Bu çalışma, Roman topluluğunun en temel sorunlarından birisi olduğu düşünülen Roman çocukların eğitim süreçlerinde başarısız ve devamsız öğrenciler olmaları me-selesini konu edinmiştir. Bu kapsamda söz konusu topluluğun sosyal olarak dışlanma-larının, toplumsal damgalamalara maruz kalmalarının, ekonomik ve kültürel olarak toplumun geneline göre daha az imkânlara sahip olmalarının Roman çocukların öğ-rencilik hayatlarını olumsuz olarak etkilediği ve onların başarısız öğrenciler olmaları-na neden olduğu tartı

Arkeoloji bölümü son sınıf öğrencileri Burcu ve Ozan’ın bitirme tezleri için gittikleri Bolayır’da (Cardia) başlarına gelen olaylar zinciri, bizi tarihin derinliklerinde kaybolmuş bir şehrin dünyasına sürüklüyor.Antik Çağ’ın bilinmezliklerinde kaybolan bir şehrin tanıklığını Burcu ve Ozan’ın yeni kimlikleriyle bulmak mümkün. Büyüleyici bir güzelliğe sahip bu bölge-de Büyük İskender’in komutanlarından acımasız, gaddar Akıbiades’le paranın gücüyle insanın yapabileceği kötülüklere; Almina’yla maskelerin aldata

14 Şubat 1970’te Ankara’da doğdu. İlkokulu Öğretmen Kubilay İlköğretim Okulu, or-taokul ve liseyi Yenimahalle Mustafa Kemal Lisesi’nde okudu. Lisans eğitimini İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü’nde, Yüksek Lisans eğitimini İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Halk Oyunları Anasanat Dalı ve Sanatta Yeterlik eğiti-mini İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Halk Müziği Anasanat Dalı’nda tamamladı.Halk Oyunları ve Müziğe ilkokul çağlarında Yenimahalle Halk Eğitim Merkezinde başladı. Çal

Hayata uyanırken sonsuzluğa uğurlamak… Siz hiç uyurken uğurladıklarınızla vedalaştınız mı?

Dr. Saadet Yardım meslek hayatında, sürdürmüş olduğu çok yönlü çalışmaları ile sağlık alanında Edirne halkına önemli hizmetlerde bulunmuştur. Meslek hayatının dışında çeşitli dernek, kurum ve kuruluşlardaki sosyal faaliyetleri ile Edirnelilerin sosyal ve kültürel gelişiminde önemli katkıları olmuştur. Dr. Saadet Yardım rahmetli Valimiz Fahri Yücel'in teşviki ile kurulan “Edirne Yerel Tarih Grubu'nun” kurucu öncülerindendir. On yıldan buyana Yerel Tarih Grubunun devam eden etkinliklerinde fikir ve önerileri

İngilizce’nin uluslararası iletişim ve ticaretin ortak dili olarak kabul edilmesi nedeniyle, Türkiye'deki öğrencilerin dünyayla rekabet edebilmeleri ve Türkiye'nin daha gelişmiş ve müreffeh bir ülke olmasına katkıda bulunabilmeleri için İngilizce öğrenmeleri gerekmektedir. Ayrıca, dilde hem sözlü hem de yazılı iletişim kurmak için öğrencilerin yazışmalar yapmak, müşterilerle telefonda konuşmak, iş hayatıyla ilgili çeşitli diyalogları dinlemek ve ekonomi, ticaret, lojistik vb. konularda güncel makaleler okum

OSMANLI DÖNEMİNDE VE CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA UZUNKRÜ'DE İZ BIRAKANLAR Nice dermansızların derman, hakikat arayanların iman, ilim arayanların mekân, irfan arayanların ise divan bulduğu mekân Uzunköprü'den sevgi ve saygılar; II. Murat Han 1427 yılında ordusuyla Uzunköprü'ye gelir. Ergene Nehri'nin taktığını ve var olan tahta köprünün sular altında olduğunu görür. Yayalar Bayırında (Çiftlik köy yolu) çadırı kurulur. Suların çekilmesini bekler. Çadırında yattığı bir gece rüyasında ovayı baştanbaşa geçen b

