Dört Büyük Halife - Menakıbı Çeharı Yar-ı Güzin Müslümanlar Hz.Ebubekir (R.A) ile sıdkı Hz.Ömer (R.A) ile adaleti Hz.Osman (R.A) ile edep-hayayı Hz.Ali (R.A) ile ilim ve feraseti öğrendiler. Onlar Hz.Peygamberin(S.A.V.) en yakın dört dostuydu.. Müslümanların ise peygamberden sonra hayatlarını örnek alacakları önderleri.. ÖNSÖZ Menakıb-ı Çehar Yar-ı Güzin adlı bu kitabın müellifi Şemseddin Ahmed bin Muhammed el Sivasi kısaca Şemseddin Sivasi ismiyle tanınan büyük bir Türk-İslâm mütefekkiri ve bilginidir İ

Şihabüddin Sühreverdi derki; "Dünyayı terk et (Haram olan Allahü Teala'nın yasak ettiği şeyleri ve dünya sevgisini tek et). Çünkü dünyayı isteyenin ve sevenin dini gider. Namazını kıl orucunu tut. Allahü Teala'nın veli kullarına malın bedenin ve makamınla hizmetçi ol. Onların kalplerini kazan ve onların yaşayışlarına göre hareket et. "Allahü Teala'nın sana rızk olrak verdiği şeylerde cömert ol. Cimrilik haset kin ve hileden sakın. Çünkü cimri ve hasetçi kimsenin yeri Cehennem'dir. Hiçbir zaman halini insan

“Müceddîd-i Elf-i Sânî” nâmı ile meşhûr olan İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Serhendî’nin kurucusu kabul edildiği Müceddidîlik, 17. yüzyılda Nakşibendîlikten neş’et etmiş, günümüze dek itibarını ve etkinliğini korumuştur. İmâm-ı Rabbânî, örnek yaşantısıyla insanları etkilemiş, pek çok halife yetiştirerek bu halifeleri farklı bölgeleri irşatla görevlendirmiştir. Oğullarından Hâce Muhammed Mâsum da bu halifelerinden biridir. Henüz küçük yaşlarda kendisinden fevkalâde hâller zuhur etmiş, istidadındaki gizli sı

İslâm hâkimiyetindeki Endülüs topraklarını istirdad (reconguista /fethedilen topraklan geri almak) ve daha sonra da “Kudüs’ü Müslümanların zulmünden (!) kurtarmak" sloganı ve bütün Ortadoğu’yu ele geçirmek düşüncesiyle başlatılan Haçlı Seferleri, Katolik Hristiyanların Doğu’daki son karargâhı olan Akkâ’dan çıkarılmalarına kadar yaklaşık 200 yıllık bir dönemi kapsamaktadır. Bu süre içinde Endülüs, Afrika, Anadolu/Türkiye, Suriye ve Filistin’de Franklarla ve Haçlı zihniyetiyle kılıçları ve kalemleriyle kahram

GÖĞSÜNÜN DARALDIĞINI BİLİYORUZ HİCR/97 Pablo Picasso’nun tablosuna hurdacılar çarşısında kaç para verirlerdi? Uzaya roket gönderme teknolojisinin yazılımlarını, mahalledeki kasaba uzatsan acaba seni ne diyerek dükkândan kovardı? İnsan olarak senin de değerinin bilindiği ve bilinmediği yerler var. Değerinden anlayan, sana anlayış gösteren insanlar var. Ancak şunu unutma, değerini bilen insanları bulup onlarla yakınlık kursan da o insanlar senin ve benim gibi aciz insanlar. Yani değerini bilseler de devamlı

Fusûsu'l-Hikem bir rüyaya dayanır. Bu rüyada İbnü'l-Arabî, Hz. Peygamber'in ken­disine bir kitap verdiğini ve onu insanlara ulaştırmasını istediğini belirtir. İbnü'l-Arabî de hiçbir yorum katmadan bu kitabı aktardığını söyler. Özel koşullardaki bir rüyaya dayanmasının Fusûsu'l-Hikem'e belirli bir kutsiyet ve ayrıcalık kazandırdığı açıktır. Fusûsu'l-Hikem, önceki peygamberlerin ve getirdikleri dinlerin yerel ve göreceliğine karşın değişmez ve mutlak bilgiyi içeren İslam vahyinin –ki İbnü'l-Arabî'ye göre bu n

