Plato (428/427 or 424/423 – 348/347 BC) was an Atheni­an philosopher during the Classical period in Ancient Greece, founder of the Platonist school of thought and the Academy, the first institution of higher learning in the Western world.He is widely considered a pivotal figure in the history of Ancient Greek and Western philosophy, along with his te­acher, Socrates, and his most famous student, Aristotle. Pla­to has also often been cited as one of the founders of Wes­tern religion and spirituality.The so-c

Sefer Örçen, bir bilim adamının sağduyusuyla, kendi duygusal dünyasından adeta fışkıran sözcüklerle, “Nasıl?” sorusunu, bir felsefi sorun haline getiriyor...Aforizma biçiminde yazılan bu yapıt, varoluştan yaşantı dünyasına, yaşamın anlamından duygudaşlığa değin felsefi içerikli birçok sorunu, edebi bir dille sorguluyor. Bu anlamda söylenenden geriye kalan ve belleğimize sinen yaşantıların, halen bizdeki etkilerinin nasılına odaklanıyor. Asla tam olarak ele geçirilemeyecek olan bir gizi, belki de birçok benz

Beni her hâlimle sevebilir misin? Yemek yerken ağzımı şapırdatsam yine de seve rmisin? Sos döksem gömleğime, o şekilde gelsem yanına, benden utanır mısın? Kürtçe konuşsam, yadırgar mısın beni? Yemek yiyelim desem, götürsem seni Cem Evi’ne ve orada lokma yesek… Gelir misin benimle? Yerde gördüğüm ekmeği kalabalık içerisinde öpüp başıma koysam, ‘ayıp’ der misin? Mum yaksak, dilek tutsak… Herkesin içinde ‘seni seviyorum’ desen, sarılıp ayaklarımı yerden kessen… Bunu yapabilir misin? Söylesene, yapabilir misin?

Sonsuzluğun yok oluşudur, Bu gün batımı .. Arş’ın ‘âla’ya değişi Hüznün sevgiyle dirilişidir. İnancın türküsüdür, Ezgilerin tiz çığlıklara bürünüşü… İçimden bin bir hâlin çıkışıdır, Gördüğüm benlere isyanımdır duruşum… Göğe asıp asıp çakıldığım tutunuşlar, Yeter artık serzenişimdir… Öyleyse usulca bir hâl takın, Usulca yitiver derin vadilerin, Derin tutkularında.. Şimdi yokluğa uçma zamanıdır…

Türkiye’nin yaşayacağı öngörülen büyük felaket İstanbul depremi öncesi; ülkemiz doğru ekonomik model ile yönetilebilir ise felaketin herkes için en az hasarla atlatılabileceğini hepimiz bilmeliyiz. Aksi taktirde; yaklaşmakta olan bu büyük felaketin ülkemizi asgari 30 yıl boyunca uğraştıracak sancılı bir sürecin içine sürükleyeceğini birçok kişi ile birlikte görüyorum. Ülkemizde birçok bilim insanı uyarısını yapıyor ama sonuç olarak büyük depremden önce ne yapılacağını kimse anlatmıyor. Çünkü alınacak önl

Dünyayı sevmeden yaratanı, Yaratanı sevmeden dünyayı sevemezsin.

‘’Duygular mıdır bizi ele geçiren? Yoksa biz miyizdir duygulara hükmeden? Ya da tüm hissettiklerimiz bazen koca bir balondan mı ibaret? Koca bir fırtınanın ortasında rüzgâra karşı dimdik durabiliyorsanız, denizlere düşmeden, girdaplara kapılmadan yüzmeyi başarabiliyorsanız, hangi deprem yıkabilir sizi? İçinizdeki gücün farkında mısınız? ‘’Ne bir barikat kurmaya çalış olayların önünde yanlış yöne gidecek diye, ne de taşacak kadar biriktir içindekileri… Bırak nehir sadece aksın gitsin! İster gürül gürül ister

Görünmez Adam, (özgün adıyla The Invisib­le Man), H. G. Wells’in 1897 yılında yayınlanan bir bilimkurgu kitabıdır. Kitap pek çok filme uyar­lanmıştır. Kurgusuyla olduğu kadar yaptığı eleş­tiri ve göndermelerle de önemli olan toplumun kendine benzemeyen insanlar karşı olan tepkisini or­taya koyar. Görünmezliğin sırrını keşfeden bilim ada­mı Dr.Griffin’in icadının kontrolden çıkışı anlatılıyor.

Beklemek! Bir rüyaysa eğer, Hayalleri süsleyeni; Beklemek! Bu sevda uğruna, İlk ipi göğüsleyeni... Beklemek! Çocuğun ilk ağlamasını, Süzülen göz yaşlarında; Beklemek! Ebed yolunun sevgisini, Musalla taşlarında... Beklemek! Ağlamak zamanını, Dirilme neş’esiyle; Beklemek! Yeni fetih rüzgârlarını, At kişnemesiyle... Beklemek! Dünyaya hakimiyet gününü, Sevda türküleriyle; Beklemek! Yarını bugünden sonra, Ve dünün ülküleriyle...

