Öyle kör ki aşkın gözü Ne operasyonlar geçirdi de açılmadı Şule Koyuncu TURAN . Biraz umut, biraz hasret kokar memleket. Sen yüreğinden merhameti eksiltme gözüm.

Bir sorun çözülmeli ise önce onu tanımlamak ve içinde bulunanları tanımak gereklidir. Bu kitap hekim ve sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu durumu bir hekim gözüyle aktarmayı amaçlamıştır. Kitapta geçen kişiler, olaylar ve diyaloglar yaşanmış olaylardan esinlenilerek kurgulanmıştır. Eğer bir sağlık çalışanıysanız olaylar size yabancı gelmeyecektir. İbrahim, şehrin yoğun bir hastanesinde acil serviste görev yapan bir hekimdir. Yoğun ve yıpratıcı nöbetler esnasında yaşadığı tatsız olayların yanı sıra düze

Eleştiri, bir kişi, eser ya da konuyu doğru ve yanlışlarını göstererek anlatmak amacıyla yazılan kısa metinlerdir. Sanat, edebiyat, düşünce eserlerini hem öz hem yapı yönünde açıklayan, başarılı ve başarısız ya da değerli ve değersiz yönlerini gösteren, bunları örneklerle somutlayıp belirten yazıdır. Eleştirinin Özellikleri; • Eleştiri objektif olmalıdır. • Eleştiride amaç okura ve yazara yol göstermektir. • Eleştiri her yönden yapılabilir. • Eleştiride yazar okuyucuyla konuşma halindedir. Eleştir

İçimde birike birike çoğalan bir gurbet var. Hasretin koynuna atmışlar sanki doğarken, burnum hep özlem kokar. İnsan uzaklaşınca anlar yakındakilerin kıymetini. Onlara dokunamamanın ıstırabı, onlarsız geçen her saniyenin ahı kalır omuzlarımızda. Hava desen gurbette, su desen gurbette. Aldığımız her nefes bile bize ait değil aslında. Bir kurşun bağrımı delse onun çaresi vardır ama gurbetin deştiği yaralara hangi hekim çare bulur muamma. Belki de en ağır yüktür bir ömür boyu gurbet yarasıyla yaşamak. Gurb

Kaş, Elmalı ve Kayseri’den özlemlere ve öteki’ye yolculuk “gece vakit, şiir zaman” diyor şair. gece vakittir kişinin kendine kalan, şiir ise zamansallığın dünyaya yansısı bir nevi. şiir düşüncedir, fikirdir, oluş’tur… Olan ve olabilecek bir dünyayı betimlemek, tekrardan oluşturmak gibi bu şiirleri ve yazınları okumak. düşünceyi açan, dünyaya ve sevgilere dönüp tekrar baktıran. coğrafyanın içselliği ve samimiyetin harmanlanmasıyla oluşmuş dizeler… Geçmiş ve geleceğin şu anda kavuşmayı başardığı şiirle

Kaptan Yolk liderliğindeki galaksi haydutları hem gezegenleri gezip Samanyolu galaksisinin en değerli madenleri olan bitkileri toplarlar hem de bu gezegenlerdeki becerikli hırsızları mürettebat olmaları için kaçırırlar. Serüven galaksi haydutlarının henüz 9 yaşında olmasına rağmen Amazon’un en becerikli tavuk hırsızı olan Niva’yı kaçırmalarıyla başlar. Tavuk Hırsızı Niva haydutlara katılmayı kabul ederek kendini galaksinin en kötü kişilerinden biri olan Birleşik Gezegenler Sistemi lideri Tiran Wargez’e karş

Yaşamın bizler için kurguladığı dünyayı, dış evrenin iç deneyimlerimizden çok daha farklı olduğunu, kendimizi bilme gayreti içinde öğreniriz. Bu yüzdendir ki yaşamın paylaşılır olduğunu unutmadan yaşamak, yaşatmak ne yüce değerdir der, her daim yüreğim. Şu soruyu her zaman sorarım kendime, onların gözüyle dünyaya bakmak, olan biteni anlamak nasıl diye! Hayal kurdum onların adına, onların hayal kurmadan, kurgulanan yaşamlarını izledim. Sevgisiz, binbir tehlikeyle dolu hayatlarını gözlemledim, sevilmeyi b

Aşk, her insanın kalbinde taşıdığına göre değişen bir şeydi. Aşk, kimi zaman ateşte yakmaz, denizde boğdurmaz, kimi zaman da bir sinekle insanı yere sererdi. İnsan kalbinde ne taşıyorsa, aşk ona göre kendini gösteriyordu. Aşk varsa eğer, bir çiçeğin kapısını çalarak rızık için konan arıya tebessüm edilir, kursağında yavrusuna rızık götüren kuşa hayretle bakılır ve ölü tırtılın diri kelebeğe takdir edilişi gözyaşlarıyla izlenirdi. Aşk, bir annenin evladının üzerine titremesi, babanın yavrusuna gölgesi ve kar

Allah’ı görmek İçin bakmak yetmez, görmek lazım Allah’ın tecellilerini, Allah’ı görmek isteyen için her şey bir işaret her şeyde, yaratılanlar istisnasız Allah’ın kapısına ulaştırır bizi. Nasıl ki; tüm yollar, seni gitmek istediğin yere götürebiliyorsa, kâinattaki her şey de seni Allah’a götürür. Nasıl ki; bir kitap yazarını, bir makine mucidini işaret ediyorsa, Yaratılan her şey de yaratıcısını, Allah’ı bize tarif eder. Gündüzün ardından gecenin geleceği aşikâr olduğu gibi, gece ile gündüzü yaratan da aşik

Ortada hiçbir sebep yokken, çok bağlı olduğu Allah’a istemsizce küfretti genç adam. Okulda bir grubun yanından geçerken atılan kahkahaların kendisine yönelik olduğunu düşündü. Gece uyurken düşünmek istemediği korku içerikli görüntüler asla aklından çıkmıyordu. Birini sever gibi olsun, hemen terk edileceğinden korkuyordu. İçinde bir düşman var gibiydi. İstekleri ve düşünceleri farklıydı. Sanki beyni ayrı, kalbi ayrı çalışıyordu. Kalbin kan pompalamak dışında sevgiyi ve isteği yönetmek gibi bir görevi olmadığ

Yazmak bir vefa eylemidir. Toplumsal bir ödevdir aynı zamanda. Bizlere, olağanüstü özverilerle, tarih boyunca bilgi ve deneyimlerini aktaran bilge insanlara karşı, ertelenemeyecek bir vefa… Beklentisiz, gösterişsiz, taklitçi olmayan nitelikte, özverili bir uğraşı gerektiriyor yazarlık. Başka bir anlatımla; bize aktarılanları daha da geliştirerek, ifade sanatına dönüştürmektir yazma uğraşı. Roman, öykü, anı, hece şiiri, metodoloji, araştırma/inceleme/özdeyişler/öneriler kategorisindeki yazılarımı daha ön

“Yaz sıcağı pencereden yüzünü okşarken, onu annesinin eli gibi hayal etmiş ve hafiften tebessüm etmişti. Gözlerini açıp kapattıkça sicim gibi dökülen gözyaşı damlaları yastığını ıslatmıştı. Annesini hayal etmekle kavuştuğu bu manevi dünyadan sıyrılmayı hiç mi hiç istemiyordu. Sanki annesi karşısındaymış gibi ellerini boşlukta gezdirerek yüzünü okşadığını zannediyordu. “ Anne hasreti ve özlemiyle yanan öksüz ve yetim bir çocuğun hayatı... Bu kitap sizi çok etkileyecek.