Her ne kadar kitabımızın son sözünü yazmış olsak da Suriye için hala son söz söylenmiş değildir. Hala devam eden bir sürecin içindeyiz. Bundan sonra neler olur hep birlikte yaşayarak öğreneceğiz. Suriye olayları, batı için bir laboratuvar özelliği gösterdiği gibi, bölgenin istikrarsızlaştırılması, Türkiye'nin ve İran'ın bir sorunla boğuşması işlerine gelmektedir. Suriye sorununun bu kadar uzamasının temel nedeni, isyanın İslamcı karakteri olmuştur. Batı, Esed'den sonra İslami bir hükümetin geleceğini düşünd

Müslümanların hayatını düzenleyen İslam hukukunun (fıkıh) temel referansları Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Nebevî’dir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılabilmesi için Sünnet-i Nebevî’nin anlaşılması zarureti vardır.Zira Resûlullah (s) Kur’ân-ı Kerîm’in mübelliği olduğu gibi hem mübeyyini hem de müfessiridir. Gerek Kur’ân-ı Kerîm’den gerekse Sünnet-i Nebevî’den hüküm çıkarabilmek (istinbât) için usûl ilmini bilmek gerekir. Bu açıdan usûlü’l- hadîsi yani hadîs usûlü önemlidir. İmam Şafiî’den bu yana Ehli Sünnet’in hadîs

Gerçeğin, anlamaktan çok hissedilebileceğine inanan Gazzâli şöyle diyordu: “Bir durumu veya insanı sadece Allah değiştirebilir. Bize düşen, bunun önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Allah’a ulaşan yolun üzerindeki manileri gidermek… İşte ilmin işlevi buydu, bu olmalıydı. Faydasız ilimden Allah’a sığınmayı öğrenmiştim. Allah’tan önce nefsimin ıslahını diledim. Diledim ki, başkalarına da yararım olabilsin.” *** Sadık Yalsızuçanlar’ın birbirinden kıymetli öyküleri, “İrfan Pınarından Öyküler” çatısı altınd

Elinizdeki Levâmiu'l-Ukûl adlı ilmi çalışma, Râmûzu'l-Ehâdîs kitabının açıklamasıdır. O Allah'a hamdolsun ki, her şeyi içinde toplayan büyük âlemin gerektirdiği hususları kendinde bulunduran insanı, âlemin küçük bir kopyası olarak yarattı ve dilediği kimseyi yüce Rabbi'n elçisine hizmet etmek için kandilini yakarak, sünnet nurlarından aydınlatıcı nurla nurlandırdı. Ona, ilmi eserler hazinesinin her şeyi açan anahtarını lütfetti. Râmûzu'l-Ehâdîs şerhi ile muradımız, onda gizli kalanları meydana çıkarmak ve l

Elinizdeki Levâmiu'l-Ukûl adlı ilmi çalışma, Râmûzu'l-Ehâdîs kitabının açıklamasıdır. O Allah'a hamdolsun ki, her şeyi içinde toplayan büyük âlemin gerektirdiği hususları kendinde bulunduran insanı, âlemin küçük bir kopyası olarak yarattı ve dilediği kimseyi yüce Rabbi'n elçisine hizmet etmek için kandilini yakarak, sünnet nurlarından aydınlatıcı nurla nurlandırdı. Ona, ilmi eserler hazinesinin her şeyi açan anahtarını lütfetti. Râmûzu'l-Ehâdîs şerhi ile muradımız, onda gizli kalanları meydana çıkarmak ve l

İnsan ölür kalır eseri demişler. Bu cümleden anlaşılan o ki, insan fânidir. Asıl olan, kalıcılığı yakalamaktır. İnsan, yok olmaya razı değil; ruhunda gizli ebed çığlıklarıdır ona eser bıraktıran. Devlet adamları, tarihî şahsiyetler, sanatkârlar, edebî çehreler, sporcular... Kitabın sayfaları arasında kendilerini ziyaret edecek okurlarını bekliyor. Üç beş sayfalık bu biyografiler, elbette yeterlidir demiyoruz, ancak bu kitabı okumakla onları tanımak için önemli bir adım atmış olacaksınız. Usta kalem Mehmet A

