Resulullah (sav), Medine Dönemindeki hayatında hangi gün nerede idi ve ne yapıyordu? Hadisleri kronolojik bir sıralamaya tabi tuttuğumuzda Resulullah'ın (sav) hayatını kesintisiz izleme imkanına kavuşacağız. Medine dönemine dair tam bir kronolojinin bize ne gibi imkanlar sağlayabileceğini ortaya koyan eser, böyleşi bir kronolojinin bütün olayların vukû buluş zamanlarını kesin olarak tesbit etmemize ve böylece yeni yorumlarda bulunmamıza vesile olmasını amaçlamaktadır.

Tarikatleri birbirinden farklı sanma, hepsinin aslı aynıdır. Tevhid hakkında ve Hak´ka ulaşma yollarına düşmek demek olan seyir ve süluk konusunda velilerin söylediklerini dinle ve içindeki şüpheleri kaldır. Yer, gök ve içindekiler, kâinatın her zerresi, bu sırrı söylemekte ve ister istemez O´nu her an zikretmektedir. Basireti yani kalb gözü açık olanlar bunu açıkça görürler. O yerlerin ve gökleri koruyup gözetleyendir. Kalbin rehberi, Allah aşkı olursa bu parlak feyzi idrak eyler. Hadis-i şerif´de "Kendini

Bu eser kainatın yeni bir bilimi hakkındadır. Zihin ile maddenin, nesnellik ile öznelliğin tek bir bütün içinde birleştiği bir görüşü ortaya koymaktadır, öyle ki zihnimiz ve ruhumuz kadar vücudumuzdaki her hücre ve atom da bu bütünün içinde aynı yaratıcı sürece katılmaktadır. Söz konusu görüş kainatın her seviyede sonsuz derecede karmaşık olduğunu ve onun incelikli yapısının hiçbir teori ya da bilimsel araştırma sistemiyle bütünüyle açıklanamayacağını iddia etmektedir. Bu kitabın amacı, maddi ya da "gerçek"

Bu çalışmada 17. asrın mümtaz şahsiyetlerinden Niyâzî-i Mısrî hazretlerinin bâzı gazellerine çeşitli dönemlerde yapılan şerhlerin günümüz alfabesiyle okuyucuya ulaştırılması hedeflenmiştir. Mısrî hazretleri, kurmuş olduğu tarîkat şûbesi, kaleme aldığı eserleri ve özellikle dîvânındaki gazelleriyle asırlar boyu halkımız üzerinde te?sîr icrâ etmiş, yüzbinlerin gönlünde taht kurmuştur. İlahileri bestlenmiş; dîvânı, Hak âşıklarının meclislerini süslemiştir.

Modern Batının içerisine düşmüş olduğu krizi ustaca tahlil eden René Guénon, "kurtuluş´un yeniden Geleneğe ve metafizik değerlere dönmekte olduğunu söyler. İnsanın manevî seyr-i sülûku ve tahakkuku çerçevesinde derlenen bu makaleleri, insan olan varlığın, çeşitli Tradisyonlarca "Cennet hali" (etat edenique) olarak betimlenen manevi duruma ermesini, sonra da varlığın yüksek hallerine ulaşmasını ve nihayet "kurtuluş" hali olarak tanımlanabilecek olanı elde etmesini sağlamaya yönelik bir manevî etkinin özgün t

Bu eser, arap Ortadoğusundaki siyasî ve sosyal düşüncesinin modernleşmeci eğilimine ilişkin en kapsamlı inceleme sayılmaktadır. Yazar, 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın ilk yarısında Avrupa´nın yayılan nüfuzuna tepki olarak, Ortadoğu´da siyaset ve toplum hakkındaki fikirlerin nasıl değiştiğini ele alıyor. Mısır ve Lübnan´daki fikir hareketlerine dikkat çekerken birisi İslam´ın sosyal ilkelerinin yeniden tesisini hedefleyen, diğeri dinin siyasetten ayrılmasını haklılaştıran iki düşünce akımının, Mısır ve Arap mil

Şia´nın itikad, ibadet ve siyaset kayıtlarına dair doğulu bir hakîm ile batılı bir felsefecinin arasında geçen mülâkât ve müzâkerelerden oluşan kitap, genelde Şii geleneği, özelde ise Çağdaş Şia´nın dünyaya bakışı konusunda inceleme yapacaklar için oldukça yeni bir metin olma özelliği taşımaktadır. Felsefe, irfan ve tefsir alanlarında kıymetli ve yetkin eserler vermiş olan çağdaş alim Allâme Tabatabâî´nin bu konudaki görüşleri, günümüzde tartışılan birçok konuda zihinlerimize ışık tutacaktır.

