John O’Neill tarafından kaleme alınan Müsrif Deha Nikola Tesla, sıra dışı bir zekâ ve çığır açan icatlarla dolu olan Nikola Tesla’nın hayatına dair derinlemesine bir yolculuğa davet ediyor. Tesla’nın elektrik alanındaki öncü araştırması, onu bilimin tanrısı konumuna yükseltiyor. O’Neill, mucit olma arzusu ve bilime olan tutkusuyla şekillenen Tesla’nın çocukluktan başlayan kariyerine, bilim dünyasındaki yükseliş ve düşüşlerine odaklanıyor. Tesla’nın bilim dünyasındaki çığır açan başarılarını içtenlikle ele

Üsküdar'ın Sultan Tepesi'nde 1886 yılında dünyaya gelen Ali Canip Yöntem, hem edebiyat hem de eğitim alanlarında iz bırakan önemli bir isimdir. Kanlıcalı bir aileden gelmekle birlikte, birçok ailesi üyesi Evkaf nezaretinde görev yapmıştır. Ali Canip, ilk öğrenimini Üsküdar'da aldıktan sonra Fransız Okulu ve Selânik'teki Mülkiye İdadîsi'nde eğitim görmüştür. Ancak Balkan Savaşı'nın patlak vermesiyle eğitim hayatı kesintiye uğramıştır. Edebiyatın yanı sıra öğretmenlik ve idarecilik yaparak eğitim alanına da

Yirminci yüzyıl siyasal tarihi açısından önemli bir yapıt olan bu eserde Hitler, “nasyonal sosyalizm” adını verdiği dünya görüşünün açıklamasını yapar ve amaçlarını bildirir. Hitler'in siyasal ve ekonomik tezlerinin yer aldığı, kapitalizmin ve Marksizmin eleştirildiği bu kitap, aynı zamanda bir otobiyografi olması nedeniyle de kıymete değerdir. Eserde Kapitalizme ve Marksizme karşı yeni bir politik sistemin önerisi sunulmaktadır; bu bakımdan Kavgam'da Hitler'in kendi politik kuramları yazılı hâldedir. Hitle

Mehmet Alçınkaya, sendikal mücadeleden başlayarak demokrasi, özgürlük, barış, insan hakları ve sosyalizm mücadelesine evrilen ve Kürt demokratik siyaseti ve özgürlük mücadelesiyle buluşan kesintisiz bir kavganın parçası. İstanbul’a göçüp fabrikalarda işçi olan ilk jenerasyondan bu yana, siyasi tutsaklıkları, politik göçmenliği, gözaltıları, kırıp dökmeleri her türlü baskıyı tanıyan, üç kuşaktır mücadele içinde yer alan bir ailenin üyesi. Mehmet Alçınkaya, 70’lerden bugünlere uzanan değerleri uğruna verdiği

İrene Melikoff yetkin bir bilim kadını, bilge bir insandı. “Benim işim inanmak değil, benim işim anlamak” diyordu. Çalıştığı konuları duygularıyla seçmiş, yüreğinin götürdüğü yere gitmişti. Doğu destanlarına, mistisizme, sufizme tutkuyla merak sarmıştı. Bilinmeyenlerin, gizlenenlerin, sır gibi saklananların peşine düşmüş, bazı Batılı bilim adamlarının önyargılı ön kabullerini sarsmıştı. Yaşamını birkaç kez değiştirebilecek kadar cesurdu. Saint Petersburg, Paris, İstanbul, Strasbourg, Ankara, Mersin, İzmir v

Ludwig van Beethoven’ın müzik hayatı 1780’lerde, Almanya’da,ailesini geçindirmek için saray orkestrasında viyola çalmasıylabaşlamıştı. Mutsuz ve öfkeli babasının evde yarattığı kasvetlihavayı, en çok kardeşi Karl’la, Ren Nehri kıyısında zaman geçirerekkırıyordu. Giderek yitirdiği işitme yetisine rağmen, müziğini doğayaduyduğu sevgiyle bestelemek ve büyük kitlelere erişilir hale getirmekistiyordu. Sarayda ya da birinin emri altında değil, halkın içinde,herkes gibi yaşayarak yapacaktı bunu. Çünkü Beethoven’a

