Gündeliğimizin bir parçası olan kavramlar, aslında onları üreten söylemin yansımalarıdır ve herhangi bir alanda, konuda, bir soruna ilişkin olarak söylemi dikkate almamak olanaksızdır. Bunun için ille de Foucault´cul söylem-iktidar yaklaşımlarını benimsemek şart olmadığı gibi, bilimsel alanda çalışmak ya da bir biçimde academia mensubu olmak da gerekmez.

İşte bu gözle baktığımızda çok sık kullandığımız bir deyimden yola çıktık bu çalışmamızda. Mizah öykülerinde ya da fıkralarda da karşımıza çıkan ve aslında ince bir tehdit çağrıştıran Sen benim kim olduğumu biliyor musun? dan. Bu pek gündelik, pek alışıldık deyim ardında yatan koskoca bir söylemin, kimlik söyleminin farklı izdüşümlerini araştırdık.

Dilden sinemaya, siyasetten toplumsal cinsiyete, “Kim kimdir?” ve “Kimlik nedir?” i sorgulayan bu derlememizde kuramsal yaklaşımları da, özgün araştırma sonuçlarını da, eleştirel çözümlemeleri de bulmak mümkün.

Sıra, bu çalışmaları kendi “kimlik”lerinin süzgecinden geçirecek olan okurda ...