Anne ve babaların evde çocuklarıyla nasıl kaliteli vakit geçirebileceğini hikaye şeklinde anlatan bu kitap, okurken hem eğlendiriyor, hem de eğitiyor. Çocuklara sevgi, saygı, yardımlaşma, sorumluluk, dayanışma ve paylaşma gibi bir çok kazanım sunmasının yanında; karşılaşılan problemlere nasıl çözüm ve alternatif üretilebileceğini gösteriyor. Hem çocuklara, hem de ebeveynlere yol gösteren bu kitap, temel değerlerin kazandırılması veya pekiştirilmesi için herkese tavsiyedir.

Aslında her şey kızımın ‘anne bana bir masal anlat ama bilmediğim bir masal olsun' demesiyle başladı. Kızıma uyumadan önce anlattığım bu küçük uydurma öyküleri çok beğendiğini söyleyince tekrar anlatmamı isterse diye not almıştım. Zamanla bu öykülere öyle alıştık ki bir kitapta toplamaya karar verdik. Kızım da kitabın kapağı için resim yapabileceği söyledi. Çok sevindim böylece kızımla birlikte ortak bir iş çıkaracaktık. Geçmişten geleceğe bir köprü olacaktı bu kitap. Bir zamanlar ‘bilmediğim bir masal anla

‘Altı çocuk ayrı evlerde ayrı yataklarda uykuya geçmek için oldukça zorlandılar. Ertesi gün okulda ders aralarında buluşup planlarını konuşmaya devam ettiler. Hepsinin hazırlıkları tamamdı. Aynı saatte korulukta buluştular. Altı çocuk ve bir köpek, maceraya atılmak üzere yola çıktılar'. ‘6 Yaşmda bir çocuğun yaratıcılığı ve arkadaşlarını da hayal dünyasına katarak kurguladığı hikayeyi yazmak oldukça keyifliydi. Mehmet Çağan ile üç yaşından itibaren kurguladığımız hikayeler meyvesini verdi. Hayal dünyası

Duygularım beni esir aldı. Bütün geçmişim gözümde canlanıverdi. Gözlerimdeki yaşları, içimdeki sızıyı engelleyemiyordum. Ağlıyordum, annem beni sakinleştirmeye çalışsa da duygularıma söz geçiremiyordum. İftiralara, çaresizliğe, yalnızlığa ağlıyordum. Kaderime, kötülüklere, cahilliğime ağlıyordum. Bitmek tükenmek bilmeyen bir yakarıştı bu ağlamaklı hâlim. Bir anda kendimi huzurlu ve güvende hissettim. Gözlerimi açtığımda annemin o sıcacık kucağında yeni bir hayat için dünyaya yeniden gelmiş gibiydim... Kal

Bir varmış, bir yokmuş. Sayfalar köy, kitaplar kent iken. Evvel zaman içinde, renkli kitaplar içinde pembe saçlı bir kız yaşarmış. Kitapların içinde gezerek bilge olma hayalinin peşindeymiş Pembe. O sırada Simurg Diyarı kitabından kuşu Lila çıkmış ortaya. Yol arkadaşını hiç bırakır mı geride! Birlikte kütüphane tünelindeki eşyaları toplamışlar. Gerekli ne varsa anında çantaya dolmuş. Ardından Pembe ve Lila kitabın sayfaları arasına girerek başlamış kitaplar içindeki maceralı yolculukları.

In a small village, lived an old man and his old wife. In their garden, there was a barn were five or six sheep, five lambs and a few goats lived. This old couple, who had a coop in another corner of their garden with about twenty small and large hens inside, did not have any income. They were making their living by selling the milk of the animals in the barn, and the eggs of the hens in the coop. At midnight one day, a hungry wolf entered the barn through the window and killed three of the lambs, but it l

You may be surprised when you read the title. You may think to yourself, "What kind of nobility could a cat have? Domestic cats are very lucky, they sleep as the guests of honour in our homes. These cats are flocky with their wool-like fur and their green or blue eyes. And then there are the street cats with nothing to eat and with no place to sleep. They are not so lucky. The municipality tries to poison and kill them on one side and people kick them on the streets on the other side. Today, one hour befor

Kitabımı oluşturma amacım; ailemle keyif alarak gittiğim ülkelerin tarihi yapıları ve dikkat çekici yerlerini kendi çizimimle resmederek aklımda kalanları sizlerle paylaşmak. Bu ülkelere seyahat imkanı bulursanız; elinizde kısa bilgiler içeren yapıları ve onlarla ilgili boyama sayfaları ile dolu kitabı mutlu bir şekilde kullanmanızı dilerim. Bu kitabın geliri; çok sevdiğim binicilik sporuyla beraber tanıştığım, yaşamlarında engeli olup atlar ile terapi sayesinde güzel değişimler yaşayan çocukların terapil

"Allah kavuştursun" telefonları gelmeye devam ediyordu ve benim de tek istediğim buydu. "Allah'ım, tez zamanda hayırlısıyla kavuştur bizi ya rabbim" diye dualar ediyordum. Soranlara ise "İyiyim" demekten başka çarem yoktu. Çünkü gidişini en çok destekleyen kişi bendim. İyi olmam gerekiyordu. İyi olmalıydım. Peki gerçekten iyi miydim? Bu kitabı bir yazar olarak değil, 14 yaşındaki oğlunu tek başına Kanada'ya göndermiş bir anne olarak kaleme aldım. Lise ya da üniversite eğitimi için evladını Kanada'ya gönde

