Nurhayat, bir ona bakıyor, bir elindeki çiçeklere, bir de etrafına. Sonra hiçbir şey demeden, nasıl geldiyse öyle, dimdik yürüyüp gidiyor. Fuat felaket eşiğinde olduğunu hissediyor hissetmesine de, neye yarar? Güç bela çöküyor Saffet Bakkal'ın önündeki kaldırıma ve Nurhayat'ın gürül gürül akıp gidişini seyrediyor. Çok sonra cin toniğe bandırdığı özdeyişlerinden birini o ilk karşılaşmanın hatrına yumurtlayacak, Sen daldan dala sekip ömür öyle geçecek sanarken, biri gelir domdom
kurşununu alnının ortasına öyle bir yapıştırır ki, daha da kalkamazsın.

Taşranın seyrekliği, bungunluğu, sakaleti... Sıcağı, soğuğu, habaseti, bitkinliği ve lafazanlığı. Deniz Arslan, bildiği yerleri, hatırladığı insanları, içinden çıktığı şehirleri anlatıyor. Konuşkan, iştahlı, deli dolu, muzip insanları... Dokuz doğurtan, boğucu ahvali... Hiç kımıldamayan, bir duman gibi duran zamanı... Gün batımında gevezeleşen akşamları...

Yanlış mıyım Sağdeç?
Rehavet Havası, gençlikten, oralardan, belli ki uzaklardan, tenhalardan hikâyelerin havası... Bruce Springsteen bile bunu söylüyor. Bergman, hepinize çilek gönderiyor. İlk kitap, cıvıl cıvıl bir dil.

Devamı
Format :Kitap
Barkod :9789750517570
Yayın Tarihi :2015-05-08
Yayın Dili :Türkçe
Baskı Sayısı :1.Baskı
Sayfa Sayısı :124
Kapak :Karton
Kağıt :2.Hamur
Boyut :135 X 195
Emeği Geçenler :
Yazar   : Deniz Arslan
Yazarın Diğer Eserleri
İlgili Eserler