Düşünmek zordur. Sıradan şeyler hakkında bağımsız ve yeni bir şekilde düşünmek ise son derece zordur. Nicolaus Copernicus veya Charles Darwin gibi en büyük beyinler, çoğunluğun görüşünü reddetmiş ve dünya anlayışını yeniden inşa etmişlerdir. “Mutluluk Ekonomisi” kitabı size düşünmeyi bazı sıradan şeylere yeni bir şekilde bakmayı öneri-yor.Kitabın temel fikri, mutluluk ekonomisi hakkında yazılan her şey gibi, bir insanın ekono-mik mekanizmanın bir parçası olmadığı, hayatının “piyasanın görünmez eli” veya kon

Thinking is hard. It is extremely difficult to think independently and in a new way abut ordinary things. The greatest minds, such as Nicolaus Copernicus or Charles Darwin, rejected the opinion of the majority and reconstructed the understanding of the world. The book “Happiness Economy” offers you to think, to look at some common things in a new way.The essential idea of the book, like everything written about the economics of happi-ness, is that a person is not a part of the economics mechanism, his life

uyuyan bir otobüsün camındayım dökülüyor kaptanın dilinden izmir’in kavakları, inceden ince hazırlanmış bulutlar sesleniyor toprağa göğün patlaması yakındır “taşırım bu yolları bu şehirleri gurbetten gurbete şafakla varırız, güneş doğar izmir’e bu şehir insanın içini ısıtır” diyor kaptan nazlı gelin olur körfez sabahları bazen de çılgın bir deli…

Parmenides, “BİR yoksa hiçbir şey yoktur.” der; İbni Sina ise “Hiçlikte sonsuz sayıda farklılıklar vardır.” Hiçliği mi seçeceğiz Efsun, yoksa “BİR” olmayı mı? Sonlu bir ömrün varacağı yer hiçlikse eğer, sonsuz sayıda farklılıklar çok cezbedici, öyle değil mi? Yaşadıklarımız bir distopya Efsun. Dünya bizimle bir distopya. Biz, tüm insanlık, kendimizi yok edince distopya bitecek. Dünya ütopyasını bulacak.

Öykü okumanın keyfi nerede, nasıl başlar bilinmez; her okur kendine bir yol çizer ve o yol, akımlardan, yazarın üslubundan bağımsız ilerleyebilir. Okur için bir cümle, bir karakter, olayın ya da durumun varlığı, zaman ve mekan anlatısı bir yakınlık kurmaya yetebilir ve okuma eylemi o kitabı, o yolu seçerek başlayabilir. Meltem Demir, okuma haritası, rotası olan ya da olmayan ama okumanın keyfini süren okura, yaşamdan herkese değmiş olabilir denilecek anları ayrıntılara, hafızaya takılarak, şimdinin ve geçmi

Finansal özgürlüğe kavuşmak her insanın en büyük hayallerinden biridir. Ancak para çoğu zaman bu hedefe ulaşmaya çalışan herkese farklı davranıyormuş gibi görünür. Bazıları için çok iyi bir hizmetkar bazılarınaysa çok kötü bir efendi olur. Bu yüzden kişinin parayla olan ilişkisi yaşam kalitesini de derinden etkiler.AYDIN AKIMSAR yaşamının erken bir döneminde paranın öğrencisi olmaya karar vermiş ve son elli yılını bunun için uğraşarak geçirmiş.Araştırarak, okuyarak yaşayarak ve ustaların yaşamlarını inceley

Beyin ve akıl bilginin evi Kalp ve gönül sevginin evi, İnsan gibi yaşamak için öğren bunları! Ve rolünü hakkıyla yaşa! Girdiği gönüllerin çokluğu ile İnsan gibi gitti, desinler, Çıkarken sonsuzluk kapısından!

‘Tek Tanrı Para’yı kapitalizm yarattı, biz tapıyoruz. Otistik dahiler, geri zekalı bilginler, küçük profesörler. Mustafa Kemal için, ‘Hazret sirozdan kıvrandığı yataktan bir Tanrı olarak kaldırıl-dı. diyebilenler!.. Bohemler: tasasız, kaygısız, çılgın, filozof ve berduş ruhlar. Eleştirmenler, harem ağaları gibidir, yapılışını bilseler de yapamazlar. İmajımızı parlatmak tek önceliğimiz ve de olmazsa olmazımız. Yaşama sanatı para ve ötesidir. Cehalet bireyi güvenli kılar. Günahlarımızı Tanrı’nın görmesinden ç

“Torbalı diyorlar böyle çocuklara, anlaşılan ben de amniyotik kese içinde dünyaya gelmişim. Seksen binde bir görülen durum olduğu için böyle doğan çocukların sihirli olduklarına, hayatları boyunca şansın yüzlerine güleceğine inanıldığını çok sonra öğrendim. Kim bilir? Belki de ilk sihrimi annemin de yaşama tutunmasıyla göstermişimdir.” diyen Faik Öksüz’ün otobiyografisinde sizi şaşırtacak daha pek çok sihirle, heyecanla, telaşla, acaba şimdi ne olacak sorusuyla karşılaşacaksınız