Türk okuyucusunun kütüphanesine giren Adam Kuper´in bu kitabı, bir illüzyonun, varsayımın, sanrının ne kadar dönüşebileceğinin ve bu illüzyonun öğeleriyle ne denli çok kombinezonun yaratılabileceğinin resmidir. Sözkonusu illüzyon ilkel toplumlar hakkındaydı ve 1800´lerin ortalarında ortaya çıkmıştı. Öğeleri ya da yapıtaşları ise birey, eşitlik, evlilik, soy, devlet, totem vs. gibi çok geniş bir yelpaze oluşturuyordu. Aynı çeşitlilik bu öğretileri işleyen kişilerde de kendini gösteriyordu.

İslam, insan ve evreni ayrılmaz bir bütünün farklı boyutları olarak görür. Bunun içindir ki, insan mikro-kozmos, evren de makro-insandır. İslam bölünmenin değil, birliğin çağrısıdır. Elinizdeki eser, bir Batılı gazetecinin İslâm ve onun temel dinamikleri hususundaki görüşlerin ihtiva etmektedir. Yazar, temeli irfan ve hikmet olan bu dinin oluşturduğu ve biçimlendirdiği bir medeniyetin, insana ve dünyaya neler vaadettiği, neleri gerçekleştirdiği hususunda önemli ipuçları sunmaktadır.

Kitapların ilk sözcüklerinden son sözcüklerine karınca yürüyüşüne eş bir hassasiyetle sürrecek okuma eylemlerinde, kimi cümlelere, paragraflara, sayfalara konulan mimler, okurla metin arasında kurulan yeri ve özel dilin şifreleridir. Mimlerin Abecesi, okuma zamanlarında bu minval üzere yapılan şifrelemelerin, bilahare deşifre edilmesinden oluşmuş küçük bir örnektir.

Bu kitap çağdaş bir ortamda, hem Doğu?da hem Batı?daki modern bilimin tümüyle farkında olarak İslam geleneğinin çeşitli cephelerini İslami açıdan gün ışığına çıkarıp yeniden sunma yolunda yapılmış bir girişimdir. Nasr, diğer eserlerinde, dinin kendisi dahil tasavvuf, felsefe ve bilim gibi İslami olan şeylerin çeşitli cephelerini, ele almış bulunmakta. Genellikle her bir eser tek bir konuya veya geniş bir İslami tabana dayalı birbiriyle ilgili birçok konuya yönelik iken; elinizdeki bu eserde sosyal ve siyasa

Metodoloji, ilgili olduğu alanın doğru, yerinde ve keyfilikten uzak bir şekilde anlaşılması için olmazsa olmaz bir vasıtadır. Allahın, insanların anlaması için indirdiği Kitabının anlaşılması için de elbette bir yöntem olmalı. Geleneksel İslamî ilimler içinde bu görevi Ulumul-Kuran veya Usulut-Tefsir yerine getire gelmiştir. Son zamanlarda gündeme gelen Kuran´ın anlaşılması meselesi elbetteki bir metodoloji çerçevesinde ele alınmalıdır. Dilbilim tartışmaları ve hermenötiğin revaçta olduğu bu günlerde eliniz

Roszak, herşeyin ötesinde aslımıza dönmek için önümüze açılan potansiyel dolu yolu onaylamaktadır. Bu potansiyel, içimize dönük doğal yanımızın yeniden keşfidir ki, bu olmadan dışa dönük yanlarımızda da gerçek bir gelişme olmayacaktır. Bilincin Evrimi, tam anlamıyla tahrik edici bir kitap: Söylediklerini kabul de edebilirsiniz de, de... Ama Roszak zihninizi değiştirmeyi, olaylara taze ve yeni bir bakış açısından bakmayı, moderniteyi çözmek ve yıkmak konusunda romantik şeyler yapmayı, ´yeni bir paket´ oluştu

Bu eserde, Dehlevî´den bugüne Pakistan ve Hindistan´daki hadis kültürü tanıtılmakta ve son asırlarda ortaya konan hadis ve sünnetle ilgili çalışmalar tahlil edilmektedir. Bölgedeki ekollerin arasında yaşanan ihtilâfların odağını hadis ve sünnetin teşkil ettiği düşünüldüğünde bu kitabın önemi daha da artmaktadır.

