Bir tarafta Avrupa’da eğitim gören bir kısım okumuşların istibdat devri dedikleri, fakat istibdatçı Padişah diye eleştirdikleri Sultan II. Abdülhamid tarafından af edilip yurda geri getirilen, üstelik maaşa bağlanıp makam sahibi olan muhalifler, bir tarafta kendisini devirip, 5’nci Murad’ı tahta çıkarmaya çalışan ve bu amaçla Yıldız Sarayı’na baskın düzenleyen ihtilâlci Ali Suavi hadisesi ve birçok kötü gelişme zaten vehimli olan Abdülhamid’i daha da vehme sürükleyen önemli olaylardır.Meydana gelen olaylard

Atatürkçülüğün geliştirilebilecek birçok ilkesi vardır, onlardan bazıları şunlardır: Akılcılık, Aydınlanmacılık, Bilimcilik, Ahlakçılık, Devrimcilik, Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik'tir. Atatürk'ün bu ilkelerden Akıl ve Bilimcilik İlkesi ile ilgili olan, ancak ondan çok daha kapsamlı ve bir vasiyet niteliğinde olan bir söylevi vardır: Ben miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmadım. Benim manevi mirasım akıldır, bilimdir. Ben ve arkadaşları

Çemişgezek İlçesindeki Pulur (Sakyol) Höyüğü, Tunceli'nin yazılı tarih öncesini bir ölüde aydınlatır. Bu Höyükteki kültür katmanları İlk Tunç çağı/Son Kalkolitik ve İlk Kalkolitik/Son Neolitik olarak sıralanır. Laluşağı Köyü ve Yeniköy höyüklerinde de yapılan kazılar Dersim'in ilkçağına ışık tutarlar. Bu verilere göre Dersim eski bir yerleşim yeridir. Bu yerleşikliğin izleri M.Ö. III. bine kadar uzanır. Dersim önce Sümerler'in sonrada Asurlular'ın egemenliğine girmiştir. Sümerlerle Dersim yöresi arasında

Yıllar sonra çıkan kitabında Armstrong bakınız, o günler üzerine neler yazmıştır: ...Padişahın lehinde bulunmak, bize göre en sağlam siyasetti. Meşru hükümeti temsil ettikten başka müttefiklerin emirlerini yapmaya hazırdı. ... Damat Ferit bambaşka bir tipti. İnatçı, cüretkâr ve akılsız bir adamdı. Kürt kanı ile karışık bir Arnavut olan Damat Ferit'in ruhu kan güdenlerin bütün düşmanlığını taşımakta idi. Bu bir kabile adamıydı. Malta sürgünlerinin bir kısmı Damat Ferit'in ricasıyla tevkif olunmuşlardır. Dam

Bir Levanten´in Beyoğlu Anıları sayın Giovanni Scognamillo´nun sadece kendi yaşantısı ve bu yaşantının içinde bazen uzun yıllar, bazen kısa bir dönem yer alan, hayatının ayrılmaz mekan ve kişileriyle sınırlı olmayıp, aynı zamanda bir rüya diyarı olan İstanbul´un yetmiş yıllık tarihidir de. Özellikle 1930´lu 40´lı 50´li 60´lı ve 70´li yılların içinde gelişen ve büyük sansasyonlar yaratan olayların belki birçok kişi tarafından bilinmeyen yönlerinin anlatımı yine 40´lı 50´li 60´lı ve daha sonraki yılların sos

Türk düşünürleri neler biliyorlardı? Ne düşündüler? Neleri anlatmaya çalıştılar? Neleri araştırıp, neleri nasıl çözümlediler? Ne öğretmeye çalıştılar? Ne öğrettiler? Ve onların derin öğretilerinden biz ne anladık? Ne kazandık? Bu çalışmada; binlerce yıldır Gök-Tanrı inancında Eşitler arasında eşitlik, kavramıyla Ön-Türk uygarlığından beri ürettiğimiz, bize ait Türk felsefi düşüncesini, Türk töresini, Türkçe düşünen, Türkçe yazan, Türk'ün tüm Türk dünyasının felsefi düşüncesini ve bunu üreten Türk filozof v

