The soils of Anatolia contain innemerable and invaluable treasures of human history; under the deep seas that surround this magnificent peninsula, lie similar treasures that wait to shed light upon the dark parts of that history. Underwater archeology strives to bring these treasures out into the daylight. In The History In Our Seas, Captain Tufan Turanlı tells of the exciting adventure of the research carried out in the seas of Turkey. This is a fabulous journey, starting with the discovery of the Uluburun

Tarih Vakfı´nın düzenlediği Üçüncü Uluslararası Tarih Kongresi´nin ana konusu "Tarih yazımında ve müzecilikte yeni yaklaşımlar" idi. Kongre, tarih yazımı ve müzeciliğin ulaştığı yeni boyutları ortak bir zeminde buluştururken, konuya ilişkin tartışmaları "küreselleşme ve yerelleşme" bağlamında yürüterek ilginç sonuçlara ulaştı. Prof. Dr. İlhan Tekeli´nin de belirttiği gibi "Günümüzün hızla dönüşen dünyası içinde müzecilik de tarih yazıcılığı da hızlı bir dönüşüm geçirmektedir. Böyle bir değişme, yeniden form

Homonia anlaşmaları 18.yüzyılın sonlarından itibaren öncelikle nümizmatlar arasında tartışma konusu olmaya başlamış ve bugüne kadar konuyla ilgili sınırlı da olsa çeşitli yayınlar yapılmıştır. Elinizdeki kitap homonia anlaşmalarını şimdiye kadar pek çok nümizmatın yaptığı gibi yalnızca sikkeler üzerindeki betimlerden yola çıkarak değil, kentlerin tarihsel süreçleri çerçevesinde de değerlendirilmiş olması bakımından önemlidir. Bu kitabın amacı antik kaynaklarda ve modern literatürde homonia anlaşmalarının ne

Yukarı Anzaf Kalesi’nde Tanrı Haldi’ye ait tapınağın batısındaki odada 1995 yılında bulunan bir kalkan parçası üzerindeki ilginç resim sahneleri, Urartu dini ve sanatı konusundaki bilgilere çok büyük bir katkı sağlamaktadır. Elde edilen irili-ufaklı yüzlerce kırık bronz levha parçasının üzerindeki resim sahnelerinin çok büyük bir kısmının da, büyük kalkan parçasına ait olduğu anlaşılmaktadır. Bronz levhalar üzerindeki konservasyon çalışmaları hala devam etmektedir. Ancak 78 cm. uzunluğundaki bronz kalkan pa

The pascinating pictorial scenes on pieces of a bronze shield from a room on the west side of the Haldi Temple in the Upper Anzaf Fortress, discovered in 1995, add greatly to our knowledge of Urartian religion and art. During the fire caused by a Scyhtian attack in the late seventh century B.C. objects and weapons of bronze and iron stored in this small room became molten and distorted, a large portion turning to slag. In recent years conservation of this mass of molten metal, weighing more than 13 kilogram

Oniki yıl Efes’de görev yapmış olan Sabahattin Türkoğlu’nun bu kitabı, ören yerini gezenlerin soruları, anıları, düşünceleri ve heyecanları ve ilgilerinin irdelenmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Ön bilgisiz “bunlar nasıl yapılmış?” sorusunun ötesine geçmeyen bilinçsiz gezileri geride bırakmak amacıyla hazırlanan eserde “kimler, nerede, nasıl yaşıyorlardı?, dilleri, dinleri neydi?, gelenekleri, günlük yaşamları nasıldı?” sorularının yanıtlarını bulacak, Anadolu insanının malı olan bu yerlerde daha bilinçli sahi

İnsanın en çok ilgilendiği konulardan biri de geçmişidir. Bu geçmiş çoğu kez arkeoloji bilimi ve uyguladığı yöntemler yardımıyla anlaşılabilmektedir.Bunun içinde, yegane yöntem olmamakla birlikte, kazı, arkeoloji disiplininin odak noktasını oluşturur. Ancak ne denli bilimsel olursa olsun, kazı aslında bir tür yıkımdır.Bu yüzden günümüzde arkeoloji bilimi ve arkeolog oldukça ağır bir sorumluluğu yüklenmiş; bununla ilgili olarak da simgeleri, kazma ve kürekten çok mala ve fırçaya dönüşmüştür. Günümüz arkeoloğ

Plastik sanatlarda: yontu, rölyef, fresko ve mozaik olarak sayısız örnekleri bulunan Orpheus konulu eserlerin mozaik tekniğinde işlenmişleri çoğunluktadır. Bugüne değin bilinen ve hemen hemen tümü zemin mozaikleri olan bu eserlerin sayısı 84’tür. İsa’dan sonra ikinci yüzyıldan başlayıp dördüncü yüzyılda yoğunlaşan bu mozaiklerin en geç tarihli örneği, altıncı yüzyılda yapılmış ve Kudüs’de bulunmuş bir mezarın zemin mozağidir. Ülkemizde sekiz adet Orpheus sahneli zemin mozaiği panosu ve iki adet yontu eser ç

Bugün Anadolu´nun kültür değerleri ile ilgili yüksek sesli sorular sormanın zamanıdır. Kentler güzeli Bergama´nın Zeus Sunağı Berlin´de ne arıyor? Ünlü Efes´in anıtsal heykelleri Viyana saraylarında yaşıyor mu? Menderes Magnesiası´nın duvar kabartmaları Paris´in Louvre Müzesi´ne hiç yakışıyor mu? Uşak´ın höyüklerinden ABD´ye kaçırılan Karun Hazineleri´nin Metropolitan Müzesi´nde işi ne? Geometrinin babası Tales´in kenti Milet´in koskoca pazar yeri binası, o görkemli belediye binasının girişi Ber

Üzerinde yaşadığımız toprakların geçmişini merak eden, günümüze ulaşan izleri sürmek, gördüklerini anlamak isteyen, akademisyenlerin yanı sıra eskiçağ bilimlerine ve arkeolojiye ilgi duyanlara hitap eden ki tap, Antalya Körfezi ve onun gerisinde yer alan topraklara uzanıyor.

