Tezcan ÖZBEY 22.7.1960 yılında İzmir'in Tire ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Tire ilçesinde tamamladıktan sonra Denizli Eğitim Yüksek Okulu'nu bitirdi. 5 Aralık 1983 yılında öğretmenliğe başladı. Sevgili Çocuklar; Karagöz oyunlarıyla gülmek, eğlenmek ve aynı zamanda öğrenmek ister misiniz? EVET diyorsanız BU KİTAP tam size göre!

Henüz toprakla belenirken başladı bizim kuşağın trajikomik hikâyesi. Kundağımız ayak bileklerimize yakın yerden sıkıca düğümlendiyse dışbükey, diz kapağımıza yakın yerden sıktırıldıysa iç bükey parantez bacaklara sahip olduk zamanla. Ağzına kauçuk emzik takılan boyumuz kadar ispirto şişesinden süt içerek emeklemeye, küllükte kafamızdan aşağı kül öğüterek yürümeye başladık. Evlerde, köy odalarında büyüklerin yanında bulunmamıza nadiren de olsa izin verildiğinde; bırak sesimizi çıkarmayı, fısıldayamazdık bile

Kadir ve Emre köylerinde gizemli bir yaratıktan bahsedildiğini duyarlar. Köylülerde aslında bu konu hakkında fazla bilgi sahibi değildir. İki arkadaş bu olayı çözmek için bir maceraya atılırlar. Ancak bu macera onları çok farklı olayların içine sürükleyecektir.

Nerede çocuk varsa orada neşe, mutluluk ve huzur vardır. Yeter ki çocuklarımız hastalanmasın. Hasta olan çocuklarımızın da artık bir kucaklayıcı doktoru var. Çocuk ve Doktor her ebeveynin okuması gereken bilgilerimizi destekleyen ve yenileyen bir kitap.

Öyle bir aşk düşünün ki, ilk görüşte ilk bakışta başlar. Öyle bir aşk düşünün ki, sevgilinin yokluğunda seveni deliye döndürmüş. Öyle bir aşk düşünün ki, aşkından çocuklar gibi ağlatmayı ve sevdiğinin yokluğunda çiçeklere aşık olmayı, Sessizliğe bürünmeye sürükler. Betül, annesiyle birlikte köyde yaşayan genç ve güzel bir kızdır. Yıllar sonra köye geri dönen çocukluk arkadaşına ilk görüşte aşık olan Betül, hislerini ona açtığında Mirza’nın, sevdiği olduğunu öğrenir, Mirza’nın bir sebepten dolayı köyden

Masallara inanmayan ama bir o kadar da gerçeklerden sıkılmış bir adam, hayal dünyasındakileri yazmaya karar verdi. Kahverengi Hikâyeler ile başladığımız serüvene Bembeyaz Hikâyeler kitabı ile devam etmekteyiz. Bu kitapta sizi bambaşka bir dünyaya taşıyacak olan Bir Garip Martı Hikâyesi yer almaktadır. Bir Garip Martı Hikâyesi, sizi farkında olduğunuz gerçeklerden uzaklaştırıp, farkında olmadığınız gerçeklerle tanıştıracaktır.

İnsanın akıp giden hayattan bağımsız olarak kendi içinde kurduğu bir dünya vardır. Kendimizle baş başa kaldığımızda planlar yaptığımız, hayaller kurduğumuz; kendi istek ve arzumuza göre tasarladığımız bir dünyadır burası. Kişiliğimizin bir parçası olan bu alanda çoğunlukla şimdiye ve geleceğe ilişkin kararlar alır, geçmişi ve yaşanmışlıkları değerlendiririz. Bu değerlendirmelerin neticesinde değişim isteriz. Dünyayı, çevremizi ve özellikle kendimize ilişkin devrim niteliğinde değişimler. Bu durumlar bazen o