Makedonya´nın genç kralı, sadece toprakları değil, zamanı bile fethetti: İskender, tarihin akışını değiştiren adam. Tarihi, anlatı, mitolojik ve gerçek olaylar iç içe geçmiş, adeta bir kader ağını örmüştür. Harold Lamb, bu etkileyici romanında, İskender’in doğuştan gelen kraliyetinin altını çizerek, onun dünya tarihinin seyrini değiştiren unutulmaz yolculuğunu bize sunuyor. Nasıl oldu da bir kral, savaş meydanlarını ve stratejilerini aşarak, dünyanın bilinen sınırlarını zorladı ve medeniyeti başka bir oluğa

On iki beygir gücünde bir yazı makinesi... Düşünceleri, tavır, huy, hayatın kendisine sunduğu fırsatlar ve zorluklarla geçirilmiş, edebiyata adanmış bir hayat. Bu kitap, Ahmet Mithat’ın hayatını, oğlunun gözünden ve kendi notlarından kısaca özetliyor. Vezir olamamasının trajikomik hikâyesinden yapay kuluçka makinesi ve tavuklarıyla olan anılarına, çocuklarına karşı yaklaşımından müzik zevkine kadar pek çok konuda bilgi sahibi olduğumuz edebiyatın ve gazeteciliğin unutulmaz ismi Ahmet Mithat’ı yakından tanım

Bu kısa hacimli kitap, Ortaçağ İslam felsefesi incelemelerinin tarihinde “eş-Şeyhü’r-Reîs” (Avicenna) unvanıyla tanınmış İbn Sînâ’yı çağdaş felsefe incelemelerinin tarih yazımına “tüm zamanların en büyük sistem filozofu” olarak yerleştirmeye yoğunlaşmaktadır. Bunu yaparken felsefe ve İslam felsefesinin yanı sıra bir din olarak İslam, 11. yüzyıl İslâm toplumlarının tarihsel koşulları, 21. yüzyıldaki İslam felsefesi araştırmacısı olan özne ve bütün bir Batı felsefesi tarihi yeniden tanımlanmaya çalışılmaktadı

Charles Robert Darwin (1809-1882), Cambridge’deki ilahiyat eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra “ıssızlığın ortasında bir taşra papazı” olarak ömrünü sükûnet içinde geçirme hayalleri kurarken, küçüklüğünden beri doğa bilimlerine olan merakının da etkisiyle, dünyayı dolaşarak ölçümler yapmak, haritalar çıkarmak, bilimsel keşif ve incelemelerde bulunmak amacıyla Beagle gemisiyle düzenlenen keşif seferine katıldı. Avrupalıların fazla aşina olmadığı coğrafyalarda rastladığı bitkiler, hayvanlar, insanlar ve y

“Kaymakam Hamdi Bey’i Edremit’te tanımıştım. İdman yurdunu kurduğu günlerde kulüp binası evimizin biraz ilerisinde, eksersiz yeri de yine bizim evin karşısındaki bir meydanlık idi. Hamdi Bey buraya “Ermeydanı” derdi. Yaşımın küçük olmasına rağmen hemen her akşam yapılan futbol eksersizlerine katılır, bazen de çalılıkta veya Harmantepe düzlüklerinde maçlara girerdim. Ben ve benim yaşımdaki üç arkadaşım aza-ı muavine olarak yurdun bütün üyelerine mahsus disipline tabi bulunuyorduk. Hamdi Bey bize bir ağabey g

O nisan ayında, hukuk tarihimizin en kara sabahlarından biri yaşanır. Türkan Saylan o gün Arnavutköy Beyazgül Sokak’taki evinde tahliller için kan vermektedir. O esnada kapı çalar, kapıda kimin olduğunu biliyordur: Polisler. Kapıdaki polisler, o güne dek hiç durmadan çalışarak binlerce insanın hayatına dokunan, Türkiye’deki cüzzam hastalarının kaderini değiştiren, sosyal proje ve burslarla binlerce kız çocuğunun okumasını sağlayan, artık sağlığı pek de yerinde olmayan Türkan Saylan’ın e

