“Emre Arolat genç yaşıyla kıyaslanamayacak denli çok sayıda yapı üretmiş ve mimarlığa, projeleri ile katkıda bulunmuş bir yetenektir. İki ebeveyniyle birlikte Türk mimarlığında iz bırakmış bir süreci deneyimleyerek, onlarla birlikte olan uzun meslek yaşamının üzerine, kendi kimliğini dışavurma aşamasına gelmiş olması, bir yeni nesil tazeliği ve değişik sesin kazancıdır. Bence, Emre Arolat bugünkü mimarlık ortamımızda, ne yazık ki henüz yeterince gerçekleşmemiş Türk mimarlığının uluslararası mimarlık ort

Fransa'da basılan sözlük çalışmaları da bulunan Doğan Hasol'un, mimarlar ve yapı dalında çalışan kişilerin tasarım ve uygulamada kullandıkları dilin, sözcük ve terimlerinin derlenmesi amacıyla oluşturduğu, 3. baskısı yapılan yapıt, 50.000 sözcük'ten oluşmuştur. After the Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü (Encyclopedic Dictionary of Architecture) prepared by Doğan Hasol in the 1970s also contained a terminology dictionary in three languages; the English-French-Turkish Architecture also published in Paris in 199

Şark'ın Sergilenişi, İslam kültürlerinin 19. yüzyıl dünya fuarlarında nasıl temsil edildiğini temel alarak, sergilerdeki ulusal pavyonların mimari dilinin yansıttığı, toplumsal siyasal ve kültürel eğilimleri çözümlüyor. Kitap, sergilerin yerleşim planlarını şekillendiren anlayışın, Batılı güçler tarafından belirlenmiş dünya düzeninin ta kendisi olduğunu gösterirken, hem İslam dünyasında hem de Batı'da gerçekleşen dönüşümleri anlamamızı kolaylaştırıyor. Pavyonların mimari üslubu ise bir yandan Avrupalıların

İçindekiler / Contents - Sunuş - Büyük Ödül (Sinan Ödülü) / Grand Award (Sinan Award) - Mimarlığa Katkı Ödülleri Awards for Contribution to Architecture - Jüri Özel Ödülü / Juri Special Awards - Yapı Dalı / Building Category - Koruma - Yaşatma / Preservation - Revitalisation - Yaşam Çevresi / Living Environment - Proje Dalı / Design Category - Fikir Sunumu - İdead Presentation

Ankara, kurucusunun gözleri üzerinde iken de, O´nu sonsuzluğa uğurlayıp büyük adı ve anlamını giyindikten sonra da, Türk´ün ve Türkiye´nin kalbi idi. Her türlü kırılma ve kamalanmaya karşın, bugün de öyledir! Ankara, kurucusu gibi, kurucusuyla birlikte varlığında varlığımızı, adı ve anlamında benlik ve bizliğimizi bulduğumuz; sevip bağlandığımız bir yurt, hava ve yön idi. Bu kent, varoluş ateşini bizden aldığı, o ateşten varoluşumuzu besleyen özü ve gücü bize sunduğu için, özleyip öncelediğimiz, hep diri ve

1966 yılından bugüne kadar edindiğimiz deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, ören yerlerini, kazılarımızı ziyarete gelenlerin tümü; genci, yaşlısı; köylüsü, kentlisi; fakiri, zengini; bilgilisi, bilgisizi; akıllısı, daha az akıllısı antik kültürler konusunda hep aynı soruyu yöneltirler: Bu koca taşları nasıl işlediler, nasıl kaldırdılar, hocam! . Bu gerçekten zor ve haklı merak uyandıran soruların, bulmaya çalıştığımız yanıtlarını, bir kaç başka sorunun yanıtlarıyla birleştirince, ortaya bu kitap çı

İnsan beyninin keşfedilmemiş nice zenginlik ve yetenekleri bir yana, bilinen en temel özelliklerinden hayal gücünü sınırsızlaştırabilme becerisidir. Çocuklarda erken yaşta başlayan merak güdüsü öğrenmenin motoru, hayal gücünün besi kaynağı, sürekli gelişimin vazgeçilmez öğesidir. Yirmibirinci yüzyılın her alanda en temel özelliği değişimdir. Eğitim yöntemleri, öğrenim kanalları da bu değişimin bir parçası olmak zorundadır. Eğitim sisteminde sınırları çizilmiş kalıpların ezberlenmesine öncelik tanımak beyn