Türkiye’de gerçek ve tüzel kişiler, Kültür ve Turizm Bakanlığından alacakları izin belgesiyle korunması gerekli taşınır kültür varlıklarından oluşan koleksiyonlar oluşturulabilmektedir. Gerek koleksiyonlara gerekse müzelere eser satın alırken, bir pazar oluşturup tahribatı teşvik etmemesine özellikle özen gösterilmesi gerekmektedir. Eser alımı ve arkeolojik mirasın korunması konusunda Malta Sözleşmesi’nin ve 2003’te revize edilen Berlin Konvansiyonu’nun ilkeleri dikkate alınmalıdır. Günümüzde eski eserler

Menua (Semiramis/Şamram) sulama kanalı, Yazılı kaynaklara göre menua (Semiramis) uslama kanalı ve asma bahçeleri, Ferhat sulama kanalı. The Menua (Shamiram/Semiramis) irrigation canal, The menua canal and its hanging gardens, the ferhat irrigation canal.

Antik İstanbul’daki Bizans Saray Mozayiği çağımızın en önemli arkeolojik keşiflerinden biridir. Bu eşsiz sanat eserinin had safhada bozulma tehlikesi ile karşı karşıya kalması üzerine 1983 yılında “Bizans Büyük Saray Mozayiği” Avusturya-Türk Araştırma Projesi doğdu. 1983-1997 tarihleri arasında Saray Mozayiği araştırıldı, kurtarıldı, onarımı gerçekleştirildi. Arkeoloji ve Sanat Yayınları bu çalışmanın sonuçlarını ilk kez kapsamlı bir biçimde sunuyor.

İstanbul Tarihi Yarımada’nın içersinde 1860-1960 arasında Rumeli Demiryolu’nun yapımından Menderes Dönemi imar hafriyatlarına arkeolojik açıdan bulunan eserler, yapılar ve bu süreçte temel kazılarında ele geçen antik eserler konusunda genel bir derleme. Bilgi kaynakları ve seçilmiş resimleri ile birlikte 100 yılın bulgularına genel bir bakış

Türkçede İmgeler ve Simgeler, Kutsal ve Dindışı yapıtlarıyla tanınan ünlü din tarihçisi Mircea Eliade, geleneksel toplumların tarih anlayışları, tarihin getirdiği acılara direnme ve katlanma yöntemleri ve arpektipik tekerrür anlayışını incelediği "tarih felsefesine giriş" niteliğindeki bu denemesi Ebedi Dönüş Mitosu için şunları söylüyor: "Eserlerimin hangi sırayla okunması gerektiğini soranlara bu kitaptan başkalarını salık veriyorum."

Bu kitap, İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından 1965-1973 yılları arasında satın alma veya hibe yoluyla toplanmış olan ve Frig döneminin Geç Frig üslubuna tarihlendirilen (M.Ö. 600-500) 20 adet Frig keramiğinin, resimli ve ayrıntılı açıklamasından oluşuyor.

Cumhuriyet döneminde yetişen ilk kadın nümizmatlarından birisi olan Prof.Dr.Sabahat Atlan´ın anısına çıkarılan bu kitabın metni, kendisinin Arkeoloji ve Sanat Dergisi´nde yayınlanan makalesi, Side Sikkeleri ile ilgili son kitabına yazdığı giriş bölümü ve ders notları gözönüne alınarak oluşturulmuştur.Büyük Krallıklar, Grek şehir devletleri, bu şehirlerin teşkil ettiği Birlikler, ve bazı şehir ve kabile kralları olmak üzere 1600´e yakın örgüt tarafından basılmış Grek sikkeleri, üzerlerinde Grek yazısı ile bi

Ege dünyasında prehistorik çağlardan sonra başlayan Bronz Çağı büyük uygarlıkların beşiği olmuştur. M.Ö. 2600´lerde Girit Adası´nda gelişmeye başlayan Minos Uygarlığı, özellikle M.Ö. 2. binde sanat ve kültür düzeyi yüksek, barış ve refah içinde bir dönemi simgeler. Eski Yunan uygarlığının öncüsü niteliğindeki Minos uygarlığı, Sir Arthur Evans´ın Knossos Sarayı´nı tanıtmasıyla tüm dünyanın ilgisini üzerine çekmiştir. Bugün arkeolojinin başlıbaşına bir dalı olan Girit arkeolojisi ve onun önemli bir bölümünü o

Bu kitap, Anadolu Arkeolojisinin önemli isimlerinden biri olan eğerli bilim adamı Prof. Dr. Uluğ Bahadır Alkım´ın anısına düzenlenen konferanslar dizisinin ilkinde sunulan bildirilerden oluşuyor - Nezih Başgelen : Alkım Hocamızı- Ali M. Dinçol : AnarkenAçılış Konuşması.-Refik Duru : Prof. Dr. U. Bahadır Alkım´ın İslahiye Bölgesi Çalışmaları ve Tilmen Höyük Kazısı.- Bülent İplikçioğlu : Ephesus´ta Epigrafya Araştırmaları.- Selen Hırçın :Çivi Yazısının Ortaya Çıkışı ve Gelişmesi.- Erendiz Özbayoğlu : Hümanita