Kıymetli Okuyucu, Elindeki eser, ciddi bir emeğin aürünü. Tanıtıma konu ola eserler belirlenirken yelpazenin geniş olması için azamı gayret gösterildi. Her coğrafyadan ve her düşünceden isimlere yer verilmeye çalışıldı. Kitap tanıtımları, asılları ile buluşmana vesile olsun diye yazıldı. Eleştiriler de bu kitapların artılarından ve eksilerinden haberdar olman için not edildi. Bu çalışmada, bizlerin de kusurları olmuştur. İnanıyoruz ki eksik bıraktığımızı sen tamamlayacak, yan1ış yaptığımızı da sen düzeltece

Gücü kuvveti yerinde olan ama çalışmayı pek sevmeyen Üşengeç, tembel bir aslandır. Kaba kuvvetle her şeyi çözeceğini düşünmektedir. Üstelik karnını, başka hayvanlardan zorla aldığı yiyeceklerle doyurmaktadır. Onu bu yanlış düşünceden vazgeçirmek isteyen sevimli bir zürafa, Üşengeç' e nasihat eder. Ne var ki Üşengeç, nasihat dinlemeyi sevmez ve bildiğini okumaya devam eder. Fakat başına gelen bir olay, aklını başına getirir. Eğer Üşengeç' in başına ne geldiğini merak ediyorsan masala başlayabilirsin.

Çilçil, özgür olduğunu söyleyen ve bu yüzden her şeyi yapabileceğini düşünen bir kuştur. Yaşadığı gül bahçesinde, onun gibi düşünen ve farkında olmadan çevresine zarar veren başka canlılar da vardır. Ne yazık ki bu canlılar, birlikte yaşamanın altın kuralını unutmuştur. Acaba onlara bu kuralı hatırlatan birileri çıkacak mı? Maceranın devamını merak ediyorsanız masala başlayabilirsiniz.

Yalancı karınca Dalila, bir gün terk edilmiş bir örümcek ağına takılmış. Çok uğraşmış ama kendi çabasıyla bu ağdan kurtulamamış. Dalila, etrafındaki canlılardan yardım istemiş. Acaba onun çağrısını bir duyan olmuş mudur? Dahası Dalila, yalan söylemekten ve hoşa gitmeyen şakalar yapmaktan vazgeçmiş midir? Tüm bu soruların cevabını merak ediyorsanız masala başlayabilirsiniz.

Spor yapmayı seven hayvanların huzur içinde yaşadığı şirin bir orman varmış. Bu ormandaki hayvanlar, her spor dalı için birer takım kurmuş. Ama sporu çok sevdiği hâlde hiçbir takıma giremeyen hayvanlar da varmış. Onlardan biri de sabırsız kanguru Tıpır imiş. Tıpır, sebat etmeden bir takıma girebileceğini düşünürmüş. Ama olaylar hiç de onun istediği gibi gelişmemiş. Acaba Tıpır, bir takıma girebilecek mi? Dahası, girdiği takımda sebat edebilecek mi?

Ali Baba'nın çiftliğinde çeşitli hayvanlar yaşamaktadır. Ancak Ali Baba çiftliğe yeni bir hayvan daha getirince ortalık biraz karışır. Çünkü yeni gelen tavuk, diğer hayvanlarla arkadaşlık kurmaz ve başkalarının fikrine de saygı duymaz. Bakalım bu kibirli tavuk, hatalı davranışlarını düzeltecek mi? Gelin, hep beraber okuyalım.