"Ukrayna" bütün dünyanın gündeminde. Yazılı ve görsel basın çok sayıda haber ve yorum yayınlamakta. Fakat dikkatimi çeken bir husus var - bu topraklardaki Osmanlı egemenliğinden (ki 337 yıl sürmüştür: 1475 - 1812) hiç bahsetmiyorlar. Bana göre bilerek görmezden geliyorlar ve kasten yapıyorlar. Çünkü Dünya medyası tek merkezden talimat alıyor. Bari gücüm yettikçe ben açıklayayım: 1475- Fatih Sultan Mehmet, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki donanmayı Kırım Yarımadasına gönderdi ve güney kıyılarındaki Cenevizlile

Kamyonetin arkasına dört adet zembili itina ile yerleştirdi eh buradan da bazı siparişler vardı karşı taraftakilerin çolak Mithat abinin nefis sucukları, Cavit abinin helvası, Malki beyden beyaz peynir, susam yağı birkaç parça daha sipariş listesinde olanlar hazırlamıştı gün içinde. Vakitte erkendi daha bu saatte su boyunda gezerek göze batmaya gerek yoktu her şey usulünce olmalı bekleyecekti ne yazık. Fesli Agop beyin siparişlerini tamamladılar mı acaba? Diye geçirdi içinden Kapalı çarşıda yeni zenginlerde

Ufkun genişlesin istiyorsan Kitap oku! Kelime dağarcığın artsın istiyorsan Kitap oku! Hayatı, insanları öğrenmek için Kitap oku! Düşünceni, hayallerini geliştirmek için Kitap oku! Zamanı değerlendirmek, kültürünü arttırmak için Kitap oku! Yanında yalnızlığını giderecek bir sırdaş Arkadaş arıyorsan Kitap oku! Gün gelir eş, sevgili Kardeş, dost terk eder insanı Ama kitaplar hiçbir zaman bırakmaz Sende bu sadık dostlarını bırakma Kitap oku!

Meriç –Tunca – Arda nehirlerinin birleşerek Meriç nehri ana kolunu oluşturduğu düğüm noktasında konuşlanan Edirne, yüz yıllarca bu akarsulardan yararlandığı gibi zaman zaman büyük su taşkınlarına da şahitlik yapmıştır. Dünyada bu geometride konuşlanan başka bir şehir yok. Edirne 1362 de Osmanlı Devletinin payitahtı olduktan sonra yüz yıla yakın bir süre Tunca nehrinin iki yakasında zamanın en güzel şehri haline getirilmiştir. İstanbul’un başkent olmasından sonrada Avrupa devletleri ile ilişkilerin yürütüldü

Türkler yüzyıllardır hor nevi zulme maruz kaldı. Balkanlar, Anadolu. Rusya, Yakındoğu ve hatta Kuzey Afrika toprakları buna şahittir. Uğradığı zulme rağmen Türkler acılarını unutmayı tercih ederken, "ötekine" yapıldığı iddia edilenler ise gerek içeride gerekse dışarıda Türk Milleti aleyhine her türden propaganda malzemesi olarak kullanılmaktadır. Türk kültüründe acı, dilsizdir; acıya sessizce katlanırız, Ayrıca Türklerin "yukarıdan bakma” Tavrıyla ortaya çıkan, "ötekiler" kim ki, Türk'e soykırım yapsınlar d

Bir annenin kızına duyduğu öfkenin nedeni ne olabilir? Öykü bu öfkeyle nasıl baş edebilir? Nedyalko bu hesaplaşmaların neresindedir? Birinci kitapta yan m kalan yüzleşme bu kitapta gerçekleşecek mi? Yakup Ziya, Öykü ve annesiyle ilgili hangi gizemin peşindedir? Öykü'nün hangi dünyası gerçeğe en yakındır? Belirsizliğin içinde bocalayan Öykü, bu kitapta gerçeği yakalamanın peşinde bizi kendi dünyasında sürüklüyor.

