İnternet teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişim göstermesiyle hayat bulan sosyal medya, günümüzde çok revaçta olan bir kavramdır. Facebook, Twitter, MySpace ve Linkedin gibi sosyal paylaşım ağları, bireyler için sadece uğraşı değil aynı zmanda bir yaşam biçimi oluşturmaya başlamıştır. Bireyin toplum içerisindeki konumu, statüsü, mevkii, sosyolojik, psikolojik ve iktisadi yapısı sosyal paylaşım ağlarına dahil olma noktasında aktif rol oynamaktadır. Çevresind eolup bitene, var olana asla duyarsız kalmayan b

Elektronik Ticaretten Sosyal Ticarete Dönüşüm Sürecinde Ölçümleme kitabı, birinci bölümde öncelikle bu noktaya nasıl gelindiği ile ilgili olarak başka yerde göremeyeceğiniz bütüncül bir yaklaşımla son kırk yıllık bilgisayarlaşma süreci gözlerinizin önüne seriyor. İkinci bölüm, sosyal ticaret kavramını farklı yönleriyle ele alarak, mevcut e-ticaret uygulama ve yaklaşımlarının nerelerde yetmediğini ortaya koyuyor. Sosyal ticareti anlamamıza imkân veren örnek ve uygulamaları bir araya getirerek okuyucunun zihn

IPTV yayıncılığı; televizyon yayıncılığı, telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri oyuncularını biraraya getiren yeni ve önemli bir iş modeli olarak yayıncıya ve izleyiciye çok önemli avantajlar sağlamaktadır. Teknolojik gelişmelerin devamlılığı, IPTV yayıncılığının özellikleri, IPTVyi geleneksel televizyon yayıncılığının karşısında önemli bir alternatif olarak konumlandırmaktadır. Yakın bir gelecekte, yeni televizyon izleyicilerinin beklentileri ve ilgisinin de yoğunluğuyla beraber, IPTV ve benzeri platform

Sanayi devriminden sonra dünyada meydana gelen hızlı değişimler özellikle bilim ve teknoloji alanında yaşanmıştır. Öncelikle bu yüzyılın başından beri gelişen bilim ve teknoloji ile birlikte çoğalan insan nüfusu insan ilişkilerinin günlük sosyal hayatta karmaşıklaşmasına neden olmuştur. Bu karmaşıklaşma ile birlikte insanlar iletişim problemleri yaşamaya başlamıştır. Bu problemde iletişim kavramının günümüz insanının hayatına girmesini ve sıkılıkla kullanmasını sağlamıştır. Bu alandaki pek çok bilimle bi

Klasik bilişsel-davranışçı yaklaşımla günümüzün fizyoloji odaklı yaklaşımı arasında başarılı bir denge kuran bu kitap, bilişsel psikolojinin beyin ve biliş, algı, dikkat, belek, imgeleme, dil ve düşünme gibi temel konu ve kavramlarını açıklıyor ve daha üst düzeyde çalışmalar için zemin hazırlıyor. Olgular ve tanımlar örneklerle ve hemen her sayfada yer alan şema, grafik ve fotoğraf benzeri görselerle destekleniyor. Kuramlar deneylerle somutlaştırılıp günlük yaşamdaki uygulamalarla pratiğe geçiriliyor. Ayrıc

Bu kitapta, kitle iletişim araçlarının bireyin siyasi tercihi ve oy kullanma davranışı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Bu güne kadar sosyal bilimlerde kitle iletişim araçları ile ilgili yapılan çalışmaların önemli bir bölümü, medyanın bireyler üzerinde, ekonomik, kültürel, politik ve ideolojik etkileri olduğu üzerine yoğunlaşmaktadır.

İç dünyamızda adeta bir esaret hayatı süren kelimelerimizi özgürlüğüne kavuşturalım derken bir de bakarız ki onların esiri oluvermişizdir. Zaten bir iletişim kazası yaşadığımızda Beni yanlış anladın diye hemen savunmaya geçmemiz bu durumun bir göstergesi değil midir? Nedense Kendimi acaba doğru ifade edebildim mi? sorusuyla hiç yüzleşmek istemeyiz. Bu çalışma, iletişimin sadece konuşabilmekten ibaret olmadığının aynı zamanda çok boyutlu bir eylem anlamına geldiğinin altını çizerek, sağlıklı ve etkili bir

Çalışanın verimliliği ancak yönetim ve çalışanın birlikte bir takım oluşturabilmesine bağlıdır. Yönetim ve çalışan arasındaki iletişim koptuğunda ya da çalışan ve yönetim arasına aşılamaz mesafeler girdiğinde iş hedefleri ulaşılamaz olacaktır. İletişim bir sanattır ve bu sanattan hem çalışan hem de yönetim faydalanmalıdır. "Çalışanım Sen Çok Yaşa" hem çalışanın hem de yönetimin iletişimden ne şekilde yararlanılacağını göstermesi açısından herkesin okuması gereken bir kitaptır.