9 yaş ve üzeri yavrularımız için özenle hazırladığımız bu seride tamamı renkli 7 kitap yer almaktadır; Penceredeki Gölgeler Beyazdı, Beyaz Yalnızdı Kibar Kurbağa Kedi, Fare ve Diğerleri Oyanca Buyanca Karanlık Koridorun Ortasında Yukarı Liman Balıkları

Yeryüzünde bir sınır vardı. Bir tarafta Oyanca konuşanlar, diğer tarafta Buyanca konuşanlar yaşıyordu. Ama bunlar birbirlerini hiç sevmiyorlardı. Bir gün Bu Yandakiler'den genç bir kız ile O Yandakiler'den bir delikanlı tam sınırda karşılaştılar. O andan itibaren Bu Yandakiler ile O Yandakiler'in hayatları tamamen değişti. Peki, ne oldu dersiniz? Haydi, tuz ile biberin buluşmasını hep birlikte okuyalım.

Fare ile Kedi'nin öyküsünü dinle, Hem de bütün kalbinle. Sana harika bir masal anlatacağım, Birçok ders var içinde... Kulak ver evladım bu öyküye, Ubeyd-i Zakânî yazdı, Yarınlara kalsın diye. Sevgili evladım, Bu satırların anlamını çıkar, Fareyle kedi ne demek; Oku, anla, farkına var.

Beyaz, kar gibi güzel, ışık gibi görkemliydi. Bembeyazdı... Ama mutlu değildi. Yalnızlıktan çok sıkılmıştı. Bir gün yüksek sesle bağırdı: Beni yalnızlıktan kurtaracak birisi yok mu? Benimle oynayacak birisi yok mu? Hiç ummadığı anda bir ses duydu: Neden olmasın, biz varız! Beyaz heyecanlandı. Ona seslenen kimdi acaba?

Tüm balıklar oradaydı... Çirkin balıklar, güzel balıklar, zeki balıklar, Aptal balıklar, hantal balıklar, ufak balıklar... Beyaz leke gittikçe büyüyordu. İçinde tüm balıklara yer vardı. Peki, sonra ne oldu dersiniz? Haydi, okumaya başlayalım.

Kibar Kurbağa Papala'nın bir türlü uykusu gelmiyordu. Bataklık kenarında uzanıp bol sinekli rüyalar görmek istiyordu. Ama ne kadar kendini zorlasa da bir türlü uykuya dalamadı. Sonra birisinin onu izlediğini fark etti. Karşısında kocaman gözlü başka bir kurbağa duruyordu. Sonrasında neler olduğunu merak ediyorsanız, sayfaları çevirmeye devam edin...

Mini mini yavrularımız için özenle hazırladığımız bu seride tamamı renkli 7 kitap yer almaktadır; Dallar Rüzgârda: Karşı karşıya duran iki küçük fidan, mutlu bir şekilde büyümeye ve dostluklarının keyfini çıkarmaya devam ediyorlar. Ama insanoğlu bu... Rahat durur mu? Doğaya zarar vermeye devam ediyor bir yandan. *** Kuti kuti serisi: minik bir kırkayak olduğunuzu düşünün... kırk tane ayak... ayakkabı giymesi dert, çıkarması dert... kırk tane ayağın yıkanması ayrı bir dert. Kırkayak Kuti Kuti'nin m

Tarihte birçok kez darbe girişimine maruz kalan Türk demokrasisi son imtihanını 15 Temmuz 2016'da FETÖ kalkışması ile verdi. Halkın devletine bağlılığı, demokrasiye inancı ile bu girişim bastırıldı. Türk halkı o gece ismini altın harflerle tarihe yazdırdı. Kimi işçi, kimi işsiz, kimi mühendis, kimi öğrenci, kimi ev hanımıydı. Onlar eşti, anneydi, babaydı, kardeşti. Ama hepsinin ortak bir özelliği; vatana ve milletine âşık olmalarıydı. O gecenin yaşayan kahramanları gazilerin hikâyelerini tarihe not düşmek