Testlerin, sınavların tel örgüsüyle çevirdiğimiz gençlerin öyküsü var Başka Umutlar'da. Aslı, Aylin, Doruk, Umut, Ahmet... İçinizden birileri olan bu gençlerin başka umutları var aslında. Ama hayatın zorluklarına çarpmadan, kırılmadan, dökülmeden ilerlemek Ailene kendini ispatlama, sınav kazanma telaşı, güzel görünme gerekliliği, yetişilecek kurslar... Neyse ki dostluğu, aşkı, şiiri keşfediyor gençlerimiz. Böylece anlam buluyor Başka Umutlar taptaze kalpleri anlatan bir ilk gençlik romanı.

Hiçbir ağaç, zeytin ağacı kadar kutsal kabul edilmemiş; hiçbir ağacın üstüne bu kadar çok efsane üretilmemiştir. Tarih boyunca pek çok kültürde; sağlığın, umudun ve her şeyin ötesinde barışın simgesi olmuştur zeytin ağacı. Antik çağların tanrı ve tanrıçalarından azizlere, hekimlere dek herkes tarafından saygı görmüş ve korunmuştur. O nedenledir ki, Ege ve Akdeniz'in mitolojik tanrıları zeytin kokar... Bir zeytin dalı ile Nuh'un gemisine dönen güvercin, tufanın bittiğini vurgularken aynı zamanda yeryüz

Hiçbir ağaç, zeytin ağacı kadar kutsal kabul edilmemiş; hiçbir ağacın üstüne bu kadar çok efsane üretilmemiştir. Tarih boyunca pek çok kültürde; sağlığın, umudun ve her şeyin ötesinde barışın simgesi olmuştur zeytin ağacı. Antik çağların tanrı ve tanrıçalarından azizlere, hekimlere dek herkes tarafından saygı görmüş ve korunmuştur. O nedenledir ki, Ege ve Akdeniz'in mitolojik tanrıları zeytin kokar... Bir zeytin dalı ile Nuh'un gemisine dönen güvercin, tufanın bittiğini vurgularken aynı zamanda yeryüz

Türkiye’deki okuyuculara sunduğumuz bu eserde akademisyenliğin getirdiği titizliği ve detaycılığı, nesnel bir bakış açısıyla okuyucuya yansıtmayı başaran tarihçi ve yazar Andreas Baltas, Rum ve Yunan arşivlerinden elde ettiği çok sayıda bilgi ve belge ile 1890-1922 arası İzmir’in sosyal ve sportif hayatına ayna tutmaktadır… “… 1918’de Ayos Trifonas’da bulunan Apollon Stadı’nda Apollon ile beraber Karataş Pelops’un, Türk kulübü Altay’ın ve Askeri Demiryolu Okulu’nun katılımlarıyla gerçekleşen VIII. Apollon O

Bazı hikayeler hiç bitmez. Tıpkı ormanın kalbinde yaşayan meşe ağacının hikayesi gibi. Kızıl sincap ailesi, kuşlar, kunduzlar, solucanlar ve daha fazlası bu öykünün bir parçası. Siz de Perisuyu Çayı’nın pırıl pırıl suyuna bakmak, meşe ağacından gelen “Vık vık vık” ve “Tak tak tak” seslerinin gizemini çözmek ister misiniz? Hadi o zaman! Bu yenileniş öyküsünün kapağını aralayın.