Astronomi insanlık tarihinin en eski bilimi sayılabilir. İlk insandan bu yana gökyüzü hep merak konusu olmuş, yıldızların uzaklığına ve ihtişamına övgüler dizilmiştir. Ay, Güneş ve yıldızların hareketleri dikkatle incelenmiş ve kaydedilmiştir. Böylece saat ve takvimler yapılmış, yıl mevsimlere bölünmüş, yön tayin edilmiş ve hatta bu muazzam yapıların insanlara uğur veya kötülük getireceğine inanılmıştır. Bugün gökyüzünü çok daha iyi tanıyoruz. Astronomiye dair bilgilerimizin neredeyse tamamı son yüzyılda

Michelangelo yeteneği ve dehası hayattayken takdir edilmiş bir sanatçıydı. 31 yaşında İtalya’nın en iyi sanatçısı olarak kabul edilmiş, 89 yaşında hayata veda ederken, düşmanları tarafından kibirli, görgüsüz, üçkâğıtçı bir cimri olarak anılmasına rağmen diğer herkes tarafından dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ressamı ve heykeltıraşı olarak saygı görüyordu. Daha yaşarken dehasının fark edilmesi ve değerinin anlaşılması Michelangelo’nun hayatına çok şey katmakla birlikte sevdiklerinden ayrı düşmesine, davranı

Bir sabah Galata Kulesi’ne dev bir buz ejderhası kondu! Sisler içinde açılıp kapanan mavi kanatları, ölümcül bir fırtına başlattı. Galata artık bir elmas kulesiydi. Boğaz donmuş, evler kar altında kalmıştı. Tüm şehir, ejderhanın korkunç kükreyişleri ve gölgesi altında soğuk, açlık ve salgınla boğuşuyordu. Küçük, cesur bir kız ve kedisi dışında herkes ejderhanın ölümcül nefesinden kaçıyordu. Ela ve muzır kedisi Limon, buz ejderhasından korkmuyorlardı. Çünkü ateşten bile daha sıcak bir kalpleri vardı. Şehi

Merak ile gelen bilgiye ulaşma arzusu, yaşanılan olaylardan haberdar olma isteği insanlık var oldukça hep var olmuştur ve olacaktır. İnsanlar çeşitli kitle iletişim araçlarıyla bu taleplerini giderme yoluna gitmektedirler. İşte bu noktada internet gazeteciliği, insanların ilgi odağı ve erişim kaynağı haline gelmiştir. İnsanlar haberleri artık internet gazeteciliği vasıtasıyla okumaktadırlar. Bu ise basılı gazeteciliğin geleceği hakkında bazı endişelere kapı açmıştır. Bu çalışmayı, geleneksel gazeteciliğ

Eskiden kendisini bir kahraman olarak gören Reagan Pax kardeşini kaybetmenin getirdiği öfkeyi söndürememiş, hayatının aşkı ile olan ilişkisini bu uğurda feda ederek ellerini masum bir insanın kanına bulamış ve kendisine ihanet etmiştir. Aradan geçen iki yılın ardından sahalara döndüğündeyse istediği tek şeyin sevdiği kadınla birlikte huzurlu bir yaşam olduğunu anlamıştır. Fakat bu hayalin önünde Ash Rage gibi aşması oldukça güç bir engel bulunmaktadır.

Zengin bir ailenin tek çocuğu olan Ash Rage en büyük hayalini gerçekleştirir ve polis akademisinden birincilikle mezun olup çocukluk arkadaşı ve kendisi gibi bir polis olan Dean Mirrock ile birlikte Altruis’in suç dolu sokaklarında görevine başlar. Hayatı kusursuz devam eden Ash ailesinin beklenmedik ölümü ile yıkılır. İçinde biriken tükenmez bir öfke ve suçlulara uyguladığı aşırı şiddet yüzünden dostları tarafından psikoloğa gitmesi yönünde tavsiye alır. Ash ise farkında olmadan ilk görüşte hayatının aşkı

