Mekân ve zaman kimlik kartlarındaki doğum yeri ve doğum tarihi gibi hep bizimle birlikte olan iki kavram. Varlığımız ve varoluşumuz mekân ve zaman olmadan pek düşünülemiyor. Bize bu denli yakın olan bu iki kavramı acaba ne kadar fark edebiliyoruz sorusu önemini hep koruyor. Bu araştırma; mekânı ve zamanı bir fark edebilme girişimi, eğitim ve din eğitimi açısından bu farkındalığı öğrenme ortamlarına taşıma gayreti içinde doğmuştur. Bu süreçte bize yol gösteren bir başka kavram ise eğitimin içinde sürekli yer

“Gelecekten Ödünç Almak: Somut Olmayan Kültürel Miras ve Sürdürülebilir Kalkınma” adlı bu kitap, somut olmayan kültürel mirasın ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin birleştiği bir yol haritasını sunmaktadır. Kitap, bu iki önemli kavramın kesişimlerini derinlemesine inceleyerek, somut olmayan kültürel mirasın sürdürülebilir kalkınma içindeki hayati rolünü açıklamaktadır. Aynı zamanda somut olmayan kültürel mirasın korunması, gelecek kuşaklara aktarılması ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasında nasıl tem

Ölüm, var olmanın bir gerçeğidir ve bütün canlılar biyolojik yaşamın sunduğu sınırlar içinde doğar, büyür, gelişir ve ölürler. Bu doğal biyolojik sürecin yaşam içindeki varlığı davranışlarımız üzerinde etkilidir. Bilimden sanatın her alanına, günlük yaşantı düzenimizden insan ilişkilerine varıncaya kadar hemen bütün yaşam süreçlerimizde ölüm gerçeği yanı başımızdadır ve hayatımıza yön vermektedir. Çocukluk döneminin insanın bütün hayatını ve kişiliğini etkilediği bir gerçektir ve ister çocuk olsun ister yet

özünü anlamak için vazgeçilmez bir adımdır. Bu kitap, bu incelemeyi bize sunmanın ötesinde, sosyal teorinin temel bileşenlerini, gelişimini ve pratiğini derinlemesine ele alarak, bireysel ve toplumsal düşünme biçimlerimize kritik bir perspektif katma amacını taşımaktadır. Yazarların bu eseri kaleme alırken faydalandığı teorik yaklaşımlar, metodolojiler ve entelektüel araştırmalar, sosyal teorinin karmaşık yapısını daha erişilebilir ve uygulanabilir kılmak amacıyla bir araya getirilmiştir. Eserde, sosyal teo

Azerbaycan müzik medeniyeti Türk Dünyası’nın tarihsel müzik mirası içerisinde müstesna bir konuma sahiptir. Esasen bir coğrafya adı olan Azerbaycan’ın müzik tarihinden ve onun günümüzdeki durumundan söz edildiği takdirde hem modern Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarında hem de İran arazisinde hüküm sürmüş farklı medeniyetler akla gelmelidir. 1994 yılında Bakü’de Rafig Hüseyn Oğlu İmrani tarafından yayımlanan kiril harfli “Azerbaycan Muğam Janrının Yaranması ve İnkişaf Tarihi” adlı kitap, yukarıda sözünü ettiğ

Hititçe Çiviyazılı Kaynaklara Göre Tetešhapi ve Kültü” adlı doktora tez çalışmamın kitaba dönüştürülmüş bu versiyonunda temel amaç, Tanrıça Tetešhapi hakkında Hititçe çiviyazılı belgeler ışığında elde ettiğimiz kapsamlı bilgileri siz değerli okuyuculara sunmaktır. Hatti kökenli olan Tanrıça Tetešhapi’ye ait filolojik metinler, bugüne kadar bir bütünde toplanılmamış, üzerinde detaylı bir çalışma yapılmamıştır. Bu eksikliği gidermek adına bu tanrıçaya dair tüm bilgi ve belgeler tarafımızdan toplanmış olup Tan

Kimimizin yaklaşık kırk yıllık, kimimizin daha yeni arkadaşı; kimimizin meslektaşı; kimimizin de hocası olan Prof.Dr. Süer Eker’in 60. Yaş Günü’ne Armağan olmak üzere 60 yazı ile hazırladığımız bu kitap, aynı zamanda ömrünü Türklük Bilimi’ne adamış bir bilim adamına ‘teşekkür’dür. Armağan Kitap, Sunuş bölümü dışında, Giriş bölümü mahiyetinde Süer Eker’e Dair, Makaleler, Anılar ve Mektuplar ile Fotoğraflar ana bölümlerinden oluşmaktadır. Süer Eker’e Dair bölümündeki ilk iki yazı Prof.Dr. Mustafa Canpolat

Yirminci yüzyılın en önemli siyasi olaylarından birisi Osmanlı İmparatorluğu`nun Ortadoğu ve Kuzey Afrika vilayetlerinin Birinci Dünya Savaşı`nın galipleri tarafından paylaşılması konusu idi. Birleşik Krallık ve Fransa`nın bölgeyi kendi aralarında paylaşmak üzere kurguladıkları sınırlar bölge halkı için anlamlı değildi ve onlarca yıl devam edecek olan sorunları başlattı. Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Araplara verilen sözlerin tutulmaması ve işgal rejiminin devam etmesi bölgede milliyetçi lide

Kendisini özellikle öykücü olarak değerlendiren Adnan Özyalçıner; sanat hayatında başta çocuk edebiyatı olmak üzere, edebiyatın değişik alanlarında telif, tercüme, derleme, inceleme/araştırma çok sayıda eser vermiş üretken bir yazardır. Ancak eserleri göz önüne alındığında -kendisinin de ifade ettiği gibi- öyküye emek vermiş ödüllü bir yazar olarak bu türün onun sanat hayatının ana damarını oluşturduğu kolaylıkla görülür.