Son yılların dünyası, "Aydınlanma" adı altında, insanları, toplumları, hatta neredeyse tüm dünyayı vahiysizliğin karanlığına iten bir serüven yaşadı. Din "halkların afyonu" idi artık. İnsan et ve kemikten ibaretti. Kutsala yer kalmamıştı... Kutsalın Peşinde, bu materyalist kasırgaya karşı cesur bir başkaldırı sunuyor. Sosyalizm, komünizm, psikolojizm, evrimcilik, modernizm gibi modern telakkilere karşı "din"i yeniden ait olduğu yere, yüreklerimizin ve hayatlarımızın tam merkezine davet ediyor.

Endülüs İslam medeniyetinin yetiştirdiği Muhammed b. Turtuşî´nin Sirâc adlı bu eseri sadece bir nasihat kitabı olmaktan öte hukuku eksen alan bir siyaset danışma kitabıdır. Eser, siyaset, tarih, ahlâk felsefesi, varlık felsefesi, fıkıh kelâm, hadis, şiir ve nasihat gibi çok çeşitli konuları içine almaktadır. Zımmîlerin haklarından, yöneticinin mesuliyetinden, ordunun nasıl hazırlanacağından, savaş taktiklerinden bahsedilmiş; yeri gelince Alparslan ve Endülüslü kumandanlardan örnek verilerek muhtelif savaş s

Laiklik, Türkiye´de toplumun siyasal tartışma gündeminden bir türlü inmeyen bir mütearife. Toplumumuzun hızlı bir değişim süreci yaşadığı ve başta devlet olmak üzere bazı yapıların bu değişime ya ayak uyduramadıkları yahut direndikleri bir dönemde, siyasal ve sosyal sorunlar üzerinde düşünen ve istikrarlı bir toplumsal yapının kurulabilmesi için kafa yoranlara bu küçük çaplı çalışmanın yararlı olacağını, en azından bazı konularda farklı düşünülebileceğini göstereceğini ummaktayız.

Oryantalizme bir disiplin olarak hâlâ saygıyla bakılmakta ve bu disiplinin pratisyenleri pek çok Batı üniversitesi ve kurumunda saygın yerlerini korumaktadır. Fakat ne var ki bu maske düşmekte artık. Batılı olsun olmasın pek çok bilim adamı bu disipline ciddi darbeler indirmekte ve "akademik nesnellik", gibi "değer yargılarından arınmışlık" gibi iddialarının ardında nelerin saklı olduğunu gözler önüne sermekteler.

Yakın zamana dek, kendilerini "Yeşil" diye niteleyenlerin tekelinde görünen çevre problemi artık tüm dünyanın gündeminde. Yeşil´in, Yeşillerin yüzeysel ve Yaratıcı´dan kopuk anlayışlara terkedilemeyeceği açıkça anlaşılmış bulunmakta. Çevresizsiniz işte böyle bir endişeyle kaleme alınmış makelelerden oluşan özgün bir eser. Doğrudan doğruya yaşadığımız hayatın niceliği ve niteliği üzerine birşeyler söyleyen "aramızdan konuşan" kitabın en önemli meziyeti ezbere konuşmaması. Derin İslâm tefekkürünün ışığında çe

Modern fiziğin bulguları ile uyum içinde yeni ve tutarlı bir dünya görüşünü elde edebilmek için Doğu kültürlerine eğilen Capra, Batı kültürünün tüm vecheleriyle bir dönüm noktasına ulaştığını söylüyor ve yeni bir gerçeklik anlayışı ile düşünce, algı ve değerlerimizde kökten bir değişime muhtaç olduğunu belirtiyor. Çevre sorunlarından biyolojiye, modern fizikten gen mühendisliğine, teknolojiden doğu bilgeliğine kadar uzanan konuları irdeleyen Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası, alışık olduğumuz pek çok düşünce