GAP İdaresi Başkanlığının kurulmasından sonra bölgenin ekonomik bakımdan gelişmesini sağlamak amacıyla çalışmalar sürdürülmüştür. Bu bağlamda yürütülen çalışmaların en önemliliklerinden biri de Çok Amaçlı Toplum merkezleridir. ÇATOM'lar GAP Bölgesinde 1995 yılından itibaren kurulmaya başlanmıştır. ÇATOM'ların hedef kitlesi genç kız ve kadınlardır. ÇATOM'ların temel hedefi ise bu bölge içinde yaşayan genç kız ve kadınların ekonomik hayatına dokunmak ve toplum içerisinde sosyo-ekonomik profillerini güçlendirm

Yeryüzünde susuz bir hayat düşünmek mümkün değildir. Eski çağlardan günümüze kadar medeniyetin beşiği olarak adlandırılan bölgeler her zaman su havzalarının yakınında kurulmuş ve suyun hayat verdiği topraklarda yeşermiştir. Ülkelerin, hem beşeri hayatın hem de ekonomik sistemin vazgeçilmez kaynağı olan suya olan talebi arttıkça, sulama giderek daha da değerli hale gelmiştir. Sanayileşme her ne kadar önem kazansa da, özellikle Türkiye'nin de içinde bulunduğu Ortadoğu bölgesinde tarım ve tarıma dayalı ekonomi

Uluslararası ticaret ekonomilerin daha dirençli ye hızlı kalkinmanin zorunluluklarındandlar. Dış ticaret ilemteri daha önce yayinlamiş olduğumuz kitaplari tamamlayıcı olmaktır. Kullanılan belgeler, ilgili kurumlar ve odeme şekilleriyle birlikte operasyonda karaan maliyetleri kitapta bulabilirsiniz. dünyasına ve uygulamada zorluk çekmeden hayatina hazirlayan kaynak olarak degerlendirilebilir. Bu açıdan eserimiz teori lie uygulamayi birlikte vererek hissedilen önemli bir eksikliği gidermektedir.

21. yüzyıl, herkesin üzerinde anlaştığı Küreselleşme Çağı gibi görünse de, aslında Küresel-Yerel (Glokalleşme) çağıdır. Dünya daha önce de küreselliği birkaç defa yaşamıştır. 21. yüzyıl küreselleşmesini kusursuz kılan: yerellik payandasına dayanmasıdır. Bu dayanak hem onu daha güçlü kılmakta, hem de muhalefetini kendi içine katabilmesini sağlamaktadır. Bir sosyolojik olay, olgu, değişim ve dönüşüm önce kendini semboller alanında gösterir. Küreselleşmenin dayanağı olan yerelliği özellikle kapitalizmin sanat

Bütün dünyada bir öfke kol geziyor. (...) Haklı, çok haklı bir öfke bu! Gelgelelim yanlış bir yere yöneliyor. Dahası, eğer bu öfkeyi doğru hedeflere yöneltemezsek hepimizi yok edecek. (...) Bu öfkenin özünde umut var: Her şeyin daha iyi olabileceğine, geçmişin geri dönebileceğine, barışın yeniden sağlanabileceğine ve bir gün her şeyin yerli yerine oturabileceğine dair bir umut. Ne var ki bu umut tam aksinin şeklini alıyor: Zenginlerin gücünü katlıyor; dünyayı daha şiddet dolu, yaşamak için daha beter bir ye

2015'ten beri Taşıma Dünyası haftalık sektör gazetesi yazarıyım. 2000 – 2011 süresince Mercedes-Benz Türk AŞ'de Otobüs ve Kamu Satış Müdürlüğü görevi yaptım. 1997 – 2000 arasında dizel sistemleri üreticisi LUCAS – CAV teknik ve satış müdürlüğü görevindeydim. 1986 – 1997 yıllarında savunma sanayii araçları konusunda OTOKAR AŞ'de Müşteri şefi idim. 1984-1986 arasında ENKA Arabia Ltd şirketinde Suudi Arabistan'da atelye şefliği yaptım. 1982-1984 yıllarında, Ankara'da Muhabere Okul Komutanlığı Planlama Subayı i

