Türkiye´deki çağdaş sanat ortamının gelişim sürecinde dönüm noktası sayılabilecek Uluslararası İstanbul Bienali´nin kuruluşuna katkıda bulunan ve ilk iki etkinliğin genel koordinatörlüğünü üstlenen küratör ve sanat eleştirmeni Beral Madra´nın İstanbul, Venedik ve Kahire Bienalleri üzerine kaleme aldığı yazıları İki Yılda Bir Sanat başlığı altında derledik. İstanbul Bienali´nin belleği olarak da anılabilecek ilk bölümdeki metinlere, bu etkinliklere katılan çeşitli sanatçı ve küratörlerle yapılmış söyleşiler

Yayınevimizin sanat kitapları yayıncılığına verdiği önemin bir ürünü olan Zamanların Hafızası adlı kitabımız, resim çalışmalarını Paris ve İstanbul´da sürdüren Tiraje Dikmen´in desenlerini bir araya getiriyor. Daha önce Galeri Nev tarafından edition de luxe olarak sınırlı sayıda yayımlanmış olan bu yapıtta sanatçının 48 deseni bulunmaktadır. Eserleri geçtiğimiz Kasım ayı boyunca Ankara Galeri Nev´de sergilenmiş olan Tiraje Dikmen´in resim serüveni 1940´lı yılların sonlarına doğru Devlet Güzel Sanatlar Ak

20. yüzyılın önde gelen bestecilerinden Paul Hindemith’in çağdaş müzik kuramı ve 20. yüzyıl müzik hareketi üzerine büyük ışık düşüren kapsamlı kitabı Ses İşçiliği. Çoksesli Müzikte Temel Kompozisyon Eğitimi ilk yayınlanışından 70 yıl sonra Türkçede. Almanya’da Nazizmin yükseldiği yıllarda Türkiye’ye gelerek Ankara Konservatuvarı’nın kuruluşuna önemli katkılarda bulunmuş olan Hindemith yüzyıl müziğinin Stravinski, Schönberg, Bartok ile aşmaya çalıştığı krizi en gözüpek biçimde göğüsleyen müzik adamlarından

Yaşama hakkı olmayan çocuklar var günümüzde. Çocukluğu olmayan çocuklar var. Hayal gücünü yitirmiş çocuklar var. Bu beyazlığın içinde, ne geçmişi ne de geleceği olan bu uyuşukluğun içinde yaşamının on yılı aktı gitti. Hiçbir şey bilmemenin verdiği cesaretle. Çocukluk o beyazlıktı, başka pek çok çocukla birlikte. Bir de görünmeyen, erişilmez, anlışılmaz bir şey vardı, dışarıdaki yaşam vardı, hastane duvarlarının ötesindeki yaşam. Hendaye vardı, deniz vardı, İkizler vardı. Görünmeyenin içinden rengarenk ins

Ulus Baker´in Anısına Spinoza-Blyenbergh yazışmasına ´Kötülük Mektupları´ adını veren Deleuze´dür. Spinoza felsefesine bakışı kökten değiştiren çığır açıcı okumalarında bu mektuplara geniş yer ayırmıştır. Deleuze´ün yorumları Spinoza çalışmalarında öylesine etkili olmuştur ki bu yazışmalar artık hemen her yerde bu adla anılmaktadır. Kötülük, bu tartışmanın tek konusu değildir elbet, ama Blyenbergh´in ortaya attığı bu sorun, Spinoza´nın kendi konumunu belli edeceği diğer konular (Tanrının yaratımı ve katkıs

Sanat eseri bir iletişim aracı değildir. Sanat eserinin iletişimle işi olmaz. Sanat eseri en ufak bir enformasyon kırıntısı bile içermez. Buna karşılık, sanat eseriyle direnme eylemi arasında temel bir yakınlık var. Evet, işte tam da burada, sanat eserinin direnme eylemi olarak enformasyon ve iletişimle bir meselesi olur. Direnen insanların sanatla en ufak bir bağ kurabilmek için ne yeterli zamanları ne de kültürleri olmamasına karşın, bir sanat eseriyle direnme eylemi arasındaki bu izemli bağ nereden geliy