Her çocuk gibi ben de şiirle ilkokulda tanıştım. Köy okulunda bayrak direğinin dibinde diğer öğrenci arkadaşların karşısında şiir okumak duygusunu yaşadım. Meslek hayatım –öğretmenliğim– sırasında da iyi şiir okuyanları seçmeye başlamıştım. Okullarda kutladığımız belirli gün ve haftaların etkinlikleri için çocuklar harıl harıl şiir arardı. Bir gün evime bir çocuk geldi. “Silifke ile ilgili şiir okuyacağım, sizde böyle bir şiir var mı?” dedi. Ben de “Şu anda hatırımda yok, ama yazarız.” dedim. Başladım yazma

Son dönem Osmanlı ve erken Cumhuriyet devri edebiyatçılarından biri olan Güzide Osman, feminist aktiviteleri ve edebi üretimi dolayısıyla anti-feminist literatürün hedef aldığı isimlerin arasında olmuştur. Zeynep Tek’in “Güzide Hanım”ın kim olduğu sorusunun peşinden giderken Harvard Üniversitesi’nin kütüphanesinde Nezihe Muhittin’in “Güzide Osman Hanımefendiye” imzaladığı kitaba tesadüfen dokunuşu, bu kitabı ören ilk ilmiktir. 1924’te Nezihe Muhittin’in temelini attığı Kadın Birliği’nin kurucularından olan

Erich Fromm, dünya çapında birçok okurun Sevme Sanatı ile tanıdığı bir yazar. Ancak daha az bilinen bir gerçek, Fromm’un, hümanist bir insan ve toplum kavramı etrafında geliştirdiği psikanalitik kuramları pek çok alan ve disiplin üzerinde derin etkiler bırakmış bir sosyal psikanalist olmasıdır. Erich Fromm’un son asistanı ve tek edebi varisi olan Rainer Funk, Fromm’un yaşamı ve düşünceleri hakkındaki sağlam bilgi birikimine dayanarak 6.000 mektubu içeren arşivinden yola çıkıyor ve Fromm’un temel kavramların

Fyodor Dostoyevski, ölümünün üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen okurları ve eleştirmenleri büyülemeye devam ediyor. Hakkında sayısız çalışma yayımlansa da dünyanın en büyük yazarlarından birinin “günlük” niteliğindeki bu açık ve kapsamlı portresi, bugüne kadar başka hiçbir biyografide olmadığı şekilde gençlik yıllarına bir pencere açıyor. Thomas Marullo bu önemli çalışmasında yazarın aile ve arkadaşlarının, okur ve eleştirmenlerin, gözlemci ve katılımcıların tanıklıklarından yola çıkıyor.

1- İbn-i Sina - 88 Sayfa 2- İbn-i Haldun - 128 Sayfa 3- Farabi - 88 Sayfa 4- Evliya Çelebi - 168 Sayfa 5- Ömer Hayyam - 136 Sayfa 6- Piri Reis - 144 Sayfa 7- Mimar Sinan - 144 Sayfa 8- Barbaros Hayreddin Paşa - 152 Sayfa 9- Ertuğrul Gazi - 128 Sayfa

19. yüzyılın en özgün ve kışkırtıcı düşünürlerinden Arthur Schopenhauer (1788-1860), ömrünü ıstırap ve ölümle dolu bir dünyada yaşamanın anlamını kavramaya ve “varoluşun daima endişe verici esrarını” çözmeye çalışarak geçirmiştir. Modern edebiyat, müzik, felsefe ve psikolojide derin yankı bulan ve Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya, Aşkın Metafiziği gibi kitaplarıyla günümüzde de ilgi uyandıran dünya görüşüyle insanın hemen her boyutunu incelemiştir.Elinizdeki biyografi, Sch