Ve birden uyandı belleği, dünle bugün arasında olup biten her şeyi bir bakışta kavradı. İşte taş dedi, sakalını sıvazladı, bunun üstünde oturuyordum dün sabah; burada çıkmıştı falcı karşıma, ilk burada duymuştum demin duyduğum çığlığı, o büyük yardım çığlığını.
Ey yüksek insanlar, yaşlı falcının bana dün sabah bildirdiği sizin sıkıntınızdı,- -sizin sıkıntınıza ayartmak, baştan çıkarmak istiyordu beni: `Ey Zerdüşt` demişti bana, `ben seni son günahına ayartmaya geldim.`
Son günahıma mı? diye haykırdı Zerdüşt, kendi sözlerine öfkeyle güldü; son günahım olarak ayrılan neymiş bana?
-Ve Zerdüşt bir daha kendi içine kapandı ve yine iri taşın üstüne oturdu ve düşünceye daldı. Birden ayağa sıçradı,-
Acıma! Yüksek insanlara, acıma diye haykırdı, yüzü değişti, tunç kesildi. Eh! O da gününü doldurdu!
Benim acı çekmem, acımam da ne ki! Ben mutluluk için mi çırpınıyorum? Ben eserim için çırpınıyorum!
Eh! Aslan geldi, çocuklarım yakında, Zerdüşt olgunlaştı, saatim geldi: Bu benim sabahım, benim gündüzüm başlıyor: gel artık, gel, ey büyük öğle!- Böyle buyurdu Zerdüşt; mağarasından ayrıldı: karanlık dağlardan ağan bir sabah güneşi gibi tıpkı, parıl ve güçlü.
Devamı
Format |
:Kitap |
Barkod |
:9786055465193 |
Yayın Tarihi |
:2008-01-01 |
Yayın Dili |
:Türkçe |
Baskı Sayısı |
:1.Baskı |
Sayfa Sayısı |
:303 |
Kapak |
:Karton |
Kağıt |
:2.Hamur |
Boyut |
:130 X 210 |