Atatürk'ün Milli Dış Siyaseti, Cumhuriyet tarihimizin temel konularından birini teşkil etmektedir. Gerek iç siyaset gerekse dış siyaset, kutsal ve bir o kadar da büyük mücadele sonunda kazanılmış zaferi taşlandıran iki temel unsur olmuştur. Atatürk'ün takip ettiği dış siyasetin dünün tarihi için olduğu kadar bugünün siyasetçilerinin tavır belirlemelerinde son derece önemi haiz olduğu muhakkaktır. Biz bu düşünce ile Atatürk'ün Milli Dış Siyasetini müstakil olarak ele almayı ve söz konusu bu siyasi tavrın içt

Bir çok jeopolitik teoride dünyanın merkezi yada merkezin periferi olarak kabul edilen Doğu Akdeniz, tarihsel, kültürel ve ekonomik yönü ile ülkemiz ve bölge ülkeleri yanında küresel emellere sahip güçler için önemli bir bölge olarak görülmektedir. Geçmişten bu güne ticaret yolları ve enerji nakil hatlarının merkezinde olan Doğu Akdeniz'in son yapılan bilimsel çalışmalarla birlikte artık bir enerji havzası olduğu da ortaya çıkmış ve önemi bir kat daha artmıştır.Tek başına hiçbir ülkenin uzun süre bölgesel

Felsefenin temel dallarından biri de mantıktır. Mantık,doğru düşünmenin kurallarını ele alan bir bilimdir. İnsanın en önemli özelliklerinden birisi de düşünmesidir.İnsanın düşünen varlık diye tarif edilmesi bu temel özelliğinin ifadesidir.Düşünme insanın temel özelliği olduğuna göre bu etkinliğin doğru bir şekilde yürütülmesi için mantık kurallarının temele alınması gerekir. Doğru düşünmenin ilkeleri olarak kabul edilen bu kurallara mantığın temel prensipleri veya akıl ilkeleri denilir. Dolayısıyla mantıklı

Totem ve onun etrafında oluşmuş inançların gerçeğine uygun bilinebilmeleri yaratılış ve türeyişin gereğince bilinmesini saglamaktadır. Totem konusunu; kurt, toprak ve agaç gibi başlıklar altında inceleyen bu çalışma, İlkel Dinler ve Semavî Dinler tanımlarına da daha sağlıklı bakılabilmesini sağlayacaktır.

Bu çalışmada, Türk kültür coğrafyasının genelinden, halk kültürü-mitoloji, halk kültürü-halk sufızmi içerikli çalışmalardan bir takım örneklemeler yapılarak, Batı Türklüğü mitoloji incelemeleri ele alınmıştır.

Bu çalışmada; kut kaynağı ile kutun tecelli etmiş olduğu; insanlar, hayvanlar, bitkiler ve cansız bilinenler arasındaki ilişki, Gök Tanrı/Ulu Tanrı İnanç Sistemi ve İslâmiyet dönemleri esas alınarak incelenmiştir.

Bu çalışmada memoratlar; Anadolu'nun muhtelif bölgelerinden yapılmış memoratlar konulu tespitlerle, Türk kültür cografyasının geneli itibariyle sair kesimlerinden yapılmış tespitler, arkaik dönemden günümüze sözlü kültür verilerinin her türünden karşılaştırmalar yapılarak incelenmiştir. Halk inançlarında kült oluşturmuş demir, tuz, ateş gibi objelerin ilişkisi kurulmuş, Türk kültürlü halkların inanç kültüründe geniş yertutan süpürgenin şifreleri çözülmüştür. Al/Kızıl rengin mitolojik derinliği,memoratlar ba

