İş psikiyatrisi ya da endüstriyel psikiyatri, psikiyatrinin ülkemizde hakkında çok az basılı eser bulunan, önemli bir dalı. İş psikiyatrisi, özellikle İkinci Dünya Savaşı´ndan sonra, endüstriyel kurumlardaki hızlı artışla birlikte gündeme geldi ve önemini de her geçen gün arttırdı. Psikiyatrinin bu dalı, endüstriyel çalışma düzeninin getirdiği ruhsal problemleri ele alır, nedenlerini araştırır ve bulgular ışığında koruyucu yöntemlere başvurur. İş yaşamının giderek daha da ´stresli´ ve hızlı bir hale geldi

Okul öncesi eğitim kurumlarında en sık rastlanan sorunlardan birisi olan alt ıslatma konusunda anne-baba-eğitimcilere yaşanmış örnekler sunan bu çalışmada, alt ıslatmanın nedenleri, tuvalet eğitimindeki hatalı tutumlar ve tuvalet eğitiminin nasıl verilmesi gerektiği anlatılmıştır.

Elinizdeki bu kitap, İstanbul Tıp Fakülresi Psikiyatri Anabilim Dalı, Sosyal Psikiyatri Servisi´nin kişilik ve psikoterapi ile ilgili olarak düzenlediği Salı Toplantıları´nda sunulan bildirilerden oluşuyor. Toplantıların, dolayısıyla da kitabın ana teması, kişilik ve kişiliğin oluşması süreçleri ile kişilik sorunlarının psikoterapisi olarak ifade edilebilir. Toplantıların gündemindeki konu başlıkları bu alanın kendi sorunlarını, teori, yöntem, psikoterapi vb. düzleminde tartışılmasının bir vesilesi oluyor.

Bireyin biyolojik, fizyolojik ve psiko-sosyal düzeyine uygun öğretim programlarının hazırlanması ve gerekli eğitim-öğretim ortamının sağlanması öğrenme sürecinin etkinliğini arttıracaktır. Bu süreç bireyin öğrenebileceği özgüvenini, dikkatinin yönelmesini, algılama ve kavrama düzeyinin gelişmesini pekiştirecektir. Kitap genel olarak anne-baba ve öğretmen adaylarını çocuğun gelişim süreci hakkında bilgilendirmek ve eğitim-öğretim sürecinde etkin olmadıklarını sağlamaktadır. Bu kitapta psikoloji biliminin

Çocuklara düşüp kalkmada seçkin bir rehber niteliğini taşıyan bu kitap, çocukların eğitimiyle ilgili olarak çare arayan anne ve babalarla öğretmenlerin yoğun başvurularını karşılayabilmek için Adler`in Viyana`daki eğitim danışma merkezlerinde başarıyla uygulandığı kısa süreli danışma oturumlarını içermektedir. Adler`in diliyle, çocukların eğitimine ilişkin şikayetler yelpazesi hayli geniştir, çevresiyle ilgisiz üç yaşındaki ve yemek yemek istemeyen dört yaşındaki çocuktan on yedi yaşındaki mahçup delikanlıy

Erich Fromm, yirminci yüzyılın en parlak ve en etkileyici düşünürlerinden biri. Yeni İnsan-Yeni Bir Toplum ise bu düşünürün Freud ve Marks´la hesaplaştığı, dahası ruhçözümsel bir yaklaşımla insan ve toplum sorunlarına eğildiği en dikkate değer çalışması. Endüstri Çağı´nın toplumsal, ruhçözümsel bir yaklaşımla insan ve toplum sorunlarına eğildiği en dikkate değer çalışması.

