6 Şubat'ta ülkemizin yaşadığı en büyük doğal felaketle sarsılan milletimiz yine kadim bir bilinçle kenetlendi, birbirine omuz verdi, canını ortaya koydu, malını esirgemeden paylaştı. Anayasa'mızın Başlangıç kısmında ifadesini bulan, "millet hayatının her türlü tecellisindeki ortaklığımızın" en güzel örneğini sergiledi. Doğal felaketler nice insanın hayatına mal oluyor, tarifsiz acılara yol açıyor ancak insanların birbirine verdiği zararla karşılaştırıldığında bu felaketlerin etkisi bir hayli düşük kalıyor. Örneğin bugüne kadar yaşanan en büyük doğal afette 2 milyona yakın insanın öldüğü tahmin ediliyor halbuki 1. Dünya Savaşı 17 milyon, 2. Dünya Savaşı 87 milyon insanın ölümüne neden oldu. Emsalsiz barbarlıklar sergilendi. İki ay sonra yüzüncü yılını kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyeti ise insanlık için yüz karası bu iki felaketin ne sebebi ne de parçası oldu. Çağdaş bir ulus devlet olarak kuruldu ve Ata'mızın, Anayasa'mızın Başlangıcında da ifadesini bulan veciz ifadesiyle, yurtta ve dünyada barış ülküsünden hiç ayrılmadı. İkinci yüzyılında da aynı temiz sicille yoluna devam ederek insancıl bir dünya hayalinin umudunu ve heyecanını diğer uluslara aktarabilmesi için sürdürülebilir bir hukuk düzeni kurgusuna sıkı sıkıya bağlı kalması gerekiyor. Anayasa Candır'ı, bu kurgunun vatanına yürekten bağlı tüm vatandaşlarca anlaşılması, benimsenmesi ve korunması için yazdım.(ÖNSÖZDEN)