“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu” ile ilgili hazırladığım bu eserin ikinci baskısını uygulamada karşımıza çıkan sorunların aşılmasına yardımcı olacağı düşüncesi ile sizlerin beğenisine sunmanın mutluluğunu yaşıyorum. En son yapılan 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 7418 Sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 7406 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklikle

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi kapsamında kalan suçlar, mevzuatta yer alan suçlar arasında farklı özellikleri olan bir suçtur. Yasa koyucu, narkotik madde kullanan kişileri tedaviye muhtaç kişiler olarak değerlendirdiğinden uzun ve 2 aşamadan ve bir bekleme süresinden ibaret bir sistem öngörmüştür. Belirtmek gerekir ki, bu sistem öncelikle şüphelinin bağımlılıktan kurtarılmasını ve tedavi olmasını hedeflemektedir. Bu yasal düzenleme kapsamında yer alan suçlarda soruşturma süreci 3 bölümden

Bu eser, “Avukatın Öz-El Kitabı” yayın diziminin İş Hukuku’na ilişkin düzenlemesidir. İş Hukuku’nun diğer hukuk dallarına göre en özgün karakteri, çekirdeğinde “işçi” oluşudur. Yani insanı konu alır. İşçi kavramının, işveren kavramı ve de iş sözleşmesi kavramları ile anlam kazandığı da, dikkate alındığında dışarı doğru dalgalanan bir dairesel yapıdan sözedebiliriz. Anılan yapı, bir bütün halinde, canlı bir organizma olarak kabul edilebilir. İş Hukuku “ekonomi” “sosyal politika” ve “sosyoloji” ile karşılık

Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabulü çocuk hakları bakımından önemli bir dönüm noktasıdır. Sözleşme'yle birlikte, hakkın öznesi olan çocuğun merkeze konulduğu anlayış, hukuki bir statüye kavuşmuştur. Sözleşme'nin 3. maddesinde düzenlenmiş olan "çocuğun üstün yararının gözetilmesi ilkesi" Sözleşme'nin tüm maddelerinde etkisini göstermektedir. Çocuğun üstün yararı, kavram olarak uluslararası antlaşmalarda ve ülkelerin iç hukuklarında yerini almış olmakla beraber tanımının yapılmadığı görülmektedir. Bunun neden

"Mağdur suçlayıcılık" yani İngilizce "Victim Blaming", dilimizde henüz yaygın kullanıma sahip bir kavram değildir. Bunun yanı sıra kavramsal olarak kulağa yerleşmiş olmasa da bu kavramın bilinen kayıtlı eski tarihlerden beri mevcut olduğu söylenebilir. En basit tanımlamasıyla bu kavram, gerçekleşen bir suç vakası akabinde suçun nedenleri noktasında faile değil mağdura odaklanılması ve mağdurun yaptıkları ya da yapmadıklarından dolayı suçlanması durumunu ifade eder. Türk ve Amerikan toplumlarından katılımcıl

Gümrük kaçakçılığı suçu, ekonomik sisteme verdiği zararlar başta olmak üzere sosyal hayatın her alanında yarattığı tahribatlar nedeniyle Devletler tarafından özel olarak işlenen ve cezalandırılan suç tipidir. Hukuki barışın ve toplumsal düzenin sağlanması için gümrük kaçakçılığı suçunun önlenmesi, her dönem başarılması gereken bir hedef olmuştur. Gümrük kaçakçılığı suçunun konusunu eşya oluşturduğu içindirki suçla mücadele kapsamında uygulanan tedbir ve yaptırımların mülkiyet hakkına temas etmesi kaçın

Yüklenici tarafından bir eserin yani yapının meydana getirilmesi ve teslimi, işsahibinin ise bunun karşılığında bir bedeli ödeme konusunda anlaşmaları sonucu inşaat sözleşmeleri ortaya çıkmaktadır. İnşaat sözleşmesi yüklenicinin bir yapıyı taraflarca kararlaştırılan zamanda ve sözleşme niteliklerine uygun olarak meydana getirilmesi ve işsahibine teslim edilmesine ilişkin taahhüdünü teşkil etmektedir. Yüklenicinin bu taahhüde aykırılığı, yüklenicinin borcunu “hiç veya gereği gibi” ifa etmemesi sonucunu