XIII. Yüzyıldan beri Türkiye; ya doğrudan veya dolaylı olarak Misyoner faaliyetlerinin merkez üssü olarak görülmüştür. Bunun dinî, kültürel, stratejik ve siyasî birçok sebebi vardır. Bu sebeplerden dolayı Türkiye'de Misyonerliğin dozu, zaman zaman ve dönem dönem artış veya azalmış olsa da, her dönemde varlığını hissettirmiştir. Türk Milleti geçmişten günümüze kadar hangi dinden olursa olsun beraber yaşadığı insanlara hoşgörü göstermiş, herkesi Allah'ın kutsal emaneti ve milletdaş hatta kardeş bilmiştir. B

Sosyal hayatın temel ihtiyaçlarının başında gelen iletişimin bulunmadığı bir dünyayı düşünmek mümkün değildir. Çünkü insanın kendisini sosyal bir varlık olarak ifade edebilmesi için çevresiyle iletişim içinde bulunması gerekir. İletişim, insanın her davranışı, konuşması, susması, duruşu, gülüşü, oturuş biçimi, kendini ifade etmesidir, yani çevresi ile mesajlaşmasıdır. Bir sosyal yapı içinde iletişime ihtiyaç duymayan insan düşünülemez. Çünkü iletişim, insanların birbirlerini anlamaları için gerekli olan bir

İmam Maturidi, İslam düşüncesinde, akılcı din anlayışının temsilcisi çok büyük bir Türk düşünürüdür. O, hiçbir şeyin hikmet ve gayesiz yaratılmadığını söyleyerek Allah'ın yarattığı her şeyde bir hikmetin bulunduğunu ifade etmiştir. Allah'ın güzel olanı emrettiği ve çirkin olanı da yasakladığını bu sebeple, iyi ve kötünün insan aklıyla bilindiğini söyleyerek ahlaki bir görüş getirmiştir. Böyle bir Türk düşünürünü anlaşılır bir dille kaleme alan yazara teşekkür etmek bir görevdir. Yazar,Ayetleri yorumlarken

Stratejinin bir uygulama aracı olarak projelerin örgüt içinde bir bütün olarak etkin bir şekilde yönetimi, örgütün stratejik amaçlarının gerçekleştirilmesinde son derece önemlidir. Bundan da önemli olan ise portföyü oluşturan projelerin ve diğer işlerin örgüt stratejik amaçlarını destekleyecek şekilde seçilmesini temin etmektir. Örgüt bir şirket ya da şirketler topluluğu olan bir holding gibi kar amaçlı olabileceği gibi kamu ya da sivil toplum kuruluşları gibi kar amaçsız örgütler de olabilir. Her durumda b

Kitap Tanıtım Yazısı : İzmir'in günümüzdeki eğitim ve kültürel yapısını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için geçmiş dönemlerdeki çeşitli uygulamaların, gelişmelerin ve eğitim hareketlerinin bilinmesi ayrıca önem arz etmektedir. İzmir Pedagojik Danışma Kurulu'nun çalışmalarını konu edinen ve yerel eğitim tarihi üzerine yapılan bu çalışma İzmir'in eğitim ve kültür tarihi üzerine yapılacak yeni çalışmalara da kaynaklık etmeyi amaçlamaktadır. Böylece 1949'dan itibaren milli eğitimin, başta Bergama

Anadolu Türk kültür coğrafyası alanından yapılmış bu derleme çalışmasında; Halk inançları-tasavvuf-mitoloji bağlantısı, Posof halk inançları, Dersim/Tunceli Zazaları halk inançları, Bitlis Mala Mürsel Aşireti halk inançları, Sivas'ın farklı halk kesimlerinden yapılmış inanç içerikli kesitlerin özellikleri, yastık-yorgan konulu inançlar ile İran Türkolojisi konuları ele alınmıştır.