Sekülerleşme ve terör zamanlarında Hıristiyanlıktan İslam'a geçiş.Wilders'in veliaht prensi olarak da anılan Joram van Klaveren, İslam'a karşı sert bir eleştirmen olarak biliniyordu. Eski bir PVV üyesi ve parlamento üyesi olarak, Hollanda’da camilerin kapatılması, Kur’an'ın parlamentodan kaldırılması ve İslam'ın yasaklanması da dahil olmak üzere İslam'la ilgili birçok önerge verdi.Bu düşünce ve görüşlerini pekiştirmek için -bir Hıristiyan olarak- İslam hakkında eleştirel bir kitap yazmaya başladı. Ancak yaz

Göğe açılan kapımız, camilerin dinimizdeki yeri tartışmasız çok önemli bir konumdadır. İslam’ın yüzyıllara dayanan kadim kurumu olan camiler, tarih boyunca büyük bir özenle inşa edilmiş, şehirlerin başköşesindeki yerlerini alarak müminlere ev sahipliği yapmıştır. Camiler bir ve beraber olarak tek ve bir olana yönelmenin en güzel mekânlarıdır. Cemaat hâlinde kalpler Allah’a yönelirken bu güzide mekânlar asıl vazifelerini yerine getirirler. Peki, bizleri günde beş vakit salaha ve felaha çağıran; huzura ermemi

Hac, Kâbe’ye gelip haccetmek değildir! Hac, hacdaki mevzileri normal hayatına tatbik etmendir. Hacı sıfatı da bundaki beceri düzeyindeki kalitendedir. İhram: Aklı, imanı, ruhu, nefsi, fıtratı Hakk’ın sınırına alıştırmaktır. Hayatın tamamına ihram bilincini yerleştirmektir... Arafat Meydanı: Sakince bekleyiş, şuurlu öğrenişle bereketlenmek, eşitliğin ve birliğin bilincine ulaşıldığı, insanlığımızı bulma dönemi... Müzdelife: Kulluk ahdini hatırlayış, kaybı görüş, hesabın korkusunu kavrayış, hareketlenme, k

Elinizdeki değerli araştırma Hacım Sultan Ocağı’nın tarihi, irşat geleneği ve temel hususiyetleri hakkındadır. Bizzat ocağın bir ferdi olan Cumhur Özkolaçık’ın verdiği bilgiler ve okuyucunun önüne koyduğu belgeler, konunun iyi anlaşılmasını ve gerekçelendirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca çalışmada yer verilen bilgiler, okuyucunun Dedegân Bektaşilik hakkında doyurucu bir fikir sahibi olmasını da sağlayacaktır.

Bu çalışma akademik kaygılardan uzak ele alınmış ve her bilginin kaynağına temas edilerek okuyucunun yorulması istenmemiştir. Çalışmanın temel kaynakları başta Kerim kitabımız ve Hz. Peygamber'e izafe edilen hadis-i şeriflerdir. Bununla beraber önde gelen Müslüman alimlerin sözleri ve yaşanmış ya da yaşandığı düşünülen kıssalara da temas edilmiştir. Bu kitap, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sünneti doğrultusunda "az ama devamlı" bir çalışma temposuyla kaleme alınmıştır. Bu sebeple kitapla ilgili dostlarımıza vere

el-Edeb fî Receb adlı risalede incelediği konular şöyle sıralanabilir: 1- Tevbe Sûresi 36. âyetinde açıklanan haram aylar, bu aylarda işlenen günah ve sevapların katlanacağı, bu aylarda savaş yapmanın hükmü, Receb kelimesinin anlamı ve iştikakı. 2- Receb ayının faziletine dair nakledilen hadisler ve onların sıhhat durumları. 3- Âlimlere göre zayıf hadisle amel etmenin hükmü. 4- Receb ayında okunacak dualar. 5- Regâib Namazı, bu namaz hakkında âlimlerin görüş ve iddiaları ve Ali el-Kârî rahimehullâh’ın bu i

