Prof. Dr. Kerim Yavuz 1941 Antalya / Elmalı doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Antalya'da tamamlamış, 1966 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun olmuştur. 1967 yılında devlet bursuyla doktora eğitimi için Almanya'ya gönderilen Yavuz, 1973 yılında Albert Ludwing Üniversitesi'nde, "Der Islam in Werken Moderner TürkischerSchriftsteller" (Modern Türk Yazarlarının Eserlerinde İslam) isimli teziyle doktorasını bitirmiştir. Ardından 1974 yılında Türkiye'yedönen Yavuz, Atatürk Üniversitesi İslam

Bu kitap Yüksek Öğretim Kanunu gereğince Üniversitelerde okutulan Türk Dili dersleri için YÖK’ün çerçeve programına göre hazırlanmıştır. Ancak, bu arada her kademedeki öğretimin, aydınların ve bütün memleketin gramer ihtiyacı da göz önünde bulundurulmuştur. YÖK programı, hem hedefleri gösteren gerekçesi ile hem de müfredatıyla konuyu iyi çerçevelemiş ve yol gösterici bir şekilde ortaya koymuştur. Dersin hedefine ulaşması ve verimli olması için öğrencilerin bu kitabı başından sonuna kadar dikkatle okuması g

Herhangi bir sınıra baglı kalmaksızın tarihimize mekân teşkil eden ve kültürümüzle etkileşim içindeki her yeri kültür değerlerimizin coğrafyası kabul ederek; kültürümüzü oluşturan bütün unsurların, dünya üzerine yayılan kültür coğrafyamız sathinda tespit edilmesi, korunması, tanıtımı yapılması ve günümüz değerleriyle ifade edilerek gelecek nesillere aktarılması sağlanmalıdır. Yeni çalışma döneminde de Boğaziçi Sohbetlerini devam ettirme hedefini göz ardı etmeyen Yönetim Kurulumuz bu defa 21. Yüzyıl başlığı

Türkiye Cumhuriyet'in kuruluşu ve çeşitli alanlardaki gelişme sürecinde pek çok olayın günümüze etkileri olmuştur ve halen olmaktadır. Yakın tarihimizdeki çeşitli gelişmelerin bugüne olan etkilerini ve geleceğe katkılarını ele alan çeşitli bilim alanlarında araştırma ve inceleme eserler bulunmaktadır. Elbette Cumhuriyet'i bütün yönleriyle ele almak çok hacimli ve kapsamlı bir çalışmayı gerektirmektedir. Türk Devlet Geleneğinde Cumhuriyet'e Giden Yol başlığını taşıyan eser tematik olarak belirli konular etra

14. Yüzyılda fethettiği topraklardan Türklerin 500 yıl sonra nasıl çıkarıldığını, Avrupa’dan Türk geri çekilişinin neden ve nasıl yaşandığını anlatmaya çalıştığım “Makedonya’da Batan Güneş-Kışla Mahallesi Direnişi” romanı benim için çok önemliydi. Bugün düşünüyorum da “iyi ki yazmışım” diyorum. Belki gelecek nesiller bu romandan, Türk Milleti’nin şu anda bulunduğu coğrafyayı elinde ebediyen vatan olarak tutabilmesinin nasıl mümkün olabileceği konusunda dersler çıkaracaktır. Romanda anlatılan olayların geçti

“Masallar söyleriz çocuklara, altın perçemli kızlarla sırma saçlı oğlanlar vardır bu masallarda. Yedi başlı devdedir tılsımlı kılıç, şehzadeye verilir demir asa ve çarık. Sultanlar vardır masallarda, çocukluk kahramanlarımız masallarda yaşar, çocukluğumuz onlarla doludur. Madem masallar çocuklar için masallar iyi bitmeli mutlu olmak için. Dikenler güle, turunçlar güzel kızlara dönmeli, masallar hiç bitmemeli.” Türk’ün kadim kültüründen beslenerek ortaya çıkmış olan bu kitapta, Türk Kültür hayatı içinde yeti

