TOPRAK OLMADAN GELSEN Bilmem ki sığar mısın cümleler ile tarife? Ay gibi yüzünü tarif eder mi birkaç cümle? Tarifi bıraksam ve sen bana gülsen, Elini uzatsan, ben toprak olmadan gelsen. Kaç saat, dakika, yılların boşa geçmişliği, Anlatılmaz sensiz geçen zamanın içsel sessizliği. Sessizliği bıraksan, bana kahkahayla gülsen, Kalabalık bir gürültüyle, toprak olmadan gelsen. Anlamakta mahirsin, beni sevmekten aciz. Hayalimde zahirsin, gerçeğim sensiz. “Hayalin de gerçeğin de olurum,” desen, Se

Geleceğimiz, Kültür Aqışı’nda Dünya, mükemmel işleyen bir medeniyetin elinde huzurluydu 100 yıldır. Ütopyalardan yorulan Tanrı da bu durumdan oldukça memnundu… Dünyayı kana bulayan o kahramanlar dönemi sona ermişti. Kurtarıcı bekleyen de yoktu artık... Hal böyle iken bu saadetten yalnızca birkaç insan kümesi rahatsızdı: OQ’lar…

Bir öykü, yazılıp bitirilene kadar yazarına, sonrasında okuruna aittir. Ben de bugüne kadar okunmamış öyküler yazıp, biriktirdim; ama okuruna ulaşmayacaksa ne anlamı vardı yazdığım öykülerin? Şimdi sıra sende: Oku hepsini. Bundan sonra senindir artık öykülerim. "Geçmiş ve geleceğin tam ortasında, bir şimdiki zamanda yaşamaya çalışan içimizden insanların anlık durum öyküleri: Yalnızlık mırıltısından uzak, içten ve samimi..."

30 yıllık çalışmalarımdan derlediğim, iki şiir kitabımdan ilki olan OKU’MAYIN tüm duygularınızı patlatabilir. Keyifli oku’mayın’lar. :-)

Sanır mısın ki bre mel’ûn Bu dünyaya galip geldin Tüm vicdansızlıkları Acımasızca sergiledin. Fark etmedin mi nihayetinde Sen de geberdin Yattığın cenabet toprağa Kalk da bir bak Encamında bu da sana müstahak Bilmez misin Mağlup yaftası taşırdın Daimî bir inatla Her zaman domuzlaşırdın

Ben bugün Ömer'i çok sevindirdim Ve izdivaç teklifine evet cevabını verdim.

“... Dünya dertlerine hapsetme kendini. İnsanın ve dünyanın özrünü değil, kendi özünü aramaya koyul. En nihayetinde bir avuç toprak olduğunu anlamaktır insan için maharet. Gerisi çer çöp!” ... “Şehrin rutine boğulmuş bunaltıcı sabahlarından birinde, karşılaştığı yaşlı çöpçüden aldığı nasihat, o güne değin ruhuna saplanan bir azap gibi taşıdığı korkularından sıyrılmasına vesile olmuştu. Şimdiye değin sahip olduğunu sandığı her şeyi kirli bir gömlek gibi üzerinden çıkarmış, ihtiyarın çöp topladığı bidona at

Tam 13 yıl önce ilk kelimesi kağıda düştüğünde bu hatıra eserin bugün buralara kadar gelebileceğini pek düşünmemiştim açıkçası. Ama geçen onca yıl, onca yol, onca insan ve onca yaşanmışlık; bugün beni gülümseten bu cümlelere ve bu şiir kitabına hayat verdi. Yaklaşık 250 sayfalık düz yazının, sadeleştirilerek 33 adet -kendimce- şiire dönüştürülmüş halinin bulunduğu bu kitap, dilerim beğenilir ve esasen birçoğu yarım bırakılan cümleler herkes tarafından kendince yorumlanarak tamamlanır. İnsan bir hatıradır,

Geçtim bir memleketin üstünden Bulutların tepesinden Beyaz tabak üzerinde kırmızı motiflerden Çay tabağından Deminden geçtim İran’dan gelen kaçak sevdalardan içtim!

Hayata, insanlığa dair, buram buram Anadolu kokan, milli ve manevi değerlerle yüklü, bir yandan da çocuklarımızın duygularını ve geleceğe dair beklentilerini ön plana çıkarmaya yönelik şiirlerden oluşan bir çalışma.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan günümüze kadar toplamda 50 tarım bakanı görev yapmıştır. Görev yapan bakanlar kimi zaman mensubu bulundukları hükümetlerin tarım politikalarını uygulamaya çalışmış, kimi zaman ise kendi vizyonları çerçevesinde ülkemiz tarımına yön vermişlerdir. 1920'li yıllarda havai filolarla ülkemiz orman varlığının belirlenmesine yönelik çalışmaların başlatılması gerektiğini bildiren, hayvancılıkta ve bitkisel üretimde ıslah çalışmalarının önemli olduğunu belirten bakanlarımız olmuştur

1898 yılında Malatya’nın Pütürge ilçesinde doğan Hacı Ahmet Kayhan Efendi, Nakşibendiyye’nin Hâlîdî Samini koluna müntesiptir. Osmanlı’nın son dönemlerine genç yaşlarda şahitlik etse de, esas olarak Cumhuriyet Dönemi sufilerindendir. Dönemin şartlarına uygun olarak her kesimden insana evinin kapısını açıp, sahip olduğu zâhirî ve bâtınî ilimleri takipçilerine sade bir dille aktarmıştır. Bağlılarını Kur’ân ve Sünnet ekseninde, Allah’a halis bir kul, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) âşık bir