Ekonominin gerçek güncesini tuttum Merhaba, ben Atilla FÖŞ Yeşilada. 60 yaşındayım. 10 sene ekonomi ve finans eğitimi gördüm. 6 sene ABD'de çeşitli üniversitelerde misafir sanatçı olarak bu branşlarda eğitim verdim. 30 yıldır Türkiye ve Gelişmekte Olan Ülkelerin ekonomi, finans ve siyasetini inceleyerek hayatımı kazanıyorum. Bu mesleğin pratisyeniyim yani. Teoriyi okuyup, pratiğe uygulamaya çalışıyorum. Bizim gibi özel sektörde çalışanların neo-liberal, Keynesyan, sosyalist ya da neo-Marxist kuramlara abo

"Elinizdeki bu kitapta Mustafa Durmuş, sadece Türkiye'deki "tersine gidişi" yetkin bir şekilde tahlil etmiyor, aynı zamanda dünya sisteminin içine sürüklendiği çıkmazla Türkiye'nin "derin krizi" arasındaki ilişkiyi de açık ediyor. Bütünle parça arasındaki belirleyicilik ilişkisine gönderme yapıyor. 2008 krizi sonrasında uygulanan politikaların, dünya ekonomisinin krizini aşmak şurada dursun, daha kapsamlı bir krizin koşullarını yarattığını ileri sürüyor. Şeyleri anlamadan değiştirmek mümkün değildir. Anlama

Şu meşhur küresel krizin üzerinden on yıl geçtikten sonra yayımlanan bu kitap ile ilgili Yine mi kriz? Söylenecek her şey söylendi, yazılacak her şey yazıldı zaten. diye düşünebilirsiniz. Ancak, çok yanılıyorsunuz! Dünya tarihine damgasını vuran olayların gerçekleşmesine neden olan hareketler zincirinin, olay taze iken çok açık görülemeyeceği, bu nedenle de olayların çok doğru analiz edilemeyeceği, tarihçilerin ifade ettiği bir gerçektir. İşte tam da bu nedenle, tarihsel olayın üstünden yaklaşık on yıl geçt

Zafer Durmuş Bozca 1977 yılında Aydın'da doğdu. Aydın Lisesi'ni 1995 yılında bitirdikten sonra yüksek öğrenimine İzmir'de devam etti. Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünden 2001 yılında mezun oldu. Stajını Aydın Tekstil Fabrikası'nda yaptı. KPSS ile Maliye Bakanlığına bağlı Aydın Defterdarlığına memur olarak atandı. Köşk ve Çine İlçe Mal müdürlüklerinde veri hazırlama kontrol işletmeni ve muhasebe memuru olarak 2007-2012 yılları arasında tam beş yıl görev yaptı. Tü

Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Dönüşüm, 2017 yılında mesleğinde 50. onur yılını tamamlayan Taner Berksoy Hoca için hazırlanmış bir armağan kitap. Ana teması Taner Berksoy'un uzmanlık alanlarından "Türkiye Ekonomisi" olan çalışma, çok değerli akademisyenlerin katkılarıyla Türkiye ekonomisi üzerine güncel konuları tartışıyor, sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koyuyor. Bu kitapta makroekonomi, kalkınma ekonomisi ve ekonomi üzerine tematik çalışmaların derlendiği üç temel grupta toplanan bilimsel çalış

Turizm ülkemizde iş gören devir oranının en yüksek olduğu sektörlerden biri olagelmiştir. İşsizlik oranının sürekli gündemde olduğu bir ülkede yetenek yönetimi konusuna, sadece işletmelerin dikkate alması gereken bir konu olarak bakılmamalıdır. Yetenek yönetimi konusu aynı zamanda sosyal bir konudur. İş arayanların oluşturduğu büyük bir toplulukta işletmeler kendilerine uygun iş gören adaylarını nasıl belirlemelidir? İş gören adaylarında hangi yetenekler aranmalıdır? Kimler hangi konuları göz önüne alarak b

Bir zamanlar Babil'de dünyanın en zengin adamı yaşardı; adı Arkad. Zenginliğinin ünü bütün dünyaya yayılmıştı. Aynı zamanda eli açıklığıyla da ünlüydü. Yardımlarında cömertti. Ailesine karşı cömertti. Kendi harcamalarında cömertti. Gene de serveti her geçen yıl harcadığından daha hızlı bir biçimde artardı. "Bugün," dedi Kobbi, "eski arkadaşımız Arkad'la karşılaştım, altın kaplama arabasında gidiyordu. Onun gibilerden beklenen bir davranışla beni görmezden gelip geçmedi. Tam tersi herkesin görebileceği biçi