Sağ beyin, tarihsel olarak ihmal edildi ve yanlış yorumlandı. Bazıları onu gayrı beşeri, hatta tehlikeli sayarken bazıları da yaratıcılığın, ruhun, gizli gücü görmezden gelinmiş ve israf edilmiş yatağı olarak değerlendirdi. Ornstein şunu savunuyor: Sol beyin bilgi işlemlerken sağ beyin bağlam kurar, yön duyumu kazandırır ve böylece olan bitenden anlam çıkarmamızı sağlar. İhtisasının zirvesinde önemli bir düşünürden parlak ve aydınlatıcı bir çalışma. Deneysel psikoloji, klinik gözlem ve evrim biyolojisinde

Bu popüler ve uzmanlardan olumlu eleştiriler alan çalışma, akıl hastalıkları hakkında bilgi sahibi olmak için filmlerden yararlanıyor. Sinema, akıl hastalıklarını ve psikopatolojiyi öğrenmek için etkili bir araç olabilir. Özellikle de psikoloji, psikiyatri, sosyal hizmetler, edebiyat ve medya alanlarında eğitim alan öğrenciler için. Sinema ve Akıl Sağlığı, kendilerini film tutkunu olarak tanımlayan deneyimli klinik psikologlar tarafından hazırlandı. Psikopatoloji hakkında, bir benzeri daha bulunamayacak ka

Gelişim psikolojisi,birey yaşamını çocuk-ergen-yetişkin olmak üzere üç genel evreye böler. Kuşku yok ki, bu evreler belirli davranışsal farklılıklara göre oluşturulur. Dolayısıyla, bu tanımlara uyan bireylerin birbirlerinden davranışsal, bilişsel, zihinsel, duygusal vb. boyutlarda farklılıklar sergiledikleri gözlenebilir. Örneğin, çocuklar uzun süre somut ve yetişkinler soyut nitelik taşıyan muhakemeler yaparlar. Çocuklar, belirli bir isteği elde etmek için kararlarını daha kısa dönemli çıkarları gözeterek

Hepimiz kendimize layık gördüğümüz bir ilişki yaşarız. Ben bunu hak etmiyorum diye düşünsek de, çoğu zaman aklımızdan, Ayrılsam bundan iyisini mi bulacağım? Çocuklar daha çok küçük, onlar için bu ilişkiye katlanmalıyım. Ayrılsam bu yaştan sonra (özellikle yaşımız kırkın üzerindeyse) beni kim beğenir? gibi düşünceler geçer. Birkaç partner ya da sevgili değiştirmiş olsak bile benzer ilişkiyi, benzer sorunları tekrar tekrar yaşadığımızı acıyla fark ederiz. Bu kitapta, ilişkinizi farklı bir açıdan değerlendirip

Kimse kaba çocukları sevmez. Fakat herkes kendi çocuklarını sever ve onların olduğu gibi sevilmesini, takdir edilmesini ister. Ebeveyn olarak çabamız saygıyı hak eden iyi ahlaklı çocuklar yetiştirmektir. O halde bu bencil ve kaba dünyada nasıl görgülü çocuklar yetiştireceksiniz? Bu ancak karşılıklı saygı atmosferinin oluşturulması ve sağlıklı insan ilişkilerinin kurulması ile mümkündür. Kitapta çocuklarınızla sevgi ve saygıyı dengeli şekilde kurmanızı sağlayacak uygulamalı teknikler sunuyoruz. Saygılı çocuk

Heinz Kohut`un Kendilik Psikolojisi, Nesne İlişkileri okulundan sonra, Freud`un dürtü / savunma modelinden ikinci önemli epistemolojik kopuşu temsil eder. Psikanalitik kuramın odağına cinsellik ve saldırganlık dürtüleri yerine narsistik gereksinimlerin yerleşmesi, analist - analizan ilişkisinin de baştan kurgulanmasını, tekniğin merkezine empatinin oturmasını beraberinde getirir. Yorum deneyime yaklaşırken, mahrum bırakan "baba-analist"in yerini de, gerektiğinde besleyen "anne-analist" alır. Artık analiz od

- Çocuğunuzu hemen şimdi kucaklayın. - Bir gram anne bir ton psikiyatra bedeldir. - Bir baba yüz öğretmene eşittir.