İletişim aracı olarak sözlü çevirinin kullanılışı antik çağlara kadar uzanır. Günümüzde ise birçok farklı alanda ortaya çıkan gereksinimlerle sözlü çeviriye başvurulmaktadır. Bu alanlardan biri de kamu hizmetlerinde sözlü çeviri hizmetleridir. Bu hizmetler toplum çevirmenliği adıyla, küreselleşen dünya düzeni dolayısıyla günümüzde önem taşıyan sözlü çeviri türlerinden biri haline gelmiştir. Bu alanda gerçekleşecek olan çeviri faaliyetlerinin- özellikle sağlık hizmetlerinde sözlü çeviri faaliyetlerinin- yaba

Türkçe Çevirileriyle Arapça Seçme Fıkralar adlı bu kitabın yayınlanmasının amacı, insanları sadece güldürüp eğlendirmek değildir. Fıkralar bir dilin en doğal ve yalın ifade biçimlerini yansıtmaktadır. Bu özellikleri ile kelimelerin ve deyimlerin pratik olarak kulanım formlarını göstermeleri bakımından dil öğreniminde özel bir konuma sahiptir. Fıkra ve benzeri metinler, yabancı dil öğretim ve öğreniminde kabul görmüş dört temel beceri olan, dinleme–anlama, konuşma, okuma ve yazma becerilerine ek olarak, alt

Milliyetçi düşüncenin önemli simalarından biri olan Fethi Tevetoğlu’nun siyasi hayatı üzerine incelemeler yapılmış olsa da, edebî hayatı üzerine hiçbir çalışma vücuda getirilmemiştir. Elinizdeki eser, birçok edebî ve siyasi çalışmasıyla tanınan Fethi Tevetoğlu’nun bilinmeyen bir yönü olan şairliğini okuyuculara tanıtmak maksadıyla kaleme alınmıştır. Sanatçının edebî hayatı ve eserleri hakkında bilgiler veren eser, şiirleriyle hayatı arasında yakın bir bağ bulunan Fethi Tevetoğlu’nun, siyasi alanda sürdürdüğ

Dinî mûsikî formlarından birçoğu unutulmaya yüz tutmuştur. İlâhiler için böyledir. Zamanımızda ilâhî sözü besteleyen, notaya alan, öğrenen ve denecek kadar azdır. Bugün ilâhîlerin çoğunu Yunus Emre ilâhileri oluşturmaktadır. Bizi şu anda okumakta kitabı yazmaya sevk eden biri de böyle bir çalışmanın mûsikî anlayışına karınca kararınca bir katkı sağlaması arzusu olmuştur. Elinizdeki bu kitap günümüzde ‘ilâhî’ diye icra edilen ama nağme ve tema bütünlüğü ve icra ediliş uslûbu bakımından bazı sıkıntıları olan

Bu eserde, 1876 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nda ilan edilen Kanun-i Esasi ve onun amir hükmü gereği açılan Meclis-i Umumi ve ağırlıklı olarak da Meclis-i Mebusan incelenmiştir. 1877–1878 tarihlerinde iki dönem faaliyet gösteren bu ilk meclis, İmparatorluk içinde Müslim ve gayrimüslim unsurların “Osmanlı” üst kimliği altında bir arada yaşanabileceğini kanıtlamaya çalışmıştır. Meclis-i Mebusan kendi içinde bunu başarmışsa da kısa süre sonra kapanması nedeniyle bunu dışarıya yansıtamamış ve ayrılıkcı düşün

XIX. yüzyıl sairlerinden olan Necatî Efendi, klasik Türk siiri geleneğini sürdürmüs; dinî, tasavvufî, mahallî ve sosyal konulu siirler kaleme almıstır. Söylediği destanlarla halk siiri sahasında da söz sahibi olduğunu gösteren sair, bu destanlarında yasadığı dönemle ilgili olayları ve konuları dile getirmistir. Asağıdaki beyitler Necâtî ve sanatı vasfındadır: Tehî zann etme güftâr-ı hakîkatden bu dîvânı Akıtmısdır Necâtî hâmesinden âb-ı hayvânı

Rusya'da yaşanan 1905 meşrutiyet inkılâbının özgürlük rüzgârı Kırım'da da millî edebiyatın gelişmesinde oldukça önemli bir yer tutar. Kırım'da bu şartların yaşandığı yıllarda yetişen Hamdi Giraybay; İsmail Gaspıralı Abdüreşit Mediyev Hasan Sabri Ayvaz Numan Çelebi Cihan Cafer Seydahmet Kırımer gibi bütün ömürlerini milletlerinin hem siyasî hem de fikrî açıdan bağımsız yaşamaları için harcayan Türkçü aydınlardan çok etkilenmiştir. Hamdi Giray Sultan Galiyev'in yakın dostu olan Osman Deren Ayırlı ve Veli İbra

Bu kitap, gençlerin gelişim özellikleri ile gençlik edebiyatı kavramını bir arada değerlendiren ve bu alandaki boşluğu doldurma amacı taşıyan bir çalışmadır. Aynı zamanda, uzun yıllar çocuk ve yetişkin edebiyatı arasında kalan gençlik edebiyatının varlığına dikkat çekilmesi ve geliştirilmesi yolunda bir kaynak niteliği taşımaktadır. Bu çalışma ile gençlerin bilişsel, sosyal ve psikolojik gelişimlerinin; duygu, düşünce ve hayallerinin gençlik edebiyatı eserlerinin özelliklerini belirlemedeki etkisi bilimsel