Maya Durak 7 buçuk yaşında, ilkokul öğrencisidir. Çok küçük yaşlardan beri okumayla ve yazmayla çok ilgilidir. Sürekli bir şeyler yazan Maya'nın gördüğü bir rüyayı annesine ve öğretmenine anlatması üzerine bu kitap oluşmuştur. Maya bir yaz günü

Çamlıkköy'e bir haber gelmiş. Çok uzaklardan bir Dev'in geleceği söylenmiş. Başa Baba ve tüm köylüler üzüntüden günlerce yemeden içmeden kesilmişler. Dev, köyden bir çocuk alacakmış. Verilecek çocuğa ya köylüler karar verecek ya da Dev köyün tüm çocuklarını alacakmış. Hiç kimse çocuğunu Dev'e vermek istemiyormuş. Başa Baba çok düşünmüş ne yapayım ne edeyim diye. Sonunda kararını vermiş. Kendi evlatlarından birini Dev'e verecekmiş. Ama hangisini? Evlenmeden önceki soyadı Alaca olan Sadriye Şengül 1964 yılı

2010 tarihinde Manisa'nın Salihli ilçesinde doğdum. Çocukluğum Alaşehir'de memur olarak çalışan ailemin yanında geçmekte. Boş zamanlarımı kitap okuyarak ve müzik dinleyerek değerlendirmeye çalışıyorum. Öğrenim hayatım halen Alaşehir Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda devam ediyor. Bu eserin hazırlanmasında bana cesaret veren öğretmenlerim Mustafa Sezer ve Oğuz İnan Beylere, tüm sınıf arkadaşlarıma, annem babam ve abime çok teşekkür ederim.

Dünyadaki tüm çocuklar benim dostumdur, Çok sevdiğim çocuklarımıza...

Bu kitabın gelirinin büyük bir kısmı 15 Temmuz şehitlerinin geride kalan emanetlerine bağışlanacaktır. En uzun geceydi 15 Temmuz gecesi. Kimine sıcak, kimine soğuk. Hedefi bir, istikbali bir, niyeti bir, minberi bir, aziz milletin büyük zaferi. Dede torun, fıtratları aynı yiğit kahramanların kadim hikâyesi. Alparslan'dan Fatih'e dek süren nice zaferlerden gelen aynı ruh ve kararlılık serüveni. Demetlerin, Mustafaların, Yunusların, Cennetlerin, Mehmetlerin, Ferhatların ve daha nicelerinin kahramanlık hikây

Tepede tek başına duran, köylünün tekinsiz dediği, boyası dökülmüş, camları kırık, terk edilmiş ev, Çoban Kerem'in ilgisini çekmekteydi. Yedinci sınıfa geçtiği yaz, bir süredir onarılmakta olan evde kıpırtılar gördü. Sürüsüyle birlikte bahçe kapısına dek geldi. Evin yeni sahipleri onu hemen aralarına aldılar. O günden sonra Kerem, Beyaz Evdeki insanların kendi gerçek öykülerinin yanında, kimi: ‘Çoban Köpeğine Kafa Tutan Kuzu,' ‘Özlem Gözyaşlarıyla Genişleyen Nakışlı Örtü,' ‘Çocukların Umutlarını Yüklene

Şiirle gizemli ve heyecan dolu bir düş yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız? Modern Fransız şiirini, Baudelaire'i, Rimbaud'yıı, Aragon'u seviyorsanız; Paul Verlaine, Garcia Lorca, Edgar Peo gibi şairler benim gibi sizin de yüreğinizi hoplatıyorsa bu kitaptaki şiirler tam tamına sizin için. 40 yıllık birikimim ve emeğimin ürünü olan bu eser, derinliği, evrenselliği ve sürükleyiciliğiyle, üslubuyla beğeninizi kazanacak ve eminim kütüphanenizde tercihli bir yer bulacaktır. Ömrümün yarısından fazlasını Paris'te

Antik çağlar, açıklanamayan sırlarla doluydu. Onu yaratanlar, "Omnia" demişlerdi adına; tüm kristalleri parıldatan, mutlak gücü oluşturan bir birleştiriciydi. Omnia'nın etrafında parıldayan on iki kristalden bahsedilirdi: on iki yıldız. Kullanıcısının isteğine ve bilgisine göre gücünü gösterirdi; hep yaptıkları gibi. 2018 yılının Temmuz ayının 26. günü, Kalamitsas koyunda, sıradan bir insan tarafından bulunan parlak bir taş. Yarım ay şeklinde, tam da meraklı bir kız çocuğuna hediye edebilecek türden. Yuhan

Gözlerimde ne densiz denizlerde boğuldun bilemezsin. Bir deniz o kadar temiz ve safken sen onu bile kumlarınla kirlettin. O deniz o kadar temiz değildi göremedim, ona bile yazık oldu, hislerimi bile çaldı kire bulandı o temiz denizlerim. Sen bana ne deniz olursun ne de o denizde kaptan nikahı yaptırabilirsin. Hiçbir şeyin hükmü kalmadığı gibi değerin de düşüşlerde. Seni seveni üzme ki güneşin güldüğüne hatta konuştuğuna inansın... Milli piyango gibisin kime vuracağın belli değil :) Ne istediğini bilmeyen s

Arkadaşım; Bahçede, parkta, okulda Koştuk seninle birlikte okul yolunda. Oyunda, kavgada, hüzünde, Sevgili arkadaşım, can yoldaşım yanımda. Yıllar geçti, büyüdük Ama biz hiç ayrılmadık. Arkadaşlığı, dostluğu büyüttük içimizde, Birleşti yollarımız, uzandı geleceğe. Bu güzel duygular için, değer her şeye, Var olduğunu hisseder insan sevgisiyle.