Tesadüf eseri 1961 yılında Bozüyük'te acılarla dolu yaşamıma geç kalmamak için erkenden doğmuşum. Okuduğum okulların ve yaptığım işlerin hiç mi hiç önemi yok artık. Yaşamın tüm renklerinden, acılarından bir parça almaya çalıştım ve nasıl büyüdüm, nasıl anne oldum hatırlayamıyorum. Nefesime nefes olan iki kız annesiyim, tek onlardan yana şanslıyım. Yaşamımda beni çok yıkan dönüm noktasıyla 1998'de tanıştım, herkesi ürküten, yıkan, hayatını zindan eden illet hastalık yakama yapışmıştı, benim için en büyük m

Yaradan'a Allah'ım, nasıl bir ruh, nasıl bir gönül vermişsen Ne yaptıysam başka türlü davranamıyorum Ben senin yarattığın, tanıdığım, tanımadığım, Hemen hemen tüm kullarını seviyorum Duyguları, yapıları, ruhları apayrı olan, Bu kullardan zaman zaman inciniyorum da, Yine de onlara darılıp küsemiyorum Ruhumun derinliklerinden gelen sese kulak verip Onlarla olan ilişkimi bir türlü kesemiyorum Bundan sonra değişeceğim desem de becermiyorum Sen nasıl var ettiysen bu tendeki ruhu öyle duruyor Başka bir yöne asla

Oraya gitmeden önce; 'Biz zengin bir ülke değiliz. Fakirimiz çok... Oraya gidinceye kadar en azından ülkemde ihtiyacı olan bir iki çocuğun elinden tutar, eğitim masraflarını karşılarım. O da hayırlı bir iş...' diyordum. Ayrıca Yaradan, dünya ve kâinatın oluşumu, evrenin sonsuzluğu ile ilgili kafamı kurcalayan sorulara cevaplar arıyordum... Oraya gidince, dünyanın her yanından gelmiş insanlarla birlikte olmak... Onlarla aynı mistik havayı solumak... Milyonlarla birlikte saf tutup ibadet etmek kalbime manevi

Bekle Be Sevgili Ah be sevgiliYaz daha yeni geldiHenüz kurmadık rakı sofrasınıDeniz kenarınaOturmadık baş başaYudumlamadık şarabımızdan doyasıyaBekle be sevgili Giyinmedik henüzSüslü püslü entarilerimiziDolaşmadık daha sahil kenarındaŞöyle bi salına salınaBekle be sevgiliBekle Düşlerin kuytusundayızYol almadık daha bir arpa boyuGelmedik yolun yarısına Gizemine gizlendikDemlenme vakti şimdiEn güzel sevdalar koynundaGün dönecek elbetBir gün vuslat tadınaBekle be sevgiliBekle.

Yürek Sızım Saklaya bilseydin eğer yüreğineMutluluk resimleri çizerdim kimsenin görmediği sevdaylaGözlerine mavilikleri sığdırırYanaklarına bahar çiçekleri kondururGül kokusu olur dolardım soluğunaHuzuru yazarken alnınaŞiirden bir aşk demeti sunardım gönlüneGözlerin derya kıyısı limanDemir atardı yüreğimDudaklarında mühürlenirdi son cümlemHer gece senin şairin olurŞiirlerimi hep bir tek sana yazar okurdumAdı ben sevdası özlemi senEğer sığdırabilseydin yüreğine-F. Melek Boral-

Düşüncelerini ve duygularını şiirlerle daha etkin biçimde açıklayan sayın Ali Dilki'nin Kumpasa Geldik adlı yeni yapıtı taşlamalardan oluşmaktadır. İlgi çekecek başarılı anlatım, çizgilerde, dizelerle, resimlerle, müzikle, başka değişik yol ve yöntemlerle olabilir, ama taşlama edebiyat dalında beğeniyle karşılanan önemli bir yer tutmaktadır, bu özelliği kazandıran içeriktir taşlamalar bir şiirsel çağrıdır...

