...Ben figüranıydım mektuplarımın. Yalan hayatlarda, sahte dünyalarda yaşayanların ve yok sayılanların umuduydu hikâyeler. Savurulup atılan hayatlar, tükenen umutlar, hayata küstürülenler... Var olmanın ve asla vazgeçmemenin ideali... Kargı'dan, Diyarbakır'dan, İstanbul'dan, Varşova'dan, Bangkok'tan yazıldı bu mektuplar...

BİR BAŞVURU KİTABI İsmail Oruç; kendi imkanları, kendi emeği ve azmi ile tekne sahibi olmak ve denizlerde yaşamak hayalinin ve amacının adım adım nasıl gerçek olabileceğini yaptıklarıyla ve yazdıkları ile deniz yürekli insanlara yol gösteren bir deniz feneri olmuştur. Mütevazi imkanlar ile, nasıl bir yol takip edilerek, gerçek bir teknenin nasıl kurulacağını belgelemekle kalmamış, bu günlüklerini yine mütevazi imkanlarla kitap haline getirme zorluğunun da altından kalkarak, bir başvuru kitabı var etmişt

Romanya'da bir köy evi nasıl görünüyor biraz anlatmak gerek. Yanımızda kılavuzla evin önüne vardığımızda... "Valer, annenle beraber, yalnız mı yaşıyorsunuz?" Annesi hemen: "Ah Valer'e bir kız bulabilseydik! Zamanın kızları hep şehirde yaşamak istiyorlar, köyde yaşamak istemiyorlar. Oysa burada hiçbir noksanımız yok. Valer de köyü bırakıp gitmek istemiyor, ne yapalım?" Konuşma bir süre bu konuda sürüyor. Valer çok alçakgönüllü, çok güler yüzlü bir genç. Kahvelerimizi içerken önümüze demir tabaklarda konula

Starbucks'dayım. 'Müdür' dedikleri adam elindeki önlüğü bana uzatmış, yüzüme dik dik bakıyor. Yirmi yedi yaşına yeni basmışım. Galler'deyim. Tüm bunların nasıl başladığını düşünüyorum. Eskiden okul üniformasını bile usulünce giymezdim ben.

Yeni bir hayat mı kurmak istiyorsunuz? Yurt dışı? Amerika? Nasıl yapacağınızı bilmiyor musunuz? New York'ta 10 Ay bu sorulara yanıt bulmanıza yardımcı olabilir. Kıvanç Ekinci, özel bir bankada memur olarak çalışırken istifa edip ABD'ye yerleşmeye karar verişinin öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hüzünlü bazen de gülünç olayların yanında karşılaştığı yasal ve toplumsal zorlukların nasıl üstesinden geldiğini de okuyacaksınız. Eşiyle birlikte gidip bir kız evlat sahibi olarak geri döndüğü New York'ta, Ekinci a

Yukarılarda gezinip dururlar; ipin bir ucunda o, diğer ucunda ben... Bizi birbirimize bağlayan ipe bir o asılır, bir ben. İzin versem dünyayı çekip götürecek benimle birlikte. İkimiz de uçuyoruz aslında; ben yerde, o gökte.

Peki ya üç yaşımda bir yıl tuvalette yaşadığımı anlattığım psikoloğumun abartma lan demesi. Mezarı olmayan ceset mi görmek istiyorsun işte o benim. Kendi mezarı olmayan, kalbinde yer kalmamış mezarlık sahibiyim. ADAM sandıklarımın adamcık, KADIN sandıklarımın cık cık cık yanılgısı ve kafası daha fazla gelsin uğruna harcadığım milyonlarca papelin gerçek hikayesi. Ben cesaret edilemeyen günahların gönüllü provacısıyım.Savaşı başlatan şeytansa, bitiren ben mi olmalıydım? Yiğit Caner

Bu kitabı niçin yazdım? Bu kitapta yazdıklarım sadece benim içinde bulunduğum olaylardır. Ancak bu olaylar da söz konusu dönemdeki olayların çoğunu ve en önemlilerini kapsamaktadır. Bankacılıkta neler olabildiğini, bu dönemde bankacılığın bazı önemli yönlerini ilgili herkes bilsin istedim. Kamuoyunda, medyada konuşulan, tartışılan konularda çok yanlışların var olduğunu gördüm. Bir tanesini örnek olarak vereceğim. Bankaların görev zararı? Çok yazıldı, tartışıldı, bankalara zarar ettirildi dendi. Bu büyük zar

"Saçlarımı öptü, derin bir oh çekti, gözlerinin yaşını gizlemek için başını saçlarıma gömdü, dakikalarca öylece susup kaldık. Bir şeyler daha söylemek isterdi muhtemelen... Güzel şeyler... Ama onun da benim gibi boğazına oturan bir şeyler olduğunu anladım, sustuk, iç çektik. Yaşamımın en duygusal anıydı." "Hayattaki en büyük ihtiyacımız gerçeği bilmekti. Kendi gerçeğimizi bilmek, neler olup bittiğini anlayabilmek... Sonrasında da şüphesiz bir sevgi." "Yaşayanlar belki farkında değillerdi ancak evin her yeri

"Geleceğin en kıymetli silahı da kuşkunuz olmasın uçaklardır. Bir gün insanoğlu uçaksız da göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de Ay'dan bize mesajlar yollayacaktır. Bu mucizenin gerçekleşmesi için 2000 yılını beklemeye gerek kalmayacaktır. Gelişen teknoloji bize daha şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise Batı'dan bu konuda daha fazla geri kalmamayı temindir."Mustafa Kemal Atatürk 1936, Eskişehir Tayyare Alanı Türk Sivil Havacılığı'nın, Havada Ahkâm kesecek kadar "bir bileni" olan Oktay

