Uzun süren 19. yy. artık tamamlanmak üzeredir ama aynı zamanda birçok savaşa ve devrime gebedir. Tam bu zamanlarda, yirmi yıllık denizcilik hayatından emekli olan Conrad yazarlık hayatına başlamıştır. Bol maceralı geçen hayatı, edebi eserlerine yansıyacaktır. Conrad’ın yaşamını ve eserlerini tüm yönleriyle ele alan Said bize, Conrad’ın hem biyografisini hem romanlarına düşen otobiyografik yansımayı hem de tüm bunların ayrıntılı bir izleğini sunmaktadır. Said’in Harvard Üniversitesi’nde Monroe Engel

Bu kitapta yakın dönem Kürt ulusal özgürlük mücadelesinin en önemli mihenk taşlarından biri olan 1925 Kürt Ayaklanmasının öncü kadrosunu oluşturan Azadî Örgütü ve lideri Miralay Xalid Bey’in yaşamöyküsü anlatılmaktadır. 1882’de Varto’da doğan Xalid Bey öğrenimini Aşiret Mektebinde tamamladı. Mektepteki öğreniminin ardından İstanbul Harbiye Mektebine giren Xalid Bey, bu okuldan 1902’de mezun olunca Suriye ve Yemen'e gönderildi. Birinci Dünya Savaşından önce Varto'ya döndü ve babasından boşalan II. Cibran Aşi

Çocukluk yıllarında bisikletinin çalınmasına fazlasıyla öfkelenen Cassius Clay, polis memuruna şikâyete gider. Polis memuru, boks salonuna yazılmasını tavsiye ederken bu önerinin ileride bir efsane yaratacağından habersizdir. Sonradan Muhammed Ali ismini alan bu küçük çocuk, büyüdüğünde tüm dünyayı altın eldivenleriyle dize getirecektir... İçinde bulunduğu zamana damga vuran siyahi bir Müslüman olan Muhammed Ali, yalnızca ringlerde yumruklarını konuşturan bir boksör değildir. O, aynı zamanda mazlumların umu

Zweig’ın ruhun özgürlüğü uğruna savaşa girişmiş ve keşmekeşin ortasına fırlatılan kuşaklara el uzatmış biri olarak gördüğü Montaigne’e dair kaleme aldığı bu biyografiyi bir “gönül borcu” olarak görmek mümkün. Bu borcu İkinci Dünya Savaşı günlerinde ödemeye girişen Zweig, okura yazın âlemini asırlarca meşgul etmiş olan büyük bir şahsiyetin hayal dünyasına sızma girişiminde yardımcı olmakla kalmıyor, Rönesans ile yirminci yüzyıl arasında mekik dokuma imkânı da tanıyor. “Montaigne’in büyüklüğü, hepimizin içini

Henüz bir çocukken dünyanın altını üstüne getirmeye ve savaştan döndükten sonra Penelope’siyle birlikte bu hayalini gerçekleştirmeye karar veren John Freely’nin o destansı hikâyesini okuyoruz bu kitapta. Homeros’un Odysseia’sı ile kendi gönüllü sürgünlüğü arasında bir köprü kuran yazar bizi Brooklyn, İstanbul, Atina, Venedik, Londra ve nice şehirde bir yolculuğa çıkarıyor. Sürgün Sanatı, bir hayaller, hayatlar ve yitip giden güller kitabı. “Ziyadesiyle ilgi çekici ve pek iyi kaleme alınmış bir otobiyografi.

Son zamanlarda tuhaf bir duyguya kapılmıştın. Övülmekten, ön plana çıkarılmaktan pek hoşlanmadığın halde, birkaç kez, seninle ilgili hoş bir şey dile getirildiğinde, “Ya çocuklar, siz beni gerçekten seviyorsunuz galiba!” dediğini anımsıyorum. “Tabii ki seviyoruz,” yanıtını alınca da,“Ne iyi!” diyordun. Onca kalabalığa rağmen, yalnız mı hissediyordun kendini, hüzünleniyor muydun zaman zaman? Yıllar geçtikçe çıkarsız, dolambaçsız ilişkilerin özlemini daha çok mu duymaya başlamıştın yoksa? Erdal Öz / Unutulmaz

Edgar Cayce (kaysii şeklinde telaffuz edilir) 18 Mart 1877 yılında Kentucky’nin Hopkinsville ilçesinde bir çiftlikte doğdu. Çocukken alışılmadık bir sezgi gücü olduğunu gösterdi. Altı yaşındayken ailesine, hayaletler gördüğünü ve bunlarla konuşabildiğini söyledi. Gördükleri bazen ölmüş akrabalar, hatta bazen meleklerdi. Başını ders kitabına koyup uykuya dalar, uyandığında kitabın içeriğine ait resimleri hatırlar, hatta soruların cevaplarının bulunduğu sayfaları ezbere okurdu. Fakat yedinci sınıftan sonra ok

