Karl W. Luckert sadece Göbeklitepe'nin sembollerinin ne anlama geldiklerini, mimari yapıyı anlatmıyor; neolitik çağ insanının araç ve gereçlerini, yaşam eğilimlerini, gizemlerini, din anlayışlarını, avcı toplumunun davranış biçimlerini irdeleyerek bir insanlık tarihi çalışması sunuyor. Göbekli Tepe kazıları bugüne dek bilinmeyen "neolitik devrim"in dinsel yapısını ortaya çıkardı. Bu kült neredeyse 12.000 yıl önce Bereketli Hilal'in, yani Mezopotamya'nın kuzeyinde, avcı-şamanlar, çakmaktaşı madencileri ve

Sir E. A. Wallis Budge'nin eserine adım atın ve Asur ve Babil uygarlıklarının tarihi ve mitolojik zenginliklerini keşfedin. "Asur Tabletlerindeki Yazılar" okuyucusunu, Babil ve Asur'un yaratılış hakkındaki eski inançlarının ve gizemli bilgilerinin kil tabletlere kazındığı bir dünyaya götürüyor. 1848 ve 1876 yılları arasında Ninova'nın harabelerinde keşfedilen bu kırık parçalar, bir zamanlar Aşurbanipal’in muazzam kütüphanesine ev sahipliği yapmış olan sarayın kalıntıları arasında bulunmuştur. Bu eser, yalnı

Abdi Deniz’i 20’li yaşlarda tanıdım. 50 yıllık (yarım yüzyıl) arkadaşlık, yoldaşlık üzerine kurulu kadim dostluğumuzdan dolayı her şeyine tanığım. Çocuk yaşta Ankara’ya geldiği tarihlerde ve sonrasında ticaret hayatina ki; yaşanmışlıkları samimi bir dille, eğmeden, bükmeden, eski Ankara’yı, tarihi dokuyu, Çengelhan, Çukurhan ve Kale’yi kağıda döktüğü, yoksulluklarla başlayan, acılar ve üzüntülerle devam eden bu birebir yaşanmış öyküleri zevkle okuyacağınıza olan inancımla, iyi okumalar… Kemal Mükremin Barut

Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın yükselme öyküsü bile tek başına bir başarı hikayesiyken çağdaşları bu hırslı Vali’ye bu kadarının yetmeyeceğini anlamışlardı, ki öyle de oldu. Mısır’da yönetimi kontrol altına alan Paşa bir yandan Avrupa örneğinde bir reform dizisiyle Mısır’ı dönüştürmeye çalışırken diğer yandan bir Vali’nin ihtiyaçlarının ötesinde bir ordu teşekkül ederek tabi olduğu Osmanlı’ya karşı mücadeleye girişti. 19. yüzyılın hararetli siyasi ortamında Osmanlı’nın bir iç meselesinden Avrupa devletlerinin

Milli Mücadele’nin büyük komutanı Kâzım Karabekir, büyük bir asker olmasının yanında aynı zamanda üretken bir yazardı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında ve Milli Mücadele sırasında Doğu Cephesi’nde anne ve babalarını savaşta kaybetmiş çocuklara yaptığı yardımlarla tanınan Karabekir, iki ciltten oluşan Çocuk Davamız’da çocuk sorunlarını işliyor. “Çocuk Davası benim en zevkli bir uğraşma mevzuumdur” diyen Karabekir, eserinde I. Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda çocuk davası ile ilgili yaptıklarını, kişisel

Milli Mücadele’nin büyük komutanı Kâzım Karabekir, büyük bir asker olmasının yanında aynı zamanda üretken bir yazardı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında ve Milli Mücadele sırasında Doğu Cephesi’nde anne ve babalarını savaşta kaybetmiş çocuklara yaptığı yardımlarla tanınan Karabekir, iki ciltten oluşan Çocuk Davamız’da çocuk sorunlarını işliyor. “Çocuk Davası benim en zevkli bir uğraşma mevzuumdur” diyen Karabekir, eserinde I. Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda çocuk davası ile ilgili yaptıklarını, kişisel

1893 yılında Hazar’ın doğu kıyılarından doğuda Tanrı Dağları’na ve Çin işgali altındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne ve güneyde de Afganistan ve İran sınırına kadar Rusya tarafından tümüyle işgal edilmiş durumdaki Türkistan 1917 Bolşevik Devrimi’yle birlikte yeni ve daha keskin bir kavurucu rüzgârın etkisi altına girer. Bu kavurucu rüzgârın etkisinin Türkistan ve orada yaşayan Türk toplulukları üzerinde nasıl bir etki meydana getirdiği ve o coğrafyada ne tür gelişmeler yaşandığı hemen her yerde merak konus