Çile Şu yalan dünyaya geldim geleli,Kimse akıttığım yaşımı silmez.Ben kendi kendimi bildim bileli,Felek bir kez olsun yüzüme gülmez. Dünyanın düzeni eskitir teni.Riyakâr dostların acısı yeni,Çektiğim çileler incitir beni.Felek bir kez olsun yüzüme gülmez. Bu âlem içinde dolandım durdum.Tırnakla kazıyıp bir hayat kurdum.Dünyanın yükünü kendime sordum.Felek bir kez olsun yüzüme gülmez. İçime sığmayan taşan bir seldim.Kendimi her zaman kimsesiz bildim.Hayata cezamı çekmeye geldim.Felek bir kez olsun yüzüme gül

Oğlumun kitaplarını; Konuşamayan, yürüyemeyen, ellerini kullanamayan bir genç olması bakımından mucize diyebileceğimiz bir başarı kabul etmek gerekir. Oğlum normal ilkokulu okuma yazma öğrenmesi adına bitirmiş, okul topluluğu içinde sosyalleşme olanağı bulmuş, belli ortamlarda kendisini kabul ettirmiş, insanlık olarak davranış, güzel huy ve duyguları almış olması, tüm yaşantısında etkili olmuştur. Hayata sıkıca sarılıp yaşama hep güler yüzle bakması, bizim kendisine verdiğimiz değerle örtüşüyor olmasındand

Belki de ölmüş olacağım; Bir sonraki doğum gününde, Anneler günü ve kadınlar gününde, Yaşamıyor olacağım belki de; Bir daha ki tanışma yıldönümümüzde İlk kavgamızın ve barışmamızın, Günü geldiğinde... Kutlu olsun sevgili; Bütün yıldönümlerin, gün dönümlerin, Bayramların ve mühim günlerin. Hem de sadece o günlerde değil, Bu yazdıklarım ve ben, Aklına her geldiğinde... Kays Mahfi

Yaşıyorken yapmalısın güzel şeyleri Kalmasın içinde ukde İyi tanımalısın dünyayı İnsanları, hayvanları, tüm canlıları İncinmeden, incitmeden Rahat bir nefes herşeye bedel Doya doya gülmelisin özgürce Ağlamalısın acıları dökmek için Bakmadan geriye ölmelisin Kalmasın içinde ukde - Abuzer Aldoğan

Beni Tanımadın mı Umudun yitirmiş hayal gibisin Sanki rüyalarda gezen birisin Anlamadım ki sen neyin nesi sin Hep rüyanda olan işte o bendim Geriye dönüpte bir bakmadın mı Yoksam sen beni tanımadın mı Senin için feda eden canını Benden başka varmı döken kanını Kaldırıpta bir baksana kafanı Hep peşinde koşan işte o bendim Geriye dönüpte bir bakmadın mı Yoksam sen beni tanımadın mı Yıllara direndim unutamadım İçimde ateş var söndüremedim Senden başkasını hiç sevemedim Hep seni arayan işte o bendim Geriye d

İnsanların Karakteristik Yapıları; Dostlarım, insanları tanımak bize çok şey kazandırır. Üç tip insan karakteri vardır, insanların karakteristik yapıları. 1- İd Tipi insan 2- Süper Ego tipi insan 3- Ego tipi insan İd Tipi insan; Çocuk kalmış insan demektir. Bunlar çok sempatiktir. Neşeli cana yakın davranışları ile insanlarla çabucak samimiyet kurarlar. Çok eğlencelidirler. Çocuklar nasıl oyun oynarsa, onlar da hayatla oyun oynar. Çocuğun sorumluluk duygusu var mıdır? İşte bu tip insanlar da sorumsuzd

İnsanlar sanal ortamlarda neden yalanlarla bir arayış içine girer? Olduğundan farklı görünmek için mi? Yoksa olmayı düşlediği gibi biri olmak için mi? Bunlar birer zorunluluk mudur? Ya da sadece masum yalanların arkasına sığınma fikri midir? Sanal alemde insanların yalanlarla bir şeyler yapma çabası ve çoğunun hüsranla bitmesi, Yalancının Mumu Yatsıya Kadar... sözünün doğru olduğunu mu kanıtlıyor? İşte tüm bunların cevabını, okurken hem güldürecek hem de düşündürecek olan bu kitapta bulacaksınız... İyi okum

Sevmek Güzelmiş Bugün felekten bir gün çaldım Tabiri cayisse ödünç aldım Kırdım kabuğumu güne uyandım Ben bu hayatta çok şey öğrendim Dolaştım hep diyar diyar Bütün çabam buna değer Öğrenecek çok şeyim varmış Ben bu hayatta çok şey öğrendim İçimdeki sevgim biri beş oldu Gecem gündüzüm sırdaşım oldu Gözümde yaş değil sevgi çoğaldı Ben bu hayatta çok şey Öğrendim Sevgi insanı büyütüyormuş Gücüne güç katıp çoğaltıyormuş Sevmeyi öğretim yüceltiyormuş Ben bu hayattan çok şey öğrendim Dağlara taşlara haykırd