Cinsel Sağlık, cinsellikle ilgili aklınıza gelebilecek soruları ve cinsel sağlık sorunlarının cevaplarını ayrıntılı bir şekilde bilimsel kaynaklarını ve Dr. Akif Poroy'un 40 küsur yıllık Tıbbi Seksoloji klinik deneyimlerini bulacağınız bir kitap. Bu kitabın hedefi modern tıbbi seksoloji bilgileri ışığında insanların daha mutlu bir yaşama ulaşabilmesi ve aile bütünlüğünün korunmasıdırr. Cinselliğin Sınıflandırılmasından; - Cinsel Özgürlüğe Karşı Suçlar, - Cinsellik Araştırmacıları, - Tıbbi Seksoloji, - Cin

İnsanlar sadece bombalarla, kimyasal silahlarla öldürülüp yok edilmiyor. Bir de yavaş yavaş öldüren, sakat bırakan daha dehşetli daha azap verici; beslerken ve tedavi ederken öldüren silahlar var. Gıda ve ilaç. 20 Mart 2017 tarihinde 102 yaşında öldüğü açıklanan ve dünyayı yöneten on üç büyük aileden birinin başında olan David Rockefeller'ın cenaze töreni yapılmadı. Cesedi donduruldu mu? Klonlandı mı? Veya dünyadan yirmi ışık yılı uzaklıkta olan Gliese 581Gezegeni'ne mi götürüldü? Peki kim bu Rockefeller

Elinizdeki kitapta 1400 yıllık sır perdesi aralanıyor. Deccal kimdir ya da nedir? sorusundan yola çıkan Hasan Laçin, önemli bağlantılara ve şaşırtıcı sonuçlara ulaşarak Deccal'ın günümüz dünyasındaki portresini bizimle paylaşıyor. Deccal'ın Deşifresi'ni okumaya başladığınızda şunu göreceksiniz: Deccal hayali, ucube, mitolojik bir varlık değildir. Deccal, hayatın bizzat merkezinde yer alan ve yanı başınızda duran bir karakter olmuştur... - Müslüman hacılar 1400 yıldır Mekke'de Deccal'ı mı taşlıyorlar? - Mas

Tezimi, kitaplaştırmaya karar verdiğimde, yeniden okuyup inceledim. Konu ile ilgili başka ve yeni kaynaklar olup olmadığını araştırdım. Gördüm ki şâir ile ilgili yeni bir araştırma yapılmamış. Başka bir çok Cumhuriyet şâirimiz gibi unutulmaya terk edilmiş. Birkaç edebiyat antoloji çalışmasında bir iki cümle ve bir şiirle geçiştirilmiş. Okul ders kitaplarında da hak ettiği yeri bulamamış. Halbuki; Cumhuriyet Dönemi'nin en sevilen şairlerindendi. Ayrıca Gurbet şiiri, Türk Müziğinin sevilen bir bestesi halind

Hayatımıza bir köpek dahil etmek istiyorsak öncelikle doğruları yapmalıyızaksi taktirde uzun yıllar bizimle birlikte yaşayacak olan bu canlıyı mutsuz eder dolayısıyla bizde mutsuz oluruz bu yüzden ilk yapmamız gereken şey köpekleri iti tanımak olmalıdır.köpekle birlikte yaşamaya başlamaya karar verirseniz buna mutlaka doğruları yaparak başlamalısınızaksi taktirde bir çok konuda hata yaparak olumsuzluklarla boğuşabilirsiniz ama dğru bir başlangıç yaparsanız tüm zorlukları en başından itibaren bertaraf etmiş

Sinema tarihçisi ve eleştirmeni kariyerine 1949 yılında yabancı basında başladı, 1960'tan itibaren de Türk basınına girdi, çeşitli gazete ve dergilere yazıları ile katıldı. İlk kitabını (Türk Sinemasında Altı Yönetmen) 1974'te yayınladı. Bugüne kadar telif ve çeviri olarak 50'den fazla kitaba imza attı. Başlıca çalışmaları: Türk Sinemasında Altı Yönetmen, Dünyamızın Gizli Sahipleri, Uzaydan Geldiler, Geleceğinizin Anahtarları, Batının İnanç Temelleri, Türk Sinema Tarihi, Bir Levanten'in Beyoğlu Anıları, Ca

Türklerin 12500 yıl önceki büyük tufana kadar giden kökeni, M.Ö. 8000'lerden itibaren Orta Asya'dan Anadolu'ya dalgalar halinde binlerce yıldır gelişi anlatılıyor. Türklerin Anadolu'ya son gelişi olan 1071'i neden Batı'nın günümüzde Türklerin ilk gelişi gibi göstermek istediği, bu göçlerin yabancı kaynaklardaki önemli belgelerini, resmi tarihin vermediği Ön-Türk Uygarlığı, Türk kimliği tartışması, Türk Geni, Sümer Türkleri, konuları çok önemli kaynaklar verilerek titizlikle incelenmiş... Dünya tarihine Tür