Benim için şiir; Karanlık akşamlarda, Bitmez gecelerde, Doğmayan güneşlerin, Aymayan sabahlarında, Bir arayış esnasında, Bazen kaçışlarda yazıldığında daha başka dökülüyor sayfalara. Şiir bu, Aşk dolu, Özlem, hasret dolu, Yârdan çok, Yara dolu. Bu kitap, Edebiyat içinde dördüncü, Şiir alanında üçüncü çalışmam oldu. Hikâyesi, Dar zaman, bol sıkıntı, çok yazmanın giriş, gelişme ve sonucudur. 2023 Şubat ayında, zorunlu askerlik görevimi ifa ettiğim Amasya ilinde, 24 günlük süre zarfında kaleme aldığ

1923 Yılında Lozan Barış Antlaşması’na ek olarak Türk ve Yunan hükümetleri temsilcileri tarafından mübadele sözleşmesi imzalandı. Sözleşme uyarınca yapılan mübadele sonucu 1 milyon 200 bin Ortodoks Rum Yunanistan’a ve 500 bin Müslüman Türk de Türkiye’ye göç etti. Dostlukları Kriftsi-Grebene’de başlayan, Selanik’e, oradan New York’a yıllar içinde İzmir, Isparta, Niğde’nin Uluağaç ve Yeşilburç köylerine uzanan, sonunda dünür olan Uzun Hüseyin ile Demir Ali de Türkiye’ye göç eden mübadillerden. Üçüncü kuşak bi

HAYAT Hayatta her insanın Bir hikayesi vardır Yolu uzun insanoğlunun Kimi yolun sonunda Işık görüyor Mutluluk görüyor Mücadele ediyor Kimi ise baştan pes ediyor Beklenmedik bir acı olay Aniden çıkan hastalık Ya da bir kaza... Güzel kokular yayan Çiçek nasıl Bir anda soluyorsa İnsan da bazen Veda etmeden gidiveriyor Anılarda yaşamaya Karar veriyor Güzel günler Mazide kalıyor Bir varmış bir yokmuş Masalının kahramanlarıyız Hepimiz Geride kalan Bıraktığımız İzlerimiz

Yıllarca kişisel gelişim, evrensel enerji ve zihin eğitimi konusunda çalışmalara katılan ve kişisel gelişim konusunda seminerler veren Halise Heves Özyılmaz kaleme aldığı bu kitapta görüşlerini, pozitif psikolo-jiyi, felsefe ve ideallerini gerçeklerle bütünleştirmiş. Aynı zamanda astroloji eğitimi de alan yazar, ruh, beden ve zihin üçgenini tanımamızın çevremizle ilişkilerde ne denli önem taşıdığını vurguluyor. Tarih, felsefe ve sanat tarihi gibi konularla ilgilenen, meditasyon, yoga ve denizcilik ile uğraş

(…) Onlar paraya, güce âşıktı. İhanetleri ise başta bilime ve insanlığaydı. Satranç ustası gibi oynarlardı rollerini. Ne savaşlar ne barışlar görmüşlerdi ama hep kazananın, güçlünün yanında durmuşlardı. Bu ko-num, onların zayıflıklarını ve bilgisizliklerini mi kapatmaktaydı yoksa? (…) Liseden üniversiteye geçen bir genç kızın, Lila’nın birkaç yılını anlatan bu romanı okurken bazı tarihî karak-terlerle karşılaşacak, dünyadaki bazı müzeleri ziyaret edecek, İzmir’in tarihî bölgelerini adım adım gezeceksi-niz.

Sitem edersin yanında olmadığım için Bilmezsin yanardağ gibi kalbim benim Ey gülüşü alemi aydınlatan güzel Beni benden alıp giden sensin

RÜZGÂRA KARŞI Sen başıboş bir rüzgâr olmasaydın Belki bu kadar gitmezdin hoşuma Ve benim devrik cümlelerim Seni yazmazdı her satıra Anlamayanlar olacaktır Aşkı tatmayanlar Bizden öğrensinler mi Refi k?

İnsanlığın bütün seyri E-4011-13 adlı bir gezegene indikleri anda değişti… Bu dünya diğerlerine hiç benze-miyordu, atmosferinde anlam veremedikleri bir şey vardı ve orada yaşayan uzaylılar onlardan farklı gözükmü-yordu, tabii bazı şeyleri hariç. İnsanlığın yeni dünyalarında hayatlarını devam ettirdikleri bu sürede her biri, kendilerinde farklılıklar görmeye başladılar. Bu dünya her birini değiştiriyor, bildiğimiz insan kavramından tamamen çıkartıyordu

Hayata farklı pencerelerden bakmak ki bunun maneviyatla çok ilintili olduğuna gönülden inanıyorum, şükretmenin, sevginin ve inancın gücü. Sevginin ve inancın açamayacağı kapı var mı? Lütfen bir sorun kendinize. Hayata ve sana verilene şükür ve sahip olduklarını olduğu kadarıyla sevebilme gayreti ve niyeti de bana göre çok kıymetli