“Ceza Muhakemesinde Olağanüstü Başvuru Yöntemleri” ile ilgili hazırladığım bu eserin birinci baskısını uygulamada karşımıza çıkan sorunların aşılmasına yardımcı olacağı düşüncesi ile sizlerin beğenisine sunmanın mutluluğunu yaşıyorum. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Ceza Dairelerinin ilamlarına yer verilip, açıklanmak sureti ile uygulamada en çok karşımıza çıkan spesifik sorunlara çözüm bulunmaya çalışılmıştır. Üç bölümden oluşturulan eserin; Birinci bölümünde; Kanun yolu kavramı ve başvurabilecek kişil

TCK’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısımda, “Hürriyete Karşı Suçlar” başlıklı yedinci bölümünde yer alan 109.maddesinde düzenlenen “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” ve TCK’nun “Kişilere Karşı Suçlar” kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde yer alan 116. maddesinde düzenlenen “Konut Dokunulmazlığının İhlali” suçları ile ilgili hazırladığım bu eserin birinci baskısını uygulamada karşımıza çıkan sorunların aşılmasına yardımcı olacağı düşüncesi ile sizlerin beğenisine sunmanın mutluluğunu yaş

2017 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile Askeri Mahkemelerin kaldırılması sonrası 30 Haziran 2021 tarihinde 7329 sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile askeri suçların soruşturulmasında soruşturma izni öngörülmüş, askeri suçların soruşturma ve kovuşturmasına ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış, daha önce yargı kararlarına ve doktrine bırakılan askeri suç kavramı tanımlanmıştır. Bu çalışmada askeri suçlar bakımından 4483 sayılı kanun esas alınarak düzenlenen sor

Uygulamalı Rekabet Hukuku Seminerleri kitap dizisinin beşinci kitabı olan elinizdeki kitap, 2022 yılı bahar döneminde seminerlerde sunulan tebliğ konuları kapsamında hazırlanan 18 makaleden oluşuyor. Bu yılın kitabında yer alan makalelerin konularını; Rekabet Kurulunun, idari yargının ve Avrupa Komisyonunun güncel kararlarına ilişkin tartışmalar, 2020 yılında yapılan kanun değişikliği ile getirilen kurumlar ve Rekabet Kurulunun bunlara dayanarak yapmış olduğu uygulamalar, rekabet hukukuna özgü kavramlara il

Veri Hukuku: Veri Yönetişimi, Veri Koruma ve Veri Piyasaları veri konusunda sürekli gelişen düzenlemelere ilişkin kapsamlı bir rehber. Verinin günlük hayatımızın önemli bir bileşeni haline gelmesiyle birlikte, veri hukukunun bütüncül bir şekilde incelenmesi ihtiyacı hiç bu kadar elzem olmamıştı. Veri alanında faaliyet gösteren hukukçular ile diğer profesyoneller açısından bu kitap, veri hukukunu bütüncül bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Kitap; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Genel Veri Koruma Tüzü

Teknolojik gelişmelerle birlikte, uzay araştırmaları birbiri ardına gerçekleşmeye devam ediyor. Dünya'da sınırlı, yenilenemeyen kaynaklar azaldığından, bilim insanları uzayda bulunan kaynakları kullanmak için yeni yollar aramaya başladı. Bu gelişmeler girişimcilerin ve devletlerin uzay kaynakları aracılığıyla yeni fikirler üretmeye başlamasına neden olmaktadır. Uzay operasyonları gerçekleşmeye hayal ettiğimizden daha yakın ve her gün bu yönde yeni bir adım atılıyor. Bu doğrultuda ve istikbalin göklerde oldu

Gelişen teknolojiyle birlikte her geçen gün yeni iletişim modelleri iletişime adeta yeni bir boyut kazandırmakta, bu alanda sürekli yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç artmaktadır. Öyle ki kitle iletişim faaliyetleri birçok hukuk dalını yakından ilgilendirmektedir. Bu bakımdan günümüzde kitle iletişim hukuku bağımsızlığını kazanmış karma nitelikte bir hukuk dalı olarak özel hukuk ve kamu hukuku alanlarında çeşitli düzenlemeler içermektedir. Kişilik hakları ve kamu yararıyla doğrudan ilgili olması nedeniyle bu

15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilmeye çalışılan hain darbe girişimi sonrası askeri yargı (Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Askeri Yargıtay ve asken mahkemeler) kaldırılmış; Jandarma Genel Komutanlığı doğrudan İçişleri Bakanlığına bağlanarak askeri niteliği sonlandırılmıştır. Özellikle hain darbe girişimi sonrasında yasal ve idari düzenlemeler ile askeri mevzuatta ciddi değişiklikler yapılmış, bu baskıda, kitaba 24 Kasım 2020 tarihine kadar yapılan mevzuat değişikliklerinin tamamı yansıtılmış ve ilgil