Emlakçı mı olsam? "Bu sorunun cevabını bu kitapta okuyacağınız makalelerimde ben kendime verebilmiş değilim. Sizin adınızaysa bu soruyu hiçbir zaman cevaplayamam. Gayrimenkul sektöründe kariyer yapmak ve emlak ticaretiyle uğraşmak isteyen kişilere bu kitabımla gayrimenkul sektörüyle ilgili az çok bilgi ve deneyim aktarabilirsem benim adıma mutluluk olacak." "Profesyonel kariyerimi devam ettirdiğim gayrimen kul sektöründe yaşadığım, gördüğüm, gözlemlediğim konulara değinen makalelerden oluşan bu kitap, kimi

Yeni Dünya düzeni içerisinde finansal serbestleşmenin doruk noktasına ulaştığı, ülkelerarası doğrudan yabancı sermaye yatırımların sığ kaldığı ve dünyada yaşanan siyasal dönüşüm; günümüzde 'Risk' kavramını daha ön plana çıkarmıştır. Yaşanan bu durumun doğal sonucu olarak her alanda ortaya çıkan belirsizlikler en çok finansal boyutta etkili olmuştur. Bu noktada özellikle tasarruf oranı düşük dolayısıyla sermayesi sığ olan gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanan finansal belirsizlikler belirli kayıpla

Yatırım projeleri, işletmelerin varlığını sürdürmelerini ve büyümelerini sağlayan bir araçtır. İşletme yönetiminin temel amacı, işletmenin piyasa değerini veya hissedarların refahını maksimize etmektir. Bir işletmede alınan bütün kararlar bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Gerek tek bir yatırım projesinin firma değeri üzerindeki etkisinin, gerekse alternatif projeler arasında hangi projenin hissedarların servetini daha fazla maksimize edeceğinin değerlendirilmesi, yatırım projeleri analizinin kapsamını

Devlet, toplum halinde yaşamanın kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaya çıkmış, bir kurumsal ve siyasal örgüttür. Toplumsal ihtiyaçların esas olarak devlet tarafından giderildiği bilinmesine rağmen devletle ilgili tartışmalar sürüp gider. Devletin fonksiyonlarının nelerden ibaret olması gerektiği, hatta faaliyetlerine bir sınır çizilip-çizilemeyeceği sürekli olarak sorgulanır. Devlet kavramının doğması ile birlikte toplumsal ihtiyaçların giderilmesinde kamu ekonomisi faaliyetleri ortaya çıkmıştır. Kamu ekonom

2001 krizi öncesinde ve içinde Türkiye ekonomisinin yönetimini üstlenmiş olan Dünya Bankası - IMF ikilisi, 1980 sonrasında yaygınlaşan yolsuzluk örneklerini yeterince algılamıştı. Bunalımın yarattığı fırsat, bu alanda yeni bir reformun hayata geçirilmesi için kullanılacaktı. Çözüm, bölüşümü etkileyen alanları siyasî iktidardan bağımsız kılan bir dizi 'özerk kurum'un oluşması içinde arandı. (...) Bu inceleme, AKP iktidarı altında bu çerçevenin bozulmasını, tırpanlanmasını anlatan hazin bir öyküdür. (...) Son

Küreselleşme sonucu büyük bir köy haline gelen dünyamız üzerinde meydana gelen, iktisadi olay ve gelişmelerden maksimum düzeyde kazançlı çıkma amacıyla uygulamaya konulan politikalar artık çok daha hassas, önemli ve riskli bir görünüme dönüşmüştür. Günümüzde ekonomide alınan kararların sonuçları sadece söz konusu ülkeyi değil, başta finans olmak üzere reel sektörde de, hızla tüm ülkeleri etkisi altına almaktadır. Bundan dolayı küresel istikrarın sağlanması adına demokratik ülkeleri yöneten iktidarların ekon

2000'li yıllar kırda küçük üreticinin yoksullaştığı, mülksüzleştiği ve işçileştiği bir dönem olmuş; ürettiğinden para kazanamayan küçük ölçekli işletmeler için tarım, geçimlerini sağlayacak bir ekonomik faaliyet olmaktan çıkmıştır. Yoksullaşan çiftçiler tarımdan kopmuş, tarlalar ve meralar boş kalmıştır. Bu süreçte küçük ölçekli çiftçiler üretimden çekilirken, yerlerini tarım şirketlerine dayalı bir yapı almaya başlamış, Türkiye tarımda da dışa bağımlı bir konuma gelmiştir. Ekolojik dengeyi bozan, biyoloji