri diğerinden daha az önemli değildir. Bu kitap, çocuklarımızı eğitirken karşılaştığımız ya da karşılaşabileceğimiz sorunlar karşısında nasıl davranmamız gerektiğini, çocukların gelişim ve psikolojik durumlarını da göz önünde bulundurarak İslam dinini onlara nasıl öğreteceğimizi ayrıntılı, somut ve uygulamalı bir şekilde anlatmaktadır. Örnekler verilerek kon

Kişi hayatının en önemli evresi olan gençliğinin iyi, güzel, verimli kullanırsa o oranda başarılı ve mutlu olur.''Gençlik bilse yaşlılık yapabilse...''diye bir söz vardır. İnsanın bu şuurda olması gerekir. Genliğinde kendisine bu şuur verilen insanlar,göz açıp kapayıncaya kadar gençliklerini en güzel şekilde kullanır ve hem kendilerine,hem ailelerine,hem ülkelerine,hem ümmete hemde tüm insanlığa faydalı olucak fertler olurlar. ?'Gençlik çok dayanmayan bir kumaştır.'' Diyerek uyaran shakespeare'e ilmin kapıs

İnsanı insan yapan de¬riden ambalajı değil, onun iman etmesi, sorumlu¬luk duygusunu harekete geçirerek aklını doğru yönde çalıştırması, hayatına anlam kazandırmasıdır. Cansızlar, hayvanlar ve bitkiler irade ve akıl sahibi olmadıkları için sorumluluk duygusu taşımazlar. Onlar yaratılış gayelerinin dışında hareket de edemezler. Ama insan böyle değildir. Akıl ve irade taşıdığı için sorumludur ve hayatının bir gayesi vardır, o da Yal¬nızca Allah'ı razı etmek çabası, yani Allah'a ibadet... İnsan yalnızca Allah'a

Bu çalışma, imtihan kavramının ıstılahî anlamını bütün boyutlarıyla anlatmaktadır. Bu anlatım, İslam'ın bütünlüğü içerisinde Müslüman insanın inşa sürecini içermektedir. Referans olarak ayetler, hadisler ve Resulullah'ın 23 yıllık Risalet dönemi alınmıştır. Resulullah'ın bu dönemini işlerken çağdaş İslam âlimlerinin görüşlerine müracaat edilmiştir. Bu âlimlerin görüşleri iktibas edilirken bu görüşler ya şerh edilmiş veya bu görüşlerden faydalanılmıştır. Çalışmanın ana muhtevasını şöylece özetleyebiliriz: İn

İslamın insanlara sunulmasında, öğretilmesinde ve bir hayat tarzı olarak yaşatılmasında peygamberlerin örnekliği şüphe götürmez bir gerçekliktir. Rabb-i Zülcelâl onları, kendisi ile kulları arasında aracı kılmış; neyi, nasıl, nerede ve ne zaman yapacaklarını öğretmeleri için birer rehber olarak seçmiştir. Onların hayatları pak ve berraktır. Onlara uyanlar temizlenirler, kurtuluşa ererler. Onları terk edenler ise mağdur, mahrum ve helak olurlar. Âdem (a.s) ile başlayan peygamberlik ve tevhit mücadeles

İslami Hareketin müntesiplerinde bulunması gereken siyasi bilinç, tevhidi şuur ve ulvi hedeflerin hepsi, mümini Allah katında derecelerle yükselten temel dinamiklerdir. Bunlar içerisinde ahlâk, edep ve ihlâs gibi manevi unsurların önemli bir yeri vardır. Kuşkusuz bunların her biri mutlak anlamda İs¬lami Hareket için vazgeçilmez ve hareketin her ferdinde bulunması gere¬ken hususlardır. Ancak bunlardan ahlak, edep ve ihlâs, adeta hareketi, iç sorunlarına ve çürümeye karşı bir panzehir gibi korur, birimlerinin

Güzel ahlaklı birey, sağlıklı toplum demektir. Kulluk yürüyüşünde istenen bir toplum olmak istiyorsak güzel ahlaklı bireyler yetiştirmeliyiz... Arzın İmarı Neslin Islahına Aday Olanlara Ahlak Dersleri kitabı; insanoğlunun, bulunduğu ortamlarda yaratıcısına, insana ve eşyaya karşı sorumluluklarını ifa eden sosyal, siyasal, toplumsal sorumluluklarını bihakkın gerçekleştirerek yararlı bir varlık olmasını hedefleyen bir kitaptır. Güzel bakan güzel görür, güzel gören de güzel işler yapar, güzel işler yapacak