Fran Kusters is a native Belgian who moved to Turkiye in 2012. Apart from being a writer, she makes modern art, grows avocado trees and conducts yoga and energy classes. Recently she has started her own natural body care line and she also organises wellbeing retreats. To put it in her own words: “my books are a mix of personal experiences and fiction, but they all witness my joy of life.” “She”... never imagined how this decision would change her life. Now being in the autumn of her life “She” discovers m

Antoine de Saint Exupéry: (1900 - 1944) Fransız pilot, yazar ve şairdir. Özellikle "Küçük Prens" isimli eseriyle ünlenmiştir. Saint Exupéry bizlere sevgiyi, sıvaları dökülmüş bir yıkık duvarı anlatırken ya da bir bataklığa bakarken verebildiği gibi Kanayan İspanya’da okuyacağınız gibi kurşuna dizilmiş gencecik insanları anlatırken de olanca burukluğu ile verir. Büyük tarlalarda yakıyorlar ölüleri, kireç ya da benzin dökerek İnsanlara karşı hiçbir saygı duyulmuyor. Bir zamanlar gençlik ve sevimlilik dolu, se

Bu kitap, Hz. Ali’nin, ünlü Arap dili ve edebiyatı bilgini Câhiz (ö. 869) tarafından derlenen 100 hikmetli sözünün, Selçuklular (1038-1194) ve Harezmşahlar (1097-1231) devri meşhur Fars şair ve yazarı Reşîdüddîn Vatvât (ö. 1177) tarafından ikişer beyitlik kıt’alar hâlinde yapılan Farsça çevirisi ile, Vatvât’ın bu çevirilerinin Mustafa İzzet Efendi ile Hâcezâde Ahmed Cevdet tarafından yapılmış Türkçe manzum çevirilerinden oluşmaktadır. Kitabın hazırlanmasında, Sad Kelime-i Hazret-i Alî (Farsçaya nazmen çevir

Ahmet Bican Ercilasun'un Türk destanı, dünyası, tarihi, dili, edebiyatı, kısaca Türklük biliminin çeşitli başlıklarında ve bu başlıklarda Türk milletine hizmet etmiş isimler hakkında kaleme aldığı, bazıları yarı akademik yazılardan oluşan Kaynama, işlediği konuların genişliği ve çetinliğine rağmen, bu konulara, yazarının bilimsel duruş ve duyuşuna halel getirmeden, Türkçülük zaviyesinden, yani en temel tanımlayıcı ifadeleri kullanacak olursak tarihimizin bütünlüğü ve derinliği içinden bakan bir el kitabı ni

Karikatür, noktanın çizgiye, çizginin şekle, şeklin de anlam yüklü bir imge evrenine evrildiği, insanlık tarihi kadar eski, ölümsüz bir sanat formudur. Mağara duvarlarından günümüzün dijital çağına dek uzanan uzun soluklu bir serüvene sahip olan karikatür, hem basılı hem de dijital platformlarda varlığını sürdürmektedir. Bu sürekliliğin ardında yatan temel nedenlerden biri anlamlandırma ihtiyacından ileri gelmektedir. İnsanın, anlamı anlama ve anlamlandırma arayışı çabalarının yoğunlaştığı alanlardan biri o

Capar Saatov’un “Ak Di̇l” İsi̇mli̇ Eseri̇ Üzeri̇ne İnceleme Kısa Özet Elinizdeki bu çalışma "Capar Saatov`un `Ak Dir İsimli Eseri Üzerine İnceleme: Metin, Dil ve Üslup" adlı doktora tezinin gözden geçirilmiş ve kitaplaştırılmış halidir. Bu çalışmada, modern Kırgız edebiyatının önemli simalarından biri olan, ancak eserleri üzerine bugüne kadar Türkiye`de herhangi bir çalışma yapılmamış Capar Saatov`un Ak Dil isimli eseri üzerine dil ve üslup incelemesi yapılmıştır. Eserde yer alan 10 hikayenin Kırgız K