Yusuf Akçura, İdil (Volga) üzerindeki Simbirsk şehrinde doğdu, küçük yaşta İstanbul'a geldi, Osmanlı askerî terbiyesi aldı. Ancak, cesur atılışları yüzünden sürgüne gönderildi. Sürgünden Paris'e kaçtı ve orada zamanın

Ekim 1827’de Leopold von Ranke, Viyana’daki bir devlet dairesine okumak istediği resmî evrakın künyelerinin bulunduğu bir kâğıdı sunarak başvuruda bulundu. O zaman için bu talep abes karşılanmıştı, zira memurlar gizli notları, şifreli belgeleri ve diplomatik yazışmaları ziyarete gelen “tarihçilerin” işine yarasın diye saklamamışlardı. Ranke’nin arkasında Başbakan Klemens von Metternich de dâhil nüfuzlu devlet ricali olması önce Viyana’daki, sonra da Venedik’teki arşivlerin kapılarını açtı. Ranke’nin arşivle

Yazarımız, 01.05.1982 tarihinde Konya Kulu da doğmuştur. İlköğretim, Or­taokul ve Lise eğitimini Ankara da tamam­lamıştır. Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişki­ler Bölümünü bitiren yazarımız; Yüksek Li­sans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi, Cumhuriyet Tarihi Atatürk İlke ve İnkılapları “Demokrat Parti’nin 1950-1960 Yılları Ara­sında Uyguladığı Siyasi Politikaların Türk Demokrasisine Yansımaları” Tez konusu ile yapmıştır. 2014 Yerel seçimlerde AK Parti Etimesgut Belediye

Afrikalılar köle ticaretinden önce nasıl yaşıyorlardı? Gerçekten ilkel ve vahşi miydiler? Afrikalıları kimler nasıl köle yaptılar? Topraklarını nasıl istila ettiler? Onları bize nasıl tanıttılar? Köle gemilerinde neler yaşandı? Köle gemisi kaptanlarının seyir defterlerinde hangi itiraflar yazıyordu? Köle ticaretinde Vatikan’ın rolü neydi? Abraham Lincoln gerçekten insancıl duygularla köleliği bitirmek isteyen bir halk kahramanı mıydı? Yoksa farklı amaçlara hizmet eden bir sahtekâr mıydı? Amerikan İç Savaşı’

Ahmed İhsan Tokgöz, 1868 Erzurum doğumlu gazetici, matbaacı ve yazardır. Türk yayın tarihinin en önemli dergilerinden biri olan Servet-i Fünun dergisinin kurucusudur. Eser, Ahmed İhsan Efendi’nin Tirol cephesine bizzat ziyareti esnasında Servet-i Fünun Dergisinde yayınlanmak üzere gönderdiği mektupların ve fotoğrafların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Eser, yazarın Tirol cephesine seyahati ile başlayarak harp cephesine adım adım yaklaşırkenki izlenimlerini, harp cephesinin ve oradaki askerlerin du

1930’lu yıllarda Moskova’da sahneye konan “Moskova Yargılamaları”nın arka planı, 1938 “Büyük Terör”ü, Maksim Gorki’nin sahte Pravda basımlarıyla kandırılması, İngiliz M15’ındaki Sovyet ajanları vb. konularda içerden bilgilere sahip NKVD üst yönetiminden Alexander Orlov, İspanya’daki NKVD şefliği görevindeyken Moskova’ya çağrılır. Bu çağrının, hakkında idam hükmü olduğunu anlayacak deneyime sahip olduğundan karısı ve kızıyla birlikte ABD’ye iltica eder. Stalin’e gönderdiği mektupta, peşine taktığı “ölüm timl

Bu kitapta, milletin bağımsızlığını kurtarmak için çabalayan ve bu yüzden ün kazanan Celâleddin'in yaşamı ve başarıları anlatılır. Kitabın çevirisi, Horasan'da Nesa'da doğan Ahmet oğlu Mehmet tarafından yapılmış ve aslı Paris Milli Kütüphanesi'nde bulunmaktadır. Bu kitap, okurlarına Celâleddin'in hayatını, Oğuz Türklerinin tarihini ve Moğol istilalarının etkilerini anlama şansı verirken, aynı zamanda Türkçe dilinin ve Türk kültürünün evrimini de gözler önüne serer. Süslü ve çiçekli bir üslupla yazılmış Arap