Molla Ali el-Kârî rahimehullâh’ın risaleyi telif etme sebebi kendisine sorulan bir soruya cevap vermektir. Soruyu soran kimse, namazda elleri bağlamak hakkında Buhârî ve Müslim’de sahih hadisler varken İmâm Mâlik rahimehullâh’ın elleri bağlamamakla hadislere muhalefet ettiğini iddia eder. İmâm Ali el-Kârî de meseleyi zamanındaki Mâlikî âlimlere sorar, sadra şifa bir cevap alamaz.2. Risalenin konusu, namazda tahıyyat esnasında şehadet kelimesini okurken parmakla işaret etme hakkındadır. İşaret meselesinde me

Şeytanlar insanlara nasıl bir sihir öğretti? Antik Babil’de yapılan arkeolojik kazılarda üzerinde Marut yazılı bir taş kabartma bulundu mu? Cinler Süleyman peygamberin öldüğünü neden bilemedi? Süleyman peygamberin tahtının üzerine neden bir ceset atıldı? Sebe melikesinin tahtı Süleyman peygamberin yanına nasıl geldi? Süleyman peygamberin cinden ve kuşlardan oluşan ordusu nasıl bir orduydu? Arim seli nerede yaşandı?

Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; hayırlı işlerimize; Allâh’ın zikriyle yani «Bismillâhirrahmânirrahîm» sözü ile başlamamızı tavsiye ediyor. Eğer işlerimizin başarıya ulaşmasını ve hayırla neticelenmesini istiyorsak, besmeleyle işe başlamamız gerekmektedir. Bismillâhirrahmânirrahîm, kudsî anlamları içinde barındıran ve aynı zamanda bir âyet olan (en-Neml, 27/30) yüce bir ifadedir. Bu ifadenin terkîbinde; Allah, er-Rahmân ve er-Rahîm olmak üzere üç önemli kudsî kelime vardır. Bu üç mukadde

İslam tarihinde iptidaen Tanrı ve Hz. Muhammed dolayımı ile kendini bunların temsilcisi (hilafet) olarak vazeden devlet (saltanat-aile-kabile), kamu/herkesin malını (hazine-beytülmal), “Allahlık-arpalık” olarak “hiç kimsenin” malı olarak görünce; onu yemenin “meşru” olduğu; zahmetsiz, emeksiz, üretimsiz, beleş-bedavadan (gaza-ganimet-gasp) yaşamın ideal olduğu ve işsizliğin bol olduğu bir toplumda, “vakıf” veya “sosyal yardım” adı altında kamu imkânı/malı dağıtarak taraftar/oy satın almak, iktidar olmak so

Zaman zaman sosyal medyada yazılan ve belli bir seviyeden sonra kitapçık haline gelen bu çalışmamızdaki en önemli amacımız, hadisle alakalı bazı konulara, sade, anlaşılır ve meslekten olmayan kimselerin de rahatça anlayabileceği bir üslupla dikkat çekmektir. Bilgilerini tazelemek isteyen ilahiyat öğrencilerinin malumatı sabıkaları da hesaba katılarak, yazıların fazla uzun olmamasına özel önem verilmiştir. Hadislerin yorumuna dair bazı temel kurallar, bakış açıları, örnek hadis yorumları, modern dönemde hadi

Elinizdeki bu mütevazi eser, hayatın çeşitli yönlerine dair bazı konulara odaklanarak, dinin öğretilerinden beslenen bir yaşam tarzını vurgulamayı amaçlamaktadır. Din, yaşadığımız dönemdeki tüm sorunlarımız için tek çözüm kaynağıdır. Hem teselli kaynağımız hem de mutluluğumuz olan din, yaşadığımız imtihanlar karşısında bize rehberlik eder. Dini kaynaklardaki bilgiler, günümüz ve geleceğimiz için önemli bir aydınlatma kaynağıdır. Bu nedenle, her türlü sorun ve zorlukla karşılaştığımızda, bu problemlere dini

Peygamber Efendimizin 23 yıllık hayatı boyunca değişik mekân ve zamanlarda irad buyurdugu mübarek sözleri arasında “Bizden değildir” kaydıyla gelen rivayetler de bir hayli dikkat çekicidir. Efendimiz, bu cümleleriyle kalben ve ruhen Müslüman toplumuna mensup olmanın bir dizi sınırları olduğundan söz etmiştir. Mesela “Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.” “Büyüklere saygı küçüklere merhamet duymayan bizden değildir.” şeklindeki sarih beyanlarıyla Müslümanlığın sadece şekilden ibaret olmadığını, onun bir