Şiir ve Felsefe İlişkisi - Cahit Koytak Şiiri Kısa Özet Bu çalışmada, şiir ve felsefe ilişkisi ve Cahit Koytak şiiri incelenmiştir. Bu anlamda öncelikle şiir ve felsefe ilişkisinin nasıl bir mahiyete sahip olduğu teorik olarak ortaya konulmuştur. Koytak şiiri de bu teorik bilgilerden istifade edilerek şiir ve felsefe ilişkisi bağlamında incelenmiştir. Böylelikle bir taraftan şiir ve felsefe ilişkisi, diğer taraftan da Koytak metinlerinde şiir ve felsefe ilişkisinin nasıl bir manzara arz ettiği ortaya konul

Çorum Halkevi ve Çorumlu Dergisi Kısa Özet Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan halkevleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerinden biri olmuştur. Nitekim halkın gelişmesi ve yetişmesi noktasında önemli bir rolü üstlenmişlerdir. Halkevlerinin kültürel sahada yaptığı hamleler hem halk-devlet ilişkisini kuvvetlendirmiş hem de süreli yayınlarla şehirlerin kültürünü yayma ve yaşatma noktasında kamuoyunu zenginleştirmiştir. Bu çalışmada Cumhuriyet rejiminin önemli kurumlarından halkevlerinin bir şubesi olan

Ben Beray, 2007 yılında Edirne’de doğdum. kitap yazma serüvenim 5. sınıfta başladı. O günden itibaren düzenli bir şekilde hissettiklerimi yazıyorum ve kelimelerimi hayata geçiriyorum...

Henüz fast food restoranlarının bile bulu“Modern Türk tiyatrosunun kurucusu” Muhsin Ertuğrul, dönemin “tiyatro mabetleri” olarak gördüğü Almanya, Fransa, İsveç, ABD gibi birçok ülkeye araştırma gezileri yapmış, buralarda gördüklerini de gazete ve dergilere yazmıştır. Ama “tiyatro sanatının en yüksek mertebesi”nde olduğunu düşündüğü Sovyet Rusya’ya 1925 ve 1934’te yaptığı ziyaretlerin ve oradan yazdıklarının yeri ayrıdır. Zira bu metinlerde Sovyet sanatçılarının tiyatro ve sinema alanına getirdikleri yenilik

Bu kitap, gençlerin gelişim özellikleri ile gençlik edebiyatı kavramını bir arada değerlendiren ve bu alandaki boşluğu doldurma amacı taşıyan bir çalışmadır. Aynı zamanda, uzun yıllar çocuk ve yetişkin edebiyatı arasında kalan gençlik edebiyatının varlığına dikkat çekilmesi ve geliştirilmesi yolunda bir kaynak niteliği taşımaktadır. Bu çalışma ile gençlerin bilişsel, sosyal ve psikolojik gelişimlerinin; duygu, düşünce ve hayallerinin gençlik edebiyatı eserlerinin özelliklerini belirlemedeki etkisi bilimsel

Bu kitap, subayların ve acemi erlerin eğitim ve taliminden, silah kullanma kaidelerinden, eğitim ve öğretim programı düzenlenmesinden, bölüğün yetiştirilmesinden, Taburun açılmasından, Alay ve Tümen manevrasından, harita okuma ve değerlendirme becerisinden, savunma ve taarruz yöntemlerinden bahsetmeyecektir. Bu kitap, saymış olduğum bu ve bunlara benzer mevcut görevleri, savaşta uygulayabilmek ve icra etmekle yükümlü olan bir subayın ve çeşitli derecelerdeki kumanda ve yetki sahiplerinin, zafer kazanabilece