Seksen yıllık hayat çizgisini, Türk İslam Ülkü'sünden kaynağını bulan, Türk Milliyetçiliğine, Türk milletinin mutluluğuna, Türklük aleminin hür ve bağımsızlığına adayan... Bütün hayatı boyunca Türklüğün daha ileri, daha çağdaş, daha zengin, daha müreffeh olması ve ahlakta, maneviyatta en yüksek seviyeye gelmesi için plan ve programlar yapan... Nerede Türk varsa orayı vatan coğrafyasının bir parçası bilerek hizmet üreten... Türklük dünyasının bilge lideri, Yüce milletimizin büyük evladı, Türk Silahlı Kuvv

Harika bir roman. Bir film izler gibi, usta tiyatrocuları canlı izler gibi okudum her bir satırı, sayfayı. Roman Annem bölümünde okuyucuyu içine alıyor ve bir daha da bırakmıyor. Sarsıcı bir konu, evet. Ateş düştüğü yeri feci yakıyor, ona da evet. Ama bir intiharın, bir yanlış tercihin nasıl duygular yarattığını, çevresinde nasıl bir hasar bıraktığını bu kadar etkilenerek öğreneceğimi asla düşünemezdim. Her bir roman kahramanı tek tek canlandı, kanlandı, konuştu benimle roman boyunca. - Tanju A. Uğurlu Bu

Glosbe dünyaya düşmüş o şiddetli depremler meydana gelmişti, yerin altından göklere kadar sular fışkırıyordu. Göklerden de o derce yağmur yağıyordu. Bir kaç saat evvel Allah'a ve peygamberine asi gelen insanların cesetleri suyun içinde yüzüyordu. Ne kadar çok ceset vardı. Oluşan anaforlar cesetlerin suyun yüzüne çıkmasına izin vermiyordu, adeta cesetleri parçalıyordu. Arada gelip camları parçalayan cesetler Nuh'u korkutmuştu. Hepsinin gözleri yuvalarından fırlamıştı. Nuh gördükleri karşısında bunların bu k

Bu çalışmada; - Gizemli Doğu Ormanı, - Ahit Sandığı, - Troyes Konseyi, - Haçlı Seferleri, - Tapınak Düzeni, - Tapınağın Zenginliği, - Baphomet ve Simya, - Tapınağın Hazineleri, - Tapınakçılar'ın Teşkilâtlanmaları Düzen Ve Sistem İçinde Sistem Olmaları, - Tapınakçılar'ın Ahlâk Anlayışları, - Tapınakçılar'ın Engizisyon'da Yargılanmaları Sırasında Yaşadıkları, - Engizisyon'un Tapınakçıları Sorgulama Biçimleri Ve Tapınakçılara Yapılan İşkenceler ve daha fazlası yer almakta... Ülkemizde Tapınak Şövalyeleri ve

Bir tarafta Türk Milletine kendi adıyla anılan (Türkiye) bağımsız bir ülke armağan eden Atatürk, Bir tarafta keşke onlar kazansaydı ve kalsaydı da Mustafa Kemal olmasaydı diyerek işgalci Yunan'ı hasretle anan Türk ve Atatürk düşmanları, Bir tarafta 15 yılda Cumhuriyet'in ülke kalkınmasına kattığı fabrikalar, endüstri kuruluşları, eğitim kurumları, hastahaneler ve saymakla bitmeyen kazanımlar, Bir tarafta ise ülkenin ve milletin millî varlıklarını tüm kazanımlarını sata sata bitiremeyen talancılar, yiyic

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesinin asıl sebeplerinin ve bir dünya başkenti olan İstanbul'un sırları elinizdeki kitapta ilk defa açıklanıyor. Bizans'ın 150 tona yakın altının hâlâ İstanbul'da olduğu rivayeti gündemdeki yerini koruyor. Bu konuda çeşitli yazılar yazıldı, programlar yapıldı. Bizans hazinelerinin nerede olduğu konusu hâlâ büyük bir sır. Kimi Marmara'nın dibinde, kimi de tarihi yarımadada olduğunu söylüyor. - Fatih Sultan Mehmet Kimdir? - Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya Kapı T