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesinde öğretim üyesi olan Sıdıka Yılmazın Homo Sermo Onis: İfade Eden İnsan başlığını verdiği bu kapsamlı çalışması, insanın toplumsal hayatta varoluşunun ayrılmaz bir öğesi olan kendini ifade etme, dil ve anlaşma üzerinedir. İnsanın gerek başka kişilerle ilişkilerinde, gerekse iç dünyasını anlatmada ihtiyaç duyduğu kendini ifade etmenin başlıca araçları da oyun, sözlü kültür, yazı, dil, sessizlik, şiir, edebiyat, çeviri ve mektuptur. Bu anlamıyla elinizdeki kitap, bir bakıma

Medya... Tek kelimelik, ama her şeyi kapsayan, çoğunlıkla da kuşatıcı gücüne maruz kalan sihirli bir evrene işaret eden ayinsel, büyüsel ve ışığı güçlü sözcük... İçinde her şeyin bulun(durul)abileceğnin iddia edildiği bir gösteri alemi... Bilinen klasik işlevlerin çok ötesine taşınan, o büyülü dünyanın içinde farkına var(dırıl)madığımız yönlendirme ve etkileme gücüyle gündelik hayatımızı çevreleyen ve o hayatı bizim(miş) gibi kılan, isteklerimizin ve arzularımızın efendisi... Gerçek... Uzlaşmazlık ve çatı

Her ne kadar medya çalışmaları popüler bir akademik disiplin olsa da Marksist bir bakış açısıyla konuya eğilen kitap sayısı şaşırtıcı derecede azdır. Mike Wayne'in kitabı bu boşluğu hakkını vererek dolduruyor. Kitap, özellikle, medya üzerine araştırma yaparken eleştirel bir siyasal metodolojiye başvurmak isteyenler için idealdir. Kitapta kilit Marksist kavramlar için bir rehber sunulduğu gibi bu kavramların güncel kültür analizlerine nasıl uygulanacağı da gösteriliyor. Marx, Lukacs, Gramsci, Habermas, James

Bu kitap giriş seviyesindeki çalışandan yöneticiye kadar herkes için yazılmıştır. Sonya Hamlin, bu gün ABD’nin önde gelen iletişim uzmanları arasında, kitabı da en çok satan kitaplar listesinde yer almaktadır. Hamlin, işyerindeki sorunları irdeliyor ve bugünkü koşullarda işyerinde istediğinizi elde etmenin yolları hakkında yeni yöntemler sunuyor. İş dünyasında iletişim kurmak için gereksinim duyabileceğiniz tüm konulardan bahsederek, kendinizi veya fikirlerinizi sunmak için tekrar tekrar başvurabileceğiniz

Reklamcılığın dünyadaki ve Türkiyedeki gelişimi ile reklamın amaçları ve türlerini ele alan bu kitap değişik reklam ortamları hakkında bilgi vererek reklamcılık konusunu genel hatlarıyla okuyuculara anlatarak Türkiyede üzerinde çok az çalışılmış olan kurumsal reklamcılık kavramına bir giriş yaparak kurumsal reklamcılığın gelişimi, yapılma amaçları, hedef kitlesi, kurumsal reklam mecraları konularını ele alarak kurumsal reklam çeşitlerine ayrıntılı olarak yer vermiştir. Akademisyen ve uygulamacılara bir kuru

23 Temmuz 1908 tarihinde Kanûn-ı Esâsî´nin tekrar yürürlüğe girmesinden sonra birçok eksiğine rağmen Osmanlı Devleti´nde parlamenter rejim başlamış ve bunun sonucu olarak da, meclis açılmış ve siyasi partiler kurulmuştur. Kurulan siyasi partiler, propaganda için basın desteğine ihtiyaç duymuşlar ve bu amaçla ya mevcut gazetelerden bazılarını kendi tarafına çekmeye çalışmışlar ya da kendi gazetelerini yayın hayatına sokmuşlardır. İkinci Meşrutiyet Dönemi´nde çok az gazete tarafsız kalabilmiştir. Dolayısıyla

Yaklaşık bir yıl kadar önce, bu kitap projesi üzerinde çalışmaya başlamıştık. Yola çıkarken amacımız akademik işbirliğini geliştirmek ve ortak bir sinerji ile değeri olan bir üretim gerçekleştirmekti. Geriye dönüp bakınca, bu noktada oldukça mesafe kat ettiğimizi, kurumsal ve duygusal birlikteliğimiz bu eserle akademik düzeye taşıdığmızı görmek gerçekten çok büyük bir keyif. Bu dereleme kitap çalışmasına, sadece Gazetecilik Bölümü öğretim üyeleri değil, İletişim Fakültesi'ndeki diğer akademisyenler de büyük

Kavramlarla düşünmek, hayatı kavramsal düzeyde yaşamaktır. Düşünceyi hayatın gündelik, olağan, yüzeysel ve uçucu izlenimlerinden kurtararak, bilinçli bir kavrayışla anlamlandırabilmek gerekir. İLETİŞİM SOSYOLOJİSİ TEMEL KAVRAMLAR ANTOLOJİSİ bu amaçla hazırlanmış bir kitaptır. Okuyucu, günümüz iletişim sosyolojisi araştırma alanına giren kimi kavramları, kullanıldıkları bağlamlar içinde ve bazı fragmanlar yardımıyla yeniden düşünme fırsatı bulacaktır. Çalışmada yer alan kavramlar doğal olarak, Medya-Kültür

İnsanı tanımak, ince düşünmek, itici olmak, acımak, konuşmak, küsmek, eğitim, sanat, politika, terör, teknoloji, aşk... İnsan yaşamayı dener; yaşamayı denerken iletişimi yaşar. İletişim denemeleri, insanın, yaşamı denemeden öteye geçip yaşamaya başladığı noktada gerekli ipuçlarıyla dolu.

İletişim bir toplumun temel taşıdır; mesajların alınıp-verildiği çeşitli yollarla insanları birbirine bağlar, ilişkiler kurar. Yansımaları tüm yaşamımızda görülür; eylemlerimizde, mekanlarımızda, nesnelerimizde, zihinlerimizdedir. İletişim üzerine yapılan çalışmalar da bu olgunun kendisi kadar geniş bir yelpazeye yayılır. Bu nedenle, retorikten siyasal iletişime, kişilerarası iletişimden kitle iletişimine, gazetecilikten halkla ilişkiler ve reklamcılığa, film yapımından radyo ve televizyon yayıncılığına