Turan! Bütün Türk devlet adamlarının sihirli ülkü kelimesi, onun da soyadı idi. O, soyadına uygun yaşayan, araştıran bir eğitimci, bir devlet adamı idi. Hayatta kiymet verdiği görüşlerden birisi Ziya Gökalp'in "Bilmek yapabilmek değildir, belki yapabilmek bilmektir." Oğrencilik şeklindeki sözleriydi. yıllarından itibaren bu vecize onun temel prensibi haline gelmişti. Konuşmalarında Gökalp'in bu sözü ile çevresindekilere "laf yerine iş" üretmeleri gerektiğini hatırlatıyordu. Kimin ne dediğine değil, ne yaptı

İslâmiyet dünyanın gündemindedir. Maddi ve manevi alanda dengesini kaybeden insanlığın dengesini temin için dünyanın kapısını çalmaktadır. İslâmiyet beşerî münasebetlerde hâkim olan korku ve menfaatin arasına ihlasla ve Allah rızası şuuru ile girerek kâinatta ve bütün varlıklar âleminde kavganın değil, sevgiye dayanan ahenkli bir dayanışmanın, yardımlaşmanın esaslarını anlatmak için dünyanın kapısını çalıyor. Bir zamanlar; canlı canlı toprağa gömülen kız çocukları, sonra zincirlerle kilit altına alınan, şim

Uyarı isimli kitabımız, 40 yıllık yurtiçi yurtdışı bilgi birikiminin ürünü, özgün, alanında benzeri bulunmayan, özel bir üslupla yazılmış olup Boğaziçi Yayınları tarafından yayımlandı. Türkiye’nin 1945-2023 siyasi gelişmelerini, ABD, NATO ile ilişkilerini, Kıbrıs davasını, askeri darbeleri, FETÖ’yü, medeniyetler çatışması tezinin Türkiye ile ilgisini, Siyonizmin akıl hocası B. Lewis’in Türkiye’ye karşı Irak’ı İran’a sunuşunu, Türkiye’nin 1991 Sovyet yıkılışından sonra durum değerlendirmesi yaparak 200

Eskişehir İlimizin 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesiyle Kültür Konseyi olarak Valilik makâmı ile temasa geçilecek ve varılan mutabakat üzerine "Dünya Uygarlığı İçinde Türk Uygarlığı -Dil ve Tarih Meseleleri Kurultayı" tertiplenecekti. Böylece Türk Dünyasının çeşitli ülke ve yörelerinden davet edilen ilim insanlarıyla, "Dil ve Tarih" bölümleri kendi içlerinde olmak üzere, 2016 yılına kadar uzanan müteaddit toplantılar yapıldı. Bu süreçte çoğunluğu Türklüğün anayurdu olarak kabul edilen

Bir cihan devletinin bölgedeki mirası… Türk – Irak münasebetleri, Osmanlı Cihan Devleti’nin yıkılışından sonra bölgenin dengesindeki en mühim faktör… Din kardeşliğine rağmen işlenen cinayetler… Baas Partisi’nin bölgeyi manen tahribi… Kerkük Faciası… Ortadoğu’nun istikbali… Hepsi bu araştırmada…

Türkler Anadolu’ya gelişlerinden itibaren Ermeniler, Rumlar, Yahudiler ve Kürtler ile birlikte kardeşçe yaşamış, 800 sene onların bilgi ve hizmetlerine önem ve mevki vermişlerdir. Ancak son asırlarda güçlü Osmanlı/Türk Devletini yıpratmak, parçalamak, küçültmekniyetinde olan dış güçler (başta Ruslar, İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Amerikalılar olmak üzere Balkan Devletleri) Araplar ile dahildekileri isyana teşvik ve bilfiil yardım etmişler ve bunda da başarı kazanmışlardır. Birinci Cihan Harbi sı

Short Biography of the Author Assoc. Prof. Önder Kocatürk was born in Istanbul in 1976. He graduated from Boğaziçi University, Department of History in 1998 with the first rank and honour degree. He completed his master’s degree in the same department by writing his Master Thesis titled “Poverty and The Poor in Victorian Britain (1837-1901)”. He finished his Ph.D. program at the Istanbul University, the Institute of Atatürk’s Principles and the History of Reforms in 2010 by writing his Ph.D. Thesis in Tur

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş Yılında İlginç Bir Yarışma: BİR MİLYON LİRAM OLSA NE YAPARDIM? (MAYIS-TEMMUZ 1924) Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk yılında, 4 Mayıs 1924 tarihinde ilginç bir yarışma düzenlendi. İstanbul’un yayın hayatına geçmiş yeni günlük gazetelerinden Vatan gazetesi, okuyucularından “Bir milyon liram olsa ne yapardım?” sorusunu yanıtlamalarını istedi ve sonuçlara göre çeşitli miktarda para ödülleri verileceğini duyurdu. Mektup şeklinde gazeteye ulaşan cevapların yayınlanması 7 May