Kitabın Bölümleri; Tevrat Jung Ateş Hayvan Hükümdar Fransız İhtilali Kadın Müzik Goethe Valery Dali Gökyüzü Yeraltı Ölüm Tümer, okurlarına dünyayı mucizevi biçimde daha iyi kılacak yollar önermiyor. Bizi kendi argümanlarına inandırmak, savlarına ikna etmek gibi bir niyeti de yok. Birkaç bildik önermeden yola çıkıp akıl yürüterek her sorunu çözümleyeceğini sanan safdillerden değil o. Okuyucusunu sürekli olarak mimarlık bilgisinin kaygan zemininde gezdiriyor. Orasını özellikle kayganlaştı

Daha duyarlı bir çevre, daha iyi bir mimarlık için bu konuların toplumun gündeminde tutulması gerekiyor. Bu gerekliliğin yerine getirilmesinde ödev üstlenmek, kuşkusuz önce mimarlara düşer. Bu inançla 1960’ların ilk yıllarından beri mimarlık ve çevre konularında, ortalama genel kültür çizgisinde anlaşılır olmak ilkesiyle yazıyorum. Gördüklerimi, incelediklerimi, saptadıklarımı, yaşadıklarımı yazıyorum.

Yakın Tarihe Kadar Anadolu ile aynı kaderi paylaşmış olan Kerkük, toplum yapısı, geçmişi, dili, geleneği, folkloru ve mimârîsi ile, keşfedilmeyi beklemektedir. Kent kültürü ve mimarlık tarihi açısından önemini sürdüren Kerkük ün, en ilgi çeken yanı evleridir. Türkmenlerin bu zengin kültürel mirası, yörede kök salan toplumun dünya görüşünü, geleneksel yaşantısını ve mimârî anlayışını da dile getirmektedir. Bir kent olarak Kerkük ün fiziksel gelişiminin ve tarihsel dokusunun oluşumu şehir monografisi yönün

Orhan Alsaç; Cumhuriyet dönemi Türk mimarlığının kurumlaşmasında büyük hizmeti geçen etkili, bürokrat meslek adamı kimliğinin yanında, dürüstlüğü, açıksözlülüğü, ilkelerine bağlılığı ve medeni cesareti ile, bizim kuşaklarımız için yol gösterici bir örnek olmuştur. Her biri usta yazarın denemeleri tadındaki anıları, eskilerin hayrül-halef dedikleri oğlu, değerli mimarlık tarihçisi Üstün Alsaç´ın gayretleri ile kitap haline geldi. Cumhuriyet tarihimizin yaklaşık yarım yüzyıllık bir döneminin mimarlık ol

Halkevleri bir dönemin en önemli “talim-terbiye kurumu”ydu. Kurumun yegâne amacı, “halk”ın spor yaparak, eğitim görerek, sanat icra ederek, beraber eğlenmeyi, oturup kalkmayı öğrenerek Kemalist Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda medenileşmesiydi. Neşe G. Yalçınkaya, bu incelemesinde, Halkevleri’ne, hem “içerden” hem de “dışardan” bakıyor: İdeoloji ve mimarlık. Projesinden inşasına hatta ve hatta hangi inşaat malzemelerinin kullanılacağına varıncaya kadar inceden inceye tasarlanan “millî mabedler”in modernleş

Ülkemizin mimarlık tarihini incelerken ilk akla gelen eser Magnesia a.M. Tapmağı ve onun mimarı Hermogenes´dir. Anadolu mimarlık tarihi açısından çok önemli olmasına karşın Hermogenes hakkında bu güne kadar hiçbir Türkçe yayın yapılmamıştır. Mustafa Şahin tarafından yapılan bu çalışma ile hem bu önemli boşluk doldurulmakta, hem de mimar hakkında tartışılagelen sorunlar aydınlığa kavuşmaktadır. Kitap mimarlık tarihi ile ilgilenen Türk okurlarına bir el kitabı ve temel başvuru kaynağı olma amacı gütmektedir.

