Burjuva demokrasisinin çelişkilerle dolu olduğu olgusu akıldan uzak tutulmamalıdır. Marksizm burjuva demokrasisinin iki yönünü birbirinden ayırır. Bir tarafta, orta çağın siyasal baskısıyla karşılaştırıldığında tarihsel olarak ilerici yönü; öte taraftan, sınıfsal sınırları ve biçimciliği vardır. Demokrasiyi denetimi altında tutan tekelci burjuvazi, halkı yavaş yavaş demokrasiden arta kalmış olandan da yoksun bırakır. Bugün seçmenin iradesini yanıltmanın, ya da ortadan kaldırmanın araçları, ideolojik bas

Ben; hepinizin bildiği, tanıdığı, kiminizin nefret edip sevdiği, çoğunuzun gizli, bazılarınızın ise açıkça taptığı parayım. Tarih boyunca insanlar yiyeceğe, içeceğe, mala mülke doydularsa da, güce, iktidara ve bir de bana hiçbir zaman doymadılar, doymayacaklar. Ben dünya üzerinde sadece insanların değil; devletlerin, hükümdarların, liderlerin en büyük gücüyüm. Gerçek dünya lideriyim. Ben sahibimin, kullanıcımın özelliklerini yansıtan bir aynayım. Sizin dilinizce kaypaklığım, hainliğim, diğer tüm öz

Jean Paul-Sartre’ın manevi kızında bulunan şahsi arşivinden ve kendisiyle yaptığı görüşmelerden hareketle bir başka Sartre portresi çiziyor François Noudelmann. “Bambaşka Bir Sartre” yayımlanmamış mektuplar, ses- film kayıtları ve notlardan oluşan bu arşivin izinde Sartre’ın yüzeysel bir turist olmayı sevdiğini, gönlünün çokeşliliğe meylettiğini, angaje yazar kimliğinin üzerine yapışmasından rahatsız olduğunu, müzikle olan ilişkisini ve depresif anlarını ifşa eden şaşırtıcı bir çalışma. “Bir yazarı

“Timur’dan değil, asıl Osmanoğulları’ndan korkun!” diyerek yıllar öncesinden geleceği okuyan bir deha. Gelmiş geçmiş en büyük siyaset aklı. Tarihin babası, sosyolojinin kurucusu ve daha nicesi… Bir hükümdarın indirilişini önceden sezip hemen yanından ayrılan ve yeni sultanın yükselişini keşfedip yanına çok önceden geçen bir öngörü dehası. Bir yandan İbn Haldun’un, taht oyunlarını aratmayan akıl dolu hayatını okurken diğer yandan kendisinin kaleme aldığı eserlerin satırlarıyla muhatap olacak ve siyasetin der

Elinizdeki kitap, okuyucuyu şu sorular üzerine yoğunlaşacak bir düşünce serüvenine çıkarıyor: Şiddet siyasal anlamda nasıl işler? Meşru ve gayrimeşru şiddet biçimlerini birbirlerinden düzgünce ayırabilir miyiz? Şiddet, iktidar ve güç arasında farklar var mıdır? Şiddetsizlik ulaşılabilir bir siyasal amaç mıdır? Şiddet herhangi bir şekilde haklılaştırılabilir mi? Şiddet muhakkak fiziksel zararı mı gerektirir? Yapısal eşitsizlikleri şiddet biçimleri olarak tanımlamalı mıyız? Şiddet, baskı ve savaş arasında

Doğrusu bütün işler birer sevda ile açılır, bir umutla gelişir ve sonunda olmuş olurlar; tarihin hangi kesitine göz atarsak atalım bütün girişimler bir isteme ve tasarım ürünü olarak görünürler. Bizim bu çalışmamız da bir isteme ve tasarımın ürünüdür. Başlangıçta ayrı konular üzerinde hazırlamış olduğum yazıların her biri aynı bir konuyu ele alır ancak, her biri bir kitabın taslağı gibi duruyor; yanı sıra her birinin ayrı birer kitap olarak yayınlanması yerine, bu konuları birleştirip bir başlık altında yay

Felsefenin özgürlük serüveni, bir, bakıma insan aklın’ın başkaldırı ve özgürleşme tarihidir. İnsanlığın kültür ve düşünce tarihinde, insana özgü ve onun en önemli başarılarından biri olan bu olgu nasıl ortaya çıkmıştır? Onun doğuşunda insan doğasının, toplumsal strüktürün ve iktisadî faaliyet ve çevre faktörlerinin etkisi nedir ve ne orandadır? Tüm bunların yanıtları kısmen felsefe tarihlerinde ve felsefeye giriş niteliğindeki eserlerde dile getirilmiştir. Ama asıl yanıtlarını filozofların kendi düşünceleri

Doğa yasaları her tarafımızı kuşatır. İnsan biraz büyüyünce fark eder ki her şey sebep sonuç ilişkisi içerisinde gerçekleşir. Acaba doğaüstü varlıklar, olağan dışı şeyler var mıdır? İnsan, insanın olağan olduğunu görünce, doğaüstü varlıkların gelip ona görünmesini, belki de emrine girip ona güç katmasını ister. Nietzsche buna ‘’güç istenci’’ der. Gerçekten de en zayıf, alt tabakada görülen ve hakir görülen insanlardan tutun tüm insanlar güçlü olmak isterler. Güç ile istekler birbirleriyle bağlantılıdır. Güç