"Türkiye'de vücut geliştirme ve halter (ağırlık kaldırma) sporlarının başlangıçtan 1981 yılına kadarki öyküsünü bir kitap vasıtasıyla geniş kitlelere ulaştırma fikri bende uzun yıllar önce ortaya çıkmıştı. Böyle bir kitabı gerçekleştirmek isteyen başkalarının da olduğunu biliyordum. Doğrusu beklenti içindeydim ama kimseden ses çıkmayınca ‘iş başa düştü!' deyip bir araştırmacı yazar olarak kolları sıvadım. Uç yıl süren yorucu ama bir o kadar da zevkli bir hazırlık sürecinden sonra belgesel kitabımızı yayma h

Balıkçılara en büyük balığı siz tuttunuz diyerek ödüllerin verildiği bir dünyada, tutulmaya muvaffak olunmuş hangi büyük balığı bir Allah'ın kulunun kurtarma çabası gösterdiği görülmüştür ki sorarım sizlere! O balıklar, üstelik resimleri çekilmiş, filmlere alınmış izletilmiş, yakalayanlara ödül verilmiştir. Rüyada da olsa o yarı canlı balığı kurtarmayı neden düşünmedim, kendi kendime "Ayhan sen Arjantin sahillerine vuran balina balıklarının kurtarılma çalışmalarına katılsan da balıklar seni affetmez aslanım

Ben de vardım Mannheim o dört yüz yılın içerisinde tam otuz sekiz sene, senin hiç haberin yoktu, kenarlarındaydım zaten, bazen de köşelerinde.Ben de kutladım senin dört yüz yıl jübileni. Güzel hayallerimle, hatıralarımla, sende yapmak istediğim temiz düşüncelerimle. Seninle birlikte bir dolu hayallerimiz vardı, benim seninkilerden, senin benimkilerden haberimiz yoktu. Senin dört yüz yıl hayalin bugün gerçekleşti, ya benimkiler? Emeklilik hariç hiçbirisi gerçekleşmedi. Sonuçta sen dört yüz yıla vardın, çok h

Yazar, 1949 yılında Diyarbakır'da doğdu. Ziya Gökalp Lisesinden sonra, 1973 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1975 yılından beri Diyarbakır'da avukatlık mesleğini icra etmektedir. Yazar, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev aldı ve yerel medya kurumlarında yazıları yayımlandı. "Atalarınızın, anne ve babalarınızın mezarlarının aynı mekânda olması, onların mezarlarını ziyaret etme olanağı bulmanız, dilediğinizde, okuduğunuz okulları görmeye gitmeniz, oyun oynadığınız sokakları

Bulunduğumuz dönemde geçen hikâye hızlı başlayan ve çabuk biten bir aşkın hikâyesidir. Özgür'ün beklemediği bir anda karşısına çıkan aşkı, beklemediği bir anda en huzurlu ve mutlu olduğu dakikalarda kaybettiği aşkının hikâyesidir. Sen de hisseder misin bunu? Aynı şehirde, aynı sokakta Ama sen yokken yanımda Dans eder mi hayalin sokak lambamın altında?..

"Siyasette Tutkuyla Yaşanan Yıllar", 30 yılı aşkın aktif siyaset hayatımdaki gözlem, değerlendirme ve anılarımın, köşe taşları ile kâğıda dökülmesidir. Bu çalışma, ne siyasette gelişmelerin kronolojik bir perspektifle tarihe not düşülme çabası, ne de edebiyatçı olma özlemiyle kaleme alınmış bir denemedir. Burada kapsanan her şey, Türkiye siyasetindeki yaşanmışlığın, kişisel penceremden yansımasıdır. Bu yönüyle siyasi anılarımdır; politika önerilerimdir; yüksek değer ve idealler için, içinde bulunduğum yoğun

Yazar Oktay Gürsoy kitabında "Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi özelliği vardır," der. Vizyoner tasarımcı Steven Holl çılgın tasarımlarını sunarken "İnsan ruhu gerçeklerle değil, hayallerle beslenir," demişti. "Fizyolojinin psikolojiyi, psikolojinin de fizyolojiyi değiştirdiği bilimsel bir tespittir. Yani gerçekler hayallerle beslenirse gizemli beynimiz düşlerine ulaşmak için gerekli hormonu ve enerjiyi üretir." İşte okuyacağınız bu kitap, bir futbol adamının hayallerini gerçekleştirerek edebiyat dün

Giderek birbirimize benziyoruz. O kadar aynılaştık ki her yerde kendimi görmekten sıkıldım artık. Sporun üç büyüklerden, sanatın Hollywood'dan, internetin komik video ve capslardan ibaret olduğu toplumumuzdan sıkıldım. Tanıştığım her kişiyle gelişeceğimi zannederken, sadece mitoz bölündüğümü idrak etmekten sıkıldım. Ağzımıza yapıştırılmış sözcükleri koro halinde tekrarlamamızdan sıkıldım. Karamsar olduğum için özür dilerim, fakat elbette size hitaben yazmıyorum bunları. Neticede sizler Kanada Hokey Ligi'yl

İnsanlar ne zaman kendileri olabiliyor ki? Sarhoşken, uyurken rüyalarında, belki birkaç örnek daha. Hayat kısa, atın üstünüzdekileri. Yaşasın Dünya Çıplaklar Günü. Kısa ama bir korkunun daha sonuna geldik. Çok düşündüm, çok yazdım. Sürekli tereddüt halinde kaldım. Hala da tereddüt içindeyim. Yine de iyi veya kötü, yazmaya karar verdim. Çünkü hepimiz yaşarken anlaşılmaya mecburuz, ölünce bir değeri kalmayacak.