Oya ile Orkun bu yaz tatilinde de babaannelerinin yanına giderler. Eski Tanrılar Şehri'nde yeni serüvenler onları beklemektedir. Afacan Orkun, Oya'nın tüm uyarılarına karşın işleri zaman zaman karıştırsa da Asklepios ile ölümsüzlük ilacının peşine düşerler; Yankı ile Nergis'in aşkına tanıklık ederler. Ama bir gün Zeus, Çoban Paris' e çok zor bir görev verir. Altın elmayı en güzele verecektir. Hera mı? Athena mı? Afrodit mi? En güzel kim? İşe Orkun karışırsa ne olur dersiniz? Peki, Troya Savaşı'nı sizce kim

Başkan, diğer konsey üyeleriyle tek tek bakıştı. Hepsi başlarıyla onay verdiler. Saldorf Elwin'e döndü. "Sen genç peri Elwin, merakının merkezine, ormanın dışına, sislerin ötesine, insanların arasına sürgüne gideceksin. Kanatların senden geçici süreyle alınacak. Onların haricindeki peri yeteneklerin kalıyor. Doğru davranışlarını görmeyi bekliyoruz." İlk kitabı Peri Fısıltıları ile okurlarına 'merhaba' diyen Sevil BÜTÜNER büyüleyici ve fantastik bir gençlik romanıyla yolculuğuna devam ediyor. Başkan Saldorf

Robot Arı Şaşa, kanatlarının takıldığı ilk gün açık kalan pencereden uçup, kaybolur. Şaşa laboratuvara geri dönebilecek mi? Acaba bu heyecan dolu macerada Şaşa'nın başına neler gelecek?..

Onu göremedik, sesini duyamadık, kokusunu alamadık, tadını bilemedik, ama dokunmamak gerektiğini iyi öğrendik. Yaşamımız ansızın değişti, günlerimiz 'Ah! Vah!' ederek geçti. Şaşırdık, endişelendik. Bu eserde yirmi bir yazar bir araya geldi. Korona günlerinde yaşadıklarımızı çocuklar için öyküleştirdi.

"Tufan Çapar' dan nefis bir serüven ve masal kitabı. Büyük bir hikâyenin başlangıcı gibi." Ateş İlyas Başsoy "Zaman nasıl geçti anlamadım. Sürükleyici ve çok zekice kurgusuyla, sade, anlaşılır diliyle, geçmiş bilgeliklerle günümüz sorunlarını harika şekilde harmanlanmış anlatımıyla kitaba bayıldım." Gündüz Öğüt Yezuk'un Çocukları çok zekice toparlanmış bir 'düzen' parodisi. Çapar, aslında satır aralarını 'felsefe' cümlelerinin gizli rafları gibi kullanıyor eserlerinde. Seda Orsel

Homeopatik ilaç olarak kullanılması düşünülen maddelerin etkileri, henüz hastada kullanılmadan önce, bilimsel kurallara dayanılarak yapılan sağlıklı insan denemeleri ile araştırılır. Materia Medica çalışmaları, bu denemelerin sonuçlarının toplandığı homeopatik kaynak kitaplardır. Fransız homeopat Dr. J. A. Lathoud (1882-1944) tarafından yazılmış olan Homeopatik Materia Medica Çalışmaları adlı bu kitapta 148 remedi, kapsamlı ve sistemli olarak anlatılmıştır. Sağlıklı denekler üzerinde yapılan denemelerden,

Bu dede çok unutkan... Onu her an çocuklar gibi parkta oynarken, çiçeklere yemek yedirirken, kedileri sularken veya adres sorarken bulabilirsiniz. Çünkü ilaçlarını içmeyi sık sık unutuyor! Maceralar da bundan sonra başlıyor...

Dünyanın her köşesi tüm çocuklarındır.Bir çocuk kapınızı çaldığında sofranıza bir tabak daha koyun ve ona anlatacak umutlu masallarınız olsun.

Siz "Yeraltı Canavarı"nı bilir misiniz? Ev, tuğladan ya da kumaştan olmuş, fark eder mi?Tanımadığımız biriyle kardeş olabilir miyiz?Yeraltı Canavarı, deprem nedeniyle göç etmiş bir ailenin hikayesi. Umut'un sevgi, hayal, cesaret, arkadaşlık, macera dolu hikayesini okumaya hazır mısınız?

