Terapiye gelen kişiler genellikle, yaşadıkları problemleri kimlikleriyle iç içe geçmiş halde anlatırlar. Bu da kişilerin hayatlarını bazen çok kısıtlı bir açıdan değerlendirmelerine neden olabilir. Depresif bir zaman dilimde olan bir kişi örneğin, yalnızca depresif, mutsuz, keyifsiz, karamsar olduğu anları hatırlayabilir. Sanki kimliği, depresyonun dışında tanımlanamazmış gibi hissedebilir. Ancak her an insanlarla etkileşim içerisinde olduğumuzu, zamanın akışkanlığını ve hayattaki deneyimlerin çeşitliliğini ve zenginliğini (hatta bazen birbiriyle çelişen hikâyeler/deneyimler de olabilir) düşündüğümüzde, kişinin hayatının tek bir hikâyeden (problem hikâyesinden) oluştuğunu varsaymak herhalde bir haksızlık olur. Yaşanan problemler bazen kişileri problemden ibaret olduklarına ikna edebiliyor. Ancak problem hikâyelerinin ipotek altına aldığı hayatları, problemlerin elinden geri alabilmek mümkün! Nasıl mı? İşte bu kitap Nasıl? sorusuna bir cevap niteliğinde.
Narrative terapi yaklaşımının atmosferinde geliştirilmiş uygulamalara ve terapi konuşmalarına ilişkin uygulayıcıların en çok merak ettikleri soruları derleyerek, bu soruları yanıtlayan bu kolay okunur kitap, okuyucularına yeni bir perspektif sunabilir. Burada sözü geçen uygulamaların psikoterapistlere ve sosyal çalışmacılara, terapi seanslarında ve grup çalışmalarında yardımcı olmasını umarız.