Kitabı baskıya göndermeden önce son olarak bir tanıtım yazısı eklemem gerekiyordu. Tüm öyküleri kapsayan kısa bir
yazı nasıl olmalıydı?
Öykülerim; kadını, çocuğu, genci küf kokan odalara hapsetmeye çalışan kötülüğü ifade eden “Ortadoğu coğrafyasında
kadın olmak” başlıklı bitmeyen bir mücadeleyi, o kutsanmış kaleleri yara-bere içinde kalma pahasına da olsa asla
yolundan dönmeyerek yıkmaya kararlı kadın mücadelesini anlatmak ve “asla yalnız değilsin” demek içindi.
Seninle saçlarımızı kül suyuyla yıkadığımız tarihten daha da uzun zamandır tanışıyoruz.
Biz, zamana ve coğrafyaya hapsedilemeyecek kadar büyük ruhlara sahibiz. Sırtımızı yaslayacağımız dağlarımız
olmadı bizim ama onların nerede olduğunu, hangi yoldan gidileceğini biliyoruz.
Karşı kıyıya geçeceğiz ve erozyona uğramış topraklara ıhlamur ağaçları dikecek, ütopyalarda dile gelen yeni bir
dünyayı kuracağız…
Orada bekle beni…