TOTEM AND TABOO (1914) Giant work of Sigmund Freud still up to date. Translated from German by A.A. Brill. WHEN one reviews the history of psychoanalysis one finds that it had its inception in the study of morbid mental states. Beginning with the observation of hysteria and the other neuroses Professor Freud gradually extended his investigations to normal psychology and evolved new concepts and new methods of study. The neurotic symptoms were no longer imaginary troubles the nature of which one could not gr

Translated from German under the genaral editorship of A.A. Brill with introduction by James J. Putman. The author is under no illusion as to the deficiencies and obscurities of this little work. Nevertheless he has resisted the temptation of introducing into it the results of the researches of the last five years, since this would have destroyed its unity and documentary character. He is, therefore, reprinting the original text with only slight alterations, and has contented himself with adding a few footn

Geleceğin Felsefesinin İlkeleri Kitap Açıklaması Ludwig Andreas Feuerbach, (1804-1872) Alman filozof ve ahlakçı. Materyalist Felsefenin ideologlarından Marx üzerindeki etkisi ve hümanist ilahiyat görüşleri ile tanınmıştır. 19. yüzyıl Alman metaryalizminin ilk düşünürü olan Feuerbach`ın temel eseri Hıristiyanlığın Özü`dür. Felsefesi ya da karşı felsefesi, bir hümanizm ve doğalcılık şeklinde gelişen, dine ilişkin eleştirisi, insanlığa ilişkin doğrularınbilinçsizce yansıtılmasının açıklanmasını yapan

“Sevebilen olabilir, olabilen yapabilir, yapabilen var olur!” 20. yüzyılın ilk yarısının en esrarengiz figürlerinden biri olan Georgy Ivanovich Gurdjieff namı diğer Bay G, bir filozof, ruhani öğretmen ve mistiktir. Henüz çocukken babasına sorduğu sorularla anlam arayışına yönelmiş ve bu merak onun yaşamını öngörülemez biçimde değiştirmiştir. Hindistan’dan Orta Asya’ya, Anadolu’dan Mısır’a uzanan bu kadim ve ezoterik bilgelik yolculuğu, kendi içsel deneyimleriyle şekillenmiş, artık onun yeni yol dediği Dör

Kültürel Sorunlarımız Üzerine Felsefi Sorgulamalar Kitap Açıklaması Felsefe, dil-düşünce ve gerçeklik ilişkileri bağlamında yürütülen kavramsal, mantıksal, refleksif ve eleştirel bir sorgulamadır. Felsefe etkinliğini yürüten filozof, mitik olanı, tabu olanı, eleştirilemez olanı sorgulamaya yöneldiği için, genelde toplumunda bir tür yabancıdır, yersiz yurtsuzdur ve yalnızdır. Filozof, Don Kişot olmayı göze almıştır; hesabını veremediği, eleştiri süzgecinden geçirmediği hiçbir düşünceyi terekesine almaz

Felsefe Işığıyla Arayışlar Kitap Açıklaması Uzun yıllar başarıyla sürdürdüğü akademik yaşamını sayısız kitap ve makaleyle taçlandıran Prof. Dr. Nejat Bozkurt bu kitabıyla tarihten sanata, bilimden gündelik yaşama, çok geniş bir yelpazeye yayılmış sorunlar yumağına felsefe ışığıyla bakmayı deniyor. Uygarlığımızın karşı karşıya kaldığı bu çeşitli sorunlar kimi kısa kimi uzun ama hepsi bir usta yazarın kaleminden çıkan yirmi altı araştırma yazısında irdeleniyor. Felsefe Işığıyla Arayışlar,problemleri be

Nasıl yaşamalıyız? Bu soruya yanıt verircesine kavram ve problemleriyle varoluş filozofları öne çıkmaktadır. Bu çalışma, sinema ve felsefenin gücünü birleştirerek “Nasıl yaşamalıyız?” sorusuna yönelik saçma, yabancı, başkaldırı, özgürlük kavramlarının irdelemesini sunmaktadır. Söz konusu kavramlar, insan ve insan yaşamını pratikte etkileyen oldukça önemli kavramlar olduğundan özellikle varoluş filozofları tarafından insanın yapıp etmelerine pusula niteliğinde yol göstermek amacıyla ele alınmaktadır. Bu bağl

Geleneksel biçimleri ve inanışları savunan Okakura Kakuzo, Japon yaşam tarzının, çaycılığın, Zen Ve Taoizm gibi birçok şeyin konu edildiği bu kitabında, sadeliğin, Japonya’nın kültür, sanat ve mimarisinin etkilerini anlatmaktadır. Önceleri ilaç olarak kullanılan çay, daha sonralarda zenginlerin lüks ihtiyacını karşılamak için kullanılmaya devam edilmiştir. Bu yönüyle çayın tarihe tanıklığı, hayranlığı vurgulanmaktadır. Çiçeklerin güzelliklerini, basit ve sonsuzluk duygusuyla sıradanlığın büyüsü anlatıl

Metafiziğiyle ün kazanmış olan Spinoza insan zihninin ve duygularının anlaşılmasına, ahlak ve siyaset felsefelerine önemli katkılar yapmıştır. Michael DellaRocca, okuru Spinoza’nın yaşamı hakkında kısaca bilgilendirdikten sonra onun felsefesini açıklamaya girişiyor: töz metafiziği ve Spinoza’nın tüm felsefi sisteminin merkezinde yer alan, tanrının tek bağımsız töz olduğu savı; insan zihnine ve zihnin beden ile ilişkisine dair açıklaması; insanların kendilerini korumaya eğilimli oldukları teorisi; özgür i