Yaşamının önemli bir kısmını Türkiye’de ama Filistin'e hizmet ederek geçirmiş olan Fayez Halil'in hayatından öğreneceğimiz çok şey olduğuna inanıyoruz. Kendisiyle yapılan mülakatlar ve almış olduğu notların derlenmesiyle oluşturulmuş olan bu kitap, Fayez Halil’in şahsında Filistin toplumunun son 70 yılının bir özeti gibidir. O’nun hayatı özelinde zorlu ve çetin bir toplumun hayat hikâyesidir. Topyekûn sürgün edilmiş bir halkın, mültecilerin, parçalanmış ailelerin, kaybedilmiş kentlerin, ölümlerin anlatısıdı

“Tütengil, tüm yaşamı boyunca, bilimin kuşkuculuğunu ve nesnelliğini, Atatürk düşüncesi doğrultusundaki yaşam görüşü ile bağdaştırma çabasını tutarlı olarak sürdürebilmiş bir düşünür ve yazardır. Yazdıkları, yalnız bugünkü değil, yarınki Türkiye’ye ışık tutacak niteliktedir. Bu çalışma, okuyucuya Tütengil’i tanıtırken, aynı zamanda, bir ülkenin toplumsal ve ekonomik koşullarının cinayetler yoluyla değiştirilmesinin olanaksız olduğu konusundaki evrensel gerçeği de aktarabilirse, amacına varmış sayılabilir.”

“Tek başına geleceksin dediler. Kimlik taşımayacaktım. Cep telefonumu, ses kayıt cihazımı, saatimi ve çantamı otelde bırakacaktım...” Almanya’da doğup eğitim görmüş olan Washington Post muhabiri Souad Mekhennet, hem Batılı hem Müslüman biri olarak yetiştirilmenin avantajlarını da dezavantajlarını da hayat boyu kalbinde taşıyor. Yine de birbirlerini anlamamakta olağanüstü biçimde ısrarcı olan bu iki kültürün uç noktaları arasında arabulucu olmanın yollarını aramaktan asla vazgeçmiyor. Bu etkileyici ve insanı

Uzun adıyla Sinema Sevenler Derneği, kısaca özetlenirse “Arif’in Yeri” ya da “Çiçek Bar”… Kurulduğu yani açıldığı 1985 yılından itibaren sanatçıların, iş insanlarının, yapımcıların mekanı olmuş; bir buluşma yeri, proje geliştirme ve hatta sergi - sanat merkezi… Şiirlerin duvarlarda yankılandığı mekan, kimi zaman orta oyununa sahne olmuş kimi zaman da sevdiklerini yolculadıkları birbirlerinde teselli buldukları bir yere dönüşmüş, , kimi zaman da dostlarını karşıladıkları bayram yeri oluvermiş. Dilekolay tam

Berl Katznelson (1887-1944) yek ji damezrêner û aqilmendê siyonîzma sosyalîst; avakarê saziyên civaka cihû ya li Filistînê ye ku paşê bûn bingeha dewleta Israîlê. Edîtorê rojnameya Davarê (1925) ku heta sala 1996an weşana xwe domand û şikil da fikir û cîhanbîniya tevgera sosyalîst; avakar û yekemîn edîtorê weşanxaneya Am Oved ku aniha jî yek ji mezintirîn weşanxaneyên li Israîlê ye; endamekî çalak ê Kongreya Siyonîst a Cîhanê. Berlê ku li bajarê Bobruiskê yê Ûrisyaya Spî hat dinyayê, di xortaniya xwe de pê

Meksika kökenli Amerikalı aktör Anthony Quinn, 1950'li ve 1960'lı yıllarda, dünyanın en önemli uluslararası karakter oyuncularındandı. En çok da başrolünde oynadığı "La Strada" (Sonsuz Sokaklar), "Alexis Zorbas” (Zorba) ve Oscar Ödülü kazandığı "VivaZapata" filmleri ile tanınır. Meksika devrimi ateşinde doğan, açlıkla terbiye edilen, Hollywood’un çamur deryası kenar mahallelerinde büyüyen ve daima hayallerinin peşinden koşan küçük Antonio’yu, Anthony Quinn yapan olaylar, kişiler ve tesadüfler, bu kitabın ko