Sıcak ve buharla birleşen mahir ellerin yumaşattığı kadın ve erkek bedenlerinin geniş, aydınlık kubbenin altındaki macerası Roma'yla başlamıştı. Ama hamam aralıksız 700 yıl boyunca ruhunu veren kuşkusuz Osmanlı oldu. Bu kitap çalışmaya kadar hiçbir eser, hamamla ilgili çeşitli disiplinlerde kaleme alınmış edebi ve bilimsel kaynakları bütünlük içinde ve özgün bir anlatımla bir araya toplamamış çalışır durumdaki Osmanlı hamamlarını tanıtan geniş bir rehber kaleme alınmamıştı. Türk Hamamı, uzun süreden beri

Sizlere Yapı´dan Seçmeler dizisinin on ikinci kitabı olan Eğitim Yapıları´nı sunuyoruz. Yapı Dergisi´nin 250. sayısı geride kaldı, bir başka deyişle yaklaşık 30 yıllık birikim... Bu 30 yıllık birikim 1993 yılından bu yana kitaplara aktarılmaya başlandı. Konutlar bu dizinin ilk kitabıydı, şimdi ise on ikinci kitap yayımlandı. Bu dizide daha önce, Konutlar 1, Konutlar 2, Turizm Yapıları, İş-Alışveriş Merkezleri, Kültür Yapıları, Sanattan Yansımalar, Anılarda Mimarlık, Çağdaş Mimarlar, Mimari Akımlar

Hadikatü´l-Cevami´ Ayvansarayi Hüseyin Efendi´nin 1768 yılına dek İstanbul´da yapılmış bulunan 821 cami ve mescidi teker teker dolaşıp, her birinde bir veya daha ziyade vakit namaz kılarak yaptığı inceleme ve araştırma sonucunda bunların banilerini, bani-i sanilerini, minber vaz´ edenlerini, buralarda başkaca vakıflar tesis edenleri, bu cami ve mescidlerin civarında bulunan mekteb, medrese, tekke, çeşme, sebil, konak, sahilsaray vs. dini ve sivil mimari eserler ile bunların yakınlarındaki mezarlıklarda yata

Prof. Dr. Mükerrem (Usman) Anabolu bu çalışmasında, Aizanoi, Ankyra, Antiokhia, Aphrodisias, Aspendos, Constantinopolis, Ephesos, Euromos, Keltepe, Lagon, Miletos, Mylasa, Myra, Patara, Pergamon, Sagalassos, Sardis, Side, Smyrna şehirlerindeki Roma yerleşimlerini, inşa teknikleri, savunma sistemleri, tapınakları, tiyatroları, caddeleri, hipodromlarıyla ve daha birçok yapısıyla ele alarak özellikle öğrencilerin faydalanabileceği nitelikte bir başvuru kaynağı el kitabı gerçekleştirmiştir.

Anadolu'ya göçenlerin inşa ettiği kır yapıları ve kır yerleşmeleri yerküre üzerinde varlıklarını sürdüren türlerinin özgün örnekleri arasında yer alır. Kentli insanın üslup baskılarından ve yaşadığı değişim süreçlerinden uzakta oluşmuş bu yapılar ve yerleşmeler, kır insanının doğa olaylarını yıllarca gözleyerek elde ettiği deneyimiyle aklı arasında eşsiz etkileşimin ürünüdür. Malzemesi taş, toprak ve ağaç olan bu kır yapıları ve yerleşmenin kurulduğu yerler, havası temiz, suyu bol, taşı kullanışlı ve toprağ

This book is about konaks, the elaborate dwellings of the wealthiest families in the Ottoman Empire. The evolution of the traditional Turkish house reached its peak in the konak. Konaks spread across the whole Empire, but we will focus on the urban konak which was a very frequent and established typology in Istanbul. This architectural form has not received the proper attention it actually deserves until now. Most scholars have translated the qord konak as mansion in English, which is very misleading. Th