Balkan Savaşları, askeri açıdan en acı yenilgisi, siyasi açıdan ise imparatorluğun sonunu hızlandırmıştır. Toplumsal sonuçları ise bunlardan daha acı ve elem vericidir. Rumeli'nin nerdeyse tamamı kaybedilmiş, milyonlarca Türk ve Müslüman nüfus asırlardır doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı toprakları terk etmeye mecbur kalmıştır. Elinizdeki bu kitap bugüne kadar, Tekirdağ'ın Bulgarlar tarafından işgalini anlatan, o, günleri bize aktaran tek kitap olma özelliğini taşıyor. Mesudiye Zırhlısı'nda o dönem görev yapan, Y

Çocukluğum, doğada var olan her şeyin akılla işlenip sevgiyle kararak dönüştürüldüğünde, atan yürek için anları bile sevgiden ibaret bir hayatı özlemekle, gençliğim özlediğim bu hayatı arayıp bulmayı, yüreğimde çoğaltarak paylaşmayı hayal etmekle geçti. Çocukluk ve gençlik yıllarım, ülkemin gençliğini kanayan günleriyle, ağır kuşatmalar altında geçtiğinden olsa gerek, bu özlemim hep yanıtsız kaldı. Bu yüzden, "yürek işi" olarak anladığım gazeteciliğim süresince kaleme aldığım yazılar satır aralarınd

Emekli öğretmen Namigar Başbuğoğlu'nu "Hayat Akıp Giderken", "Tadı Bende Saklı" ve "Hem Ağlarım Hem Giderim" adlı kitaplarıyla araştırmacı yazar olarak tanımıştık. "Güz Günleri" kitabıyla ise karşımıza, hayattan süzülüp gelen yaşanmış öykülerle çıkıyor. Dokuz farklı yaşam, dokuz farklı hikayede. Bazen gülümseyecek, bazen öfke-lenecek bazen de durup düşüneceksiniz. Ama mutlaka aklınızda bu dokuz hayattan birşeyler kalacak..

Kurtuluş Savaşı’nın son çatışmasının yaşandığı Bandırma, 17 Eylül 1922’de şanlı Türk ordusu tarafından düşman işgalinden kurtarılmıştır. Bu tarihten sonra her 17 Eylül günü Bandırma’nın Kurtuluş Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Elinizde tuttuğunuz bu çalışma ilk olarak, hatıratlar ışığında işgal yıllarında Bandırma’da yaşananlara odaklanmış, ardından Bandırma’nın düşman işgalinden kurtuluşu ve 1923-2000 yılları arasında gerçekleşen Kurtuluş Kutlamalarının genel özelliklerini konu edinmiştir. Bandırma

Değerli yazarımız Yahya Kaptan, mavi gözlü kentimizin kalplerde iz bırakmış ve hatıralarda yer edinmiş renkli şahsiyetlerin hikâyelerini kaleme alıp kitaplaştırarak Tekirdağ sevgisinin, hemşeh-rilik bilincinin ve ahde vefanın en güzel örneklerinden birine imza atmıştır. Her biri ayrı bir dünya olan hayatları güçlü kalemi, zengin kelime dağarcığı ve engin gözlem yeteneğiyle anlatan Yahya Kaptan, ebediyete göç eden insanlarımızın hatırasını satırlara nakşe-derek ölümsüzleştirirken geçmiş, günümüz ve gelecek a

1915’te Çanakkale Savaşı’nda bizzat bulunmuş bir Amerikan yüzbaşısı olan Granville Roland Fortescue’nin yazdığı bu kitap, savaşa ilişkin kendi yaşadıklarını, edindiği bilgileri, görüşlerini ve yorumlarını kaleme almış olduğu bir eserdir. Savaşla doğrudan ilgili bir yönetici ya da herhangi bir çıkar sahibi olmaması nedeniyle, savaşı oldukça tarafsız bir şekilde aktarmış olduğu kabul edilebilir. Savaşa bir süre katılmış olan yazar, savaşı yöneten İngiliz yetkililerin hatalı savaş stratejilerini ve bu yüzden m

Usta gazeteci-yazar Mustafa Mutlu 74 Ferman'da, Ezidi kültürüne odaklanıyor ve bu halkın yakın geçmişte yaşadığı derin acıları anlatıyor. IŞİD saldırısıyla dağılan bir Ezidi ailenin dramı, kaçırılan, tecavüz edilen, köle gibi satılan kadınlar, çaresiz yaşlılar ve çocukların bakış açısından aktarılıyor. 74 Ferman, Irak'ın Sincar bölgesinde ve ölüm topraklarına dönüşen Şengal Dağı'nda, acımasız karanlık karşısında hayatta kalmak için güneşe uzanan ellerin öyküsü. 21 yüzyılda, Türkiye sınırlarına çok y