MEDYA, İLETİŞİM ve TOPLUM, teknolojide yaşanan gelişmelerle birlikte iletişim alanında yaşanan farklılaşmalar ve yenilikler, med-yanın yapısal metamorfozu ile derin toplumsal dönüşümleri kav-ramsal ve kuramsal perspektiften inceleyen çalışmalardan oluş-maktadır. Dijitalleşme ve iletişim biçimlerinin dönüşümünün sosyal medyadaki yansıması, yapay zekâ, meta haline dönüşen veri, top-lumsal cinsiyet rollerinin medyadaki sunumu, femvertising, binge watching kavramı üzerinden değişen izleyici alışkanlıklarını inc

Algoritmalar, yapay zekânın hiç olmadığı kadar popüler hale geldiği, verinin her geçen gün daha fazla önem kazandığı dijital iletişim ortamında, verilerin toplanması, işlenmesi ve analiz edilmesi gibi süreçler sonunda kullanıcıların dijital ortamdaki kararlarını kapsar biçimde deneyimlerine nüfuz eden süreçlerin etkili aktörleri haline gelmiştir. Öneri sistemleri ise kullanıcıların dijital izleriyle algoritmik aktörleri bir araya getirerek kullanıcıları, dijital platformların kapısından kişiselleştirilmiş b

Sivil toplum kuruluşları (STK), toplumların kılcal damarlarına kadar ulaşabilme gücüne sahip, toplumun sesi olan, farkındalık oluşturan, gönüllülük esaslı kurumlardır. Medeniyetimizde vakıf ve hayrat olarak varlığını bugüne kadar korumuş olan STK’lar, modernleşmenin getirdiği ekonomik, sosyal ve politik değişim sürecinde de varlıklarını güçlü bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir. Günümüzde STK’lar, mesajlarını hedef kitleye ve ilgililere iletebilmek için iletişim ve diğer idari süreçlerini

İletişim, günlük hayatımızın en temel gereksinimlerinden biridir. Sağlıklı bireyler olabilmek ve sağlıklı ilişkiler kurabilmek için sağlıklı bir iletişim kurmamız gerekir.Peki, bunun için ihtiyacımız olan iletişim bilincine sahip miyiz?Doğru ve sağlıklı iletişim kurabilmek için kendimizi, kendi içimizde olup bitenleri ve duygularımızı anlayabiliyor muyuz?Dahası kurduğumuz iletişim, bizi karşımızdakilere doğru yansıtıyor mu?İletişim Bilinci kitabı, Ben Kimim? sorusundan başlayarak tüm bu soruları cevaplayabi

Çevrimiçi ortamların günlük hayatımıza girişi, tüm günlük pratiklerimizi dönüştürdüğü gibi, kendimizi ifade edebilme olanaklarımızı da çeşitlendirdi. Çeşitlenen bu olanaklar, yeni anlamlandırma ve hissetme biçimleri yarattı. Artık her birimiz, bilgi, düşünce ve duygularımızı aktarabileceğimiz çok sayıda farklı yazılı ve görsel anlatım çeşitliliğine sahibiz ve çevremizle bu çeşitlilik içinde etkileşim kurmaktayız. Öyleyse, kendimizi ifade etme biçimlerimizi dönüştüren bu dijital dünyada hissettiğimiz duygula

Cumhuriyetin 100. yılı vesilesiyle kaleme alınan bu çalışmada; Cumhuriyet döneminde başta iletişim alanı olmak üzere, siyasal, kurumsal ve toplumsal kazanımlar günümüz perspektifinden bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Bu kapsamda çalışmanın ilk bölümünde “Medya, İletişim ve Kurumlar Bağlamında Cumhuriyet’in Kazanımları” başlığı altında; iletişim kurumsallaşmasına ilişkin Cumhuriyet öncesi dönemden başlayarak atılan adımlar ele alınmıştır. “Yüzüncü Yılında Türkiye’nin Afrika’da Sürdürdüğü Uluslararası İl

“Dünya dijital bir devrim yaşıyor. Dijital kapitalizm yeni sömürgeleşme modelleri üretti. Dünya kaynaklarının çoğu dijital platformları yönetenlerin eline geçiyor. Küresel eşitsizliğin derinleştiğini açıkça görmeye başladık. Nasıl bir ailede adaletsizlik varsa kavga bitmez, küçültülmüş bir toplum olan ailenin dinamiklerinden oluşan, yani büyütülmüş bir aile olan toplumlarda da geçerlidir.Adaleti en çok bozan 3 şey ise bencillik, çıkarcılık, yalancılıktır. Bu üç toksik davranış ilişkileri zehirler. Kayırmacı

Yeni medya, siyaset yapma biçimlerini değiştirdiği kadar siyasal iletişim yöntemlerini de değiştirmeye başlamıştır. Bu yeni yöntemlerin odak noktası, demokrasinin gereklerinden biri olan siyasal katılımdır. Özellikle yeni medyanın seçmenler tarafından yoğun bir biçimde kullanılması, siyasal katılıma olanak sağlamaktadır. Böylece seçmenler, politik süreçlerde daha etkin ve aktif yer almaktadır. Diğer bir deyişle bireylerin siyasal alana katılımları demokratik bir yapının varlığını ortaya koymaktadır. Seçmenl

Merhabalar… Bu kadar net!.. 1965 yılında Tarsus’ta doğdum, emekli olmama rağmen hala dünya turuna çıkamadım, bırakın çıkmayı Tarsus’ta bulunan Halamın yanına gidemiyorum… Yazmayı, okumayı çok severim. Maalesef ülkemizde nüfusa göre okuma oranımız yerlerde sürünüyor. Bu kitabı yazma amacım da yılların birikimiyle sosyal medya sitelerin- de paylaşım yaparak sevenlerime ve takipçilerime faydalı olmaya çalışırken gelen talepler üzerine “Söz uçar, yazı kalır” felsefesiyle geride bir anı bırakmak… Kah mizah, kah