Fırtınalı Yıllarda İbrahim Kaypakkaya Kısa Özet İbrahim Kaypakkaya, 1871’de Paris Komünü ile başlayıp, 1976’da Kızıl Çin’in kapitalist restorasyonu ile kapanan komünizmin yüz küsur yıl süren birinci evresine aittir. O, bu coğrafyada kendisinden evvel komünizm adına, paslı, küf tutmuş ne varsa; geçmişin tortularından arınmış bir ekolün kurucusu olarak tarihe geçti... Kaypakkaya’nın, Türkiye’de köyden kente göçün en yoğun olduğu 70’li yıllarda yaptığı dikkatli araştırmalar ve tespitlerle vardığı sonuçlar

Eline yeni kalem alan ve bir hafta sonra şiir yazmaya kalkışan birine bu kitabımın pek yararlı olacağını sanmam. Kitabım ancak tüm engellere karşın şair olmak isteyen birine yararlı olabilir; şiirin, üretilmesi en zor şeylerden birisi olduğunu bilerek, bu üretme sürecinin en gizemli tekniklerinden bazılarını avucunun içi gibi bilmek ve kendisinden sonra geleceklere aktarmak isteyen birisine. Kaleminize yalnızca, bir şeyi şiirden başka bir yolla dile getiremeyeceğiniz zaman el atın. Ön hazırlıklarınızı ele a

Elinizdeki bu eser, Türkiye'deki güncel toplumdilbilim çalışmalarını ele alan öncü bir kaynak olmasının yanı sıra Türkçe kaynak eksikliğini giderme amacını taşımaktadır. Editörlüğünü üstlendiğimiz bu çalışma, Toplumdilbilim Araştırmaları Ağı'nın ilk ürünüdür. Türkiye bağlamında toplumdilbilim alanında teşvik edici tartışmaların ve potansiyel iş birliklerinin geliştirilmesi için akademisyenler, araştırmacılar ve uygulayıcılar için özgün bir kaynak olma niteliği taşıyan bu çalışma Türkiye'deki toplumdilbilim

Sonra aniden ve hiç beklenmeyen bir sey oldu, Türk Anayasasi ilan edildi. Jön Türkler Sultan Abdülhamid'i alasagi etmis, kumandayi ele almis, Osmanli Imparatorlugu'nun bütün halklarina Hürriyet'i kutlamalarini emretmislerdi.Ayni emir bizim köye de ulasti. Hiristiyanlar ve Türkler, 'kardas' gibi kutlama yapacaklardi gelen genelgeye göre. Bu andan itibaren geçmisteki bütün ayriliklarimiz unutulmali, birbirimize kardeslik elini uzatmaliydik. Türkler endiseliydi, devlete bir köle gibi itaat ederlerdi hep, ancak

Türkiye'nin ulus ve üniter devlet inşa politikalarında dilsel hakların engllenmesi önemli bir rol oynadı. Tek dilde zorunlu eğitim asimilasyonu kolaylaştırdı. Farklı alfabeler yasaklanırken, Osmanlı alfabesi bir anda Latin alfabesine çevrilmesi aslında dilkırım politikalarının bir parçası idi. Sadece dilsel değil tarihsel ve sosyolojik bir kopuş da amaçlanıyordu.

Amerikalıdır... Kısa Özet *Ferya Kaya’nın *Sen Gavur musun?* adlı kitabı, aynı coğrafyanın farklı isimler taşıyan çocuklarının, okyanus ötesine savruluşlarının öykülerini, son derece insancılş bir dille aktarışıyla büyük beğeni kazanmıştı. *Amerikalıdır...* da da Feryal Kaya yine değişik bir öykü yakalıyor, 1950’ler Türkiye’sinin bir başka boyutunu yakalamamıza olanak sağlıyor.*

Tam da her şeyden ümidini kestiği anda çıkmıştı karşısına. İkisi bir anda kapıyı açtı. Biri içerdeydi diğeri dışarıda. O kadar yakın ama bir o kadar da uzaktılar aslında o ilk anda. “Kimsin sen” dedi ona. Evin içinden çıkan Yusuf olduğu halde. Kimdi? Kader ne kadar ustadır oysa biliyordu. Kaybettiğiniz halde bulduğunuzu, bulduğunuzun sizi aslında hiç kazanamamış olduğunu.