Dinî gelişim olgusu din ve insanlık tarihi kadar eksi olsa da konunun psikolojik perspektiften ele alınışı o kadar eski değildir. Bu alanda sınırlı da olsa ortaya çıkan belli başlı çalışmalar, ancak son yarım hatta çeyrek asırda ortaya çıkabilmiştir. Elinizdeki eserde insanın gelişimsel doğası kronolojik olarak ele alınmış ve dinî gelişim çok boyutlu bir perspektiften analiz edilmiştir. Her gelişim dönemi için kişisel gelişim önerilerine de yer verilen eserin hedef kitlesi gelişimi bir problem olarak algıla

Karşınızdaki kitap geçmiş sınavlarda sıklıkla sorulan sorular baz alınarak özenle hazırlanmış olup Misyon Koruma Sınavı için kullanabileceğiniz güncel bir deneme kitabıdır. İngilizce, Silah Bilgisi ve Protokol Bilgisi hariç diğer sorular meslek içi PAEM (Komiser Yardımcılığı) sınavının da konusunu oluşturduğu için, komiserlik sınavına hazırlananlar da gönül rahatlığıyla bu kitapta yer alan güncel sorulardan faydalanabilirler. Kitap nokta atış sorularla, gerçek sınav formatına uygun olarak hazırlanmıştır. Ki

Dedin ki, "Beni niye sevdin?" Cevabı olsa, toprak ana dile gelirdi Ey Sevgili! "Sebebi yok..." Olsa Aşk olmazdı hani... Bu kördüğüm, binlerce yılın kördüğümü... Çözemezsin beni... Seviyorum seni, her zamankinden çok... Toprağın toprağım değil, dilin dilim değil... Sıcak iklimin soğuk rüzgarısın sen... Ellerin nasırlı; ama yine de sıcak... Gülüşünde savaşın anları var... Biraz hüzün çökmüş yüzüne... Gül istedim... Sen hep gül, ela gözlüm! Ve gitme uzaklara... Seviyorum seni... Yeryüzünde hiçbir aşkın anlatam

Yüzlerce yıldır devlet liderlerinin, iş adamlarının ve dünyada farkındalık yaratanların başvurduğu Tao Kehanet Kartları'nın Sırları ifşa oluyor... Kaderinize kendiniz yön verebilirsiniz... Olasılıklar evreninden sizin için en iyisini seçmeye hazır mısınız? Öyleyse bu eser sizin baş ucu kitabınız olacağa benziyor. Kainata yön veren ilk iki enerjinin sırrı bunlar: Yin ve Yang'ın... Yin ve Yang'tan türeyen limitsizlik hayat ağacının sırrı artık sizlerle... Evren sırlarla doludur... Bu çağ sırların ifşa olacağı

Konfor alanı nedir? İnsan zihni konfor alanını nasıl oluşturur? Neden konfor alanında kalmaya bu kadar düşkünüz? Konfor alanından çıkınca “başımıza” neler gelir? Kültürün konfor alanı ile nasıl bir ilişkisi var? Konfor alanını yönetmek için neler yapabiliriz? Bu kitap yukarıdaki soruların yanıtlarını son yılların popüler bilimsel ekollerinden beyin-zihin perspektifi ile arıyor. Bu yolculukta size psikoloji ve antropoloji gibi alanlardan beslenen bazı bilişsel bilim kuramları ve hayatın içinden yaşan

Güç senin içinde! Koronovirüs dahil her türlü hastalığa karşı, Korunmak mı istiyorsun? Antik zamanların uygulamalarını sunuyorum sana... Bu eşsiz kitapta, Petra, Palmira ve diğer antik kentlerin, Temelini attığı, Ortadoğu'dan yükselen bir ilmin sırrı var... Havas'ın sırları, Tüm dileklerinizi gerçekleştirmek için, Size yol olacak... Ve unutmayın ki her yol, Küçük bir adımla başlar... Gerçek seni ve gücünü keşfetmeye hazır mısın, Sevgili Okuyucu? Öyleyse, tüm ezoterik ilimlerin, Anahtarını su

Geriye samanlığa doğru yürüdüm. Kapıyı açtım. Hepsi bana dönmüştü. Hiçbirinin yüzüne bakamadım. Hiç kimsenin şu andan itibaren kararımı etkilemesini istemiyordum. Heyecan ve üzüntü ruhumda git gel yapmaya başlamıştı. Oradan bir an evvel uzaklaşmalıydım. “Hadi ağabey gidelim,” dedim. Annemin, yengemin elinden, yeğenlerimin gözlerinden öperken boğazımdaki düğümün çözülmesinden korkarak hiç konuşmadım. “Hoşça kalın” bile demedim. Sadece elimi salladım. Arkamı dönüp yürüdüm. Arkamdan ağabeyim geliyordu. Ö

Sonra gök, Düştü devrilen alnındaki lepiskaya. Bağırdı öp diye beyaz beyaz. Beyaz sununun demirsi çılgınlığıyla. Sustum her bağrışlara Kayra! Sustum bir lirin esriten, Ve dirilten tınısında Çözdüm usumdaki uçkuru. İrisimde buğul kan. Saçlarımda boynuzumla, Bir günah ne denli işleniyorsa, Bir anne tek zaafından nasıl! İşte öyle öldürdüm Kayra! İşte o gün sen bir daha, Getirmedin dudaklarını tanla İşte o günden sonra, Üzerimde çılgın bir hastalık var. Ağzımda taşıdığım lavlı ağı, Yas