Sonbahar'da Hüsran Var Veda etti ilkbahar, Hoşgeldin sen sonbahar, Sarı sarı yapraklar, Sardı beni acılar, Sonbaharda hüsran var. Çaresizim yanarım, Döne döne ararım, Her hüsranda ben varım, Sardı beni acılar, Sonbaharda hüsran var. Yüreğim söz dinlemez, Biçareler hiç gülmez, Güzel günlerde gelmez, Sardı beni acılar, Sonbaharda hüsran var. Güzel şiirleri hep yalnız insanlar yazıyor bence. Sn. Özgül Abbak'ın yazdığı şiir ve güfteleri okuyunca etkilenmemek elde değil. Bazen kalbimin acısı dilime vurur. Ne

Gölgesiz kadınlar köksüz ağaçlara benzer, fırtınalarda ilk önce onlar topraktan sökülür, yıkılır. Köksüz ve gölgesiz kadınların bedenlerinde bir müddet ısınıp, ateş yakanlar, kendilerini masum, gölgesiz kadını günahkar kabul edip ikiyüzlü hayatlarına herkesi yargılama hakkını kendilerinde görerek devam ederler. Kadınlar yaşamlarında iki kez beyazlar giyerek çıkarlar kapılardan, ikisinde de gözyaşı vardır, ilkinde umut dolu mutluluk gözyaşı, ikincisinde ise hüzün, ayrılık gözyaşları. Belki de gelinlik ve k

Şair Murat Dolakçı; Aslen Kastamınu ili Tosya ilçesinden üç çocuklu bir ailenin en küçüğüdür. Evli, bir kız çocuğu babası olan Murat Dolakcı şiir yazmaya 2014 yılı başlarında ilgi duydu. Bir gazeteye gönderdiği tüm şiirleri yayınlanınca sanata daha da ilgi gösterdi. Tosya Müftülüğünde Kuran Kursu eğitimi belgesi, yakın koruma belgesi, amatör futbolcu belgesi var. Pamukbank, Yapıkredi, Koçbank da ve İmes Yapı Kooperatifinde uzun yıllar güvenlik memuru olarak çalıştı. Şiirleri daha çok sevip de sevdiğine

Şimdi gözünüzün gezdiği satırlar arasında Kaybolmanın tam vakti. Kendinizi bumaktan ziyade kaybolun diyorum. Zira insan kaybolmadan var olamıyor. Kendisi için var olmadan başkası için yok olamıyor. Şimdi tam zamanı kaybolmanın. Hazır elinizde iken kitap, çevirin sayfaları. Çevirin ve her çevirdiğinizde başka bir Cümlenin içinde kaybolun. Kaybolun ki anlam kazanın. Ben bunca zaman kayboluşumun Sonunda kendimi kazandım. Sizde neyi kazanmak istiyorsanız onu bulmanız dileğiyle... Nermin Kurt

Herkese yetecek kadar büyük olmalı benim sevgim Bu deli mavi yüreğimin hakkını verebilmeliyim. Yaşam dedikleri bir sınavsa eğer Ben bu sınavı başarı ile geçtim... Bir kış sabahı Kırılgan bir şehrin küçük bir evinde doğdum. Üşüyordu o gün güneş pırıl pırıl değildi yani Yağmurluydu biraz hava, Ürkekti gökyüzü. Kan revan içindeydi elim yüzüm. İşte o an Annemin kelebek yüreğinden hayata düştüm, Biraz tebessüm birazda hüzün... Böyle başladı hikayem Kirpikleri mavi kokan Suskun bir rüzgarın çiçeğiyim ben. Dudağı

Küçücük bir kızdım gurbetlerde Dalardım herkes gibi bende hayallere Öyle farklı bir kızdım ki Düşlediğim beyaz gelinlik değildi Her yıl düşerdik gurbet yollara Bir an önce kavuşmak için vatana Eceabat'ta vapur beklerken Nasıl da geçiyor gemiler sıra sıra Beyazlar içinde askerler yürüyorlar Sanki bana sen de gel diyorlar Çanakkale'de nice tarihler yazmış Sen de bize katıl asker ol diyorlar Bir an daldım çok uzaklara Ah keşke ben de olsam onlarla Allah'ım neden erkek olmadım .