“İstanbul, yedi tepeli güzel şehir, Gidiyorum ben. Masmavi denizini, yosun tutmuş kıyılarını, Şu yeni doğan güneşi ve gökyüzünü, Biraz da kırgınlıklarımı sana bırakıyorum. Ben bir umuda gidiyorum. Henüz iklimine bahar gelmemiş, Tazecik tomurcuklara gebe yalnızca. Unutulmuş anılarda bir nefeslik hayat bulmaya çalışan, Heybetli, karlı dağlar arasında, Geniş düzlükler üzerinde, Buz gibi karın altında toprağı yararak çıkan kardelenler gibi Umudu taşıyarak uzaklara gidiyorum. Bir sevda kuşunun kanad

Papa, Mustafa Kemal Paşa'dan Ne İstedi? Kemal Paşa'nın Papa'ya Cevabı... Olağanüstü Bir Söylenti... Müslümanlar Ne İstiyor? Kemal Paşa - Harington Telgrafları... İngilizler Tek Kurşun Bekliyor... Bir İngiliz Kâbusu... Bir Eşek Tarafından Çiğnenmek... Musul ve On İki Ada... Osmanlı İmparatorluğu'nun Sonu... İngilizlerle Savaş – Düveller Taarruzu… Hristiyanlığın Bir Günahı Gibi: Kemal Paşa Sultanlığın Vatikanlaştırılması... 1919-1922 yıllarında Millî Mücadele ve Mustafa Kemal Paşa ile ilgili İn

Ey gençler, “Her biriniz elmas gibi değerlisiniz” sözünü çok duymuşsunuzdur. Lakin bu cümlenin açıklamasını yapan nadirdir. Sizler her biriniz İslam'ın, insanlığın ve tüm dünyanın geleceğisiniz, sizler de Ali gibi birer genç, birer İslam abidesi ve parmakla gösterilen hazine-i kebir olabilirsiniz. Üç genç, hayatlarını örnek teşkil edecek şekilde yaşamıştır. İslam'ın değerini bilmek, İslam'a göre yaşamak hayatımızı olumlu yönde etkileyecektir ve yön olarak şerefli bir yön seçmek, Allah’ın (c.c.) nusretini el

GÖRMEÇ’İN BEYAZ ÖRTÜSÜ Çığ:1992 yılında Şırnak merkeze bağlı Görmeç köyünde göreve başlayan bir öğretmen ile onunla birlikte aynı köyde görev yapan askeri birliğin üzerine çığ düşmesi sonucu, 65 askerin şehit oluşu ve bir o kadar da köylü yurttaşımız ile öğrencinin hayatını kaybetmesine sebep olan, bir doğa olayını konu edinen bir romandır. Ayrıca ÇIĞ, aradan 30 yıl geçmiş olması ve olayın unutulmaması için yeniden kamuoyu hafızasına seslenmeye çalışan bir öğretmenin sessiz çığlığıdır. AHMET ÖZDEMİR

Hani kontrolden çıkmış dünya amansız üzerine abanırken, Hani kuşlar ölürken hayat daha bir anlamsız ve hiçken, Hani büsbütün tepetaklak olmuş soluksuz uçuruma düşerken, Aşk bir telaş gelir tutar ya elinden...

Hayattaki en büyük hatamdı. Evet evet... Birini unutmak için başka birine yönelmek... Hem de sırf ona benziyor diye... Buldum, dediğim bir gölgeden başka bir şey değilmiş. Gözü avutunca gönül susar sanmıştım... Meğerse gönlü kor ateşe atmışım... Ah, Gözlüklü Kız! Halbuki bir kere atılan "Nasılsın?" mesajı her şeyi değiştirebilirdi... İster misin her şey değişsin?

Hikâye 1993 yılında Bandırma ve Gönen arasında Bozcahisar isimli bir kasabada geçmektedir. Ayzade bir kasabanın iki varsıl beyinden biri olan Asım Bey’in kızı, kasaba okulunun da öğretmenlerindendir. Kasabanın diğer beyi Sadık Eroğlu ile Asım Bey arasında yıllardan beri devam eden küslük vardır. Babaları arasındaki küslük Sadık Bey’in oğlu Cemali’nin Ayzade’yi sevmesine engel olmamıştır. Ayzade’nin de Cemali’ye karşı hisleri vardır fakat o Cemali kadar cesur davranamaz babasının küs olduğu adamın oğluna ka