E. Mu. Alb. Özen TOPÇU, 1959 yılında Ordu ili, Perşembe ilçesi, Yumrutaş Köyü'nde doğdu. 1970 yılında Yumrutaş İlkokulu'nu, 1976 yılında Perşembe Lisesi'ni bitirdi. 1977 yılında Ank.Ü. Fen Fak. Matematik Bölümü'ne girdi. 1982 yılında bu fakülteden mezun oldu. 1983 yılında Silâhlı Kuvvetler'e Bilgisayar Programcısı olarak teğmen rütbesiyle katıldı. 5 aylık P.Ok. Temel Kursu sonrası, 1 yıl süreli İstanbul Halıcıoğlu'ndaki Personel Okulu'nda okudu. 1986 yılında ODTÜ Müh.Fak. Bilg. Müh. Bölümü'nde 1 yıl Temel

Tarihte insanlıkla beraber din var olagelmiştir. Fertler dinsiz yaşamış ancak dinsiz bir toplum var olmamıştır. Bununla beraber yaratıcı ile daha yakın bir temas kurmak, diğer bir deyişle kutsal bir yaşam sürmek bir çok dini grupta hedeflenen bir gaye olmuştur. İşte bu çerçevede Hıristiyanlık içerisinde öne çıkan gruplardan birisi de Anabaptistler'dir. Elinizdeki kitap okuyucuya Anabaptist hareketin grupları olan Amişler, Mennoitler, Hutterciler ve Kardeşler'in tarihsel kökenlerini ve mensuplarının inanç, i

İstiyorum ki, yaşadığım hayatımda, iyi ya da kötü olanı, hepsini, önce aileme, hısım akrabalarıma, geldiğim soya ve doğup büyüdüğüm topraklara, büyümeme ve okumama, başarılarıma sebep olan o memleketime, o havaya, suya, güzel milletime ve sonradan yaşantımı devam ettirdiğim diğer ülkelerin insanlarına olan bir borcumu ve teşekkürümü dile getirmiş olayım. İstiyorum ki, gelecek nesiller, benim yaşadığım zamanın şartlarını, hayatımın evrelerini, köklerimizin kimler ve nasıl olduğunu bilsin, nasıl yaşadığımdan,

Roman,sömürgeci Avrupalı devletlerin Birinci dünya savaşı öncesinde ve sonrasında uygulamak istedikleri kararların, Anadolu topraklarında tutunmaya çalışan sıradan insanların hayatlarını nasıl etkilendiğini anlatmaktadır. Romanda yaşanan olaylar Boğazlıyan ve Kayseri civarında geçmektedir ve hikâyenin önemli kahramanlarından biri de ailesi tarafından Müslüman bir aileye evlatlık verilerek terk edilen Hıristiyan asıllı beş yaşlarındaki bir kız çocuğudur.Olaylar bu çocuğun etrafında gelişmekte ve cumhuriyet

Roman, sömürgeci Avrupalı devletlerin Birinci dünya savaşı öncesinde ve sonrasında uygulamak istedikleri kararların, Anadolu topraklarında tutunmaya çalışan sıradan insanların hayatlarını nasıl etkilendiğini anlatmaktadır. Romanda yaşanan olaylar Boğazlıyan ve Kayseri civarında geçmektedir ve hikayenin önemli kahramanlarından biri de ailesi tarafından Müslüman bir aileye evlatlık verilerek terk edilen Hıristiyan asıllı beş yaşlarındaki bir kız çocuğudur. Olaylar bu çocuğun etrafında gelişmekte ve cumhuriye

Vedalaşıp ayrılırken, son kez Gamze'ye baktım. Küçükkız, gişenin önünde, bir eliyle annesinin diğer eliyle de babasının bacağına tutunmuştu.Birkaç kez seslendim. Beni duyunca, dönüp baktı.El salladım. Hasta bir çocuk nasıl bakarsa, işte öyle bakarak, o da bana elsalladı. Bu son görüntü hiç unutamayacağım bir fotoğraf karesi gibi kazındı belleğime. İşte o gün başladım lösemili çocukların yoksul ailelerine nasıl yardım edebilirim diye düşünmeye. Türkiye, gündemi saatbaşı değişen bir ülkeye dönüştürüldü. Bu n