Yalnızca var olduğu için var olan insan yaşamayı beceremez.” (Soyutlar ve Somutlar Evreni)“Ateş ve Su oynayalım mı? diye sordu.” (Ateş ve Su)“Bu hayal dünyasının gerçekliği beni, gerçeklikteki hayal dünyama itiyordu. İşte bu noktada ben acı çekiyordum.” (Ayna)“Bu bir insana verilebilecek en büyük değer oysaki. Onu öğrenmek istemek.” (İnsan Fabrikası)“Tıpkı bir kağıt gibi. İşimiz bittiğinde geri dönüşüme atıyoruz birbirimizi ve bir sonraki kullanımı bekliyoruz.” (Pragmatik Arkadaşlık)“Ona asla ulaşamıyorum a

1977 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Hande Turan Page, eğitim hayatına Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü'nde başlamıştır. İlk lisans derecesini buradan aldıktan sonra, matematik tutkusunu keşfetmek amacıyla New York'taki Queens College'da eğitimine devam etmiş ve yüksek lisans çalışmalarını ise City College of New York'ta Matematik Öğretmenliği üzerine tamamlamıştır. Amerika'nın New York şehrinde devlet okulunda Matematik Öğretmenliği yapan yazar, iki çocuk annesidir.“İnsan eylemlerini en iyi biçimde şek

İnsanı hayrete düşüren bir cesaret örneğidir bir insanın bir insanı karşılıksız sevmesi. Düşünsene sen aynı kaldırımda ıslanmak için yağmur duası ediyorsun, o şemsiyesiz gezmiyor…

Baba olmayı beceremeyen adamlar ile politikacılar arasında hiçbir fark yoktur. Sözlerini tutmadıklarından pazarladıkları her zaman bir öncekinden çok daha büyük başka bir yalandır. Babamın tutmadığı sözlerden bahsetmek altını doldurabileceğim bir gerçek değildi ama bugün pazarladığı yalan yarın çocuklarıma bile anlatamayacağım kadar büyük bir acıydı.En kötüsü de ne biliyor musunuz, bir gün anlasam da babamın beni neden sevmediğini, dönüp sebebini merak etmeyeceğim. Çünkü o sesini bile duymak istemediğim bir

Iustıtıa et lex sunt cautıones lıbertatıs!.. Adalet ve hukuk özgürlüğün teminatıdır!..

Odasına geçip üzerindekilerden kurtuldu ve büyüteci alıp çok merak ettiği elindeki papağanlara oturarak baktı. “Ray Oyuncak” yazıyordu. Sonunda görebilmişti. Önündeki açık duran bilgisayarına dokunup uyanık moddan açılmasını sağladı. İnternete girip Ray Oyuncak yazdı. Pek bir şey çıkmamıştı. Sadece en üstteki reklamda üç tane şubesi bulunduğunu yazıyordu. Bir tanesi Bakırköy’de, biri Beşiktaş, diğeri de Kadıköy’deydi. Dağıldığı yerlere bakılırsa iyi muhitleri seçmişti oyuncak firması. İçlerinden birini seçi

Bir Değil İkinci ile Asla birinci olmak istemeyeceksiniz, Bir Yeni Kelime ile Birlikten kuvvet doğduğunu göreceksiniz, Bir Söz Sanatı ile Konuşmadan önce düşüneceksiniz, Bir Konum ile Coğrafyanın kader olduğunu anlayacaksınız.

“Gidenler _ olanlar Gelenler _ gidecekler Her şey bundan ibaret”

Yaşam; var olma ve ayrılışın bütünleşmiş halidir. Aynı durum canlı olan evrenler ve evrenler arası bölge için de geçerlidir. Hem de içindeki maddelerin tamamı ile. Doğal var olma ve ayrılış bazen doğallığını yitirebilir. Yani birden ya da aniden oluşan bir gelişme hem var olmayı hem de ayrılışı daha erken hale getirebilir. Ancak beklenmeyen durumun mutlaka bir açıklaması olması gerekir. İstem dışı (o anki düşünce temelli) ayrılık bazen gidilen yeni koordinatlar bölgesinde hem oradakiler hem de yeni gelen iç

Trabzon’dan gelen vapurun düdüğü başları denize çevirdi. Ocakların kömür kokulu askerleri yürüyorlardı, iskeleye doğru, sevenleri yanlarında. Vapur yaklaşıyordu, dua dökülüyordu anaların, kadınların dudaklarından, sarılıyorlar son kez yolcularına. Vapur demir atarken sandallar önlerine yaklaşıyordu. Babasına kuvvetlice sarıldı. Ona hep güç veren elini öptü. Taşıdığı çıkınları uzatırken elleri titredi, babası onun bileğini sıkıca tuttu, gözlerine şefkatle baktı, sonra kendi gibi madenci erlerle sandala atlad

Tarihten biliyoruz ki, bir ülke kendi çıkarları için başka ülkeleri tarihten silme pahasına uygulamalara girişmiştir. (Canlı doğasında - ister insan ister hayvan olsun - kesintisiz ve % 100 barış olmamıştır ve olmayacaktır.) Düşünceler farklı canlılar bazında en az bir konu olsa dahi farklılık gösterebilir. Hatta farklı canlılar bir yana aynı canlının bir konuda farklı zamanlarda ki düşüncesi bile değişik olabilir. Doğal olarak buna etki eden sonsuz sayıda değişken vardır. Canlı doğasında en değerli olan şe