Karanlık perilerin gün geçtikçe güçlendiği ... Lanetli tılsımların felaketleri tetiklediği başka dünyada ... Mitoloji, rüya ve gerçek birbirinin içinde dönerken göğe doğru yükselen bir okul ... Bir akademi ... PERİ AKADEMİSİ Şimdiye dek hiçbir romanda perilerle ilgili bu kadar gerçek bilgi paylaşılmadı. Hatta hiçbir okur, periler dünyasına bu kadar çok dahil olmadı. ELIDA BELENUS ailesiyle normal ve sıkıcı bir hayat sürerken, önce rüyalarına sonra da hayatına giren kara kaftanlı yabancı sayesinde ke

İdil oyun oynamayı çok seviyor ama arkadaş bulamıyordu. Yine böyle tek başına kaldığı bir günde, okulun arka bahçesinde mavi çocuğu gördü. Bakalım bu gizemli karşılaşma ile başlayan kovalamacanın sonunda neler olacak? Ödüllü yazar Dilge Güney'in kaleminden zorbalık, arkadaşlık ve oyun üzerine sürükleyici bir öykü. İdil'in başından geçenleri eğlenceli üslubuyla aktaran yazar, öğrencilere ve öğretmenlere mavi bir ışık yakıyor.

Yeni okulunda arkadaşları tarafından dışlanan Boran bir gün birdenbire kendini sihirli bir dünyada bulur. En sevdiği Şair'in peşine düştüğü, edebiyat ve Cumhuriyet tarihinin kilit anlarına tanıklık etme fırsatını yakaladığı bu fantastik yolculukta, yol arkadaşı gizliden gizliye hayran olduğu güzeller güzeli Dilan'dır.Garip'likler Diyarı, günümüzden geçmişe uzanan, martı seslerinin, vapurların, nostaljik İstanbul ve Ankara manzaralarının, edebiyat tarihinin eşliğinde, Orhan Veli'nin hayatının izini sürerek y

Yasemin'in Söylenceler Dünyası'yla başlayan macerası Çiçekler Ülkesi'yle devam etmişti. Şimdi de rrunitılanyla bize sevgilerini göstermeye çalişan minik dostlanmızın, yani kedilerin ülkesine gidiyor Zeytin Kız, Zeytin Nine ile birlikte. Karne töreninden sonra kedisini bulamayan Zeytin Kız, soluğu hemen Zeytin Nine'nin yanında alıyor. Kedisini bulmak için başlayan ve dönüşüm tünelinden geçerek çıktıkları yolculuklan Kediler Ülkesi'nde Tanrıça Bastet ve Freya ile tanışmalarıyla sürüyor. Ardından da bakın kiml

Svoboda Petrova'nın Üç Vatan Bir Hayat'ta (2018) kendisine gelen mektuplardan küçük bir seçki yayımlamıştı. Bu kitaptaki mektuplar ise, kendisine gelen mektupların neredeyse tamamı. Fahri Erdinç'ten Ziya ve eşi Şekibe Yamaç'a, Aziz Nesin'den İlhan Tarus'a, Ercüment Behzat Lav'dan Haldun Taner'e, Radi Fiş'ten Adnan Özyalçıner'e, Nevzat Üstün'den Sargut Şölçün'e, Fuat Bultan'dan Gültekin Gazioğlu'na, Süleyman Üstün'den Beyhan Şimşek'e, İbrahim Yıldırım'dan İbrahim Tatarlı'ya... uzayıp gidiyor adlar, mektuplar

Bu anılar uzun zamandır çekmecemdeydi. Nedense, epeyce bir süre onları okura sunmaya cesaret edemedim. Bu arada, dünyanın, ülkelerin tarihlerinde ve benim yaşamımda birçok şey yaşandı. Sonra, başta babam Stefan Petrov olmak üzere, o yılların insanları bir bir aramızdan ayrıldı. Onların yaşamları, mücadeleleri günümüzde, elbette ele alınacaktır. Bazıları göklere çıkarılacak, kimileri de, günün moda deyimiyle, terörist sayılacaktır. Bir insanın hikôyesi tümüyle kişisel değil, dönemin toplumsal, siyasal olayla