Fiziksel deneyimlerin yerini sanal deneyimlere bıraktığı günümüz iletişim ortamında zorunlu değişimler yaşanmaktadır ve bu değişimler yeni bir kültürün de habercisi olmaktadır. Dijitalleşme ve sanal dünyanın getirisiyle oluşan yeni kültür, insanların günlük yaşantısının hemen hemen her alanında gelişim göstermektedir. Dijital kültür veya sanal kültür olarak adlandırabileceğimiz bu yeni anlayış biçimi, hem günümüzün gerektirdiği yenilik ve değişimleri hem de gündelik hayatlarımızda teknolojiyi kullandığımız

Marka aktivizmi 21 yüzyıl pazarlama iletişiminin en dinamik uygulamalarından biri olarak dikkat çekmektedir. Dünyanın çevresel, toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunları kamuoyu tarafından tartışıldıkça markaların ilgisini çekmekte ve giderek daha fazla sayıda marka bu sorunların çözümüne yönelik öneriler geliştirerek reklam faaliyetinde bulunmaktadır. Diğer yandan toplumsal hareketler de görsellerin gücünü kullanmaya başlarken, "aktivizmin reklamı yapılabilir mi" sorusu gündeme gelmektedir. Bu doğrultud

Dünyanın büyük güçlerinin siber uzayda egemenlik kurma yarışı zamanla bu ortamın güvenliğini tehdit etmeye başlamıştır. Ayrıca başka birçok devlet ve devlet dışı aktörün siber uzay faaliyetlerini yoğunlaştırması siber uzayı bir mücadele alanı haline getirmiş ve siber risklerin artışına yol açmıştır. Bir stratejik iletişim biçimi olan siber diplomasi, devlet ve devlet dışı aktörler arasında siber uzayın barışçıl kullanımını teşvik ederek siber uzayı açık, özgür, güvenli ve demokratik bir ortam haline g

Reklamcılığın kökeni Eski Yunan ve Roma’ya dayanır. Türkiye’de ise bugünkü anlamda reklamcılığın başlaması 1950’li yıllarda olmuştur. Bu kitap 1964’de reklamcılığa adımını atan Tatbikili bir delikanlının, yarım asırlık serüvenidir. Letraset’den Macintosh’a, İstanbul’dan yurtdışına, Ukraynaya uzanan çalışmalar ve ülkemizde reklamcılığın gelişimini anlatıyor. Gençlere keyifli ve öğretici bir masal gibi hissettirecek olan bu anılar, orta yaşın üzerindekilere de birebir tanıklık ettikleri yılları hatırlatarak g

Altay Ayhan "Dijital Dünyada Markalaşma" adlı bu kitabında, şirketlerin Dijital Dünya konusunda bilinçlenip, Modern Esnaf prensibiyle bir an önce dijital dönüşüme geçmelerinin yollarını gösteriyor…

Dijital dönüşüm farklı alanlarda gerçekleştirilen iletişim çalışmalarını etkilemekte ve iletişim disiplininin beslediği düşünce okullarının yenilikçi bir perspektifle tekrar tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Psikopolitik bir araç olan ve aynı zamanda ekonomik bir sermayeye dönüşen büyük veri ve algoritmalar kanal, mesaj, ürün, marka, haber ve dahasını içeren iletişim çalışmalarındaki temel terimlerin yeni kavramsal tartışmalarla yorumlanmasına yol açmaktadır. İletişimi dönüştüren dijital gelişmelerin büyü

Anglo-Amerikan İletişim Kuramına Anlam Vermek, gerek lisans gerekse lisansüstü düzeyde eğitim gören öğrencilerin, araştırmacıların ve konuya ilgi duyanların Anglo-Amerikan İletişim Kuramı ile tanışmaları, bu kuramla ilgili kavramlar ve kuramsal yaklaşımlar üzerinde fikir sahibi olmaları için hazırlanmıştır. Kitapta, Anglo-Amerikan İletişim Kuramıyla ilgili kavramların, iletişim bilimi ve iletişim bilimi içinde yer alan iletişim araştırmaları ve kuramlarıyla ilişkisi üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda; i

21 yüzyılın başlarında giderek hızlanan devrimsel gelişmelerin açıklanması noktasında ciddi eksiklikler olduğu anlaşılmaktadır. Dünya tarihinde ilk defa yaşanan böylesine karmaşık bir sürecin izah edilmesindeki zorlukların peşinen kabul edilmesi gerekse de bu yönde daha çabaya ihtiyaç olduğu ise ortadadır. Elinizdeki çalışma, dünyanın içinden geçmekte olduğu bu kaotik süreci iletişim sosyolojisi perspektifinden ele alarak, belli açıklamalar sunma gayesi ile ortaya çıkmıştır. Bu kitap, Covid-19 pandemisi son

Çoğumuz güne akıllı telefonlarımızın alarmını kapatarak başlıyoruz. Akıllı telefonlarımızı internette ve sosyal medya platformlarında gezinmek, paylaşım yapmak, e-postaları kontrol etmek, not almak, takvimimizi yönetmek, müzik dinlemek, oyun oynamak, video izlemek, fotoğraf çekmek, haberleri okumak, kısa mesaj yazmak ve nihayet en temel amacıyla telefon görüşmeleri yapmak için kullanıyoruz. Mobil bankacılık, mobil sağlık, mobil eğitim ve mobil flört uygulamaları başta olmak üzere onlarca uygulama artık vazg