Cumhuriyet tarihinin “Saklı Geçmiş” ini anlamak isteyen 23 1920’de çalışmaya başlayan Büyük Millet Meclisi (BMM) tutanaklarını okumalı, o tutanaklar çok şey anlatır. Özellikle “Gizli Oturum Tutanakları”nın dili çözülürse ve herkesin okuyabileceği hale getirilirse, Meclis konuşmalarında yatan “saklı hakikat” ortaya çıkar. Eğer kayıt altına alınan “kurucu” geçmişten gelecek için dersler çıkarılabilirse, eminim eşit haklı yurttaşlar demokrasisine doğru yol almaya başlayabiliriz. Ancak bu tutanakların dili çözü

Ateşle!, insanı uzaya götürmek için güvenilir olabilecek bir roket itici arayışının hikâyesidir. Bu arayış, başarı veya güvenlik garantisi olmaksızın bilinen doğa yasalarına karşı çalışan rakip laboratuvarlar tarafından yürütülen tehlikeli bir girişimdi. Ünlü bilim insanı ve bilim kurgu yazarı John Drury Clark, yer çekiminin amansız kısıtlamalarını ortadan kaldıracak kadar güçlü olan patlayıcı yakıtların gelişimini, tüm kuralları hiçe sayan bir görgü tanığı dolaysızlığıyla aktarıyor. Elinizdeki eser, bir ta

DÜN, BUGÜN, YARIN... Merkezi olmayan bir organizasyonda, karar alma üst yönetimden daha az, bireysel iş birimlerinin alt düzey yöneticileri aracılığıyla daha fazla akar. Günümüzde teknoloji her geçen gün ilerlemekte ve kullanıcı sayısı da artmaktadır. Sistemin yönetimi açısından merkezi sistem tüm kriterleri karşılayamıyor. Yani Merkezi Olmayan sistem gün geçtikçe çok kullanışlı hale geliyor. Merkeziyetsizliğin en büyük avantajı ağın bir kısmının çökmesi durumunda tüm ağın kesintisiz olarak çalışabilmesidir

Albay Patterson 750 nakliye katırı ile yaklaşık 500 kişilik bir birlik seçmekle görevlendirilmişti. Emirler kısmen İbranice kısmen de İngilizce olarak verilmişti. Askerler, Süveyş Kanalı savaşı sırasında Türklerden ele geçirilen tüfeklerle silahlandırılmıştı. Nisan 1915'te Patterson'ın Siyon Katır Birliği adını verdiği Yahudi Katır Birliği, 562 Yahudi asker, 5 İngiliz subay, 8 Yahudi subay ve 750 katırla Mısır'dan Gelibolu'ya doğru yola çıktı. Gelibolu'ya ağır çatışmaların ortasında vardılar. 29 Tümeni dest

Mimar Sinan'ın kafatası mezarından çıkarılıp nasıl kayboldu, hangi güçler ele geçirdi? Günümüzde küresel güçler, sabetayistler ve masonlar, Mimar Sinan'dan nasıl intikam aldılar? Mimar Sinan'ın yaptığı köprü, cami gibi eserler, istihbarat ve askerî güçlere nasıl fayda sağladı? Eserleri, psikolojik harp unsuru olarak nasıl tasarlandı? Mimar Sinan'ın Ayasofya'yı bugüne kadar ayakta tutması, köprü ve cami yapımında kullandığı hayret veren teknikler, deprem için geliştirdiği özel yapı modelleri, eserlerindeki s

Bu eser, hem Yunanistan hem de Türkiye'nin perspektifinden anlatılmış ilginç gözlemleri içeriyor. Kitap, yazarın kendi ifadeleriyle, Yunanistan'da doğmuş, uzun yıllar orada yaşamış ve Yunan dili ile edebiyatını iyi derecede öğrenmiş bir kişi tarafından yazılmıştır. Aynı zamanda uzun süre Türkiye'de yaşamış ve akıcı bir şekilde Türkçe konuşmuştur. Bu eserinde, Yunanlılar ve Türkler hakkındaki farklı bakış açılarını objektif bir şekilde sunmaya çalışmıştır. Yunanlıları Hristiyanlığa olan bağlılıkları nedeniyl