Bilindiği üzere uygarlıklar, insanoğlunun ve toplumların yaratıcılığın eseleridir. Bu bağlamda her toplumun ve milletin birbirinden farklı dil, tar,h, coğrafya, düşünce ve inanç birliği içinde bulunması tabiidir. Bu durum insanoğlunun yaratıcılığının eseri olan farklı uygarlıkların ortaya çıkmasında da önemli bir rol oynamıştır. Bu süreçte, 5000 yıllık tarihi bir seyir içinde oluşan ve bugün yaklaşık 200 milyonu aşan nüfusu ile dünyanın çok geniş bir coğrafyasına yayılan Türk halk ve topluluklarına ait uyga

Gördüm ön safta oturmuş nefer esvablı biri, Dinliyor vecd ile tekrar alınan tekbiri. Ne kadar sâf idi siması bu mümin neferin! Kimdi? Bânisi mi, mimârı mı, ulvî eserin. Tâ Malazgirt Ovası’ndan yürüyen Türkoğlu, Bu nefer miydi? derin gözleri yaşlarla dolu. Yüzü dünyâda yiğit yüzlerinin en güzeli, Çok büyük bir işi görmekle yorulmuş belli. Hem büyük yurdu kuran, hem koruyan kudretimiz, Her zaman varlığımız hem kanımız hem etimiz. Süleymaniye’de Bayram Sabahı başlığıyla tanın

Bilindiği üzere uygarlıklar, insanoğlunun ve toplumların yaratıcılığın eserleridir. Bu bağlamda her toplumun ve milletin birbirinden farklı dil, tarih, coğrafya, düşünce ve inanç birliği içinde bulunması tabiidir. Bu durum insanoğlunun yaratıcılığının eseri olan farklı uygarlıkların ortaya çıkmasında da önemli bir rol oynamıştır. Bu süreçte, 5000 yıllık tarihi bir seyir içinde oluşan ve bugün yaklaşık 200 milyonu aşan nüfusu ile dünyanın çok geniş bir coğrafyasına yayılan Türk halk ve topluluklarına ait uyg

Kitabımız 2015 yılında yayımladığımız Dillerin Şifresi - Dillerin Kökeni ve Türeyişi adlı eserimizin bir devamıdır. (Boğaziçi y.. 464 s.). Amacımız Hint – Avrupa ve diğer dünya dillerinin ocak yasasına göre doğduğunu ispatlamaktır. Bundan dolayı Hint – Avrupa dil ailesinden eklerle birlikte 1080, öteki 15 dil ailesinden 160, toplam 1240 ocağa yer verdik. 1240 ocağın tezlerimizi ispatlamak için yeterli olduğuna inanıyoruz. Çalışmamızın ağırlığını Hint - Avrupa dilleri meydana getirmektedir. Bu meyanda toplam

Avustralya’da yaşayan bizler tarafından yaşanmış, düşünülmüş veya hissedilmiş duygu düşünce ve anıları içeren bu yazılarımı sizler için kaleme almaya başladığım 13 Ağustos 1989 günü, dışarısı oldukça soğuktu. Güney yarımkürenin kış aylarını yaşıyorduk. Sydney’de yaz ve kış atmosferi devamlı denilecek bir nemlilik içinde… Havadaki ısının artması veya düşmesi ile çabucak ısınıp soğuyan o yoğun memli atmosfer, insanın üstüne yapışıyor. Bu ülkede yaşamayanlar için biraz garip gelebilecek olan bu anlatım, yaşaya

Güzide devlet adamı Rauf Denktaş, Kıbrısı milli dava haline getirmiş insandır. Bu, elbette netameli bir iş. Şimdi de, o heyecan ve şeref dolu günleri, günlük notlarına ve vesikalara dayanarak yazdığı hatıraları ile milli hafızaya emanet etti. Tarihi yapmak ve yazmak; bu, Kıbrıs Türk Cumhurbaşkanı´nın nasibi... Tarihi yapanın kaleminden okumak da Boğaziçi okuyucularının...