Her çiqas Cergerxwîn wek helbestvanekî were zanîn jî bi rastî jî ew nivîskarekî piralî bûye, li gel helbestvanîyê ew dîrokzan e, folklorîst e, zimanzan e û nivîskarekî çîrok û serpêhatîyan bûye. Wî di mercên ne baş de karibûye 40 pirtûk binîvsîne. Ez di vê xebatê da li ser jiyan û berhemên wi sekinîm; tema,sêwirandin û teşeyên ku bikar aniye. Her wiha min jiyan û berhemên Cegerxwîn û helbestvanên wek Nazim Hîkmet û Goran da ber hev. Cegerxwîn deq’eke li eniya kurdî heya heyî wê bê xwendin û gotin

Hatıratım... Hatıratım... Bir gün, geçici dünyada başımdan esen tatlı bahar rüzgârlarıyla, gürültülü fırtınaların başkalarını alâkadar edecek bir ehemmiyet kazanacağını bilseydim yazardım. Şimdi, geçmiş günlerin birbirine karışmış bir yığın geçirilmiş maceralarını toplayıp, kısa bir zamanda sıraya koymak, bağlayıp anlatmak ne zor ne zor! Deniz Kızı Eftalya Eftalya, yıllarca saz sahnesine hâkim olmuş, halkı teshir etmiş, uzun seneler şanlı, şöhretli bir muganniye olarak maddi ve manevi kazanmış musiki âlem

Devrin baş tacı ettiği Napoleon, ihtirası ile beraber sayesinde saltanat sürdüğü Fransa’yı da düşündü ve bir yabancı olmasına rağmen şöhretini Fransa tarihine ve ölüsünü de Panteon’a mal etti. Napoleon hiç şüphesiz Fransa tarihinin büyük bir ismidir. Fakat şunu düşünüyoruz: İhtilalin son günlerindeki vaziyetinde Fransa’nın başına geçen adam mesela bir Napoleon olmasa idi yahut Napoleon tarihin kaydettiği meziyetlere sahip bulunmasa idi, netice ne olacaktı ve bundan acaba Fransa milleti mesul değil miydi?

Frunze'nin en önemli devlet adamlarına resmi ve karşılıklı ziyaretleri başlamıştı. Bir akşam Mustafa Kemal Paşa'nın kendisi de muhafızlar eşliğinde evimize geldi. Tıraşlı, iradeli bir yüzü olan uzun boylu, zayıf ama gözü kara bir adam gördük. Deri bir ceket giymişti ve kırmızımsı bir astragan şapkası takıyordu. Mihail Vasilyeviç onunla resepsiyon bölümünde bir araya geldi. Aralarında yarım saatlik bir konuşma gerçekleşti. Bu ziyaretten sonra, USSC ile yeni Türkiye arasında dostane bir antlaşma imzalanması

Immanuel Kant (1724-1804) Prusya’nın Königsberg şehrinde doğmuş, aynı şehirde üniversiteye girmiş, üniversitede göreve başlamış, rektörlüğe kadar yükselmiş, tipik bir üniversite profesörü gibi son derece kapalı, sade ve alışkanlıklarına bağlı bir hayat sürmüş ve yine Königsberg’de ölmüştür. Sadakat, cömertlik, adalet ve nezaket erdemlerine sahip olduğu için çevresi tarafından çok sevilmiş ve şehrin sevgilisi haline gelmiştir. Ancak bu kapalı hayatı içinde bile döneminin önemli düşünsel, siyasi ve bilimsel g

- Niçin siyasi cinayete kurban gitsin?- Meclis’in en yaman muhaliflerindenmiş de...- Ali Şükrü Bey Meclis’te tek muhalif değil ki... Daha birçok muhalifler var.- Olabilir. Birinci piyango Ali Şükrü Bey’e isabet etmiş olabilir...Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey, 27 Mart 1923 günü evinden çıkmış ve bir daha geri dönmemişti. Üç gün sonra bulunan cesedi, büyük tartışmalara yol açmış ve ardında birçok soru işareti doğurmuştu. Öldürülen; Osmanlı Donanması’nda yüksek rütbelere ulaşmış, Mustafa Kemal Paşa’nın davetiyle

İnsan yaşamı boyunca bir heybeyi doldurmaya çalışır. Bu heybenin önüne karşınıza çıkan iyilikleri (insana ve insanlığa katma değer yaratacak duygu, düşünce ve eylemleri) arkasına da kötülükleri (insana ve insanlığa zarar verecek duygu, düşünce ve eylemleri) doldurursunuz. Aynen dervişlerin yaptığı gibi. Derviş de yapılan iyilikleri heybenin ön gözüne, kötülükleri ise arka gözüne doldurur. Lazım oldukça ön gözünü açar bakar, onları asla unutmaz. İnsanlara ihtiyaç oldukça oradan alır, dağıtır. Kötülükleri ise