Onun için gülümsemeyi, gülmeyi her zaman deneyelim. Bırakalım yalan dünyanın çarkı bize zaten kaderimizi yaşatır, zaten o çarkı durdurmaya gücümüz yok ki. Sevgiyle kalın.Bazen içimizdeki kelebekler uçuşur istemesek de, dur diyemeyiz ama güzel bir şey olacak der, umutla bekleriz. Mutsuzluğu düşünemeyiz ama bazen mutsuzluk da gelir, kabul edip sakince sabrederiz. Yaşamın içinde bu da var deriz. Yaşadığımız dünya böyle der, güneşin doğmasını bekleriz, yeni bir dünya der, mutlu olmaya devam ederiz. Onun için he

Melis derslerine çalıştıktan sonra akşam yemeğinden önce bir duşun kendisini rahatlatacağını düşündü. Duşun içi, mermer taşları sarıydı ve tuvaletin ışığı da genelde çok yanmaz, loş bir aydınlık katardı. Saat 5’i geçse da ışığı yaktı. Zaten dışarıdan da biraz aydınlık geliyordu. Ilık suyun bedenine dokunuşuyla birden irkildi.Sanki bedenine bir yabancı biri dokunuyormuş gibi hissetti. Suyun kıvrımlarında dolaşmasını hissetti. Rahatlamıştı. Suyun sesi onu giderek rahatlatıyor, bütün kaslarının gevşemesine yol

''Zamanın Felsefesi, çağdaş toplumun dinamiklerini ve çevrimiçi dünyanın etkisini eleştirel bir yaklaşımla inceliyor. Bu çalışma, klasik felsefenin metodoloijk ögelerini modern toplumsal sorunlara uygulayarak çağdaş dünyanın derinliklerine ışık tutuyor. Yazar, isim seçimini içerikle özdeşleştirerek, zihinsel bir çözümlemeye cesur bir başlangıç yapıyor. Bu çalışma aracılığıyla okuyucularını; içinde yaşadığımız çağın karmaşıklığını, dijital dönüşümün etkilerini ve evrensel felsefi düşünceyle olan ilişkisini a

Mimar Sinan, 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşamış ve eserleri günümüze kadar ulaşmış bir mimardır. 3000'den fazla eserden günümüze ulaşan 400'ü aşkın yapı, onu dünyanın en üretken mimarları arasında saymaktadır.Sinan'ın hikayesi, yaratıcı düşüncenin ve kararlılığın nasıl başarıya dönüşebileceğinin en çarpıcı örneklerinden biridir.Genç Sinan, yeniçeri askeri ve marangoz olarak geçirdiği yılların ardından 40'lı yaşlarının başında mimarlık kariyerine başladı. Cesur çabaları, yaratıcı çözüml

İskender Çağdaş, varla yok arası, hepimiz gibi! Okuldan sonra işe girene kadar göbeği çatladı, kitaplar yazdı yayınevleri ‘doluyuz’ dediler, filmler çekti İKSV ‘kafamıza göre değil..’e hükmetti, Finlandiya’ya peynir yolladı fiyatı beğenmediler, TİP’e milletvekili adayı başvurusu yaptı oralı olmadılar.. asıldığı kızlardan dayak yemediği kaldı.. ama.. hayat görüşü: ‘fıstık!’ The Nice topluluğu ‘Ars Longa, Vita Brevis / Sanat uzun, Hayat kısa’ diyor.. belki bir gün Hayat=Sanat olur ! Yani, anlam ve güzellik ta

Sanırım yüzyıl önce doğmuş bir kadına aşığım Ya da yüzyıl sonra doğacak bir kadına Bilmiyorum Bildiğim, bu çağ bana uymadı...

Gazeteci, yazar, sosyolog, gezgin Nur Dolay’ın kaleminden yeni bir kitap. Avrupa’dan Güney Amerika’ya 50 gün süren bir gemi yolculuğu. Deniz sevgisini müthiş bir gözlem yeteneği ile birleştiren yazar, her zamanki akıcı üslubuyla okuyucuyu Afrika sahillerinden Brezilya ve Arjantin limanlarına taşıyor, denizcilerin ve liman işçilerinin yaşamlarına ışık tutuyor, küreselleşmeyle önem kazanan gemi taşımacılığının çevreye olan etkilerine değiniyor. Sadece bir deniz yolculuğu değil anlatılan, aynı zamanda yaşadığı

Yaşadığınız şehirden başka bir şehre gitmek istediğiniz zaman oldu mu? Sevginin koşulsuz ve karşılıksız olduğunu düşündünüz mü hiç? Hiç bilmediğiniz, belki de hiç görmediğiniz bir yere satırlarda yol aldınız mı? Her şey bitti derken yeniden başladınız mı hayata? Okuduğumuz her öykü bakış açımızı besler, insani ve sanatsal duyarlılığımızı artırır. Aynı zamanda da gerçeğe ulaşmada işimizi kolaylaştırır. Ancak bazı yaşamlar vardır ki okuyanda derin dönüşümlere neden olur. Babam Yıldırım Usta ve Ben adlı elin

Oysa ben en çok kelimelerime güvenirdim, insan kalbinin kırılma sesini duyduğunda hiçbir kelime bu sesi anlatamıyormuş...