“Bir gün…” diye başlayan hikâyeleri dinlemekten, aynı senaryoyu farklı başrollerde izlemekten bıkanlara, kendi yaşam reçetenizi hazırlamaya davet ediyorum.Hayatta yapmak istediklerinizi siz belirliyor 3–4 yıl sonra yapmak istediklerinize ulaşıyorsunuz ve farkında olmuyorsunuz. Çünkü yapmak istedikleriniz sürekli şekil değiştiriyor. Oysa hedefin özü aynı olsa şekil değiştirmesi o kadar önemli olmaz. Ancak hedef değişiyorsa, hedefinizde sapma vardır.Misafirler evimi kirletti nasıl temizleyeceğim diye düşünere

Ülkemin şehirlerine ve sınır bölgelerine kısa ve uzun günler süren seyahatlere çıktım. Merak duygum ile gezip, gördüğüm, tanıdığım ve bir dolu eğlenceli hatıraları biriktirdiğim İl, ilçe, köylerimiz ve insanlarını bu kitabımda sizlere anlatıyorum.Yolculuklar yaptığım yerlerde yeni insanları tanıma fırsatım oldu, turizmin ve tatilin gizemli keyfini sürdüm. Ayrıca dini, kültürel, sanatsal, bilimsel, tarihsel, felsefi değerde zenginliklerimize de hem kendim hem sizler için zihnimi ve gönlümü açtım.

Amerikalı Köle Frederick Douglass’ın Yaşam Öyküsü

Dul bir kadın olarak toplum içinde var olmaya çalışmanın zorluğunu yaşamadan bilemiyormuş insan. Otuzlarının ortasında ve hala genç çekici ve alımlı bir kadındım. Bu halimle kocalarını ayartacağımdan korkan komşu kadınlar ile görünmeyen mücadelem de cabasıydı. Ama ne erkeklerine yem, ne de kadınlarına dedikodu malzemesi olmaya hiç niyetim yoktu. İşte bu yüzden zaman, zaman insanın aklının almayacağı davranışlarda bulunup, çok günah işledim. Her defasında da Yüce Allah’a beni affetmesi, doğru yolu buld

Geleceğin ne getireceğini bilebilse insanoğlu, tedbirini mutlaka alır. Her ne kadar hayatın akışına direnç gösterse de çoğu zaman gücü ve bilgisi yetersiz kalır olacaklara… Çocukluğum, Batı Trakya mübadillerinin çoğunlukta olduğu köylerde geçti. Mübadil bir ailenin ferdi olarak yetiştim. Ailemin ve diğer büyüklerimin anlattığı gerçek yaşam öyküleri beni derinden etki eksenine aldı. Yüzlerce yıl süregelen örf, adet ve ananeleri arasında yaşayan o değerli insanlardan duyduğum gerçekleri kaleme aldım. Eser

John Stuart Mill’s book Utilitarianism is a clas­sic exposition and defence of utilitarianism in ethi­cs. The essay first appeared as a series of three ar­ticles published in Fraser’s Magazine in 1861 (vol. 64, p. 391–406, 525–534, 659–673); the articles were collected and reprinted as a single book in 1863. Mill’s aim in the book is to explain what utilitaria­nism is, to show why it is the best theory of ethics, and to defend it against a wide range of criticisms and misunderstandings. Though heavily criti

John Stuart Mill’in Faydacılık isimli bu ese­ri, etikte faydacılığın klasik bir sunumu ve savun­masıdır. Makale ilk olarak 1861’de Fraser’s Maga­zine’de yayınlanan üç makaleden oluşan bir dizi olarak ortaya çıktı; Makaleler 1863 yılında top­lanmış ve tek bir kitap olarak yeniden basılmıştır.

Köşesine çekilmiş suskun insan, hayattan değil insanlardan bıkmış demektir. Bu insanın , yalnızlığın yüceliğini kavraması için önünde kalan tek engel, alışkanlıklardır.

Contents 1. Introductıon. 2. The Wısdom Of Lıfe. 3. Chapter 1. — Dıvısıon Of The Subject. 4. Chapter 2. — Personalıty, Or What A Man Is. 5. Chapter 3. — Property, Or What A Man Has. 6. Chapter 4. — Posıtıon, Or A Man’s Place In The Estımatıon Of Others. 7. Section 1.—Reputation. 8. Section 2.—Pride. 9. Section 3.—Rank. 10. Section 4.—Honor. 11. Section 5.—Fame.

Contents 1. Translator’s Preface 2. The Art Of Controversy 3. Prelımınary: Logıc And Dıalectıc 4. Stratagems 5. On The Comparatıve Place Of Interest And Beauty In Works Of Art 6. Psychologıcal Observatıons 7. On The Wısdom Of Lıfe: Aphorısms 8. Genıus And Vırtue

This translation was undertaken in the belief that there are many English-speaking people who feel more than a merely superficial interest in ethical research, but who may not read German with sufficient ease to make them care to take up the original. The present Essay is one of the most important contributions to Ethics since the time of Kant, and, as such, is indispensable to a thorough knowledge of the subject. Moreover, from whatever point of view it be regarded,—whether the reader find, when he closes