Tam 21 ülkede yayımlandı. Hepsinde bestseller oldu. Bu kitap çok okundu... Neden? - Çünkü hepimizin bir yerde ve bir zaman karşılaştığı, kendisinde, çevresinde ya da bir yakınında tanık olduğu, en asından duyduğu bir sorunu ele alıyor: Depresyon. - Üstelik depresyona içeriden bakıyor. Depresyonu bütün ağırlığıyla ve defalarca yaşamış ve onunla başa çıkmış bir kişinin ağzından tanımlıyor. - Ayrıca bu kitap bir otobiyografi; Gerçek bir yaşam öyküsünü, gazeteci ve yazar Andrew Bolomon´un kendi ağzınd

Biliyor muydunuz? Yemin etmek ve vasiyet sözğünün kaynağının testis olduğunu. İlkçağlarda çocuğun nasıl meydana geldiğini. Hadimlar niçin aşağılanıp niçin yüceltildiğini. Testis ve penisini kesen tarikat üyelerinin kimler olduğunu. Penisini milyon dolara sigorta ettiren ünlü kimdi. Erkeğin istem dışı kaç kez ereksiyon olduğunu. Sabahları yapılan çiş niçin bulanıktır? Kimler penise tapındılar? Sigara kısaltılır mı? Penis sözcüğünün kökeni nereden gelir? Rehin alınan ve çalınan penis davası! Prezarvatifin ka

Herhangi bir bilgi alanının kaynaklarından faydalanabilmek için, bu alanın kelime dağarını bilmek, temel kavramlarını ve terimlerini doğru olarak anlamak gerekir kuşkusuz. İşte sözlükler bu anlamda hem vazgeçilmez birer rehber hem de birer anahtardır. Böylesi bir rehber ve anahtarın gerekliliği, tasavvuf konusunda bir kat daha kaçınılmazdır; çünkü mutasavvıflar çoğu kez düşüncelerini saklama gereği hissetmiş ve giderek örtük bir dil kullanmaya başlamışlardır. Bu gerçeğe ek olarak, süreç içinde, kullanılan t

Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni Doktor beni sanıyor hala şizorfeni Üsküdar taburculuk hasretiyle derinden Kalbimi hoplatıyor hastanenin treni ...diye yazan şair Recep, vak´a takdimlerine çıka çıka hastalığını ezberlemiş olan Parkinson Salih, ölen hastaları iki atlı bir arabayla Silivrikapı´daki mezarlığa taşıyan Paranoid Mehmet Ali Sultan, asistan tezlerini daktilo eden ve ödül olarak kucakta maçlara götürülen kas hastası Miyopatili Çampur Mehmet, tezlerin resimlerini çini mürekkebi ile çizen R

Birey ve onun davranışlarını oluşturan etkenlerin anlaşılması yeni düzenin de anlaşılmasını kolaylaştırabilir. Değişen dünyada çalışma yaşamını ve o yaşam içinde insanı anlamak; her şeyden önce Davranış Bilimlerinin sağladığı temel bilgilere gereksinim göstermektedir. Doç. Dr. Serpil Aytaç`ın hazırladığı ve İnsanı Anlama Çabası adını verdiği çalışma bu gereksinime cevap vermeyi hedeflemektedir. Bu kitabın genelde sosyal bilimlerle, özel de Çalışma Ekonomisiyle ilgilenenlere faydalı olacağı düşüncesindeydim.

Bu kitap Freud´la Marx´ı o kadar başarıyla uzlaştırmış olan çağımızın bu ünlü ruhbilimcisinin aynı zamanda Batı düşüncesiyle Doğu görüşü arasında da bir bireşime ulaşmış olduğunu kanıtlıyor. Huzursuzluktan, bıkkınlıktan, çağın hastalığından, yaşamın donuklaşmasından, insanın otomatikleşmesinden, kendinden, çevresinden ve doğadan yabancılaşmasından yakınanlar, yaşamın parmaklarının arasında kum gibi akıp gitmekte olduğunun, yaşamadan ölüp gideceklerinin, bolluk içinde yaşanan bir yaşamın bile sevinçten, kıva

Eğer dünyayı kurtaracak bir kitap varsa, işte bu o kitaptır! John Holt, Çocuklar Nasıl Başarılı Olur kitabının yazarı Jean Liedloff Güney Amerika ormanlarında iki yıl boyunca hala taş devrini yaşayan yerlilerle beraberdi. Buradaki deneyimleri nasıl bir yaşam sürmemiz gerektiği konusundaki Batılı fikirlerini ve insan doğası hakkındaki görüşlerini radikal bir değişime uğrattı. Liedloff bu kitapla bize kaybettiğimiz doğal sağlığımızı hem kendimiz hem de çocuklarımız için nasıl geri kazanabileceğimizi gösteren